bugün

bisiklet ile iliskili olarak vucudumda yer alan 37 dikis ile benim de icinde yer aldigim efsanevi olusum.
bisikletle birlikte ısırgan otlarının içine dalarak combo yapmış gerizekalıları da içinde barındırır.

kaşınıyordum, kaşındım.
3 yaz üst üste sol kolun üstüne düşüp bütün yazı bandaja sarılı geçiren nesildir.
sırf bisikletten düştüğü için sürekli biyerleri kanayan ve hala bisiklete binmekten korkmayan ve usanmayan nesildir.
Evet evet düş düş bıkmayan nesildir . Kaç yara alsana kaç kol kırılsada bu sevda bitmez .

Hatta :

--spoiler--
Bisikleti motosiklete bağlayıp gezmiştik , ha sonuç mu ? çene altına 6 dikiş .
--spoiler--
elleri bırakayım derken direksiyonun yan dönmesi neticesinde 10 metre sürüklenen nesildir. kolları sıyrıklarla, dizleri yara berelerle doludur.
(bkz: bisikletten düşüp karizmayı çizdiren nesil)
Şimdi çocukların da bisiklete bindiği, düştüğü, yazın sokaktan eve girmedikleri düşünülürse (benim yaşadığım yerde mi var bir böylesi çocuklar bilemiyorum. Yazın gürültülerinden durulmuyor evde.) onların da içinde bulunduğu efsane nesildir.
havası biraz inmiş topun üzerinden salak gibi geçmeye çalışırken yaşadığım olaydır. o an ne düşünüyordum bilmiyorum. macera yaşamak istedim galiba çocuk aklımla. çok acı çekmiştim. duran arabalara çarparak düşmüşlüğüm de vardır. bisiklete bindiğim zaman yürüyen felaket gibiydim.
dizini yaralayıp ovuştura ovuştura eve gittikten sonra birde evde annesinden dayak yemiş nesildir ayrıca.