bugün

bende olandır.. efendim aranızda bu işe girmek isteyenler varsa öncelikle süpersonik bir araştırma yapıp iyi bir dişçi bulmalı.. sonrasında film çektir,kalıp aldır, teli taktır falan diye gidiyor işte.. dişçiniz size en başında ne kadar süre biçtiyse o kadar sürüyor, zira "azimle taşı delen" bir yapınız yoksa önce çıkması imkansız.. evet yemek yemek zordur, hamburgeri çatal bıçakla yemişliğim, ilk takıldığı günün doğum günüme denk gelmesinden mütevellit o gün ağrısından pasta bile yiyemediğim olmuştur.. ama şu anda danalar gibi yemek yiyebiliyor muyum? evet.. zorlukları olmasına rağmen alışınca çocuğun gibi oluyor. çıkınca yokluğunu çok hissedeceğim, biliyorum... aa bi de tellerle sevimli mi sevimli olursunuz, herkes adeta bir "yanaktan makas alma" isteğiyle size koşar... yalnız yanağınızı sıkarken ağzınıza da sıçar mı(tellerin yanağa yaptığı baskı ve çizilme)sıçar. ama çıktıktan sonrasını düşününce falan, bence taktır sen.. ha bir de soruyorlar ondan şeediyorum..öpüşürken hiiiç bi şey olmuyor, kıps..
ortodondik tedavi olarak gecen 3 yil boyunca kahrini cektigim iyi gunde kotu gunde dogal olarak hep yanimda olan ilk 1 hafta icinde isyanlarima sebep olan ama sonra kabullenip kendi parcam haline gelen sevilesi mi yoksa baska bisey yapilasi mi hala anlamadigim dis bozukluk ve carpikliklarinda kullanilan arac. ha bi de ciktitan sonra yaklasik 1 hafta eksikligini cok hissetmistim lan nasil benimsediysem artik.
bu teller takıldıktan sonra doktor size iki tane diş fırçası aldırır.
ilk fırça, ortadontik fırça adı verilen, görünüm olarak normal bir diş fırçasından farkı olmayan * * ,eczanelerden temin edilebilecek bir fırçadır.
ikincisi ise, tellerin aralarında kalan yemek artıklarını temizlemek için kullanılan, ucu küçük bir çam ağacını andıran, yine eczanelerden temin edebileceğiniz bir fırçadır.
yalnız ikinci fırça kullanılırken diş macunu kullanmak gerekir mi ve ilk fırça kadar sık kullanmak gerekir mi bilmiyorum, bilen varsa lütfen bana da söylesin.

ilk fırça : görsel
ikinci fırça : görsel
Öpüşürken bazı kişilere sexi gelen bir aparattır.
Dişhekimliğinin bir uzmanlık dalı olan ortodonti (ortodonti uzmanı = ortodontist), diş, çene ve yüz kompleksini normal yapı ve gelişim, anomaliler ve anomalilerin tedavisi yönünden ele alan bilim dalıdır. Önceleri estetik amaçla işe başlanmış zaman içerisinde sınırları genişletilip, bugünkü konumuna ulaşılmıştır. Günümüzde ortodontinin hitap ettiği kitle oldukça genişlemiş ve uygulama alanı da aynı oranda artmıştır.

Ortodonti diş ve yüz bozukluklarının teşhis, tedavi ve önlenmesidir. Ortodontik tedavi genelde braket gibi düzeltici aparatlar kullanımını içerir. Bu düzeltici aparatların kullanımı aşağıdaki adımları kapsar:

*Diş boşlukların kapatılması
*Çene (Diş, Damak) kapanış bozukluklarını gidermek
*Dişleri düzeltmek
*Diş ve dudakları düzgün olarak hizalamak.
an itibariyle sağ iç yanak bölgemin ağzına sıçan hede.

tanım: eski işkence yöntemlerinden biridir.

aylar sonra gelen yeni tanım: estetik açıdan iğrenç bir görüntü oluşturmayan modelleri de vardır. ne la öyle siyah siyah lastik takıyor millet. takın beyazı rahatlayın anasını satayım.
o güzel dişlere sahip olmak için çekilen ağrıları sadece yaşayan bilir.
zor bir şeydir gençler için hele bir de patavatsız arkadaşlar varsa daha çok zordur.
çok yakında dişlerimdeki yerini alacak, diş çarpıklıklarını düzeltmek için kullanılan aparat.
şuanlık diş çekimi ve dolgular yapılıyor umarım çektiğim bu zahmetin sonunda güzel dişlere sahip olabilirim.

eski sevgilimin de diş telleri vardı ve öpüşmeyi filan da etkilemiyor meraklanmayın. hatta daha zevk almanızı sağlıyor.
bir zamanlar damaklısını kullandığım, sonucunda telaffuzumun "sen göçmen misin?", "yurt dışında mı kaldın" şeklindeki sorulara yol açacak şekilde bozulduğu(s ve r'ler) şeysi, aparat. sonra çokça düzeldi.

neyse konu o değil. ben o sıralar 17 yaşındayım. lise bitmiş, aileye inat, kendini gösterme çabasıyla bir ofise çalışmaya girdim tel ve çay işlerine. kırılmasın deyu da bu damaklı teli altın kutular olur, plastik beyaz, karedir. ona koydum. çünkü bir öncekini götümle üzerine oturmak suretiyle çatırt diye kırmıştım. yok götüm öyle çok kocaman değildi o zamanlar, neyse ikincisi de kırılmasın deyu koydum bu kutuya. çıkarken iş yerinde, çekmecede unutmuşum. o çekmecelerde para vs. de saklanıyordu. sen ertesi gün, gel bak gör ki kutu yok! onun yapılması o zamanlar 1-2 ayı buluyor, tekrar ölçü alınıyor, alçıdan sizin çene ve dişlerinizin tıpkısı bir korkunç şey hazırlanıyor, çileler çileler. salağın biri, sadece salak değil hırsız da aynı zamanda, benim kutuyu içinde kıymetli mücevher falan var sanıp çalmış! çalmış diyemiyorum, almış, onu bunu değil de en çok kutuyu açtığındaki yüz ifadesini merak ediyorum.

böylece 2. damaklı tel de mefta oldu. hastaneleri pek sevdiğimden, 3. nü yaptırmaya gayet tabi gitmedim. dişlerim mi? yandaki kurtumsu dişler biraz tepede, terasımsı takılıyorlar hepsi bu.
bir yaştan sonra takıldığında biraz tuhaf görünen aparat.
geçenlerde gazetede okuduğum kadarıyla invisalign denen, şeffaf olanı şu sıralar daha çok tercih ediliyormuş.
an itibariyle damaklı olanı dişlerimde bulunmakta olan diş düzeltme aparatı.
ilk günden tespitlerim şunlardır ki ;
- ağrı başladı desem yeridir.
- s,ş,c,ç harflerini söyleyemiyorum.
- bazen kusacak gibi oluyorum.
- yemek yiyemiyorum.
yakında, en geç kasımın ortalarında takacak olduğum şey.. 5 yıldır istiyorum, dün film çekildi. 4 tane dişimi çekicekler. çekmeden de olurmuş ama çekilince daha güzel görünecekmiş. çekim olacağı için korkuyorum. off.. aklıma çocukken mahallede oyun oynadığım çocuk geldi. dişi sallandığında kapıya ve sallanan dişine ip bağlar sonra da bir hışımla kendini geriye doğru iterdi gerizekalı.. neyse işte teller takıldıktan sonra ağzımı kocaman açarak fotoğraf çekilmek istiyorum.. dişlerinde tel olan tüm sözlük yazarlarıyla fotoğraf çekilebilirim ahah. teller takıldıktan sonra dişlerimin ağrıyıp ağrımadığı konusunda bu entryde düzenlemeler yapmak istiyorum. ağrımaması olası değil tabi ki ama şiddeti değişebilir. bence diş teli kötü bir şey değil.. sonuçta sağlıklı bir gülüşe sahip oluyorsunuz. ııım, ilk düzenlememde "bence diş teli kötü bir şey, allahın belası çok ağrıyor yeeaaıığğğ !!" yazacakmışım gibi geliyor ama bakalım, umarım böyle bir şey yazmam. neyse yazar kardşim benim dişlerim karışık kuruşuk bir biçimde değil. berbat değil yani, göze batmıyor. fakat ben mükemmelliyetçi bir yapıya sahip olduğum için maalesef rahatsız oluyorum.
insanların ne söylediği umrunuzda olmamalı. hatta siz de onlara katılın. ne bileyim, kendinize iron man falan diyin. siz kendinizi sevin ki, başkaları sevmeme girişiminde bulunamasın. yani şöyle bir şey, bir insan senin rahatsızlık duyduğun bir konuda şaka yapıyorsa ve onu uyardığın halde buna devam ediyorsa seni önemsemiyor demektir. bu da demek oluyor ki sen mutsuz olduğunda mutlu oluyor. o halde sana demir çene veya başka bir lakap bulduğunda "haha, çok iyi yaa haha" de. bak nasıl suratı düşüyor..
"iron girl ! yah !"

oha diyorum. görsel

edit: ağrımıyor la. sadece ilk 2 gün sıktığından dolayı ağrıyor. sonra geçiyor. ben kilo bile aldığımı düşünüyorum o derece, yemek konusunda hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. 1 ayda aşırı bir şekilde düzeldi dişlerim. harika oldu. tabi kemik yapısıyla da alakası vardır mutlaka. neyse çok iyi devam devam... o zımbırtıları yeşil yaptırmayın yoksa dişler sarı duruyor. ben kırmızı yaptırdım daha iyi görünüyor.

edit: bugün tellerime veda ettim.. dişlerim çok güzel oldu ama anılarım da yok oldu. gerçekten dişlerime tel takıldığı zamanda sahip olduğum tek şey onlardı.. bir de matematik kitaplarım. aşk acısı, diş teli, matematik kitabı. mükemmel bir kombinasyon. ayrıca gözlüğüm de var. kendimi çıplak hissediyorum, bayağı alışmıştım..

http://o1310.hizliresim.com/1g/q/tublx.jpg
damaklı olanı bendenize takılalı 3 hafta olan, ilk günlerde yaşadığım konuşmada sıkıntı, yemek yiyememe, kilo kaybı gibi olayları atlattığım;şuan kendisini hiç çıkarmamak istediğim, hatta temizlemek için dişlerimden çıkardığımda kendimi çıplak gibi hissettiğim diş düzeltme aparatı.
daha 1-2 yıl kadar kalacakmış. kalsın ben böyle mutluyum. arada '' almancımısın ? '' sorularına maruz kalsam da diş tellerimle mutluyum.
şeffafı, porseleni, kompoziti, metal, altını olan çok çeşitli tedavi aleti.
porselen ve kompozitlerin sarardığına dair rivayetler ortada dolaşmaktadır. bu konuda acilen aydınlatılmaya ihtiyacım var sözlük.
bakımı ve tedavisi oldukça sıkıntılıdır.yaşamayan bilmez,o derece.çıksa da kurtulsam derken o gün geldğinde biraz daha durabilir diyebilirsiniz hekime.
4 buçuk sene bilfiil taktığım hayat arkadaşım, can yoldaşım olan bir tomar tel yığınıdır.
Bitti mi sandın 4 buçuk yılda? Hiç biter mi?6 ay da damağı var bunun, gece gündüz takacaksın yapış yapış.

Gelelim telin faydalarına:
inci gibi fakat telden kalma bir diş yapın ortaya çıkar.
Damağı takmadığın zaman taktığın yıllar çöpe gider, çünkü başa dönersin.

Tavsiyelerim ise şu noktada baş gösteriyor:
Takmak zorunda kalmazsanız, hiç kalkışmayın. Fakat başka çareniz yoksa takın ama kurallara uymayı da unutmayın: Misal, lastiklerinizi takmaktan kaçmayın. Zira tedaviyi baya bir hızlandırıyor.Braketlerinizle ise dost olun, onları incitmeyin; ne kadar zıtlaşırsanız o kadar zaman kaybedersiniz.

Asla simit yemeyin, döner ekmek yemeyin, ya da içine yeşillik koydurmayın. Zira sonu tam bir fiyasko oluyor. Asitli içeceklerden, kahveden, çaydan arkanıza bakmadan kaçın; sapsarı ve salyalı bir diş sisteminin ayrılmaz parçası olursunuz, benden demesi.
1 buçuk yıldır çektiğim hoş, görünmek adına her ay yapılan düzenli muayenede renk değiştirdiğim, son 3 aydır beni gülümsemek ile gülümsememek ikileminde bırakan bir lastik taktığım ama tüm işkenceleri bittiğinde güzel oldu (mu acaba) diyeceğim tedavi yöntemi.
uğruna sigarayı bıraktığım * dün itibariyle takılan hede. bunun metal-kompozit-ice-porselen olmak üzere 4 çeşidi vardır. görüntüden huylanıyorsanız ice takabilirsiniz 3 adımdan fark edilmiyor dişinizde tel olduğu kesinlikle. tek sorun bir kere güldükten sonra kapatırken ağzınızı braketlere takılması ve geri ağzınızı kapamanızın zor bir hal alması.

dişleri bozuk olan her insanın kullanması gereken alettir. zira yüzde çok fazla dikkat çeken bir bölge ağız ve dişler kesinlikle temizlik hissi veriyor.
4 aydir takmakta oldugum tedavi susu verilmis iskence yontemi.
2 yıl önce taktırdığımda tüm sözlüklere girip tek tek araştırmıştım neler yazmışlar, tavsiyeler neler diye. teller yaklaşık 5 ay önce çıkardım, artık ben de birşeyler yazabilirim.(hep bu anı beklemiştim)

taktırmadan önce kuruyemiş yiyemezsin, kola içemezsin falan diyorlardı, külli yalan. 1,5 yıl boyunca bira olsun kola olsun ne kadar asitli içecek varsa hepsini tükettim, kolasız duramam tel taktırmam falan diyorsanız mutlaka tel taktırın, kola da içersiniz, kuruyemişte yersiniz. benim için tek sorun simit yemekti, simitin susamları tellerde kalabiliyordu. başka herhangi bir yiyecekte sorun yaratmadı.

telleri ilk taktığınız hafta acıdan geberirsiniz, ciddi anlamda geberirsiniz. panik yapmayınız, geçecek. ilk 1 hafta eve stokladığım hazır çorbalarla hayatta kalmayı başardım. tez canlı olmayın, ilk haftadan ben bu acıyı çekemem diye çıkaranlar var. sıkıntı yapmayın sabredin biraz.

alt çeneniz gerideyse size tedavinin 5-6. ayından sonra lastik verecektir, onlar sizin dostunuz onları sevin. ne kadar çok takarsanız o kadar çabuk çıkar teller. her gün gece yatmadan taksanız yeterli olur, ben öyle yapmıştım. 24 saat tak demişti doktor ama yemek yerken onları çıkar, tak çok zahmetli iş.

büyük gün geldi en sonunda, tedaviyi bitirdim sanıyordum, meğer yeni başlıyormuş. o diş telleri çıkarken yaşadığın acı, çıktıktan sonra yaşadığın acı bambaşka zaten. en kötüsü damaklık denen olay. teller çıkar, oyun hamuruna benzer birşey ile ağzınıza işkence aletine benzeyen bir alet sokulur, kusacak gibi olur doktora rezil olursunuz falan. dişlerinizin ölçüsü alınır, ertesi gün damaklığınızı alırsınız, asıl süreç bundan sonra başlar. o damaklığı 6 ay 24 saat takmanız gerekiyor denir, benim gibi isyankarsanız 3 aydan sonra çöpe atıp ebenizin nikahını bile görebilirsiniz. siz isyan edenlerden olmayın, mutlaka takın.
tamı tamına 4 yıl boyunca diş teli kullandım. hayır, yakışıyordu fakat geriliyordum. her doktor kontrolüne giderken ''kesin bu sefer çıkaracak.'' derken, daha da uzuyordu. artık ümidimi kesmiş, tellerle yaşamaya alışmıştım. ama bugün bütün bu sıkıntılara elveda dedim sözlük. çünkü bugün benim tellerden kurtuluş günüm. doktora giderken hiç aklımdan geçirmemiştim tellerden kurtulacağımı. ne zaman ki o ağzından ''tamamdır, çıkarabiliriz artık.'' lafını duydum, o vakit bu sıkıntının biteceğini anladım.
3 aydır diş teli kullanıyorum. her kontrolde tellerim değiştiğinde çıkartıp atmak istiyorum tellerimi ama 32 dişimin inci gibi dizilceği günleri düşünüp ağrı kesicilerle kanka olmak gerekiyo.
çocukluktan beridir inci gibi dişlere hastayımdır. çocuk yaşlardayken dişlerimin bozuk olması nedeniyle diş doktoruna gidip, diş teli taktırmıştım. o zamanlar 11-12 yaşarındaydım. çocuk diyorum çünkü o yaşlarda şimdiki bizlere göre çocuk sayılırdık. her neyse. diş tellerini takmadan evvel iki dişim çekildi. ikisini de farklı doktor çekti. ilk dişim çekilirken gerilmiş, korkudan elim ayağım titriyordu. ama öyle tatlı bir doktora denk gelmiştim ki, dişimi çekerken hiç acıtmamıştı. sonraki gün yine dün kü gibi hiç acımayacağını düşünmüştüm. bu sefer uyuz bir doktora denk geldim. dişim çekilirken kırıldı. ondan sonra birde rötgenle uğraştım diş parçası kalmış mı, kalmamış mı diye.

diş telleri takılırken insanın uykusu geliyor. gerçekten diş teli taktırmak istiyor iseniz, hiç korkmayın. belki dişiniz çekilirken bende olduğu gibi acıyabilir; fakat burdan sonraki diş teli takılma evresinde hiç can acımıyor.

velhasıl, dişleriniz bozuksa, erkenden taktırın. diş teli takıldıktan sonra bazı yiyecek-içeceklerde sınırlama getirilir. birde konuşmanızda bozukluklar olabilir. ikisini de dert etmeyin. diş teli çıktıktan sonra iki problem de çözülüyor.