bugün

yılmaz erdogan ın kısa ama anlamlı siirlerinden bir tanesi.

büyüdükçe,
sentetik zamanlara
kangren ayaklar bastım,
izi kaldı
ömrümün...

kara çaldılar yüzüme
bütün kara parçalarında
elbette
"afrika dahil"
parça başı çalışan
kiralık katildi zaman

gülüşüm sivas yangını
ağlarsam kızma...
ölmek bile
yakışıyor bazı adama...
sivas katliamında ölen mahsum insanlar adına yazılmış şiir.

üstad
ölmek bile
yakışıyor bazı adama.
(bkz: yılmaz erdoğan)
bütün kara parçalarında
elbette
"afrika dahil" demiş ve yılmaz erdoğan cemal süreya ya (bkz: üvercinka) atıfta bulunmuştur...
insan oğlunun her yeni bişey öğrendiğinde ve öğrendiğini uyguladığında kendine itiraf ettiği gerçek.
duyarsız oldum insanlara karşı
ağaç, kuş, börtü böcek kesmiyor
aşka da inanmaz oldum çoktandır
acaba büyüyor muyum...
gözüm hiç yemiyor.
Kışın ortasında baharın gelişi gözlerindendi... esmerdi ellerin... ellerin öyle deli yakardıki alevlere büründüm sanırdım. Büyüdüm... benim olduğun bu kısacık zamanda, tutarsız sevdamızın içine düştüğüm yangında büyüdüm...
Sendeledim... aşk diyerek kurduğum tüm devrik hayatlar devrildi karşımda. Tutarsızdı gönlün, aşık bir adam gibiydi sözün. Ayrı düştü gönlünden sözün...
Habersiz gelmiştin bana, görünmedende gittin. Özgürsün kuşlar gibi, kaybetmişliğinin içinde sevgimi. Seninle çok başka olabilirdik ve hatta bambaşka. Kendi perdemizin ardından bakabilirdik hayata ama sen tek perde bir oyun oynadın ve ben rolünü ayakta alkışladım. Gözlerim yasaklı bir kez daha değmeye gözlerine... Gördüğümüz o kısa rüyadan kurtulma zamanı şimdi, başka tenlerin terlerinde boğulma zamanı...
Felaketim oldun ama asla pişmanlığım değil. Cezam oldun, yenilgim değil. Sendeledim, ölmedim. Gecelerim hükümsüzdür artık, günüm korkak. Telli duvaklı nefesler alıyorum, nefesim hoyrat. Gitme diyecek gücüm olmadıki gel diyecek cesaretim olsun. Sen gelme! Hemde hiç gelme... Şehir saklasın koynunda öpüştüğümüz geceyi sır diye... Şehrin kolları boş artık, ışıkları söndü. Gelme...
Gözümün önünde unutuyorum seni, hırçın sevişmelerle...
Büyüyorum...