bugün

kendi götüne vermediğin değeri veren meslek grubu.

ayrıca bunların hastayı yolma derdinde olmayıp işinde gücünde olanları yok mu seviyorum uleynn hepinizi iyi ki varsınız...
rastladığım bazılarının; kendilerine: "allah senden razı olsun". "allah sizleri başımızdan eksik etmesin","allah iyi ki sizleri yaratmış" minvalindeki spiritüel bir o kadar da talihsiz cümlelere kulak asmaktadırlar, haklılardır da, canı onlar kurtarıyor: dualar, teşekkürler islamiyet yaratıcısına gidiyor.
makamı, yetkisi, gücü, parası, malı, mülkü ne olursa olsun ayırmadan insanların götünden kan alan meslek grubu.

gerçek manada hem de.
her geçen gün kendisinden daha bi tiksindireni iletişim dersi alması gereken meslek grubu.
insanla ilgileniyosun lan sen o kadar anatomi dersi göreceğine, biraz nasıl konuşulacağını öğrensen kendini bi halt zannetmesen hasta insan kalmaz ülkede.
güzel bir teoman şarkısı.

http://www.youtube.com/watch?v=9nW1EEZFTfI
kariyer anlamında hiç bir zaman icra etmek istemeyeceğim bir meslek olsa da, bir kız olarak beyaz atlı prensin sözlük anlamıdır benim için.
*tıp doktoru; sağlık profesyonelidir. Yani para için tıbbi bilgi ve tecrübesini hastalarının tedavisi ve sağlıklarının idamesi için uygulayan kişidir.
*kendisi de hayatını bu meslekten kazandığı para ile idame etmektedir, doktor iletişimini filan beğenmeyenler için ülkemiz baytarları hazır beklemektedir.
güzel yorum şarkı da arabeskin allahı ama gideri var yani.

http://www.youtube.com/watch?v=H2fInJ1T7OI
insanlara eşya gibi bakabilenleri mevcuttur. doktora gidersiniz anlatırsınız derdinizi size "kim ameliyat ettiyse ona gidin" derler. bilgisayar mı bu yahu? kim bozduysa ona git der gibi!
Günümüz türkiyesinde katilden hallicedir.
Bıçak parası ister .devlettende extra ücret alır.
günümüz türkiye'sinde hedef gösterilmektedir. bazı cahil cühelalarda gaza gelip yüklenmektedir doktorlara. bu adamlar 6 sene okudular tribine hiç girmeyeceğim sadece şunu söyleyeceğim bu adamların gecesi yok, gündüzü yok herhangi bir anda arandıklarında gitmek zorundalar, rapor alma hakları yok, ameliyatı reddetme hakları yok, yedikleri küfürün haddi hesabı yok. ama yine de bu adamlar senin hayatın için elinden geleni yapıyorsa oturup düşüneceksin arkadaş!
Gerekli gereksiz tedavisi cerrahiyle neticelendirmek ister.gerekirse daha kötü hale getirmektir amaçları.
mesleğinde uzman kişi manasına gelir. ecnebilerin hekime doktor demesi ise, hekimlerin zaten yüksek lisansını bitirmiş olarak mezun olmasıdır ki, bu bizim ülkemizde de keza geçerlidir.

doktorlar ile ilgili bilinmeyen ve bunun üzerinde atılıp tutulan çok şey vardır. öncelikle doktor işini mükemmel yapmakla, sizi iyileştirmek ile sorumlu değildir. zira tıp ne geçmişte ne günümüzde o kadar ilerlemedi. hekim kişisi sizi üfleyip püfleyip düzeltemez.

hekimin mesleki sorumluluğu sadece sizi iyileştirmek değildir. sizi iyileştirmeye çalışmaktır. sizin şahsi bilgilerinizi toplumun geri kalanı ile paylaşmamak, tıbbı hikayenizi paylaşmamak ve sizin tedavi ya da muayene sürecinizi keyfi olarak duraksatmamaktır. kısaca hekimin sorumluluğu şudur; hastanın kişisel bilgilerini saklı tutarak onu tedavi süresince yalnız bırakmamak. gerisi kaderdir kısmettir. en basitinden bir ilaç yüz kişiye şifa getirebilir ve yüz birinci kişiye getirmeyebilir. yüz birinci kişi araştırma konusudur, hekimin yetersizliği değil.

(bkz: to be cont)
bizleri iyi şartlar kendilerine sağlanmış sağlıklı bakım olanakları olan türk doktorlarına emanet ediniz.
şu kapitalist düzende yapamayacağım meslek. paran yoksa adam değilsin demek hangi vicdana sığar.
bir diğeri veteriner hekim.
gerçekten halkın kültür olarak üstünde olan , hastanelerde hasta- hekim arasındaki mesafeyi korumak için uğraşan, şerefli, onurlu, vergisini veren , askerliğini ve birde üstüne zorunlu hizmetini yapan gerçek hastalar yanında ruh hastası, çirkef insanlarla muhattap kalan aldığı paranın her kuruşunu herkesten, daha çok hakkeden buna rağmen nankör yurdum insanımıza yaranamayan tapılasıca insanlar.
bazılarının ciddi ciddi haketmediği sıfat.az önce özel bir poliklinikte muayene sırasında aramızda geçen diyalogu aynen aktarıyorum.

-buyrun, şikayetiniz nedir?
-şey benim burnumda deviasyon var dr.bey daha önce gittiğim dr'ların teşhisi buydu.birde nefes alamıyorum. sinüzit var ne yapabilirsiniz?

(burun içine bi alet sokulur spot ışıkları altında bakılır en fazla 1 dk. sürer)

-burnunuzda bir şey yok.

-nası yok?

-nefes almanızı engelleyen bir durum yok.

-ha..iyi de dr. bey diğer 3 dr.bu problemleri söylemişti.

-ben bir sorun görmedim.

-ha şimdi benim burnumda yamuk değil öyle mi?

-hayır psikolojik.

-hıı..o zaman size iyi günler

-geçmiş olsun.

ve hasta özel hastahanede götüne giren 11 lira ile mutlu mesut evine döner...
(bkz: dayak) evet ne yazık ki yıl olmuş 2012 ama doktor deyince akla bu geliyor. doktorlar ilkel çağlarda bile böyle anılır olmamıştı.
Hakkında en çok konuşulma ihtiyacı hissedilen, en çok eleştirilere hedef kalan, en çok hayali kurulan, en çok kıskanılan, en aşağılanan mesleğe sahip olan insandır. Ayrıca aldığı para hep merak edilir. maaşı sakız gibi ağızlara dolanır. kendi sağlığına değer biçebilen insanların hepsini sadece insan olarak görüp ayrım yapmaksızın tedavi etmeye uğraşır. 20-30 yıl okuduğu söylense de, mesleği gereği ömür boyu okumak, kendini geliştirmek zorundadır. Aile hayatı az olan (olmayan da diyebiliriz), iş hayatı aşırı olan insandır. Yorgunluğunu hissetmeyi unutacak kadar kafası meşgul olandır. Hayat kurtarırken hayatından olma riski olandır. işte yapacağı hatanın telafisi yoktur ve üstelik faturası inanılmaz ağırdır. kısacası toplumun anlamaya çalışmadığı, çekip çekiştirdiği bir meslek insanıdır.
bir sevda uğruna tükendim artık
bedenim mum gibi eriyor doktor
anılar birgün çıkmaz aklımdan
yüzüm bir gülmüyor doktor

tek edip gitti beni boş yere
gözlerim cihanı görmüyor doktor
hasreti bende beter ölümden
kalbim artık duruyor doktor

vefasız ömrümün sonu geliyor
o benim sevgimi bilmiyor doktor
bu gönül yaralı fazla yaşamaz
gözlerimin feri sönüyor doktor

kalmadı artık tek bir ümidim
dön dedim kaç kere dönmüyor doktor
çaresi yok bende anladım
gidiyorum ben elveda doktor.

hatice tural
birçoğu aslında senden benden farksız. yüzyıllar içerisinde geliştirilmiş teknoloji ile oluşturulan araçları kullanmayı öğreniyorlar alt tarafı. içlerinden sadece küçük bir azınlığı gerçekten insan vücuduna ve sorunlarına meraklı. önemli bir çoğu mesleğini daha fazla para kazanmak için seçmiştir. sanırım bu, tüm doktorlar içinde %80 gibi bir oran olabilir.

ha bir de, hastalarını müşteri olarak görürler genelde. söylemeye gerek bile yok, genel olarak etik olduklarını söyleyemem. bazı sınırları aşabilmiş değiller. yakınınız olan bir doktora kendisinin etik olmadığını düşündüğünüzü söylerseniz "boşversene yaaa ehehe" diyebilir örneğin.
bu mesleği yapan çoğu insan duygusuzdur.
sadece yaptığı işe yoğunlaşmaktan hayattaki asıl güzel şeyleri göremezler. (bkz: aşk) (bkz: sex)

tabi doktorlar dizisini saymazsak.
Bu mesleği yapanların çoğu, dışardan baktıklarıyla insanları yargılayan angutlar tarafından "duygusuz" olarak itham edilir.
Oysa sogukkanlılıkla duygusuzluk arasında muazzam bir fark vardır ve doktorlar sogukkanlı olmak zorundadır. Aksi halde hastana müdahale etmek yerine oturup hasta yakınıyla ağlar, kendini duvarlara vurursun ki birçok insanın doktorlardan beklediğini ifade ettiği duygu selinin de bu olduğuna bizzat şahit olmuşumdur.
Siz muhendisseniz yanan bir entegre icin ağlarsınız, kendinizi duvarlara vurursunuz, panik yaparsınız.
Ya da tamirciyseniz araba bozulunca aynı keza.
Evet, insan bunlardan çok farklıdır ama bir hekim soğukkanlıdır, olmalıdır. Aksi halde başınızı daha çok duvara vurursunuz.
Biz doktorlar da insanız, anamız var, babamız var, üzülür seviniriz.
Artık genellemekten ve karalamaktan vazgecin anasını satayım.
Sizin önyargılarınızla mı uğraşalım, siyasilerin oy uğruna halkın önüne atmasıyla mı yoksa hastalarımızla mı?
Not: Acil servis doktoruyum. Ve gayet "duygulu" bir insanım.
dün bir hastayı kalp masajıyla hayata döndürdüm. iftar zamanı personel yetersizliğinden dolayı hastaya müdahale edenler yorulup bırakmayı düşünürlerken, ben nöbetim bitmiş, tesadüfen ordan geçiyordum. 10 dk kalp masajı yaptım benim de dizlerimin bağı çözüldü. bıraktım dediğim an kalbi atmaya başlamıştı. çok yorgun halde resusitasyondan çıktım. kapıda hasta yakını varmış. durumu nasıl diye sordu. duygusuzca 'durumu kritik dedim'. ne oldu dedi. çok yoruldum konuşamıyorum ama arrest olmuş şimdi normale döndü dedim. kritikse neden müdahale etmiyorsunuz dedi. içerde ekip var ben buranın doktoru değilim, sigara içeceğim dedim gittim. ben giderken ardımdan söyleniyordu. şu doktorlar ne vicdansız. biz dokuz doğuruyoruz o sırtını dönüp gidiyor dedi. benim içinse yakınının ne dediği hiç umurumda değildi. tanımadığım adını bilmediğim birinin hayatı kurtulmuştu. çömelmiş sigaramı içerken yanıma geldi. hocam yoğun bakıma götürüyorlar. müdahale etseniz dedi. yoğuna götürüyorlarsa durumu biraz iyileşmiş dedim. ordada doktorlar var gerekeni yaparlar dedim.

her gün benzer şeyleri yaşıyoruz. bizim için kimin ne düşündüğünden öte ben kim olduğumu biliyorum. bu hafta acil müdahalede bulunduğum 5 kalp masajından 4 ü yaşıyor. diğerinin kalbine girip çıkan bıçak nedeniyle ölmesi ise bizlerin suçu değil. 8 litre kan verdik. 40 litre serum verdik. odanın içinde terliklerimizin boyunu geçen bir kan birikintisi içinde birbucuk saat kalp masajı yaptık. göğsünü açıp açık kalp masajı yaptık. kalbinin delinen yerlerini diktik. yinede öldü. vicdanım rahat. çok meseleler oluyor, çok haksızlık ediliyorda eşşek bilmezse sahibi bilirmiş.

daha bu gün şeker komasına giren birine müdahale ettim. durumu düzelince 2.sınıf öğrencisi staja gelen bir çocuğa ekgsini çek ben geliyorum deyip çıktım. çocuk ben bilmiyorum ki diye ardımdan geldi. tarif ettim. sonra içime sinmedi geri döndüm. meğer o sıra kocası gelmiş. ben çocuk doğrumu takmış diye baktım doğru, geri çıktım gittim. yakını karısını gözetledim diye şikayete gelmiş. sen hayat kurtar biride bilmeden anlamadan namus derdine düşsün. doktorluk bu ülkede en aşağılık iş. karı kızla işimiz olsa baldırımı sivrisinek ısırdı, regl ağrılarım var, gözlerim şiş(SEBEBiNi sorunca ağlamaktan diyor. ben ne müdahalesi yapcaksam) diyip gelen genç kızlarla uğraşırdık.