bugün

hayatımda daha anlamsız daha vakit kaybı yaratan bir film daha görmedim. film boyunca bir beklenti içerisinde olayların akmasını beklerken olan tek olay kuğu gölü balesinde bağyanların hareket etmesiydi. ne oldu lan demeden film bitti.
edit: eksileyen kardeşim sana ne sen mi çektin filmi?
üzerinde yüzbinlerce yorum yapıldıktan sonra izlenmesi gereken filmdir. sıcakken değil, soğukken yendiğinde tadından yenmez.

http://oznurdogan.com/201...ssions-lament-to-freedom/
psikolojik güzel bir filmdir. herkes zevk alamaz böyle filmlerden.
thom yorke the eraser albümünde bu isimde bir şarkıya yer vermiştir ki, müthiştir.
1 hafta boyunca saçımı topuz şeklinde toplayacak kadar beni etkilemiş olan film.
sonunda ki 10 dakikalık dansı izleyebilmek için 1 buçuk saatlik bir şizofreni hikayesi. dansta dans olsa keşke.
TÜRK UYARLAMA AFiŞi ;

http://www.bobiler.org/film_afisleri_m201435n

YEŞiL ÖRDEK *
filme başlar iken her ne kadar sıkıcı gibi görünse de lütfen ön yargılı olmayınız. olmayınız işte. oturun izleyin. son yarım saati için bile defalarca izlenilebilir.
aronofsky'nin bende hayranlık uyandıran, yoğun psikolojik çözümlemeler içeren, ancak en önemli yerinde bitirildiğini düşündüğüm filmi. yok sayılan siyah aslında içimizden dışarı çıkmak isteyen, kendini var edememiş gerçek benliğimizdir. gerçek benlik sürekli olarak toplum ve/ veya aile nedenli bastırılmaya çalışıldığından karanlıklarda kalmıştır, aydınlığa çıkamamıştır. ayrıca aile ve /veya toplum tarafından hoş bulunmadığından dolayı karadır, karanlıklardadır. kişiye empoze edilense sanki en doğru ve güzel olandır, yani beyazdır. siyah kuğu ise olmayan, var olamayacak bir yaradılıştır ve bu nedenle eninde sonunda hayatın çeşit türlü iteklemeleriyle yaşanacak iç savaşlar sonrasında gelecekteki beyaz kuğu geçiş evresinde siyah kuğuya dönüşür ve kendini bulduğu noktada artık kendince yaşayabilecek cesareti olan, bu kez kendi beyazlığına ya da özüne doğru yol alan beyazımsı bir kuğudur. gerçek beyazlık kendini bulmak adına atılacak cesur adımlarla elde edilir. tabiyatıyla görünmesi gereken benlik beyaz olan olmalıdır. cesur adımlar atma cesaretinde bulunan insan ise her gün başka bir insandır. filmde gidilmeyen öte diyarlara gitmeye cesaret edersek beyaz kuğu bir süre sonra gözleri kamaştırmaya başlayacağından birçok kişi tarafından görünmezdir. daha da yalnızdır. kendini göremeyenlerin karşısında ışığını karartacak olursa değerini düşürecek ve mutsuzluklar yaşayabilecektir. dayanamayıp tekrar parlamaya başladığında yanında sandığı insanların uzaklara kaçıştığını görerek kahrolacaktır. buradan çıkarılması gereken ders ise varlığımızın özünü görme zahmetinde bulunmayan; sevgide, birliktelikte emeğe karşı emek vermekten mutluluk duymayan insanlardan uzak durmaktır.
her muhabbeti geçtiğinde insanın kafasında iki şey canlandıran film. Natalie Portman'ın çirkin ayakları ve Mila Kunis'in tehlikeli güzelliği.
film bittiginde gerginliğin doruklarına ulaşabilirsiniz.
hali hazırdaki beyaz kuğu, kızı öldürdüğünü zannettikten sonraki siyah kuğu, aslında onu değil kendine zarar verdiğini öğrendikten sonraki kararsız hali. siyah beyaz ve griyi iyi anlatmış bir film.
16 mm olarak çekilmiş film. bazı sahnelerinde dslr fotoğraf makineleri de kullanılmıştır.
super giden film.

Ama cok fazla sevisme var.
cok igrenc ya. Kiz diger kizin vajinasina kafasini gomdu.
ninanin yerinde olmak istemezdim.
Natalie Portman'ın oyunculuğu ve emeği kokan filmdir.
Yazılanların aksine sıkıcı olmayan film. Filmi anladıysanız gayet güzel gidiyor.
Ayrıca Mila Kunis oynuyor yahu! *
Yo-yo-ma'nın çalarken boşaldığını düşündüren klasik müzik eseri ayrıca megadeth'in thirteen adlı albümünün dave mustaine tarafından yazılmış parçası.
filmi özetlemek gerekirse; natalie portman.darren aronofsky.clint mansell'ın harika soundtrackleri.çok sağlam görüntü yönetmenliği ve izlenilmesi gereken bir psikolojik-gerilim.
Kaliteli bir yapım. izlenmeli..
başıma bir iş gelmicekse galiba sanırsam heralde ben bu filmi pek anlamadım.
psikolojik filmlerin en iyileri arasinda degildir ama kotu de degildir. idare eder.
Film bittikten sonra beyin çalışmaya devam eder düşünür bu yüzden iyi bir filmdir.
okuduğum anda zihnimde aronofsky, tchaikovsky ve yorke'un yan yana durup kahkahalar atmasını sağlayan söz öbeği. (bkz: anne ben delirdim)