bugün

ön amortisörden başka amortisörü olmasın zira arkada amortisörü olan bisikletler çabuk dağılır. *
en az 2 tekeri ve 1 direksiyonu olsun.
bisan almayın.
sonra bisana binemedim diyolar.*
tekerleri dönsün.
kontra bisiklet alabilirsiniz. eskilere dönük olsun bazı şeyler artık.
seleli olmasın.
18 vites olsun.
önce mahallenizdeki yollar geniş mi? bisikletten önce bunu bir sorgulayın. sonra klasik 3.sayfa haberi olmayın : "Bisikletli çocuk, minibüsün altında kaldı" falan.
pedalları olmasına dikkat edin. pedalları olsun bi de tekerleri.
zincirleri kesin olsun. bir de yağlı olsun o zincirler.
eğer kızsanız kesinlikle kız koltuğu olmasına dikkat edin.
merida matts tfs 100-v öneririm. 1000 TL ye yakın veya biraz geçik bir fiyata alabilirsin.

[görsel ]
beyaz eşya dükkanı yada süpermarketten almayın. gidin sadece bisiklet işiyle uğraşan bir yerden alın.
bisan ihlas deyip susmak gerekir.
bmx alın, arka tekere iki tane destek teker alın ki düşüp kafanızı, kolunuzu kırmayın.
3 tekerli alın arkanıza bakmadan binin.
benim gibi ikinci el hurdadan alma sakın. çocukluğumu yaşayamadım sebebim o dur. bir gün attırıcısı bozulur, bir gün freni tutmaz, şamreli yamadan gözükmez, o parayla bir hacı murat alabirdim. en son hurdacının kollarında gördüm. eski bisikletten yar olmaz adama...
maddi durumunuz iyi ise trek, sedona, salcano, merida, whistle markalarının ürünlerini tercih edin. iyi bir şey istiyorsanız 600 tl'yi gözden çıkarın.
size kendi çocukluğumda işe yarayacağını düşündüğüm ancak yaramadığını anlayınca en kolay yola başvurup bisikletime sahip olduğum anımı anlatayım.

efendim çocukluğumda hayalini kurduğum bisiklet işyerimizin tam karşısında bir bisikletçi dükkanının önünde duruyordu. ben o bisikletçinin önünden her geçişte heyecanlanıyor ve bisikletlerin lastik kokusunda hayallere dalıyordum. hayalini kurduğum o bisikleti almalıydım. kendimce babamı ikna edebilmek için ona bisikleti almak istediğimi hissettirecek bir taktik geliştirdim. her gün işyerine gidecek, bisikletçiyi tam karşıdan gören dükkan camının önünde oturacak, o bisikleti saatlerce dikizleyecektim. bu dahiyane fikri hayata geçirmiştim bile.

her gün okul çıkışı dükkana gidiyor akşama kadar koltukta oturup bisikleti dikizliyordum. beş gün, on gün, on beş gün, lan! kimse beni sallamıyor. arkadaşlar iştahtan kesildim, kilo vermeye başladım, içim içimi yiyor ama babam bir türlü o bisikleti dikizlediğimi anlamıyordu. yaklaşık bir ay geçtikten sonra çocukluk içgüdüsü devreye girdi ve sorun beş dakikada halloldu. tam iş çıkışı babamın gözü önünde bir ağlama patlatıp bir de "ben bisiklet istiyoruuuum" diye zırlayınca yaklaşık 10 dakika içinde bisiklet sahibi oldum. "lan ne zormuş bu iş arkadaş" deyip bisikletimle etiketini çıkartmadan eve doğru pedal çevirmeye başlamıştım bile.

sonuç: bisiklet alacak çocuklara tavsiye olarak şunu söylemeliyim ki önce ağlayıp zırlıyorsunuz sonra pedallara asılıyorsunuz. hadi bakalım...
arazi bisikleti alın hem arazide hem de normal koşullarda kullanabilirsiniz *. salcano ya da bianchi alın. kesinlikle amortisörü olsun.
Diamond Back amatör düzeyde düşünmeyip doğa sporları'yla ilgilenenlere tavsiyedir.( Arazi de mükemmeldir. ) *
herşeyden önemlisi seledir.Asıl yorulan yer kıçımızdır.8 saatlik bisiklet yolculuğunun sonunda ağrıyan yerimiz bacaklar filan değil kıçımızdır.Selenin rahatlığı çok önemli.
köy bisikleti almamasını tavsiye ettiğim durumdur. deyim yerindeyse " köy bisikletine herkes biner "..

+selamun aleyküm agalar, bisiklet kiralıksa bizim oğlanda binsin bir tur. Askere gidecekte, orada ihtiyac duymasın çocuk.
- Dayağı şimdimi atayım, sizin çocuk askerdemi yemek ister?
Kullanmayi bilmiyosan, o bi anlik hevesle "hemen ogrenirmki ben yea" diyipte alma. Aman diyim ha.
ulus'ta binmeyin. ortaköye kadar yokuşaşağı bağırarak inemnize sebep olabilir.