bugün

Evet Cenk taner , iyi müzisyendir,bizdendir . Bir meze sofrasında her şey konuşabileceğin biridir. Sessizdir,ama sessizliği her şeye çaredir. Kadıköy severdir,ama o daha da eskilerdendir. Bakışları her şeyi belli eder. Tanrı mısın sen diyenlere ''haşa abi ne yaptın sen'' diyecek biridir. Popülerliği kendisine yer edinememiştir,teknolojiyi önemde vermemiştir evet Malum teknoloji Tanrım koru bizi işte böyle bir şeydir. Kadıköylüdür, ama Galatasaraylıdır. Değil mi Kadıköy' de olup Galatasaraylı olmak evet bence de garip. Hayatta elle tutulabilir bir şeyleri anlatmaya çalışmıştır. The Beatles birdir onun için ,evet ve de ilktir.

O sadece işine odaklanır,fikir sorar. Fikir vermez evet abi öyle işte der. Evet o bizim gezegenimizden. Sessizliği ve sakinliği bir fırtına gibidir. Sessizliğine kapılırsınız , sessizlikte çoğu zaman işe yarıyor ne de olsa. O hayatı izler ama sessiz bir şekilde. Sözlerindeki samimiyeti onu karşınızda gördüğünüzdede anlarsınız. Evet karşınızda gördüğünüzde ilkte konuşamazsınız bu olmuştur her daim. Evet kimi insanlar onu hayatımı bitirdi diye tanımlıyor evet öyledir.

Gece başladığında o sigaranla ve içkinle birlikte senin dert ortağındır. Onu dinlerken karşıda sanki denizi görüyor gibi olursun. Evet o da sever Denizi. Deniz çok şeydir onun için ,bizimde sığındığımız tek şey deniz. Yorgun ozandır kendisi , yıllar onuda eskitmiştir. Sisteme yenik düşmemiştir. O hayranları için televizyonda klip yayınlatmayan biridir işte. Gün gelir alır gitarını çıkar şöyle ve uçsuz buçaksız azınlığı toplar. Onlarla o mutludur, başka şeye de gerek yok aslında.

Ağızdan çıkan bir kelime ve bir de gitar.Dinlememek gerek diyenlerde vardır, bir intihardır bir tehlikedir. Evet rüzgarlı deniz kıyısında hava almak gibidir. Sessizce dinleyenler duyarlar kaptanı, onu duymak zordur aslında. Öyle ya da böyledir. Cenk taner öldürüp intihar süsü vermek gibidir. Kaçmıştır o evet, bizde kaçmıştık. Ama o dener .Dedik ya meze sofrası, rakıyı unutmuşuz. Rakıda sever. Geminin kaptanıdır, biz tayfalar ise onunla beraberiz her daim. işte böyle birşeyler...

Sakin sular.
cenk taner'in grubu kesmeşeker'in aşk ve para albümünden muhteşem parçası gitme kal.
dile kolay neredeyse 20 senedir dinlemişiz.

gitme kal

doğrusu şaşırttın beni
demek gitmek zorundasın.
belki her şey daha iyi olurdu kalsaydın,
kaybettim.
bir hırsız içimizde
istiyor her herşeyi.
tüm ruhumu bedenimi herşeyi
her her herşeyi.
salı çarşamba perşembe
geçiyor günler böylece böylece,
ve kalan kısımda
başlıyor geriye dönüşler
pişmanlıklar
gitme kal
gitme kal
gitme kal

bir fotoğraf elimde
duvarların önünde
belki herşey daha iyi olurdu kalsaydın
kaybettin
zamanın saati
çalıyor kulağımda
uyandırıyor beni umutlara
korkulara
salı çarşamba perşembe
geçiyor günler böylece böylece
ve kalan kısımda
başlıyor geriye dönüşler
pişmanlıklar
gitme kal
gitme kal
gitme kal...

teşekkürler kent ozanı.
bülent ortaçgil kadar bir 'kent ozanı'dır aslında.
diğerlerinden farklıdır. örneğin bülent ortaçgil viskiden bahsederken, cenk taner ödeyemediği faturalardan bahseder şarkılarında. bu yüzden biraz daha samimidir, "param olsaydı gelir miydin" der. farkındalığın dibine vurmuş, çok büyük bir adamdır.
samimiyetine, güler yüzüne en inanılanıdır. en güvenilenidir. insan hiç bozmaz mı duruşunu abi? hiç hırs düşmez mi insanın içine, hiç göz önünde olayım demez mi? nasıl saf müzik aşkı sendeki? hangi albüm önce, hangi albüm sonra ayıramam hep aynı çizgi. kesmeşeker bugün kesmeşekerse en büyük emek cenk tanerin. iyi ki kaptırmamış popülerliğe, iyi ki böyle kalmış.

teşekkür ederim bana hiç kadıköyü görmemişken sevdirebilen o samimiyetine. teşekkür ederim her beni anlayabilecek birine ihtiyacım olduğunda açabildiğim o şarkılarına. teşekkür ederim adını her gördüğümde yüzümde oluşturabildiğin o tebessüme. teşekkür ederim kesmeşekeri hala koruduğuna. teşekkür ederim gitarınla beraber bu kadar bizden oluşuna.

çok kıymetlisin cenk taner. hem müziğinle hem de karakterinle.
konserlerini izlettirip izlettirip bu adam karşımda şarkı söylerken nasıl sakin kalabilirim, nasıl heyecandan ölmem diye düşündürten efsane adam. çok şanslılar seni izleyebilenler, çok çok çok.
hiç beklemediğim bir anda ve çok da ihtiyacım varken kendisine ulaştığım, bütün derdimi anlattığım aynı beklenmediklikle mailime cevap aldığım güzel demenin artık benim için az kalacağı insan. gelen kutumda bir adet cenk taner maili de yandı ya şu fani hayatımda, anlattıklarımı dinlediğini bildim ya. kaptan hakikaten büyük adam.
kaybedenler kulübü'nün yalnızlar partisinde çalacağını öğrendiğimde beni şoka sokan adam. şimdi beat kuşağı özentilerinin abazanlığı arasında çalmasın cenk taner. ben yıllardır evde oturup bira içerek cenk taner, kesmeşeker dinliyorum; şimdi o benim özellikle samimiyetiyle savunduğum kaptan samimiyetsiz, popülist ve biletli yalnızlara çalmasın.
yarınki gecede sahne çıkmasına her ne kadar bozulsam da öte yandan şunu da düşünüyorum; o bir ozan ve 'anlatacak' tabi ki.

bunu geçelim.

kendisiyle sohpet etmek pek zordur. cenk abi ağzının içinde konuşur.

menejerlerine bir defasında -abi cenk abi, tom macrae ile sahneye çıkacakmış dedim. -öyle ama gidilmez o konsere 47,50 tl ya. cevabını almışlığım vardır.
taptaze klibiyle bu gece yarısından sonra yayında olacak, buram buram kadıköy kokan adam.
--spoiler--
bazen üşür insan.

elindeki bira bardağıyla kolalı gömlek yakaları o kadar uyumsuzdu ki, kimse fark etmedi. tıpkı yeni doldurulmuş birasının dudağının üst kısmında imkânsız incelikte bir köpük çizgisi oluşturduğunu fark etmemeleri gibi. uzun cümlelerle ölümden bahseden bir kadının aslında aşırı soğanlı bir köfte hamuru kadar sevgisiz olması gerektiğini öğreneli çok olmuştu. ama o anda kadının uzun cümlelerle ölümden bahsettiğinin farkında değildi. çok güzel dinlemiyordu. ve kadın çok eski bir şeyi hatırlatırcasına, inatla gözlerini göz kapaklarına doğru kaldırıp güzel ama güvensiz bir elektriği mekânın tüm boşluklarına sızdırıyordu.

zamansız bir yolculuğu anımsadı, arkasında inatla onu takip eden yağmuru, belli belirsiz drake şarkısını ve yağmuru orada bırakıp geri dönüşünü; yeni atılmış yol çizgilerinin ve gece kadar siyah asfaltın yarattığı hipnozu ve şu anda hatırlayamadığı birkaç şeyi daha, hatırladığını hatırladı.

bazen olur böyle…

geçen zamanın ve uzun cümleler kurmak için gerekli dudak hareketlerinin yarattığı belirsiz bir drake şarkısı kadar hafif hava dalgasının etkisiyle yoğunlaşan bira köpüğünün oluşturduğu küçük bira damlasının verdiği rahatsızlıkla kendine geldi. gerçekten de uzun cümleler kuran ve bunu yaparken iştahla bira içen birinin karşısında oturuyordu. i̇lk anda inanamadı buna. aslında daha sonraki birkaç anda da inanamadı, işte tam olarak bu anda kendisine bir soru sorulduğunu ve giderek büyüyen sessizliğin geciken cevaptan kaynaklandığını anladı. bu konularda sorulan soru ne olursa olsun verilecek tek bir cevap olduğunu artık hayatta olamayacak kadar yaşlı bir büyücüden öğreneli çok olmamıştı. “eğer bir adamın kafasını koparırsan ölür,” dedi “ve bunun tek bir açıklaması vardır, çünkü bu onu öldürür.”

arka arkaya bu kadar ağır cümleler kurmanın verdiği ağırlıkla alt kattaki bara indi. yanındaki sandalyede yıllardır orada oturuyormuş duygusu veren, önündeki bardağın içinde neredeyse sıvılaşmış bir sis bulunan ve dışarıdaki soğuk gece kadar yaşlı bir defter duran bir adam oturuyordu. hiç konuşmadı, yeltenmedi bile. defterin açık sayfasında yanlış hatırlamadığı kadarıyla şöyle bir şey yazıyordu:

zaten, kim gerçekten bakabilmiş ki, içine.
--spoiler--
o gerçtekten bir kent ozanı. içimdeki ses ya da. isyanı acıyı aşkı anlatan adam.
sabah uyandığımda bir şarkısını dinleyeyim çalışırken dedim ve tüm günümü cenk taner dinleyerek geçirdim. bu kadar 'kendinde bir yalnızlık hali' nasıl takdir edilesi, nasıl sevilesi. gerçek bir kent ozanı.
bedenen yalnız değiliz belki. kimse yalnız değil görünüşte. yanımızda muhakkak var birileri. var muhakkak insanlar günümüzü geçirdiğimiz. bugün 12 şubat. ne demiştik? yalnız değiliz belki. ama görünüşte. değil mi kaptan? bunu en iyi bilen sensin. bizim farkına varmamızı sağlayan sensin çünkü. karanlığımızdaki tozlu duygularımızın yani bizim bile göremediğimiz duyguların üstünü ellerinle temizleyip önümüze 'işte' diye koyan sensin çünkü. bakışlarındaki o samimiyetinle, en mütevazi ve en heybetli, ama asla zavallı olmayan, yalnızlığınla uçsuz bucaksız azınlık için varsın. ya da biz senin için varız. kim kimin için varsa da sen iyi ki varsın. unuttuğumuz bunca şeyi en az bir dostunki kadar sıcak sesinle hatırlattığın için sen iyi ki varsın. bugün 12 şubat. bugün kendimin yalnızlığına giden geminin kaptanı doğdu. o güzel adam doğdu. cenk taner doğdu. samimiyet ki seni böyle değerli kılandır, ben de tüm samimiyetimle iyi ki varsın cenk taner diyorum sana. iyi ki ve iyi ki.

tanım: bugün doğum günü olan güzel insan. ****
türk müziğinin başına gelmiş en güzel şey.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en önemli şarkı sözü yazarlarından biri.
yanlış bir hayatı doğru yaşamak

http://www.youtube.com/watch?v=2Sp1QsNROYY&feature=colike
buradan uzaklara isimli mükemmel şarkısını yeni keşfettiğim müzisyen.

http://www.youtube.com/watch?v=7Jh5ID7rA6g
Sözcükleri bitmez. Konuşacak bir şeyleri vardır her daim. Sanatçıdır neticesinde topluma düşündüklerini ulaştırır. Sonuç itibariyle fikir adamıdır. Hem yazar, hem müzisyen olmak klasında biri olmakla birlikte uzak doğuyu sever. Kadıköysüz yapamaz, gürültüyü sevmez. Sakindir. Bruce springsteen klasındadır. Lakin bu ülkedeki zihniyetten dolayı o mertebeye ulaşamamıştır. Ulaşmaması da yerinde olmuştur. Uçsuz bucaksız azınlık çevresinde onu rahatsız etse de o bundan hiç şikayet etmemiştir. Plak çağından gelme abimizdir neticede. Üzerine ansiklopedik şeyler de yazılabilir. Kadıköy insanı diye bitirmek yerinde olacaktır. " Kent Ozanı" yakıştırması da hayranların ve toplumun yakıştırmasıdır. " Sakin sular,derin akar" der Kaptan...
yarın akşam kartal sokak bistro'da gidebilenlere en güzel bayram hediyesini vericek kaptan.
kadıköye hiç gitmedim. Ama o bana kadıköyü anlattı.

Türkiye'deki en ilginç dinleyici grubuna sahip bir insan. Fazla bilinmemesi dahada güzel. Seviyoruz..
guzel adam. baska bir sey diyemem, anlatamam.
gülümsemenin çok yakıştığı derin adam. felsefik, sanatsal,duygusal, duyarlı,melankolik, fazlaca edebi rüzgarlı deniz kıyısı insanı...
her yaptığı iş yoğun heyecan veren...
ne desek, ne anlatsak boş lan. abi yine gel, yine sarhoş söyle şarkılarını, yine doldur gözlerimizi. tanıdığım en güzel adam.
"yoldan çıkmış şarkılar" ile aranan kan bulundu dedirten kaptan,abi,güzel insan.