bugün

savatage'ın 1995 çıkışlı harika konsept albümüdür. savatage savaşı lanetleyen bir hikaye ile bosna savasına* olan tavrını bu albümle ortaya koymuştur. hikaye saraybosna'da geçer.
tracklist:
1-overture
2-sarajevo
3-this is the time (1990)
4-i am
5-starlight
6-doesn't matter anyway
7-this isn't what we meant
8-mozart and madness
9-memory
10-dead winter dead
11-one child
12-christmas eve(sarajevo 12/24)
13-not what you see
sırp bombardımanını protesto amacıyla, her gece bombaların arasından geçerek şehir meydanına gidip çello çalan bir adamın hikayesidir.
sözleri çok manidardır.

feel the rush, feel the rush in the back of your head
"breathe it in, breathe it in," isn't that what they said
as you stood in the night 'neath the glow of the fires?
watch it burn, watch it burn, watch it reach through the night
feel the heat, feel the heat as you bask in its light
as the puppets hang upon their wires

i've lost my way, kneel down and pray
it all decays, it takes me down, down, down
like the minister said, like the minister said
where this all has led... dead winter dead

can you hear what i hear in the back of your mind
as you stand on the stage when they tell you it's time
to read words from a past you can't remember?
gotta keep what you have, tell me what is it for
if it made sense my friend well then not anymore
every dream i'm told has its december

i've lost my way, kneel down and pray
it all decays, it takes me down, down, down
like the minister said, like the minister said
where this all has led... dead winter dead
albüm 13 parçadan oluşur ve hepsinin bir hikayesi bulunur... (albüm kitapçığında)

1- overture
2- sarajevo: saraybosna'da ortaçağda inşa edilmiş binalarla çevrili bir meydan bulunur. meydanın ortasında taş bir çeşme ve köşesinde de çankulesine oyulu bir gargoyle olan bin yıllık bir kilise bulunmaktadır. bu gargoyle (hayvan başlı taş oluk) son bin senedir insanların davranışlarını anlamaya çalışmış, hüzün ve kahkahalarına tanık olmuştur. ancak yüzlerce yıllık incelemeleri sonunda dahi, bu en doğal insan özellikleri onun için gizemini korumuştur.

3- this is the time: hikaye 1990 yılında başlar. berlin duvarı henüz yıkılmış, komunizm çökmüş ve yugoslavya roma imparatorluğu öncesinden beri ilk defa özgür bir ulus olmuştur. serdjan aleskovic öyle bir dönemde hayatta ve genç olduğu için kendini çok şanslı saymakta ve bu en iyi zamanların mutlu bir geleceği müjdelediğine inanmaktadır.

4- i am: ancak serdjan yurttaşlarıyla bu mutlu günleri kutlarken, geri kafalı birtakım insanlar komşular arasına nefret tohumlarını ekmekle meşguldur.

5- starlight: genç ve duyarlı serdjan, sırp birliklerindeki arkadaşlarına katılarak bir anda kendini saraybosna sınırındaki dağlarda, şehre havan topları ateşlerken bulur.

6- doesnt matter anyway: bu sırada saraybosna'da, genç müslüman kızı katrina brasic, silah tacirlerinden aldığı silahlarla şehir dışındaki tepelere ateş açan yandaşlarına katılmaktadır.

7- this isnt what we meant: aradan yıllar geçer, 1994 yılının kasım ayıdır. yıllar önce yugoslavya'yı terketmiş olan yaşlı bir adam, doğduğu şehre geri döner. ancak bulduğu yıkıntılardan başka birşey değildir. mevsimin ilk karları düşmeye başladığında, şehir meydanına giderek gökyüzüne haykırır. yugoslavya'nın yıllarca hayalini kurduğu değişim bu değildir...

8- mozart and madness: yaşlı adam duasını bitirdiğinde güneş batmaya yüz tutmuş, akşamın ilk yaylım ateşi şehrin üzerinde kavislenen toplarla başlamıştır. ancak yaşlı adam, diğerleri gibi barınaklara kaçmaktansa, birzamanların güzelim çeşmesi olan taş yığınının üzerine çıkar. etrafına düşen bombalara aldırmaksızın viyolonselini çıkarır ve mozart çalmaya başlar. bu geceden sonra, bir alışkanlık halinde her gece aynı yerde çalacaktır viyolonselini. ve her gece serdjan ve katrina, savaşın ortasındaki topraklarda sürüklenirken, kendilerini mozart ve beethoven'ın ezgilerini dinlerken bulacaklardır.

9- memory (dead winter dead intro)

10- dead winter dead: kış, her ne kadar savaşın günahlarını yoğun karıyla topraktan silmiş olsa da, savaş tüm şiddeti ve acımasızlığıyla devam etmekteydi.

11- one child: aralık ayının sonlarında bir gün, saraybosna devriyesindeki serdjan, bombalanmış bir okul önündeki çocuk cesetleriyle karşılaşır. hatlarına geri döndükten çok uzun süre sonra bile bu görüntü gözlerinin önünden silinmeyecektir. neyin içinde olduğunu anladığı o anda, artık bu katliamın bir parçası olmak istemediğine karar verir. geleceğini başkalarının cesetleri üzerine kurmayacaktır.

12- christmas eve (sarajevo 12/24): serdjan ilk fırsatta kaçmaya karar verir. 24 aralıkta, sığınağında oturmuş savaş seslerine karışan viyolonselin noel ezgilerini dinlemektedir. savaş alanının öbür tarafındaki katrina da aynı anda aynı ezgileri duymaktadır.

13- not what you see: kar henüz durmuş ve bulutlar yıldızlı bir geceyi selamlamak istercesine kaybolmuşken, viyolonselin sesi beklenmedik bir şekilde kesilir. en kötüsünden korkan serdjan ve katrina budalaca birşey yaparlar ve birbirine düşman cephelerinden ayrılarak, ikisi de şehir meydanına doğru ilerlerler. aynı anda vardıkları meydanda ilk defa karşılaşırlar. içgüdüsel olarak orda bulunma nedenlerinin aynı olduğunu hisseder ve savaşmak yerine ağır adımlarla çeşmeye yaklaşırlar. yaşlı adamın ölü bedeni, yanında parçalanmış viyolonseliyle karların üzerinde yatmaktadır. yüzü kanla kaplıdır. bir anda bulutsuz gökyüzünden bir damla su, yaşlı adamın yüzüne düşerek yanağındaki kanı siler. serdjan yukarıya bakar ancak çan kulesine oyulmuş taş gargoyle'dan başka hiçbir şey göremez. bu gece gördüklerinin etkisiyle hemen bu savaşı terk etmesi gerektiğine karar verir. müslüman kıza dönerek ona kendisiyle gelmesini teklif eder. ama genç kızın gördüğü tek şey, serdjan'ın üzerindeki sırp üniformasıdır. serdjan kalbini açarak aslında katrina'nın gördüğünün kendisi olmadığını anlatır. en sonunda katrina'yı ikna eder ve savaştan beraber ayrılırlar...
* * *
aynı isimli albümün 10 numaralı parçası.. çok güzel gitar ve basslara sahiptir.. solosunu çok sevdiğim bi savatage şarkısı.. adamlar yapıyolar vallahi..
baştan sona muhteşem bir konsept album olup album geliri savaş mağdurlarına bırakılmıştır. savatage öyle bir grup değildir işte para için götünü veren. ders olsun ders alamayanlara.
memlekette bosna katliamı ile ilgili elle tutulur bir çalışma yokken, savatage bu acıların üzerine konsept bir albüm yapmıştır. bu yüce adamlar ABD'li dir.

yuhu (yuxu) diye bir azeri grup vardı zamanında. ermenilerin çektirdikleri zulümleri hazarın sahilinde adlı albümlerinde nasıl da güzel vurmuşlardı yüzümüze...

bizde ise "emerim, gömerim, o kız beni neden terketti, allah belanı versin" temalı şarkı(!)'lar yapılagelmiştir.

sonra da ahkam keseriz "metal müzik satanist müziği, ya! hepsi pislik onların" diye.

özünde hangisinin "insan" var "şeref" var karar vermek çok zor değil mi?
7. şarkısının hikayesinin, benim doğduğum yıl ve ayda geçtiği albümdür.
(bkz: kasım)
(bkz: 1994)
(bkz: bosna savaşı)