bugün

bir başbakan sorusudur. suriye'ye girmek için ucu en açık argümanlardan biridir.

ben soruya birkaç cevap verebilirim.

"Bundan daha kötüsü ne olabilir?"
Irak olabilir mesela...
Amerika'nın yine benzer bahanelerle 2003'te girdiği, yıllarca içinden çıkamadığı, sözde modern askerlerince bin bir işkencelere maruz kalan halkın acımasızca tecavüze uğradığı, katledildiği, bizim gözümüzü kapadığımız ve her gün bombalar dolusu araçların hala patladığı bir Irak. Hatta orada ölenler arasında da sanırım çocuklar var. Haberlere bile artık konu etmediğimiz ve kameralar önünde ağlamadığımız...

"Bundan daha kötüsü ne olabilir?"
Libya olabilir belki de...
Bir dönem ülkemizden insanlarımızın para kazanmak için gurbet diye gittiği, özgürlük pompalanmadan önce ekonomisinin gayet yerinde ve halkın da gayet refah seviyesinin yüksek olduğu bir Libya. O Libya'ya da özgürlük pompalanırken birinci sıradaydınız. Ve ülkeyi çıkmaza sürükleyip halkını çetelere teslim edip, liderinin kameralar önünde kıçına demir sopa sokturabilecek kadar, "evlatlarım ben vatanımızı savunuyorum" diye yalvarırken sürüklenerek öldürebilecek kadar vahşileştirilen bir coğrafyanın mimarlarının yanında oldunuz. Bugün ülke petrolünü yiyen batı, gayet modern ve gayet medeni.

Şimdi Suriye'ye ihraç etmek istediğiniz demokrasiyi algılamaya çalışıyorum. Daha Suriye'de olaylar yeni başladığı dönemde ülkedeki iç isyanlara destek olmaya başladınız. Üstelik henüz o dönemlerde bombalar patlamıyor ve özgür suriye ordusu diye bir oluşum yokken. Sonra muhalifleri her türlü destekleyerek ortaya kontrolsüz bir güç koydunuz ve "Esat gitmeli rejim yıkılmalı" diyorsunuz. Esat'ı devirmek için ise artık bir sürü göz yaşartan hikayeniz var. Ve bugün "Bundan daha kötüsü ne olabilir?" sorusunu soruyorsunuz.

Sanki sizin için bundan daha kötüsü, iyi olabilir...