bugün

kimse hakkında önyargılı olmamak gerektiğini bana yeniden kanıtlamış yazar. cumhuriyet kızıymış da haberim yokmuş.
kafa izninde.

hayat içinde de böyle bir aparat olsa ya, bassak ve süresiz izne çıksak.

saçmalamadan kaybol carriye!
bir çok konuda hem fikir olmamamıza rağmen, edeplice muhabbet ettiği, ve samimiyetiyle fikirlerini beyan ettiğine inandığım, önyargılarını faşizme dökmediğine gördüğüm yazar. muhabbeti gerçekten iyi, ben gerisini bilmem.
gönüller bir olsun sözünün en iyi örneklerinden. kendisini uzuun yıllardır tanımama, msni, telefon numarası olmasına rağmen camde bile görmediğim, telde konuşmadığım yazar. burda yazar olduğunu öğrenince beni gece gece mutlu etti. iyiki var. *
düşüncelerimin aksini* bir cins-i latifde görmek değişik bir duygu. düşünce ikliminde muhafazakarlık/milliyetçilik konusunda altın oranı bulmuştur kendisi.

fekaatt;

özel mesajlaşmayı tüm sözlüğe duyurduğu için kendisine ceza aldırabilirim haberi olsun, torrent konusundaki boş iddalarının da takipçisi olacağımı kendisine belirtmek isterim. hadi bakalım.
iki gün boyunca klavyemi susturabilen yegane yazar. 999'a geldim, yok efendim neymiş, o 1000. entry küçük hanıma ithaf olunacakmış.* büyük bir keyifle.

torrent konusunda da dediklerini yapmış, beni torrentlere boğmuştur.*

yanlış nick seçmiş kendine, osmanlı tarihinden çıkmasını istediğim tek karakterin müstear ismiyle hayatıma girmesi katıksız ironi. bitmek tükenmek bilmeyen bir azimle süslediği beni yanlış anlama gayretine karşı her ihtimale karşı hayatıma giren her ironinin böyle olmasını niyaz ettiğimi açıktan belirtmek isterim.*

"iyi insanlar, doru atlara binip çoktan gittiler" darb-ı meselini yalana çıkartan bütün hasletleriyle, çoktan çürüyen, çürümeyenlerinin çürümeye yüz tuttuğu, bununla da yetinmeyip, az çürüyenlere temizliğin, saflığın kırıntısı bulaşmıştır diye alelacele kendine benzetmeye çalışanlarla dolu meyve sepeti misal bu demde, esfeli safilini dolduran yığınlara inat, nazar değmesinden korkutacak kadar temiz.

giden iyi insanlar kervanına katılmakta acele etmeyip, sepetten yayılan çürük meyvelerin o pis kokularının etkisini bütün iyi niyetiyle kırmaya, bu demde bir nefes aldırmaya devam etmesi dileğiyle.
milliyetçilik telakkisi romantizmden öteye geçmiş, şovenizmin karanlık sularına doğru yelken açmakta; türk olmanın itidal ve i'zanına aykırı efkarı hep o söyleyegeldiğimiz "bizim milliyetçiliğimiz" savunmasının yetmeyeceği tanımlamalar yapmasına neden oluyor.

biz bu topraklarda vatan sevmeyi ne 18. yy aydınlanmasından ne 20.yy ulus-devletlerinden öğrendik. yeseviler, ahiler, alperenlerin gayreti; dervişler, üçler yediler kırkların himmeti ile beslenen bu eşsiz toprakların akıbeti endişe ve vesveselerinize mahal bırakmayacak kadar köklü ve güçlüdür.

ümitvar olunuz...

(samimi bir durum değerlendirmesidir)
Nick'ini bundan sonra unutamam.

Şahsı zaten asla unutulamaz kalitede ve düzeyde; nick'i hakkındaki kısa süreli gafletimi balık burcu olmama vermesini temenni ediyorum. *
beşinci nesil yazar.

2-3 yıllık sözlük yazarlığımda hiç nick altı yazamadım. kısmet olmadı bir türlü. ulan dedim benim neyim eksik. girdim online listesine, küçük kuzenimi çağırıp birini seçmesini söyledim. parmağıyla işaret edip 'işte şu' dedi. şanslı kişi carriye roxalina'ydı.

sonra yazılarını okudum. 100 tane okumuşumdur en azından. işimi ciddiye alırım ben. fizibilite raporunu çıkarmak için çok uğraştım. kuzenime dönüp 'aferin lan' dedim. doğru kişiyi seçmiş kerata. yazdıklarının yarısının altına imzamı atabilirdim. diğer yarısına ise kesinlikle katılmıyordum. ancak şunu fark ettim; kesinlikle katılmadıklarım da en az imzamı attıklarım kadar güzel entrylerdi.

ya bende şöyle değişik bir huy var. siyasi görüşüme tamı tamına zıt bir yazıyı da artılayabiliyorum. veya benim tutmadığım bir takım hakkında olumlu şeyler yazanları gördüğümde direk eksiyi yapıştırmıyorum. eğer davasını bilinçli bir şekilde savunmuşsa benim için güzel bir entrydir o. garip adamım kabul ediyorum. ama her zaman söylediğim gibi, özümde çok iyi biriyim.

dün, tam hummalı çalışmamı kaleme alacaktım ki, yazarlığımın silindiğini gördüm. nick altı hususunda lanetlendiğimi düşünürken, hesabım geri verildi bu sefer de. var bir acayiplik ama çözemedim.

neyse, sonuç olarak kendisiyle oturup mantı yedikten sonra, nargileler içilirken 'şşt bak şu konuda yanlış düşünüyorsun' demek güzel olurdu herhalde. belki de olmazdı. belki dedim. kesin bir şey söylemedim.
cismaniyete bürünmüş inat. ortada allah kelamı olmasa topraktan değil inattan yaratıldığına inanıcam, o derece.
düşünceleri ve yasadıklarından etkilendigim yazardır.
ayrıca oturup rahatlıkla sohbet edebileceğim insandır.
(#7354935) numaralı entrysine istinaden aynı stadyumda aynı saatte farklı bir maç mı izledik acaba hislerine kapıldığım yazar.
bursasporlu yazarların sözlük içi eğlencesinin içine sıçmış batırmış sıvamış yazar. ben de bursasporlu değilim, gassıraylı olarak katkıda bulunmak istedim ama kendisi fenerli olduğunu maalesef başka şekilde ispatlıyor. ritüelin içine ediyor.

mesaj attık rica ettik hatta gönlü olsun diye pohpohladık nafile. neyse.
çok ayıp etmiş yazar. ne mi yapmış?

bursasporlu yazarlar başlığında şampiyon yazan birine karşılık fenerbahçe diye bkz vermiş. hakkaten çok büyük saygısızlık, edepsizlik yapmış. etik dışı, taşlayın.

çok kıskanç biridir zaten. bursaspor yenilgisini hala hazmedemedi, o yüzden yapıyor bütün bunları. aslında özünde iyi biri, ah bir de fenerbahçeli olmasa.

şaka mısınız?
#4612100 katılınmaması mümkün olmayan ve her entry si mantık kokan yazar.

hatta öyle sinir etmiştir ki aptalca bir şey mutlaka çıkmalı diye entry leri didik didik edilmiştir tarafımdan. fakat:

(bkz: page can not be found) *
4 dil bilen üstüne üstlük müthiş tahmin yeteneği olan kişi.

takımıma güveneceğim, sultanı dinleyeceğim. iddiayı kazanan uykusever... hatta en çok uykuyu sever... ha bir de, diğer maçlar için de iddiaya girmek istediğim... *
kraliçe mi desem ? prenses mi desem ? ne desem ? en iyisi bir şey dememek... Tavla'nın kralı burada ! Milli takım gibi adamım 2-0'Dan geri dönüşlerin kralını yaptım. E daha ne olsun ? Neyse daha çok çalışması gerek... olur olur... *
tavlanın sultanı. on oyun oynarsınız, birini kazanırsınız. onu da siz kazanmazsınız aslında, o verir. çok krallar dize geldi böyle.*

edit: aşağıdaki yazarın karalama kampanyaları işe yaramayacaktır.
bumuymuş tavlanın sultanı? o halde bende kainat güzeli filan seçilmeliyim. kendisine sayı kaptıran arkadaşlara ücretsiz tavla dersi verebilirim, ya da bu arkadaşlar tavlayı acilen bıraksınlar. öyle bi kötü çünki.
bostancı köşe cafede bir daha tavla oynanmayacak şirin yazar. tek kötü huyu zar tutuyor olması. ayrıca dondurma borcunu ödemiyor, ödettiriyor.
tavlayı iyi biliyor olması bir oyun içinde 11 tane çift atmasına açıklama olamaz sanırım.
hani şansın böylesi diyeceğim de, hakkını vermek lazım fena yendi.
rövanş sözünü unutmazsın umarım.

ps: "tavlada yendi"*
unutmayan insan. Ben gibi bir vefasız bi-çareyi (ben de kendisine yanaşmak için özenle osmanlıca kelimeler kullananlardanım evet) hatırlayarak şereflendirmiş insan. Zeki ve çalışkan. Tü tü tü Nazar değmesin.
bana sürekli yeni bir şeyler öğretiyor, öyle bir abla tadında kafama vura vura; ulan jack ulan jack. daha insani olmayı becerebiliyorum kendisi sayesinde; empati kurabildiğimi sanıyordum, o bana salak mısın tadında mesajlar atmaya başlayana kadar. hakkında yazabileceğim trilyonlarca sayfa var ama yine de anlatmaya yetebileceğini sanmıyorum. sadece ne gerek vardı keşke yazmasaydın diyeceğini biliyorum okuduktan sonra. çoğu fikrimiz uyuşmasa da, hatta tamamen karşıt olsak da; eğer uzun bir yolsa sözlük yazarlığı, onun gibi bir yoldaşım olduğu için onur duyuyorum.
fena halde tarz değiştirmiş "beşinci nesil bu da böyle bir anımdı yazarı"; oysa ki biz kendisini "şahin" olarak tanımıştık. *
yazılarını severek takip ettiğimiz has yazar. az yazar, öz yazar.*****
bir de grand ekinoks'un esprilerine dayanabilitesi artarsa tutmayın beni yazarı olacaktır.*