bugün

insanların yasam mefkuresini ifade şeklidir.

(bkz: i have a dream)

hukukun üstün oldugu ve herkese eşit mesafede oldugu bir ülke hayal ediyorum. fenerbahcenin şampiyonlar liginde finale çıktıgı ve oda bir bürokrat olan tapu kadastro genel müdürünün de, bazı bürokratlar gibi canlı yayına baglanıp, " formamı giydim macı bekliyorum" türünden şirin mesajlar vermesini istiyorum.
(bkz: i have a dream)

avea abonelerini ilgilendirmeyen olma durumudur.

mesaj kaygısına son! 39 kontöre isterseniz şebeke içi 5000 sms, isterseniz her yöne 500 sms kazanın.

oh be.

yürü git! beni tarifemlen baş başa bırak.
martin luther king in Lincoln anıtı önünde yaptıgı unutulmaz konuşmadır.

I have a dream that my four little chidren will one day live in a nation where they will not be judged by the colour of their skin,but by the content of their character.

Bir gün, dört çocuğumun da derilerinin rengi ile değil de kişilikleri ile yargılanacağı bir ülkede yaşacaklarına dair bir hayalim var.
*insanları hayata baglayan tek sey hayelleri ve umutlarıdır azda sabır olsa bu konudaa cok ise yarıyor.
*aciz insan dedikleri toplumkları ayakta tutan ve buyumesine yardımcı olan gorunmez bir eldir.
bir hayalim var; bütün vatandaşlarımızın ay yıldızlı bayrağın altında şereflice yaşadığı bir türkiye hayal ediyorum.
bir hayalim var; başını örtenle açanın aynı üniversitede yasaksız, kavgasız kardeşçe yaşadığı bir ülke hayal ediyorum.
bir hayalim var; kürt, türkmen, alevi, sunni ayrımı olmadan zengin ve fakir ayrıcalığı güdülmeden imtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir türkiye istiyorum.
kısacası adriyatik ten çin seddine kadar kaynaşmış bir türk dünyası hayal ediyorum ve başaracağımıza inanıyorum.

(bkz: muhsin yazıcıoğlu)
kişinin ütopyasını ifade edebilecek, ardı doldurulası cümledir.
bir hayalim var; hiçbir etiketin olmadığı, ölümlerin insan eliyle gerçekleştirilmediği, eğitimin, kültürün lüks değil, normal olduğu bir dünya hayal ediyorum. doğallık temel ilkelerden biri. adaletli. biliyorum çok fazla şey istiyorum; ama hayal dedin mi hayal et edebildiğin kadar, korkusuzca.
sadece seninle olmak ama hayalde kalmasın, diye devam edilen aşık sözü...
28 ağustos 1963 abraham lıncoln'ün gölgesinde 200 bin insana hitap eden martın luther kıng, yazılı metinden, adalet sular gibi çağlamadıkça ve haklar gür bir nehir gibi coşkuyla akmadıkça şeklinde devam eden konuşmasını kapatarak, bir hayalim var diyerek başlayıp, amerikada yaşayan milyonlarca afro amerikanın hayallerinin zirvesine taht kurduğu konuşmasının başlangıç cümlesidir.
16 dizelik bu doğaçlama 14 dakika sürmüştür. inanmışlık ve adanmışlık adına saygı duruşunu sonuna kadar hakeder.
bazı cümleler vardır, okudugunuzda yada duydugunuzda o bir cümlenin içinde sayfalarca şey bulabilirsiniz. buda onlardan biridir benim için.

evet, bir hayalim var.
bir hayalim var. biraz ütopik.
artık sözlükte türk kızı şöyle türk kızı böyle gibi abuk sabuk saçma salak söylemler bitsin.
bir hayalim var. çok realistik.

zall yazar alımını bitir.
bir hayalim var ; bir hayalimin olması.
özgün akanoğlu'nun bir şiiridir:

bir hayâlim var;
sensizliğimin senle buluşmasına dair;
bir hayâlim var;
sabah uyandığımda yanımda yeşil gözlerini görmeye dair,

bir hayâlim var;
gerçekleşmesi iki dudağının arasında,
bir hayâlim var;
gökyüzü ile yeniden buluştuğunda parlayan ve ışıldayan güneş ' in sevinci gibi,

bir hayâlim var;
unutulmuş köşede yıllanmaya bırakılmış,
nezih bir şarap kadar güzel.

bir hayâlim var;
uçmayı başaran yavru kuş kadar masum.
hayalim nedir? biliyor musun? belki bildiğin tahmin ettiğin...
sadece senin varolduğunu bilmendir hayalim
görsel
-bir hayalim var.
-nedir?
-dibimi dovdurmek.

(hoba)
Fazla ütopik ve ayağı yerlere basmayan bir istek. ve lakin her şey hayal etmekle başlar.
kimse kimseyi hor görmese. birbirimizin aynı olduğunu bilse. takım tutar gibi düşüncelerin faşisti olduğumuz şu dünyada en büyük düşmanımız bizi bize başkası ilan ettirirken otursun masamda zencisi, alevisi, sünnisi, mini eteklisi, türbanlısı, gözlüklüsü, şortlusu, badem bıyıklısı, pos bıyıklısı, hacısı hocası ... gelsin. Çünkü biz bir tabloda, farklı renklerle oluşturulmuş, sadece tek olanın yarattığı bir resimiz.
martin luther king'in unutulmaz konuşmasıdır.
kendisi için sonun başlangıcı kabul edilebilir bu konuşma. ancak etkilediği insanlar ve dünya tarihini etkileyen bir konuşma olmasıyla paha biçilemezdir. onlar yıl önce yazılmasına rağmen hala her okuyuşumda etkiler beni.
arkasından "neden gerçek olmasın!" denilesi cümle.

bir hayalim var... şu kısacık ömrümde huzur, mutluluk... şu kısacık ömrümde yapmaktan zevk aldığım işi yapmak, mutlu bir aile kurmak ve onlara güzel bir gelecek hazırlamak.

bir hayalim var... sömürülmemek, hakettiğimin karşılığını alabilmek, haketmediğimi elimin tersiyle cesurca geri çevirebilmek.

bir hayalim var... insanların bana ibretle baktığı, işte bu adam dedikleri bir hayal...

neden gerçek olmasın!...
insan gibi yaşamak.
Bir hayalim var:
-hayallerimin gercek olmasi!... *
--spoiler--
(Ülkemiz tarihinde özgürlüklerle ilgili düzenlenmiş olan bu en büyük gösteride, şu anda aranızda bulunmaktan kıvanç duyuyorum.

Bundan bir asır kadar önce, şu an manevi himayesinde bulunduğumuz Büyük Amerikalı, Özgürlük Beyannamesini imzalanmıştı. Bu tarihi belge, esaret zinciri altında yaşamış ve adaletsizlik ateşiyle yanıp kavrulmuş milyonlarca zenci için, uzun ve zifiri karanlık esaret gecelerini sona erdirecek bir umut ışığı haline gelmişti. Ancak ne yazık ki, bundan 100 yıl sonra bile, siyahlar hala özgür değil ve hayatlarını ırkçılığın ve ayrımcılığın prangalarına mahkûm olarak, sürünerek geçiriyorlar.

Uçsuz bucaksız zenginlikler okyanusun içinde, fakirlikle kuşatılmış yalnız bir adada yaşıyorlar. Hala kendilerini Amerika toplumundan dışlanmış, kendi torakları üzerinde sürgün hissediyorlar ve acılar içinde kıvranıyorlar. işte bu maksatla; bugün, bu utanç verici durumu gözler önüne sermek için burada toplanmış bulunuyoruz.
Bir anlamda bugün, ülke başkentine artık vadesi dolmuş çeklerimizi bozdurmak için geldik.Büyük Cumhuriyetimizin yüksek mimarı, insan Hakları Beyannamesinin ve anayasamızın muhteşem sözlerini imzaladıklarında, aynı zamanda her bir Amerikalının bu mirastan kendine düşen payı alabileceğini de vaad etmekteydiler.

Bu öyle bir vaatti ki, herkesin; evet, siyah olsun beyaz olsun herkesin vazgeçilmez ve devredilemez, özgürce yaşama ve mutlu olma haklarını teminat altına almaktaydı.
Bu gün artık şurası gerçektir ki, Amerika vaat edilen bu haktan, vatandaşlarının renkleri söz konusu olduğunda, vazgeçmiş gibi görünüyor. Bu kutsal yükümlülüğü ifa etmek yerine, zenci vatandaşlara, üzerinde karşılıksız yazan sahte çekler veriliyor.
Ancak biz, Adalet Bankasının iflas etmiş olduğuna inanmıyoruz. Bu ülkenin engin fırsatlar hazinesinin iflas etmiş olduğuna inanmak istemiyoruz. Onun için buraya; bu çekin, dilediğimiz anda özgürlüğümüzü ve sosyal güvencemizi geri verecek olan bu çekin, karşılığını almaya geldik.

Ayrıca, bu kutsal mekândan, Amerikaya, bu işin çok acil olduğunu hatırlatmaya geldik. işleri ağırdan alma veya uyuşturucu çekmiş kişiler gibi yavaştan hareket etme zamanı değildir. Vakit, demokrasiyle ilgili vaatlerin gerçekleştirme zamanıdır. Vakit, ulusumuzu adaletsizlik ve ırkçılık bataklığından, kardeşliğin sağlam zeminine oturtma zamanıdır. Vakit, tanrının tüm evlatları arasında gerçekleştirme zamanıdır.

içinde bulunduğumuz şu anın aciliyetini görmezden gelmek ve bizi siyah vatandaşların kararlılığını yanlış değerlendirmemek, ülkemiz için gerçek bir felaket olabilir. Siyahların memnuniyetsizliğinin yol açtığı bu bunaltıcı sıcak yaz ateşi, ta ki kardeşliğin ve özgürlüğün geleceği serin sonbahar günlerine kadar sürecektir. 1963 yılı bir son değil, yalnızca bir başlangıçtır. Zencilerin biraz hava atıp boşalmaya ihtiyaçları var, bunlar hemen sakinleşirler diye düşünenler şunu iyi bilsinler ki, eğer bu usul önceki tutumlarına yeniden dönecek olursa, sarsıcı bir uyanışla karşılaşacaklardır. Zencilerin vatandaşlık hakları verilmediği sürece, Amerikada ne bir rahat ne de bir huzur kalacaktır. Ta ki, adaletin aydınlığına kavuşuncaya kadar, isyan fırtınaları ulusumuzun temellerini sarsmaya devam edecektir.

Adalet sarayına giden sıcak eşiğin üzerinde durmakta olan halkıma da söylenecek ir çift sözüm var. Haklı davamızı gerçekleştirme yolunda yanlış tutum ve davranışların esiri olmamalıyız.

Hürriyet ateşimizi acı ve nefret kâsesinden içerek söndürmeye çalışmalıyız. Mücadelemizi daima vekar ve disiplinin yüce kanatları altında sürdürmeliyiz. Yaratıcı protestolarımızın fiziksel bir şiddete dönüşmesine asla müsaade etmemeliyiz. Her zaman, fiziksel gücü, manevi gücümüzün sosuz yücelikleriyle karşılık vermeliyiz.
Zenci toplumunu çepeçevre kuşatmış bulunan bu yeni ve kutsal militan ruh, bizi tüm beyaz insanlara karşı bir güvencesizliğe yöneltmemelidir. Beyaz kardeşlerimizin pek çoğu, kendi kaderlerinin bizimki ile sıkı sıkıya bağlı olduğunu idrak etmektedir. Bunun en güzel delili, şu an bizim aramızda bulunmuş olmalarıdır. Biz, bu yolu tek başımıza yürüyemeyiz.

Yolumuzda ilerlerken; daima ileriye bakacağımıza söz vermeliyiz. Artık geri dönmemiz mümkün değil Kendilerini vatandaşlık hakları uğruna adamış kimselere, Daha ne zaman tatmin olacaksınız?diyenlere, zenci halkın hiçbir zaman dile getiremediği polis zulüm ve dehşetin bittiği ana kadar, Asla tatmin olmayacağız diyeceğiz.

Bizler, bu yolda yürümekten bitkin düşmüş vücutlarımız, otobandaki motellerde ve şehirdeki otellerde istirahat edemedikçe, asla tatmin olmayacağız.

Bizler, çocuklarımızı kimliklerinden sıyıran ve insanlık değerlerinden koparan Beyazlara mahsustur yazan tabelalar var olduğu müddetçe asla tatmin olmayacağız.

Bizler, Mississippideki bir zenci oy veremediği ve New Yorktaki bir zenci oy vermeye değer bir şey olmadığına inandığı müddetçe, asla tatmin olmayacağız.

Bizler, adalet sular gibi çağlamadıkça ve haklar gür bir nehir gibi coşmadıkça, katiyen tatmin olamayız ve olamayacağız.

Bir çoğunuzun buraya büyük bir çalkantı ve zorlukların içinden sıyrılarak geldiğinizi anlamıyor değilim. Kiminiz daracık zindanlardan henüz kurtulmuş olarak burada bulunuyorsunuz. Kimileriniz de, hürriyet aşkınız zulüm rüzgârlarıyla gölgelendiği ve polis işkencesiyle tepelendiği yerlerden geliyorsunuz.

Sizler, ıstırabın her çeşidini tatmış kahramanlarsınız! Acı çekmeden kazanılan başarıların gelip geçici olduğu inancıyla, yolunuza devam edin

Bu durumun bir şekilde değiştirilebileceğini ve mutlaka değişeceğini bilerek Mississippiye dönün, Alabamaya dönün, Güney Caroline, Georgiaya, Louisianaya dönün, modern şehirlerimizin kıyısındaki fakirhanelerinize ve gettolarınıza geri dönün.

Bugün size şunu hatırlatıyorum ki, dostlarım, ümitsizlik batağında boğulmayalım. Şu an yaşamış olduğumuz ve önümüzde bulunan zorluklara rağmen, hala bir hayalim var benim. Bu hayal, Amerikan rüyasının derinliklerine kök salmışbir hayaldir.

Evet Bir hayalim var benim

Gün gelecek, bu ulus ayağa kalkacak ve kendi inanç değerlerini tam anlamıyla yaşayacak. Şu husus apaçık ortadadır ki, bütün insanlar eşit yaratılmıştır.

Bir hayalim var benim

Gün gelecek, bir zamanlar köle olanların evlatlarıyla yine bir zamanlar köle sahiplerinin evlatları, Georgianın kızıl tepelerinde, birlikte kardeşlik sofrasına oturabilecekler

Bir hayalim var benim

Gün gelecek, Mississippi eyaleti bile, adaletsizliğin ve baskıların ateşiyle bunalmış olan o eyalet bile, bir özgürlük ve adalet vahasına dönüşecek

Bir hayalim var benim

Gün gelecek, dört büyük çocuğum, derilerinin rengine göre değil, karakterlerinin yapısına göre değerlendirilecekleri bir ülkede yaşayacaklar

Bugün bir hayalim var benim

Gün gelecek, Alabama eyaleti, şirret ırkçıları ile, ağzından hep müdahale ve yasaklar yönünde sözler dökülen valisi ile, o eyalet bile, minicik siyah erkek ve kız çocuklarının, minicik beyaz erkek ve kız çocukları ile, kardeşçe el ele tutuşabilecekleri bir yer olacaktır

Bugün bir hayalim var benim

Evet, bir hayalim var. Gün gelecek, özgürlüğümüzün önünde birer engel olan bütün vadiler yükselecek, bütün dağlar eğilecek, engebeli yerler hizaya gelecek ve Allahın yüce şanı yeryüzüne inecek ve bütün canlılar bunu hep birlikte göreceğiz.

Bizim umudumuzdur bu. Bu umutla Güneye gideceğiz. Bu inançla umutsuzluk dağlarını yontarak bir umut anıtı yapacağız. Bu inançla ülkeyi saran ahenksiz sesleri kardeşliğin senfonisine dönüştüreceğiz. Bu inanç sayesinde, bir gün özgür olacağınızı bilerek, hep beraber mücadele edecek, hep beraber hapse düşecek ve hürriyetiçin hep beraber ayağa kalkacağız.

işte o gün yüce Allahın bütün kulları yepyeni bir ruhla söylenecekler bu şarkıyı:

Benim ülkem, senin ülken.

Özgürlüğün güzel yurdu,

Sana söylüyorum bu şarkıyı.

Atalarımın öldüğü toprak burası.

Şehitlerin gururu olan toprak

Her bir dağın yamacından,

Özgürlük yankılanacak!

Ve eğer Amerika büyük bir ülke olacaksa, bunun gerçekleşmesi şarttır. Öyle ise,

New Hampshireın yüce tepelerinden özgürlük

Yankılansın, New Yorkun ulu dağlarından

Ve Pennsylvania dağ kasabalarının zirvelerinden

Coloradonun karlarla kaplı kayalıklarından yankılansın!..

Yankılansın, Californianın kıvrımlı yamaçlarından

Yalnızca Georgianın Yalçın Dağlarından değil,

Mississippideki her bir ağacın yamacından yankılansın özgürlük

Ve bunu başardığımızda, her kasabadan ve köyden, her eyaletten ve kentten özgürlük şarkısının yankısını duyduğumuzda, o gün daha da yakın olacak ve Allah’ın bütün kulları siyahlar ve beyazlar, Yahudiler, Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Budistler el ele tutuşarak siyahların eski bir ilahisini söyleyecekler.

Sonunda özgürüz!

Şükürler olsun Ya Rabbim!

Sonunda hepimiz özgürüz).

(bkz: Martin Luther KING)
--spoiler--
bir hayalim var insanların sahte olmadığı.
her düşüncenin içten geldiği gibi anlatıldığı. süslü yalanlarla değil.
metrobüste, otobüste, minibüste, pazarda, markette gülen insanların olduğu. hayattan nefret eden değil.
sevgiye sevinen bir toplumun yaşadığı. aldığı ayakkabıyla sevinen değil.
platon un hala yaşadığı. bomboş felsefelerin yaşadığı değil.
ufkunuz geniş olsun biraz, içinde bulunduğunuz şeyi koşulsuz şartsız kabul etmeyin. kabullenmeyin. karşı çıkın biraz. karşı çıkmak için karşı çıkmayın. kendinize ait düşünceniz olsun. iki cümleyle yıkılmayan düşünceleriniz. kendinizi geliştirin. susmayın. boş da konuşmayın. hayatınızı paraya adamayın. aldığınız, sahip olduğunuzu sandığınız her şey; üzülerek söylüyorum, aslında sizin değil.
bir şeylere sahip olma hevesini, bencilliği bir kenara bırakın da yaşayın. yaşayın. gerçek anlamda.
italya derbisi AC Milan- inter maçını yerinde izleyebilmek ve şu an elime bir fırsat geçti. https://apps.facebook.com/indesit/?refid=593 burada beğeni tıklayıp belki bu hayale ortak olmak istersiniz..
kardeslik icinde yasanilan, cok fikirliligin oldugu, herkesin herkese saygi sevgi ve anlayis cercevesinde yaklastigi bir dünya. Sömürü olmayan, güclünün gücsüzü ezmedigi, at gözlüklü insanlarin olmadigi bir dünya. Insanlarin sevgililerinden ayrildigi icin üzüldügü ama dünya barisinin ve kardesliginin saglanamamasina daha cok üzüldügü bir dünya.
okuyan ve oylayan sozluk.