bugün

halkını koruması için varlığını sürdürmesi gereken oluşum. onun haricinde olması için bir gereklilik göremiyorum. anarşizm bu noktada daha mantıklı zira ben görevini yerine getiren bir devlet göremiyorum. cumhuriyet döneminde göremedim, osmanlı döneminde yine göremedim. hak hukuk haksızın yanında, polis haksızın yanında. dün onlarca kişi öldü devlet tedbir almak yerine yayın yasağı ile çözüm bulabileceğini sanıyor.

devletin modern bir oluşum olması gerekirken kabile olarak yaşamaktan bir farkı yoksa devlet yok olmalıdır. üstelik bir yarar getirmediği gibi halkının cebinden çıkan para ile beslenip üstüne de halkının ölümünü izliyorsa kimse devletin gerekliliğinden bahsetmesin artık. hükümetler yıkılmadan bize huzur yok.
engelli vatandaşına maaşa bağlamamak için bin dereden su getirir. iyice orçolaşmıştır. Onun gözünde kendi halkı değil mülteci kılıklı suriyeliler değerlidir.
halkın içkisine karışmaması gereken kurum.
halkın sikişine de karışmaması gereken kurum.
halkının güvenliğini ve refahını sağlamakla mükellef kurum.
devlet asla bir amaç olmayıp, asıl gayeye ulaşmak için bir araçtır.
Umumhaneden vergi tahsil edip din adamına maaş veren oluşuma DEVLET denir.
satıla satıla bitirilemez. yine de dış borcu katlanır da katlanır.

hee koçum imf ye borcumuz bitti. tek alacaklı imf zannet sen.
çocukların aldırılmasına karşıdır. götünden borç akarak doğmasına değil.
ağaçların kesilmesini protesto eden vatandaşların üzerine biber gazı sıkan güvenlik güçlerine gerekli eğitimi, nezaketi, insanlığı öğretmesi gereken kurum. sonra dış basında rezil olur kalır.

https://www.facebook.com/...14050161948682&type=1
bir erkek ismi.
pkk paçavrası sarılı kaçakçısına 125 bin lira, şehit olan askerine 25 bin lira, kendi hatası yüzünden can veren (reyhanlı) vatandaşına 10 bin lira veren yapıdır.

her iktidar döneminde farklı bir karaktere bürünür.

her iktidarın karakterine bürünür.

devlet=akp.

AKp= Akpkk

http://sozcu.com.tr/2013/...n-bedeli-10-bin-lira.html
Demokratik hakkını kullanan masum protestocuyla provokatörleri ayırmak, istihbarat birimlerinin yani devletin görevi sayın devletlular!
türkiyedeki pisliğin kaynağı. uyguladıkları şiddetin neye yol açabileceğini göremeyecek kadar körler. diyarbakır cezaevinde uygulanan akıl almaz işkenceler sonucu, pkk doğdu. her tür muhalefeti şiddetle yok edemezsin. osmanlıdan devraldığımız tanrı-devlet anlayışı, internet çağında işlemez. bana yol yap, okul yap, hastane yap, ben de kurallara kanunlara uyayım.
bugüne kadar hep dindarlarin kürtlerin tanıştigi gezi olaylarında ise türklerin tanıştığı çoğu zaman ceberrut olan yapı.
(bkz: bahçeli)
devlet nedir?

• marksist devlet teorisini farkli kilan nokta liberal devlet teorilerinin aksine burada devlet (kapitalist devlet) burjuvazinin baskici bir aparati gibi kabul edilir (martin carnoy, 1984: 50).
- lenin, devlet ve devrim - benzer bir yaklasim vardir.
- engels, 1844, outlines of a critique of political economy
1884 - ailenin, özel mülkiyetin ve devletin kökeni - her ikisinde de benzer bir organik bag vardir.
• paul sweezy , 1942 – sinif yapisinin devamliligi yani duzenin istikrari icin yonetici sinifin elinde bir aractir devlet.
state as an ideal collective capitalist
lenin – devlet ve devrim
gramsci – insan subjektivitesini dominant bir faktor olarak almistir.
(bkz: hegemonya)

ahlaki, siyasi, kulturel degerler onemlidir.
akl-i selim, common sense

sivil toplum – bati'da pozisyon savasi vardir.

devlet – dogu'da manevra savasi.

structuralism vs. instrumentalism
poulantzas vs. miliband

fred block
bob jessop

kaynak: colin hay - the state, kisisel ders notlari

anti-duhring – modern devlet, formu ne olursa olsun bir kapitalist makinedir, kapitalistlerin devletidir ve ulusal sermayenin kisilesmis halidir (338).

• dissal, en azindan gorece ozerk bir bunye yada kurum, ancak sermayenin uzun donem menfaatleri adina mudahalelerde bulunan.

devlet sosyal formasyon baglaminda bir butunluk faktorudur.

bukharin, historical materialism: a system of sociology 1921

devlet, sinif dominasyonunu destekleyen ve onu merkeze alan bir birlik butunluk anlayisini hedefler ve devam ettirir.

poulantzas 1978 – (24-5)
poulantzas 1978 – (24-5)
1973 – (44-56) esp. 44
gramsci 1971 – 244
jessop 1985 – 177

neden marksistler bir devlet teorisine ihtiyac duyarlar?

marksist devlet kuraminin jenealojisi

marx-engels
erken marx – critique of hegel and on the jewish question

hegel'de sivil toplum ve devlet ayrimi kimi zaman cok belirgindir, ve kendisi de vurgulamistir.
ama marx'ta bu hic yoktur.

(bkz: epistemolojik kopus)
(bkz: gec marx)
(bkz: german ideology)
(bkz: communist manifesto)
(bkz: class struggles in france)
(bkz: civil war in france)
(bkz: the eighteenth brumaire of louis bonaparte) (burada fraksiyonlar belirgindir)

burada az da olsa goreli ozerklikten bahsetmistir
insansız kara aracı.
insanların kendilerini bir takım manyaklardan koruması için oluşturduğu ama bu sefer de onun tarafından katledildiği gereksiz kurum.
"iyi vatandaş; düşünen, fikir üreten, doğruyu yanlışı ifade eden, haksızlığa karşı duran insandır..." -hiçbir devlet adamı-
Siyasi ve sosyolojik bir kavramdır. Ilkcagda, ortacagda, yenicagda ve gunumuzde farkli yapilarda devlet orneklerini goruyoruz. Ayrica devlet kavraminin anlami ve yorumu da caglara gore degisken olmustur aslinda. Catisan iradelere hakemlik yapan, ustun bir iradeyi ifade eden felsefi ve soyut bir kavram ya da bir ust yapi kurumu olarak yorumlanmistir. Insanoglunun toplu olarak yasamaya basladigindan bu yana, bireyler arasinda irade catismasi olagelmis, her zaman ustunluk ve guc kavgasi verilmistir.

Zaman olmus devlet bir ustun irade olarak bu catismada hakemlik yapmis, zaman olmus, guclu bir kisinin baskalarini yonetme erkini ifade etmis, zaman olmus insanlarin tek tek yapamayacaklari isleri basaran orgutlu bir gucubifade etmistir. Ister bu bilincee ulasmis olsun, ister bu bilince ulasmamis olsun kendi toplumunu baskalarina karsi koruyan toplumsal bir guc olarak ortaya cikmis, normlar ve kurallar koymus, toplumu birlikte yasamaya yonlendiren soyut bir organizasyon olarak varligini surdurmustur.

Adi ve tanimi her ne olursa olsun, toplu yasamin baslangicindan bu yana, adina devlet denilen bu ust yapi kurulusu hep var olmustur. Var olusundan gunumuze kadar once ilkel kabile devletleri, sonraa bir cok kavim kabile ve ulusu bir arada tutan buyuk yapili, cok kulturlu imparatorluk yapisindaki ilkcag devletlerini goruyoruz. Buyuk roma imparatorlugu, makedonya imparatorlugu, pers imparatorlugu gibi. Bu tur devletlerin basindakiler kendilerini tanrisallastirip, yonettikleri halklar uzerindeki etkilerini daha da guclendirmislerdir.

Ortacagda dinsel inanclar yonetme ve yonlendirmede on plana ciktigi icin, ummetcilik esasina dayanan, dinsel yayilimci buyuk devletler ortaya cikmistir. Hristiyan roma, bizans (dogu roma), abbasi ve emevi devletleri gibi.

Yenicagda ronesans (renessence: bilimde, felsefede ve sanatta yeniden dogus) hareketi, denizyollarinin ve yeni kitalarin kesfiyle yeni bir boyut kazanmistir. Bu donemde dinsel yayilmaciligin yaninda ekonomik somurme (kolonializm) bilinen dunyayi yeniden duzenleme parselleme hareketleri hiz kazandi. Bu duzenlemenin ozunde, kendi halkini mutlu etmek pahasina baskalarinin emek ve toprak degerlerini talan etmek amaci bulundugu aciktir. Guclulerin ekonomik ve teknolojik olarak daha zayif olan baska ulke ve toplumlari sistemli bir bicimde somurdugu bir tur vampirlik donemi baslamistir. Ingiliz merkantilizmi bunun tipik bir ornegidir.

Ozellikle bati toplumlari 1789 fransiz devrimi'nden sonra dusunce alaninda, bilim ve teknolojide ozellikle siyaset bilimi ve hukuk alaninda yenilesmeyi ve yeniden yapilanma arayislarini surdurduler. Artik aile yapisi gibi devlet yapilari da degismeye basladi. Yeni devlet anlayisinin felsefi temelleri; kardeslik, ozgurluk (liberte), esitlik gibi kavramlara dayandirildi. Boylece bir ana cerceve olarak devlet kavraminin icerigine demokratik unsurlar girmeye basladi.

On dokuzuncu yuzyilin sonlarina dogru adi ister krallik, ister cumhuriyet olsun, demokratik unsurlari icerisinde birer deger olarak barindiran devlet anlayislari artik somut olarak gorulmeye basladi. Bunun dogal sonucu olarak da yirminci yuzyilin hemen baslarindan itbaren, otokratik rejime dayanan devlet anlayislari yerini demokratik rejimlere yonelmis devlet anlayislarina birakmaya baslamistir.
görsel
sevgisi öldüren kurum. bir cehennem biçimi.
gereksiz bir kavram. insanoğlu devletsiz yaşayabilir ancak hiç bir devlet insansız yaşayamaz.
görsel