bugün
- 1 metre 55 santim balonu ağzına alan kız10
- barbara palvin'in aldatılması13
- magicovento cesurluğu17
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba17
- jose mourinho24
- bu gece intihar edeceğim18
- aşkım kapışmak8
- erdoğan'ın mülteci sevdası19
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi27
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı13
- eskorta 220 bin lira gönderen adam8
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz32
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması14
- beli açıp kot şort giymek10
- ahmet uğurlu16
- kizil kara12
- ismail kartal9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün15
- sözlüğün en güzel kızından aldığım iltifat11
- ağızdan çiş kokusu gelmesi15
- sağlık bakanının suriyeli rakamları12
- fenerbahçe seneye sistemi yenebilecek mi13
- galatasaray'ın en son kırmızı kart gördüğü derbi10
- amında oyalanmak istiyorum11
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak13
- albay kemal15
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri10
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür15
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi14
- dinci zekası8
- magicovento38
- cennette ergenliğe yeni giren eşleriniz olacak30
- hoşlandığı erkek tezgahtar çıkınca ağlayan kız12
- ben 76 yaşındayım beni tahrik ediyorsun15
- avrupalılar niye mülteci istemiyor sorunsalı10
- sözlük kızları sözlük erkeklerine yazıyor mudur17
- pedofiller niye uyutulmuyor sorunsalı8
- bir erkeğin bir kadına çicek alması16
- almanyada hilafet gösterisi12
- 99 098 146 tl satılan saat12
- 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi17
- almanya türkiye emeklilik karşılaştırması11
- atatürkün mason localarını kapattırması13
- atatürk'ün kuran'ı kerim'i tercüme ettirmesi8
- d varank21
- uzun entry giren erkek9
- ayak fotosu isteyen yazarlar9
- zalbert ramstein den alt dudak almak8
- kadınların erkeklerden üstün olduğu konular18
- israilin kurulmasına kimler öncülük etti14
-"nereden geldin", dedi gölgem?
-"yorgunum, konuşacak halim yok", dedi bedenim, "az müsaade et, soluklanmalıyım..."
-"seninle bütünleşemiyorum, tamamlanamıyorum", dedi gölgem.
-"artık takip edilmekten, sağımı-solumu,önümü-arkamı kolaçan etmekten bıktım", dedi bedenim.
-"bitti mi?", dedi gölgem.
-"en zor soruyu soruyorsun", diye kesip attı konuyu bedenim.
işte burada başlamış gölge ile bedenin hikayesi. beden artık gölgesini almadan gezmelere, keşiflere, eğlenmeye, üzülmeye, hayatı tüketmeye tek başına gitmeye başlamış, gölge ise kaderine yanıp tutuşmaya... beden isyanlarını en hırçın şekilde dile getirmeye başlamış, gölge içine akıtmaya ahdetmiş adeta. katre katre içine sızan zehirden kurtulmayı da hiç akıl edememiş, hiç de akıl etmeyi merak etmemiş. bölük pörçük hikaye tam da burada başlamış, burada ortak kaderleri artık ayrık kadere dönmüş.
sonra zaman gelmiş, zaman gitmiş ve gölge ile beden bir olamamış, bütün olamamış kendilerinde, paylaşımın istikrar girizgâhında. alışkanlığa boyun eğmeyi çabuk öğrenmiş gölge ama beden buna asla eğilmemiş, karşısında bükülmemiş; çokça umursamaz görüntü çizmiş ama umursamadığından değil de çokça inancı yitirmenin geri dönüşü olmadığını bildiğinden. aslında bunu gölgeye anlatmak istemiş istemesine de, bazı şeyler kelimelerle sınırlandırılamayacağı gibi, karşındakinin anlamayacağını da düşünmek varmış ve en kahredicisi de bu inançta yanılmayacağını bilmesi imiş.
tarafgir gibi görünen ve tüm iğretiliği ile iticiliği suratlara bir küfür, bir şamar gibi vuran sessiz çığlık halleri daha da bir huzursuzluk, gerginlikler yaratır olmuş aralarında. beden artık bu durumda kendini çok fazla esir, bu debdebenin kem tarafı görmeye başlamış. çekip gitmek bir anlamda çareyken bir anlamda da aslında çözüm değilmiş.
etin tırnaktan ayrılması çok acı verici değil miydi? gölge nasıl ayrılacaktı bedenden? gölgesiz bir beden siluetten ibaret olmaz mıydı? tek tipliğin kuşatılmışlığına yenilmez miydi? hem yeni bir başlangıç ona göre miydi? nasıl sona erdirecekti bunca kötü giden şeyleri ve sorular silsilesini? bir diğerini dur durak bilmeden pervasız ve fütursuzca takip eden huzursuzluklar, endişeler nasıl bertaraf edilecekti birbirinden ayrılmaz bütün olarak?
çok düşündüler, çok kavruldular ve yok oldular küllerinde. yeniden doğmayı bedenin hin fikri yaptı. anlaşma yaptı gölge ile. dedi ki:
-" güneş ikimizin olsun, geri kalanlar kendimizin. güneşte sen ve ben, diğerlerinde sadece kendimiz... bence budur hayatın anlamı, ilişkin paylaşımı. kimse bir diğerinin hayatına etmesin gölge ya da olmasın ikizi."
çok seven ve onsuz olamayan gölge, çaresiz kabul etmiş aslında sual barındıran sualsiz teklifi.
işte bu yüzden ilişkilerde bir taraf daha mutsuzken, diğer taraf daha gamsızmış, işte bu yüzden biri aşıkken diğeri maşukmuş.
(bkz: aşık ile maşuk).
-"yorgunum, konuşacak halim yok", dedi bedenim, "az müsaade et, soluklanmalıyım..."
-"seninle bütünleşemiyorum, tamamlanamıyorum", dedi gölgem.
-"artık takip edilmekten, sağımı-solumu,önümü-arkamı kolaçan etmekten bıktım", dedi bedenim.
-"bitti mi?", dedi gölgem.
-"en zor soruyu soruyorsun", diye kesip attı konuyu bedenim.
işte burada başlamış gölge ile bedenin hikayesi. beden artık gölgesini almadan gezmelere, keşiflere, eğlenmeye, üzülmeye, hayatı tüketmeye tek başına gitmeye başlamış, gölge ise kaderine yanıp tutuşmaya... beden isyanlarını en hırçın şekilde dile getirmeye başlamış, gölge içine akıtmaya ahdetmiş adeta. katre katre içine sızan zehirden kurtulmayı da hiç akıl edememiş, hiç de akıl etmeyi merak etmemiş. bölük pörçük hikaye tam da burada başlamış, burada ortak kaderleri artık ayrık kadere dönmüş.
sonra zaman gelmiş, zaman gitmiş ve gölge ile beden bir olamamış, bütün olamamış kendilerinde, paylaşımın istikrar girizgâhında. alışkanlığa boyun eğmeyi çabuk öğrenmiş gölge ama beden buna asla eğilmemiş, karşısında bükülmemiş; çokça umursamaz görüntü çizmiş ama umursamadığından değil de çokça inancı yitirmenin geri dönüşü olmadığını bildiğinden. aslında bunu gölgeye anlatmak istemiş istemesine de, bazı şeyler kelimelerle sınırlandırılamayacağı gibi, karşındakinin anlamayacağını da düşünmek varmış ve en kahredicisi de bu inançta yanılmayacağını bilmesi imiş.
tarafgir gibi görünen ve tüm iğretiliği ile iticiliği suratlara bir küfür, bir şamar gibi vuran sessiz çığlık halleri daha da bir huzursuzluk, gerginlikler yaratır olmuş aralarında. beden artık bu durumda kendini çok fazla esir, bu debdebenin kem tarafı görmeye başlamış. çekip gitmek bir anlamda çareyken bir anlamda da aslında çözüm değilmiş.
etin tırnaktan ayrılması çok acı verici değil miydi? gölge nasıl ayrılacaktı bedenden? gölgesiz bir beden siluetten ibaret olmaz mıydı? tek tipliğin kuşatılmışlığına yenilmez miydi? hem yeni bir başlangıç ona göre miydi? nasıl sona erdirecekti bunca kötü giden şeyleri ve sorular silsilesini? bir diğerini dur durak bilmeden pervasız ve fütursuzca takip eden huzursuzluklar, endişeler nasıl bertaraf edilecekti birbirinden ayrılmaz bütün olarak?
çok düşündüler, çok kavruldular ve yok oldular küllerinde. yeniden doğmayı bedenin hin fikri yaptı. anlaşma yaptı gölge ile. dedi ki:
-" güneş ikimizin olsun, geri kalanlar kendimizin. güneşte sen ve ben, diğerlerinde sadece kendimiz... bence budur hayatın anlamı, ilişkin paylaşımı. kimse bir diğerinin hayatına etmesin gölge ya da olmasın ikizi."
çok seven ve onsuz olamayan gölge, çaresiz kabul etmiş aslında sual barındıran sualsiz teklifi.
işte bu yüzden ilişkilerde bir taraf daha mutsuzken, diğer taraf daha gamsızmış, işte bu yüzden biri aşıkken diğeri maşukmuş.
(bkz: aşık ile maşuk).
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar