bugün

Güvenlik ve savunma hakkının bir gereği olan bireysel silahlanmanın , engellenemeyeceğini ifade eder.
Engellemeye çalıştığınızda , 75 milyonluk bir ülkede (bkz: Türkiye) 7500000 ruhsatsız silah sorunuyla karşı karşıya kalırsınız.

(bkz: bireysel silahlanma ve savunma hakkı)
doğru bir önermedir.

bir devletin, sırf suç oranı yüzünden halkının silahlanmasına engel olmaya çalışması tamamen saçmalıktır. cezaların ağırlaştırılıp, caydırıcılığın artırılmasıyla da pek tabi ateşli silahlarla işlenen suçlara engel olunabilir. türkiye'de havaya ateş açıp, balkonlardaki çocukları vuran adamlar 5 sene yatıp çıkarsa, suçun önüne tabi ki geçilemez.

gerçekte, bir devletin, halkın silahlanmasına engel olmaya çalışmasının asıl amacı, devletin olağanüstü durumlarda halka uygulayacağı baskıya karşı olası bir halk direnişini engellemektir. işte bu yüzden, tüm sağ ve sol totaliter rejimlerde bireysel silahlanma yasaklanmıştır. bugün ABD'de, 18. yüzyılda ülkenin ilk kurulduğu günlerdeki özgürlükçü anlayışla halka verilen anayasal hakkın (bkz: 2nd amendment) kaldırılmasının hesabı yapılmaktadır. amaç halkı devlet terörüne karşı korumasız bırakmaktır.

türkiye'de şu anda bireysel silahlanmanın engellenmesi gibi bir girişim yoktur. ancak eğer olursa, ben de dahil hiç bir silah sahibi insan buna öyle kuzu kuzu boyun eğmeyecektir.
(bkz: aklı başında bireysel silahlanmaya evet)
bazı beyinsizleri meydana çıkarmış önermedir.

(#7305634)

be hey okuduğunu anlamaktan aciz!

be hey öküz!
(yazar burada zihniyete sesleniyor)

yukarıda suçun önüne geçmek için silahlanmanın gerekliliğinden veya adaletin kişinin kendi silahıyla sağlanmasından mı bahsedilmiş? allah rızası için yazılanı oku bre mal.

özetle denilmiş ki "silah sahibiyim. bu benim hakkım. devlet istese de silahımı teslim etmeyeceğim."

okumadan yorum yapınca, o saman dolu beyninden ancak bu saçmalıklar çıkıyor.
akıllarda "bir engelleme mi var acaba?" şeklinde soru işaretlerine yol açan slogan.

bildiğim kadarıyla gerekli engel teşkil eden bir durumunuz yoksa evrakları tamamlayıp, valiliğe başvurunuzu yapıp, gerekli bağış ve "diğer" kategorisine giren ücretleri verdikten sonra ruhsatınızı alıyorsunuz.

ha, "engelleme" denen şey, ruhsat çıkartma zorunluluğuysa demek ki kişi sağdan soldan bulduğu silahı taşımak istiyordur ki bu durumda taşıdığınız silahın vukuatlı olma ihtimali vardır. genelde o silahla işlenen suçların cezası silahı üstünde yakalatana patladığından emin olun vukuatlı bir silah sahibi olmak istemezsiniz.
yer pakistan;

devletin denetiminden uzak ve taliban'ın kol gezdiği abotabat şehri'nin halk pazarı... patates ve soğan sergileriyle iç-içe tezgahlarda kalaşnikoflar satılıyor. bunlar oyuncak değil gerçek silahlar. yanlarında dolu şarjörleri ayrıca sergilenmiş. yeniler 200, temiz kullanılmışlar 150 dolar. dolu şarjörler ise 50 dolar. bırakınız ruhsatı, silah satıcıları ne yaş soruyor, ne de kimlik.

- bastır! 200 doları; kullanıma hazır silah şarjörü ile birlikte senin.

yer almanya;

ruhsat silahlara değil 21 yaşını aşmış kişilere veriliyor. silah bulundurma ruhsatı sahibi olan kişi, silahlarının kayıtlarını yaptırmak koşulu ile istediği sayıda silaha sahip olabiliyor.

ama nasıl?

silah ruhsatı alabilmek için öncelikle bir atıcılık kulübüne üye olmanız gerek.

silah bulundurma ruhsatını, müracaattan en az bir yıl sonra kulübünüzden alabiliyorsunuz. bu sürenin ilk üç ayı, sertifikalı eğitmenlerin silah üzerine verdikleri teorik ve pratik eğitimlerle geçtikten sonra kalan dokuz ayda, dününüz ve bugününüz didik didik ediliyor.

belirli aralıklarla yapılan atış talimleri sırasında psikologlar, gizli kameralar yardımı ile isabetli ve karavana atışlarınızdaki yüz ifadelerinizi ve tavırlarınızı inceliyor ve kayıt altına alıyorlar. olası falsolu bir davranışınızda 'silahlara veda' diyorsunuz.

iş ruhsat alma aşamasına geldiğinde de işiniz bitmiyor;

evinizde, standartları önceden belirlenmiş iki gözlü sabit bir kasa bulunmalı. kasanın bir gözünde boş tabanca ve diğerinde mermileri ayrı ayrı kilit altında tutmalı ve anahtarlarını sürekli yanınızda taşımak zorundasınız. güvenlik görevlilerinin, çat-kapı gelip o anda silahınızın uygun koşullarda saklanıp saklanmadığını denetleme olasılığı her zaman var. koşullar uygun görülmezse silahınıza el konulduğu gibi çok yüksek cezalar ödemek zorunda da kalabiliyorsunuz.

silahı taşıyacaksanız, önceden kulübünüze bilgi vermek ve gerekli belgeleri doldurmak zorundasınız. bu prosedür tamamlandıktan sonra silahınızı yanınıza alıp kulübünüzün atış alanına gidebiliyor ve burada atış talimleri yapabiliyorsunuz. talim dönüşü silah yine kasaya kilitleniyor. zira, alman yasaları özel izinli güvenlik elemanları dışında, sivil şahısların, silahı beline takıp afralı-tafralı sokaklarda dolaşmasına izin vermiyor.

tüm bu önlemlere rağmen istenmeyen olaylar yine de olabiliyor. mesela, iki yıl kadar önce hamburg'da bir çocuk, babasının silahı ile oynarken kendisini yaraladı. silahını standartlara uygun bulundurmayan ruhsat sahibi babaya yönelik mahkeme kararı ise gerçekten ibret vericiydi; 3 yıl hapis ve 1 milyon euro para cezası.

sonuç itibarı ile her iki ülkede de silah edinmek bir hak olarak görülüyor;

- almanya'da silah bulundurmayı hak eden, pakistan'da ise 200 doları bastıran! için...
bu ülkedeki* bilinçli silahseverlerin devletine karşı haykırması gereken bir isyandır evvela. mkek'in saçma sapan fiyat politikası yüzünden bu ülkenin silah piyasasında kaptırmatör denilen ve bol parası olan silah özürlülere yalandan ibaret bilgilerle oldukça basit silahları binlerce dolara yivleyen çakallara ve karaborsacılara gün doğmaktadır.

permi hakkını alan burada milleti kazıklıyor, iyi iş vallahi.

velhasıl şu ülkenin sözde silah sevdalısı olarak kabul edilen kesimin büyük bölümü "iyi ses çıkarıyor hacı" diyerek düğünde havaya doğru 5 şarjör boşaltıp "prestij"(!) yapmak için binlerce dolar bayılıp sig sauer p226 x-five gibi fantastik silahlar satın alan kara cahiller olduğundan bu ülkede bireysel silahlanmanın da gözden geçirilmesi şart evet.

yerli üreticiye destek dediniz, anladık. yivli tüfeklerin 3-4 katı fiyata satılmasına bile bir şey demedik de her gelen yeni parti silaha 200-250 dolar para bindirmek de neyin nesidir? bunun sadece kaptırmatör denen ipne kılıklıların ekmeğine yağ sürdüğü görülmemekte midir, yoksa işlerine öyle mi gelmektedir?

bu haykırış sadece bilinç sahibi gerçek silahseverler adına yapılmalıdır, ama aksi takdirde de "magnum 3 kilometreden adam öldürür hacı" diyen oksijen ziyanı kurtçukların eline güzelim aletlerin düşmesi ihtimali de pek korkunç.

uzun lafın kısası, devlet halkın silah sahibi olmasını engelleyemez, böyle saçma sapan politikalar yürütürse de bu ülkede bulunan silahların dörtte üçü ruhsatsız olur, millete bok atmanın da lüzumu yok.
evet bu ülkede herkes kurtlar vadisinden çıkıp kendini polat sandığından, havaya atılan kurşunla ölen onca can varken. Kesinlilke engellenemez.
ötenazi de haktır, engellenemez.

insanın kendini zehirlemesi de haktır, uyuşturucu kullanımı da engellenemez.

alkolü araç kullanmak da haktır, araba benim, karaciğer benim, para da benim; engellenemez.

çocuklarımı taciz etmek bir haktır, engellenemez. sen de yap kendininkini taciz et.

dalga geçmeyi bırakırsak, bazı insanlar yaşamlarını etrafındakilerden korumak için gerçekten buna ihtiyaç duyabilirler. fakat bunun için geçerli nedenler sıralanmalı, işlemler yapılmalı, sabıka kayıtları ve benzeri önemli olmalıdır. parayı bastıran itin kopuğun eline geçtiği için o silahlar memlekette onlarca suçsuz çocuk, kadın ve borç batağına batmış, namusunu koruyamamaış(!) erkek öldürülüyor.
bir devletin ceza hukuku toplumunun vicdani değerleriyle örtüşmüyorsa silahlanmayı engellemek suçu azaltmaz arkadaş. sen avrupa'da tecavüze 5 yıl veriliyor diye türkiye'de de 5 yıl verirsen bırak ateşli silahları istersen halkın elinden ekmek ve meyve bıçaklarını dahi al. varsın eliyle bölsün, eliyle soysun de. istersen kasapların bıçak kullanmasını dahi ruhsata bağla. senin suçluya verdiğin ceza mağduru ya da mağdurun yakınlarını tatmin etmiyorsa ve mağdur olan kişinin gücü varsa kendi hukukunu yaratır ve kendi adaletini uygular arkadaş. lan geri zekalılar demek lazım bunlara. avrupa'da tecavüze uğrayan kızı bekaretini kaybetti diye köre, topala, 3 çocuklu dula mı veriyorlar da sen onlardaki ceza hukukunu alıp türkiye'de uyguluyorsun. ne alakası var bu entry ile başlığın derseniz başlık altındaki yorumlarda karşı çıkanlar genellikle kişinin kendi adaletini uygular endişesini yansıtmış. ben de diyorum ki bunun bireysel silahlanmayla alakası yok bunun nedeni ceza hukukunun halkın genel vicdanına uymamasıdır.
şimdi peki bu bireysel silahlanmayı savunuyor muyum? tabiki hayır. siz o düğünde, maçtan sonra falan kurşun atan geri zekalıların aşırı sevindiği için mi bunu yaptığını sanıyorsunuz? alakası yok. adam heveslenip silahı alıyor. polis değil, asker değil, derin devlet değil, mafya değil bu adam. e haliyle silahı kullanacağı bir alan da yok. lan silahı aldık ama hiç de kullanamadık şöyle düğün, maç falan bir bahane olsa da sıksam diye bekliyor. çözümü basit. maganda cinayetlerini normal cinayet kapsamına alacaksın. hiçbir kaza bela çıkmasa dahi öyle magandalık yapanları tespit edip hem para cezasına çarptırıp hem de silahını alacaksın. bir daha da ruhsat vermeyeceksin.
en son olarak devletin silahlanmayı engellemesini savunur muyum? hayır. buna hevesi olan öyle ya da böyle bu silahı temin ediyor. silah kaçakçıları zengin oluyor. sonra o kaçak silahla bir suç işlenince de silah kayıtsız, mermi kayıtsız e balistik raporu bir işe yaramıyor. kimlik tespiti imkansız. suç oranı değişmezken faili meçhul suç oranı artıyor sadece. ha yine de insan belinde silah olunca saçma sapan bir güven gelir, silah olmasa asla yapmayacağı bir işe silah olunca cesaret edebilir bu olumsuz yönüdür ama yine de insanların silahlanmasını meşru müdafa hakkını devlet kısıtlayamaz. gerçi türkiye'de meşru müdafa durumu da tartışılır ama neyse. adam tam anlamıyla meşru müdafa ile birini öldürse bile hakim sırf karşı tarafın öfkesi dinsin diye yine en az 1 yıl hapis cezası veriyor. adam da ondan sonra ne nitelikli memur olabiliyor ne ne adam gibi bir öel sektörde çalışabiliyor. kısacası adamın zaten hayatı bitiyor. meşru müdafa yapıp da onu öldüreceğime bıraksaydım da o beni öldürseydi keşke dedirtiyor türkiye'nin hukuk sistemi adama. sonra da adalete bırakın. sen bırak kardeşim ben gücüm yettiği kadar kendim çözerim işimi. madem devlet beni savunma ve koruma işlemini gerek güvenlik gerekse hukuksal olarak tam yerine getiremiyor bari bıraksın da ben kendimi savunabiliyim.
kanunen belli kriterlere sahip herkes silah alabilmektedir. bu yüzden bu işin yok ahlaktı yok etikti kısmını tartışmanın düşünmenin bir anlamı yoktur.
askeriyede bile kolunda jilet izi var üstünde dövmesi var yok oydu yok buydu diye sıkı bi taramadan geçtikten sonra silah verilirken malesef sivilde torpille yada çok yüzeysen psikolojik testlerle veriliyor ateşli silahlar. dayısı olan alıyo kısacası. sokaklarda yüzlerce gizli sinir hastası geziyorken her 10 kişiden 1 inde silah varsa bu ülkede dışarı çıkmak tehlikelidir. adama yanlışlıkla omuz atsan kafana mermi yiyebilirsin.
içerisinde sorunlar olan önermedir.

Şöyle bir düşünüyorum evet haktır.

cidden Silah almak isteyen adam ruhsatsız da olsa silah edinir.

lakin şöyle de bir şey var ben de silah almak istiyorum ama ruhsatsıza gözümü karartacak kadar değil.

Şimdi Rahatça ruhsatlı silah alabilsem, bir an sinirlensem sonuçta insanoğluyum ve silahıma davransam ne olacak?

dediğim gibi insanız, sağımız solumuz belli olmaz. ne kadar eğitimli olsak da olmasak da. ne kadar sorumluluk sahibi olsak da olmasak da.

Bununla beraber ülkemde avcıların adam gibi silahlara erişmesi de mümkün değil.

Ha bir de kendini savunma da bir haktır, Lakin üstte de belirttiğim gibi savunma diyerek bir anlık hataya birilerini kurban götürmek de. Ha yasalara uyup silahlanamayınca da Yasalara uymayan birinin kurşununa Ailenin kurban gitmesi de pek bir kötü.

şöyle bir düşündüm de Ben sorumluluğuna razıyım. Ama dur ya o sorumluluğu kaldıramayan ve normal şartlarda ruhsatsız silah almayacak biri ruhsatı rahatça alınca bir anlık hataya düşüp yanlışlıkla çocuğumun, karımın, sevgilimin vsnin yaralanmasına, ölmesine, sakat kalmasına neden olursa?

bilemiyorum çok çelişkili bir konu.

ha ama uygun fiyata alınacak adam gibi otomatik yivli bir tüfekle domuz avlamanın tadı da bir başka olur.

ek: taşıma ruhsatlı silah almak öyle kolay değildir, boş boş kanunen isteyen istediği silahı alabiliyor demek luzumsuzdur.
Büyüklere masallar:

Devletin biri, 400 dolarlık silahları, sadece 3.499 dolara satıyormuş, silah piyasasında bir tekel olma durumu varmış, yani tüm silahlar devlet eliyle satılmaktaymış, ancak birileri bu silahların gerçek fiyatını farketmiş ve bunu kaçak yollarla ticarete dökmüş. devletin sadece 3.499 dolara sattığı silahları, bu birileri 1200 dolara çatır çatır satmaktalarmış. Derken bu ruhsatsız silahlar güvenlik problemi yaratmaya başlamış. Ne de olsa bu silahların ''balistik'' kaydı yokmuş...

Gel zaman git zaman suçluların haricinde artık sıradan vatandaşlar bile Devletlerinin uyguladığı, silahlanmayı kısıtlayıcı kanun ve uygulamalardan o kadar çok bıkmışlar ki istemeye istemeye de olsa bu kaçak silahları satın alır olmuşlar. Oysa herbirinin aklından, ''keşke bu silahları Devletimizin kontrolünde alabilseydik'' düşünceleri geçmekteymiş.
(bkz: kusursuz dilemma)
dünyanın en güçlü ülkeleri sıçarcasına silah ürettiği sürece doğru olacak önermedir.
(bkz: köşe başındaki silahlı apaçi)
savunulası hiçbir yanı olmayan içi boş önermedir. ruhsatlı silahla yaralanan biri ile ruhsatsız silah ile yaralanan birinin arasında, yaralanan açısından ne fark olduğunu düşündürür.
(bkz: eldeki silah telefondaki polisten iyidir)
mikro ölçekte düşünüldüğünde silah, insan öldürmenin en zahmetsiz metodudur. bu cellatlık merakı nereden geliyor?
umut vakfı'nın araştırmalarına göre Türkiye'de yılda 3.000 insan ateşli silahlarla öldürülüyor. dünya sıralamasında 14'üncü sıradayız. bunların 650'sinin maganda kurşunuyla olduğu söyleniyor. her geçen sene artan kadın cinayetleri de cabası. bu hınç neden diye sormak gerek. bir kere daha gözden geçirmek adına: http://video.ntvmsnbc.com/silahlanma-tehlikesi.html
vatanin bölunmezligi tehlikede oldugu zaman bir hak degil sorumluluktur.
bireysel silahlanma haktır, bilinçsiz silahlanma ve ulu orta yerde silah sıkmak hak değildir.

bilinçsiz bireysel silahlanmaya hayır,
bilinçli bireysel silahlanmaya evet.
silahlarla büyümüş bir çerkes olarak desteklediğim önermedir efendim. teyzem sağolsun, 15 yaşında poligonda ateş etmeyi, 16 yaşımda bir silahın parçalarını ve manivelalarını söküp takmayı öğrendim. silah, onurdur, onuru da kanunlarla ayaklar altına alamazsınız.
maçtan sonra, düğünlerde, oğlu amcaya pipisini gösterdiğinde, canı sıkıldığında sağa sola şarjör boşaltan tiplerin olduğu güzel ülkemde, kişinin hakları başkasını kısıtladığında son bulur sözüyle doğru olmadığını anladığımız polat alemdarvari insanların sarfedeceği söz.
normalde bir hak değildir engellenmelidir ancak türkiye gibi hukukun ayaklar altına alındığı her türlü terörün şiddetin kol gezdiği bir ülkede insanların kendi güvenliklerini sağlama hakları malesef ki vardır.