bugün

annenizin veya herhangi çok sevdiğiniz bir kişinin ölümünü ya da siz ölünce onların ne yapacağını düşünmek sanırım.
birileri bir yerlerde fotoğrafımı çekiyor sanıp poz veriyorum, mecidiyeköy trafiğinde arabaların arasından geçerken biri bana aşık olacakmış gibi geliyor ve heyecanlanıyorum. kalabalığın arasından hızlıca geçerken macera filmi çekiyormuşcasına triplere giriyorum. ya hastayım ya artist olmak istiyorum. çözemedim.
Evden çıkıp ayakkabıyı giydikten sonra içeri girmek zorunda kalınca diz üstünde evde gezinmek.
bugün başıma gelmiştir, ibretlik. sevgili sigaram ile kamu spotlarına konu olmam gerekirdi.
sigarayı yakmaya çalışırken esen rüzgarla saçımı tutuşturdum.
evet malım.
sonra bi yanık kokusu.
amk ne biçim yandı öyle.
niye böyle şeyler hep benim başıma geliyor beceriksizliğin bu kadarı.
en son elimi yakmıştım şimdi saçım 3.de ne olacak korkuyorum.
Başkalarının yerine utanmak.
Bornoz yoksa dus havlusi varsa mesela ve iki gun ayni havluyu kulkanmam gerekiyorsa etiketli yuzuyle belimden yukarisini, diger yuzuyle belimden asagisini kuruluyorum. Gerci kuzenim de yapiyormus bunu. Nasi ogrendigimi sorma sadece şunu bil kuzenim de erkek ve sevismedik. Vallahi lan.
karsidan araba,insan vb. biri geliyor tam ortada da bir nesne kafamda ben o karsidan gelen nesneden önce o ortadaki nesneyi gecerim diye dusunmek ve uygulamak.
aklima geçmişte yaptığım salakça bir hata geldiğinde uzerinde fazla düşünmemek için fatih terim ingilizcesiyle yine sacma cumleler kuruyorum. saniyorum bunu yapan sadece benim.
Dudaklarımı ve yanaklarımı ısırmaktan zevk almaktır.
Ne çok ısırıp yara yapmak ne de az ısırıp zevkini yok etmek, tam da ortada bi şiddetle ısırmak yaşadığım en büyük hazlardan.
Yalnizken yanimda birisi varmis gibi konusuyorum. Hatta aglayabiliyorum. Gulebiliyorum. Biri gorup sorsa niye agliyorsun diye cevap veremem.
kaldırım taşlarında örüntülü yürümeye takıntılı olmak. örneğin üçer atlayarak yürüyorsan dörder atlamamaya dikkat etmek örüntüyü bozarsan kötü şeyler olacağına inanmak saçma ama ben taktım kafayı abi kurtulamıyorum.
Kitap okurken kitabın içindeymiş gibi olanları izlemek. Tüm hayatların aslında bir tür kurgu olduğunu hissettiriyor. Her karakterin avuçları içinde şekil alan bir hamur gibi. Aslında ağızdan çıkacak birkaç veya birçok kelimelerin oluşturduğu hamur.
Test çözememek.
tam evi temizlemişken berbat etmeyi.
muhallebinin üstteki sert tabakasının kenarlarını kaşık yardımıyla tabaktan ayırıp ağıza alıp lelelelelelelele yaparak yemeye başlamak.
Yolda yürüken gözümün önü dışında heryere bakmak.
Kulaklığı takıp yürürken kafamın içinde klip çekiyorum. o sırada telefon çalarsa arayana sövecek kadar sinirlenebiliyorum. Yalnız mıyım ki.
kulağıma ince bir şey sokup kaşınmasını sağlar, sonra deli gibi kaşırım.
o değilde bir tek ben yapıyorum galiba, neyse.
bazen yolda boş boş yürürken kaos teorileri kuruyorum. özellikle bu aralar askerler ile ilgili kuruyorum. şurayı patlatsalar, burayı bombalasalar ne olur gibi.
Yastığa kafayı kömüp sessiz sessiz ağlamak.
Yazın evin içinde uzun havlu çorapla dolaşmak.
Uykuya dalmadan önce istemsizce ayaklarımı birbirine Sürtmek.

Başka yapan varsa ne olur haber versin!
Merdiven saymak. Evet çıktığım her merdiveni sayıyorum. Manyak mıyım lan ben.
Merdivenden çıkarken dengeyi kaybedip düşecek gibi olmak ama son anda kurtarmak. Bir gün kurtaramıcam kafa göz yarıcam kesin.
Hep en kötü ihtimalleri düşünmek, en basiti karşıdan karşıya geçerken şimdi elimden telefonu düşürsem geri almaya çalışsam tam bu anda... Vs gibi.