bugün

mugla yöresine ait, tolga candar yorumu benzersiz olan türkü..hüzünlü bir hikayesi vardır;

Mefharet Hanımın hakim olarak görevli gittiği Bodrum da intiharı ardından, yöre halkının duygularıdır türkü olan.

Keşiflerine giderken at binen, yöre halkını seven, halkça da sevilen bir adalet sözcüsüdür Mafharet Hanım.

Farklı söylenceler vardır ama hepsinin sonunda ipi kendi boynuna geçirendir Bodrum Hakimi. Denir ki; sevdiği genci yargılarken eli de dili de varmamıştır ölüm cezası vermeye. O yüzden canına kıymıştır. Bir başka konuşulan; nişanlısının ölümüdür Bodrum Hakimi ne bu hayatı yaşanmaz kılan. Yine söylentiye göre idam cezası verdiği bir gencin abisi, Bodrum Hakimi ni Çatal Adaları na götürüp tecavüz etmiştir. Bunun ızdırabı ile yaşayamayıp geçirmiştir ipi boynuna. içtenlikle çok sevilmiş bir hakimin ardından, Bodrum da yakılmış bir ağıttır bu. **
tolga çandar, konserlerinde sıklıkla anlatır hikayesini.
filmin müzikleri cahit berkay'a ait.
cahit berkay ın müzikleriyle bezenmiş, türkan şoray ve kadir inanır ın aşkı anlattığı filmlerden biri * * *
memleket kokan turkudur, ege'yi saklar sozlerinde adeta haykırırcasına.

sozleri soyledir;

bodrumlular erken biçer ekini
feleğe kurban mı gittin bodrum hakimi
nasıl astın mefaret hanım ipe de kendini
altın makas gümüş bıçak ile doğradılar tenini

şu bodrumun dağlarında ceylanlar dolaşır
kara haber mefaret hanım pek tez ulaşır
hakim hanımın memleketi kütahya tavşan
hakim hanım sen eyledin bizleri perişan
Bodrumlular erken biçer ekini
Feleğe kurban mı gittin
Bodrum Hakimi

Türkiye' nin ilk kadın hakimlerindendi Bodrum Hakimi. Tek görev yeri Bodrum değildi elbet, ama Bodrumlular onu öyle sevmişlerdi ki... Bu dürüst, gözüpek hakim hanıma saygıyla karışık bir sevgi duyuyorlardı. Aslen nereli olduğu önemşi değildi, " Bodrum Hakimi" idi o.
Mefaret Tüzün ( Bodrum Hakimi) Tavşanlı 1906- Bodrum 1954
Türkiye' nin ilk kadın hakimlerinden olan Tüzün, 24 Eylül 1951 yılında göreve başladı. Keşiflere at sırtında gidip gelenhakime hanım, girişimciliğiyle kısa zamanda yöre halkının sevgisini kazanmıştı. 1954' te kaybettiği nişnalısının ardındanTüzün' ün de beklenmedik ölümü, Bodrumda büyük üzüntü yarattı. Bodrumlular, hakime olan sevgilerini adına bir türkü yakarak yaşatmaya çalışmışlardır.
Bodrumda iz bırakanlar takviminde böyle tanıtılıyor Bodrum Hakimi Mefaret Tüzün. Hakkında bundan fazlasını da öğrenmek pek mümkün değil zaten. Denediğiniz zaman resmi makamlardan da Bodrumun yaşlılarından da aynı tepkiyi alıyorsunuz. " Neden soruyorsunuz? geçmiş zaman ne olmuşsa olmuş bitmiş işte, öğrenip ne yapacaksınız? Bodrumlular söz birliği etmişcesine 43 yıldır saklıyor Mefaret Tüzün' ü ölüme götüren sırrı.Mefaret Hanım' ın arkasından halkın yaktığı türküyü yıllar sonra seslendirip, yeni albümüne alan Tolga Çandar, uzun süre bu sırrın izini sürmüş. Ama zar zor açtığı her kapının arkasında birbirinden farklı öyküler çıkmış karşısına.
Bunlardan bir tanesine göre, Hakim Hanım Bodrumda bir gence idam cezası vermiş. Bunun üzerine çocuğun ağabeyi onu kaçırıp Turgutreis' in karşı adalarında tecavüz etmiş. Bundan çok etkilenen Mefaret Hanım da dönüşte kendini öldürmüş.
Anlatılan diğer öyküler ise ayrıntıları farklı olsa da Mefaret Hanım' ın ölümünün arkasında bir aşk olduğu yolunda. Bunlardan biri " Bodrum Hakimi" filmine konu olan öykü. Türkan Şoray' ın bütün azametiyle canlandırdığı muhteşem canlandırdığı muhteşem hakim hanımın hiçbir zorluk karşısında eğilmeyen başı sonunda bir aşka yenik düşüyor, Ya sevdiği adama ölüm cezası verecekti, ya da... ikinci yolu seçti Bodrum Hakimi.

Şu Bodrum'un dağlarında ceylanlar dolaşır
Kara haber Mefaret Hanıma pek tez ulaşır
Bodrum'da sıkı sıkı mühürlenmiş ağızlardan yarım yamalak dökülenler ise, hakim hanımın sevgilisinin filmdeki gibi bir suçlu değil, Bodrum'un savcısı olduğu yönünde. Ama bu aşkın Mefaret Hanım'ı neden intihara sürüklediği konusunda rivayet muhtelif. Karşılıksız değildi aşkı besbelli. Ama herhalde evlenemeyeceklerdi. Ama neden? Savcı evli miydi, ya da önce evlilik vaadettiği Mefaret Hanım'ı sonra terk mi etti... Büyük olasılıkla Bodrumlular pek sevdikleri "hakim hanım"larına böyle gayrimeşru bir ilişkiyi yakıştırmak istemediklerinden susuyorlar bu konuda, takvimlerinde bile "nişanlısı" sıfatını kullanmayı tercih ediyorlar.

Mefaret Hanım'ın son gecesine ilişkin anlatılanlar ise daha da hazin. Milaslı Türk sanat müziği bestekarı Zeki Duygulu'nun konseri var o gece. Bodrumlular ciple Milas'ın yolunu tutuyor. Mefaret Hanım da aralarında. Ve o gece konserde bir şarkıyı tam üç kez çaldırıyor:

Uslu dur kadınım çıldırtma beni
Ben artık bildiğin o ten değilim
Bir başka yağmurla ıslak mendilim
Yeter artık ağlatma beni
Uslu dur kadınım çıldırtma beni
Dökülmüş yaprağım, sararmış güzüm
Çiğli kirpiklerle yaşlıdır gözüm
Bu gurbet ellerde ben bir öksüzüm
Yeter artık ağlatma beni
Uslu dur kadınım çıldırtma beni
Bu konser Bodrumlular'ın Mefaret Tüzün'ü son görüşü oluyor. Tolga Çandar o gece kendini asan hakim hanımın ölümünün Bodrum'da ne büyük bir üzüntü yarattığını annesinden dinlemiş. O zamanlar henüz çocuk olan annesi tarlada çalışırken gelen ve mola veren otobüsü ve üstündeki cenazeyi hiç unutmamış. Yıllarca ne bu öykü düşmüş dilinden ne de Bodrum Hakimi'nin türküsü.

Hakim Hanım'ın memleketi Kütahya Tavşan
Hakim Hanım sen eyledin bizleri perişan

Bu Kütahya konusu da ayrı bir muamma. Takvimde de türküde de Mefaret Hanım'ın Tavşanlılı olduğu söylense de bunun aslı yok gibi. Tavşanlı kaymakamıyla konuşan Tolga Çandar Hakim Hanım'ın bir süre Tavşanlı'da görev yaptığını, tıpkı Bodrum'daki gibi yöre halkı tarafından çok sevildiğini, giderken de gözyaşları içinde konvoylarla uğurlandığını öğrenmiş. Mefaret Tüzün'ün gerçekte Tekirdağlı olduğu sanılıyor.

Çandar, kendisini çocukluğundan beri derinden etkileyen bu kadının peşini bırakmamaya kararlı. Elinde Bodrum kaymakamlığından zar zor edindiği sararmış bir fotoğraf var. Hakim'in sevgilisi olduğu söylenen savcıyı aramış, bulamamış, akrabalarına sormuş, öğrenememiş, şimdi Adalet Bakanlığı'nda araştırmalarına devam ediyor. Bu arada da hiç olmazsa bir türküyle bu talihsiz kadına bir selam gönderiyor.

Türkü, Bodrumlular'ın yaktığı bir ağıt ama Milaslı radyo sanatçısı Nazmi Yükselen onu TRT repertuvarına girecek şekilde düzenlemiş ve 60'lı yıllarda plağa okumuş. işin ilginç yanı, Tolga Çandar Yunan adası Kos'ta da dinlemiş bu türküyü. Hemen sormuş "bu ne?" diye, "karşıda yaşanmış bir öykü" demişler. Şimdi Tolga Çandar'ın sesiyle yeniden hayat buluyor "Bodrum Hakimi"nin öyküsü. Çok sade, tek bir bağlamayla, kırk yıl uzaktan yürekleri dağlamaya devam ediyor:

Nasıl astın Mefaret Hanım ipe de kendini
Altın makas gümüş bıçak ile doğradılar tenini

not: türkü dostları sitesinden alıntıdır.
http://www.bodrumlife.com...enisan06/bodrumhakimi.htm

linkinde bulunan fotoğraftaki sol başta olan kadındır.
(bkz: mefharet tüzün)
mugla yöresinden güzel bir türkü:

bodrumlular erken biçer ekini
feleğe kurban mı gittin bodrum hakimi
nasıl astın mefaret hanım ipe de kendini
altın makas gümüş bıçak ile doğradılar tenini

şu bodrumun dağlarında ceylanlar dolaşır
kara haber mefaret hanım pek tez ulaşır
hakim hanımın memleketi kütahya tavşan
hakim hanım sen eyledin bizleri perişan
bodruma ve manzaraya hakim luxury bir villanın sahibinin manzaraya bakarkenki hissettiği duygudur.
gerçek hayattan yola çıkarak yapılmış olan hazin film.
duyuşsal gelişimini tamamlamamış çocukların yanında dinlenilmemesi gereken cümleler (nasıl astın mefaret hanım ipe de kendini / altın makas gümüş bıçak ile doğradılar tenini) içeren yöremin dertli türküsü.
sonu mutlu bitmeyen türk filmlerinden biri.

benzeri için;

(bkz: dila hanım)
hüzünlü bir öyküsü olan türkü. gerçek öyküsünü anlayabilmek için türkü ile aynı isimli bir kitap var, antalya simge yayınevi'nden 2002'de çıkmış, maalesef baskısı yok ancak internetteki sahaflardan ikinci el bulmak mümkün. ben aldım ve okudum. kitabın yazarı belkıs öztın koparanoğlu, babası bodrum hakimi mefharet tüzün'e katiplik yapmış, bu yüzden hakim hanımın hayatıyla ilgili çok fazla detay ve fotoğraflar var kitapta. onu intihara sürükleyen nedenin de nişanlısının ölümü olduğunu anlıyoruz ayrıca.

bu arada türkü en güzel tolga çandar'dan dinlenir, lakin tolga çandar'ın bu türküyü ilk defa yunanistan'ın kos adası'nda duyması ve merak etmesi de ayrı bir nottur.
çok güzel bir türkü...
12.20'de kanal 7'de başlayacak olan türkan şoray'ın az sayıda yönetmenlik denemesine sahip olduğu filmlerden biri.

türkan şoray hakim nevin rolündedir. diğer başrolümüz de kadir inanır.(ömer)
An itibariyle kanal 7'de başlayan güzel müzikli türk filmi.
2005 yapımı nadide sultan'ın başrol oynadığı versiyonunda benim bulunduğum film.
(bkz: #20802112)
burda da söylediğim gibi...
2005 yılı ben 10 yaşındayım dördüncü sınıfa gidiyorum, okulların kapanmasına tam bir hafta kala bir cuma günü sınıfın kapısı çaldı. öğretmen kapıyı açtı, kapıda yan sınıf'ın öğretmeni vardı. bizim sınıf 4a'dı 4b'nin öğretmeni gelince arkadaşıma bir şey oldu sandım. öğretmenler biraz bir şeyler konuştuktan sonra bizimki sınıfa girdi.
''çocuklar, okula film için çekim ekibi gelmiş. bizim sınıfı seçmişler.'' dedi.
sınıfta çığlıklar koptu tabi.
film'in bir bölümünde nadide sultan'ın canlandırdığı hakimle öğretmen dışarıda konuşuyorlar. orda biz gözükmüyoruz belki ama o sırada biz içerde pencerenin arkasında gizli gizli onları izlemekle meşgulduk.
sınıfa çekim ekipleri girdi, bizim çantaları topladılar yan sınıfa götürceklermiş, kimin çantası nerdeyse çantasının olduğu yere oturacak yani.
girdik sınıfa benim çantam cam kenarından 2. sırada. oturdum, ekipten bir adam geldi;
''bakın çocuklar, sakın öğretmen'in yüzüne bakmayın. kameraya bakmayın tepede bir lamba var ona hiç bakmayın.''
öğretmen sınıfa girdi tabi daha çekim başlamamıştı o sırada, öğretmen masasında oturuyor bu, yan sınıfın defteri var önünde bir tane de vazo var içinde çiçek var. sakar adam sen bunu bir devirdi, defter komple ıslandı bizim sınıf defterini kullandılar bu yüzden.

rol gereği adam sınıfa giriyor, biz ayağa kalkıyoruz, günaydın-sağol konuşmasından sonra esas çocuğun gözündeki morluğu fark ediyor ve çocukla konuşup sınıftan çıkarak çocuğun babasını dövmeye gidiyor.

biz sınıfa girdik, yerleştik çekim başladı o da ne! esas oğlan tam benim arkamdaki sırada oturuyor! zaten çocuğa makyaj yaparlarken de gördük biz. adam'ın adı murat'mış. çekimlere başlamadan önce ''murat bey'' diye seslendiklerinde biraz fazla heyecanlı olduğun için;
+Aaaa benim babamın adı da murat!!!
diye bağırmıştım. haliyle dikkatleri de çektim. adam bana baktı, güldü, ''yaa öyle mi?'' tarzında bir şeyler söyledi sanki çok umursuyomuş gibi.

çekime başladılar, öğretmen sınıfa girdi, ben hemen hazırlıklıymışım zaten direk ayağa dikilmişim. öğretmen günaydın çocukları diye bağırıyor sınıf da sağool! diyor ya hani, işte biz o sahneyi en az 4 defa çekmişizdir. otur kalk, otur kalk, deve cüce oynar gibi olmuştuk. zaten bunlar parça parça çekiyolar her sahneyi. adam sınıfa giriyor, kestik, günaydın diyor, kestik, noldu sana yavrucum diyor, kestik. eeh yeter be.

bize demişlerdi ya, defter çıkarın önünüze onu karıştırın diye, ben çıkardım türkçe çalışma kitabını, yanımdakinde matematik ders kitabı var, önümdekinde de müzik kitabı var. artık nasıl bir dersse bizimki... ben zaten o anki heyecanlı elimi çeneme öyle bir yaslamışım ki az daha zorlasam elim çeneme sabitlencek. saçlar desen kendim toplamıştım bir garip şekilde.

bu arada sorarsanız ''sen o minik okulda mı okudun? .s.s'' diye, evet ben köy okulunda okumuştum.

-günaydın çocuklar! diyor adam bizim sınıf öyle bir sağol diyor ki,
+sağoooouuuoooll!
e tabi hepimiz heyecandan ölmek üzereyiz.
oturmayı da unutmuş olmalıyız ki adam öyle bir oturun diyor ki bize yeter ulan oturun artık dermiş gibi. oturuyoruz, ben hemen kitaba kilitleniyorum. adam dedi ya kitapları karıştırın diye. ama öyle bir karıştırıyorum ki kitaptan intikam alır gibi,
''hıyaa sen misin türkçe çalışma kitabı! al sana! al al!!!''
yakın planda çocuğu çekmeye başladıklarında ben de görünüyorum, o sırada kitaptan aldığım intikam bitmiş, elimi çeneme sabitlemeye başlamışım. beni çektiklerini biliyorum ya, o an ''allahım napsam acaba şu elimi nere koysam hah şöyle kitabın köşesinde okuyomuş gibi yapıyım bari.''
göz ucuyla yanımdakine bakıyorum o da ne, ben de türkçe onda matematik kitabı var. içimden gülüyorum kendime, derse bak yaa diyorum.

kamera tam çocuğa odaklandığında öğretmen ''yaşar, oğlum'' diyor ya, o anki refleksle ben de bakıyorum adama pek belli olmuyor ama, sanki benim adım da yaşar. saflığa bak hahaha.

öğretmen çocukla konuşurken benim kafam sabit ama göz ucuyla adama bakıyorum pantolon'unu görüyorum sadece. konuşuyorlar, sonra öğretmen bir yere gitmeyin diye hışımla sınıftan çıkıyor.

not:
o okul m.e.b bodrum ilk öğretim okulu değil, ören ilk öğretim okuluydu.
o bahçede kütüphane falan yoktu.
bina bir tane değil tam dört taneydi, gerçi bina da değil ordaki gibi tek katlı dört tane yer vardı. birinci sınıftan dördüncü sınıfa kadar teker teker o yapılarda okurduk.
o bir dakikalık çekim var ya, tam dört saat sürmüştü.
öğretmen sınıftan çıktıktan sonra bütün sınıf dakikalarca aynı şekilde oturmuştuk salaklığa bak.
ilerleyen sahnelerde bahçede yapılan bir çekim de var, işte ben orda yokum. çünkü büyükananem felç geçirmişti ertesi gün o çekim yapılırken biz memlekete gidiyoduk.

bir de yaklaşık iki üç hafta sonra film yayına girdikten sonra televizyonda izliyoruz, daha yeni almıştık televizyonu ekranı durdurabiliyoruz. tam ben ekrana çıktığımda annem görüntüyü durdurdu ve babama dönüp,
-biz televizyonu kapatsak da pangea burda kalır mı?
keşke kalabilseydim annem.
duygulu bir bodrum türküsü. bodrum hakimi mefaret tüzün'ün intiharı hakkında rivayet muhteliftir.

türkünün "hakim hanım sen eyledin bizleri düşman" şeklinde söylenen farklı bir kıtası vardır ki, akla idama mahkum ettiği gencin ağabeyinin kendisini kaçırıp tecavüz ettiği söylentisindeki "ağabeyin" ağzından çıkmış gibi görünür. yoksa hakim hanım için "sen eyledin bizleri düşman" sözü neden söylenmiş olabilir ki ? tam bir muamma !

http://www.arenabodrum.co...rum-hakimi-mefaret-tuzun/
gerçek hayattan alınan başı ve ortası çok güzel giden, sonu ise oldukça acıklı biten bir film.

Bu da filmin vikipediden alıntısı;
Bodrum Hakimi, Türkân Şoray'la Kadir inanır'ın başrollerini oynadığı, yönetmenliğini Türkân Şoray'ın yaptığı 1976 yapımı film. Romantik içerikli bu film, Türkân Şoray'ın yönetmenlik koltuğunda oturduğu dört filmden biridir. Döneminde çok büyük bir sükse kazanmıştır. Filmin müziklerini Cahit Berkay yapmıştır.

Filmin konusu, gerçek hayatta yaşanmış bir olay çıkışlı yerel bir türküden alınmıştır. Türkü ve dolayısıyla film, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın hakimlerinden olan ve 1951'de atandığı Bodrum'da 1954 yılında nedenleri kesin olarak günümüzde de açıklığa kavuşturulamamış ve çeşitli yorumlara konu olmuş bir şekilde intihar eden Mefaret Tüzün'ün öyküsünü zemin almaktadır.

Bu yorumlardan bir tanesi de Mefaret Tüzün'ün aşık olduğu mahkum hakkında idam kararı vermesi sonrasında intihar ettiğidir.

1906 Kütahya Tavşanlı doğumlu olan Mefaret Tüzün'ün tam bir biyografisi, filmden uzun bir süre sonra 2002 yılında Belkıs Öztin Koparanoğlu tarafından kaleme alınarak yayınlanmıştır.
https://www.youtube.com/watch?v=9a0zvOThVbs
-bu da şarkısı.
bodrum hakimi, acıdır, ağıttır, kayıptır. en fenası da gerçektir.

tolga çandar'dan da daha acı kimse yakamaz herhalde bu ağıdı.

https://www.youtube.com/w...5DGRW9dfRJ2k&index=17