bugün

kemal kılıçdaroğlu'nun dün açıkladığı manifestodur.

--spoiler--
1. 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış ama bombalar altında Parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını, iç ve varsa dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz

2. Bütün siyasal partiler darbe girişimine karşı çıkmış, demokrasi konusunda Türkiye’de tartışmasız bir “ortak payda” oluşmuştur… Bu ortak tutum ve anlayış siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine de katkı vermek zorundadır.

3. Her türlü darbeye ve parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak tüm demokratların, demokrasiden yana olanların, bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman “ne darbe, ne dikta, yaşasın tam demokrasi” demeliyiz ve söylemeye de devam etmeliyiz.

4. Demokratik Parlamenter sistemimize karşı yapılan darbe girişimi, halkın “direnme hakkını” kullanmasıyla ayrı bir anlam ve boyut kazanmıştır. Direnme hakkı demokrasiyi korumanın meşru yolu olarak ortaya çıkmıştır.

5. Demokrasimizin teminatı olan “demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti” ilkesinin, Türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti, bizi çağdaş uygarlığa taşıyacak olan anahtardır.

6. Bu darbe girişimi, Anayasada; “yasama, yürütme ve yargı” olarak yer alan “güçler ayrılığı” ilkesinin demokrasideki denge - denetleme işlevinin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

7. “Balyoz”, “Ergenekon” ve “Casusluk” gibi davalarda, mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi, kaçınılmaz olarak bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.

8. Bu darbe girişimi, Devlet yönetiminin liyakate dayanması gerektiğini çok açık bir biçimde ortaya koymuştur. Devletin yapılanmasında siyasal yandaşlık, akrabalık cemaatçilik, tarikatçılık değil; bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Bir başka anlatımla, devleti yönetme yerine devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz… Bu bağlamda devletin yeniden inşası bir zorunluluktur.

9. inancı, kimliği, yaşam tarzı ne olursa olsun, bu ülkenin güzel insanları bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında, meydanlarında, parklarında özgürce gezebilmelidir. Hiç kimse unutmasın, 15 Temmuz darbe girişimi, 3. sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları 3. sınıf bir demokrasiye değil, özgürlükçü demokrasiye yani tam demokrasiye layıktır. Türkiye tümüyle darbe hukukundan arınmalıdır…

10. Devlet; kinle öfkeyle önyargıyla yönetilemez. Darbe girişiminde bulunanlar hukuk içinde, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır. Devletin vakarı ve ciddiyeti bunu zorunlu kılmaktadır. işkence, kötü muamele, baskı, tehdit, devleti darbecilerle aynı düzeye düşürür. Buna izin verilmemelidir.
--spoiler--

http://www.chp.org.tr/Hab...24-temmuz-2016-25672.aspx
içinde tek bir kere bile "feto" geçmeyen manifesto. miroğlu yasalarını okuduk, o kadar darbe dedik demokrasi dedik gezi dedik ama hiç fetö demedik.

-amaaan gibtir et nasilsa anlamaz bunlar
din yapisi altinda birlesmis örgütleri, darbeyi ve darbecileri ilk maddede zaten kinadiklarini dile getirmisler.

laikligi ön planda tutmus. darbecilerle birlikte hükümetin ve cumhurbaskani´nin darbe öncesi izlemis oldugu politkaya da dokundurmus olup, gelecekte daha farkli politikalar izlemesi talebinde bulunulmus, aksi taktirde; darbecilere uygulanan halkin gücünü kendileri üzerinde de uygulanabilinecegine dair uyarida bulunmus. (bkz. 10. madde)

sefafligi ilke edinmeyi de ekleselerdi; iste o zaman demokrasinin manifestosunu aciklamislar diyebilirdim.
içinde bir kez bile çiğ koftelik ince bulgur sözü geçmeyen bir metindir.

ya bu kadar da k*rt karşıtlığı olmaz yhaa. yazıklar olsun!