bugün

peyami safa'nın romanı.
Mütefekkir romancı, bu eserde insan ruhunun derinliklerine büyük zekasının ışığını tutmaktadır. romanda asil bir ruhun insanın anlaşılmazlığı karşısındaki bunalımları, ikiyüzlülüğe ve bayağılıklara karşı isyanı verilmektedir. Harb yıllarının ahlâkı ve içtimâi hayanı verilmektedir. Harb yıllarının ahlâkı ve içtimâî hayatı perişan eden havası iinde dürüstlüğün ve ülkücülüğün savunması yapılmakta, kozmopolitliğe karşı milliyetçilik, materyalizme karşı maneviyatçılık bayraklaştırılmaktadır.
bazı bazı babalar ve oğullar tadı veren mana karşısında maddenin belini büken roman. safa'nın diğer romanları gibi ara ara makale tadına bürünen , ders verme kaygısına fazlasıyla kayan kitap. yine de iyidir, okunasıdır.
peyami safa'nın en olgun romanlarından biri denilebilir, insan ruhunun derinliklerini anlatıyor yine mütefekkir romancı.

--spoiler--
beni en cok etkileyen kişiyse hiç kuşkusuz aşık olup da karşılığını göremeyince ve manevi değerlerindeki karışıklıklarla başedemeyince intihar eden "arkadaş"tı, adını hatırlıyamadım, oysa sevmiştim keratayı!
--spoiler--

edit:imla
AŞıK OLAN BiR iNSANıN DÜŞÜNME KABiLiYETiNi NASıL KAYBETTiĞi VE GERÇEKLERi GÖREMEMESini anlatmaktadır. BiR ŞEYi NE KADAR ÇOK iSTERSEK iSTEYELiM SAĞ DUYUMUZU, MANTıĞıMıZı ASLA KAYBETMEMELi, HER ZAMAN GERÇEKLER DOĞRULTUSUNDA VE ARKADAŞLARıMızıN ÖNERiLERiNE KULAK VEREREK KARAR VERMELi,DUYGUSAL DAVRANMAMALıYıZ. KiTAPTA YABANCı CÜMLELERiN ÇOK FAZLA KULLANıLMıŞ OLMASı KiTABıN AKıCıLıĞINı OLUMSUZ YÖNDE ETKiLEMEKTEDiR. KiTAP BiLDiĞiMiZ AŞK KURGUSU UZERiNE YAzıLMASıNA RAĞMEN ZAMAN OLARAK KURTULUŞ SAVAŞı YıLLARıNıN SEÇiLMESi OKUYUCUNUN iLGiSiNi ÇEKMEKTEDiR. OLAYLARıN FAZLA VE KARMAŞıK OLMASı OKUYUCUNUN iSTEĞiNi KıRMAKTADıR. AŞK ROMANLARıNDAN HOŞLANıYORSANıZ OKUMANıZı TAVSiYE EDERiM.
Roman 1922 dönemi istanbul u anlatmaktadır. franzsız ve ingiliz zabtiyelerinin türk haklına karşı tutumları çifte standartları eleştirilmiştir. aslında kitap bir aşkı anlatıyor görünse de mesaj verme kaygısıyla yazılmıştır. lakin yazar bunu aralara iyi gizlemiş fark ettirmeden alttan altta söylemek istediklerini vermiştir.

sadece kolluk güçleri türk milleti arasındaki çatışmalar anlaşmazlıklar değil osmanlı tebası olup da yabancı milletten olan insaların da türk milletine karşı aldıkları tavırlar dikkat çekicidir. fransız bir ailenin ilkokula giden çocukları cemil okuldaki bir türk çocuğuna ki adı tahsindir eşek türk der. bizimki de basar taşı suratına cemil in suratı parçaların oradan kaptıran yazar cemiyetin tüm noktalarında yaşan bu çatışmayı okuyucuya geniş bir perspektiften vermiştir.

milliyetçiliğin ve maneviyatçılığın manifestosu olabilecek nitelikte tespitleri barındıran kitap okunasıdır..
orhan isimli kahramanımızın savaştan zaruri dönmesi üzerine öğretmen olması ve orada milli meselelere atıfta bulunulan romandır. küçük bir taş ile başlayan olaylar zincirini neticesinde, zaman zaman makale şeklinde bölümler bulunan, aşk denilen olayın tamamen kişinin karşıdakini kendi kafasında idealize etme olayı olduğunu gösteren ve "aşk nedir" tanımını veren muhteşem eserlerden birisidir. eserdeki necati arkadaş, bilge bir insandır ancak orhan'a ithafen ettiği şu cümle "bu kızı sev dostum, korkma!" orhan'a necati'nin bilmeden verdiği en büyük zarardır.
Hakikat insanı büyüler ve onun açtığı kapıdan içeriye bütün yalanlar kolaylıkla girer.
peyami saafa' nın bir eseridir. aşk duygusunun mantığı nasıl yok ettiğini anlatırt. hani aşık olduğumuz kişi dünyanın en güzel / yakışıklı insanı olur ya ona ölümüne bağlanırız ya onsuz yaşayamam deriz ya işte onları anlatan bir kitap okuyun arkadaşlar.

düzenleme : vedia karakterinden bahsetmeden geçmek haksızlık olur diye düşündüm. bir kız her gördüğü erkeğe aşık olur mu arkadaşım nasıl kızmışsın sen öyle. konusuna gelirsek ne kadar çok istersek isteyelim mantığımızı kaybetmeyelim.
Tek kelimeyle muhteşem. Olay kurgusu olsun, içindeki psikolojik tahliller olsun. Daha da önemlisi ise kitaptaki psikolojik ruh tahlilleri o kadar güzel neden sonuç ilişkisine bağlanmış ki insan bu kitap sayesinde insanları çok daha rahat tahlil edebilme yetisi kazanıyor.
gerçekten iyi niyetimizin kurbanı oluyoruz çoğu zaman. kimseye acımak yok diye kendime bir felsefe edinsem de her zaman iyi niyetli yaklaşıyorum ama o adi varlıklar insan diyemiyorum bile, hemen bi iyi niyet kullanma çabasındalar. yazık.