bugün

Bana kendimi savunma hakkı tanımaksızın gördüklerine göre kesin yargılar savuran her insana bir açıklamayı dâhi çok görürüm bundan sonra..

Ben kimseye yalan söylemedim.. Olmadığım gibi görünmedim.. Olmayan şeyleri varmış gibi göstermedim.. Olan şeyleri de saklamadım, gizlemedim.. Gizleseydim ortada yargıya varılacak sebepler bırakmazdım.. Sorulanlara dürüstçe cevap verdim, üzerine fazladan bir şey koymadım.. Koysaydım, söylemekten çekinmediğim kusurlarımın üzerini kapatmasını da bilirdim..

Ben ilk adımda ne isem, son adımda da öyle oldum.. Mükemmel bir insan değilim, olduğumu söylemedim, olacağımı da düşünmüyorum.. Ne kimseden üstünüm, ne de kimseden aşağılığım.. Yargılanacak olan davranışlarım olabilir bir tek, o da karşımdakinin davranışlarına göre belirlendi.. Bazılarına kötü davrandım, bazılarına iyi.. Bu benim kendi kararım değil, karşıdakinin bendeki etkisi..

Herkes kendi inandıklarıyla, kendi çıkardığı sonuçlarıyla, haksız eleştiri ve yargılarıyla, hatta önyargılarıyla, basit insanlara yakışan böylesi bir davranışla, daha ötesi; kendi vicdanıyla baş başa kalsın burdan gayrı..

Söylenecek son bir şey kaldıysa eğer, mavi gözlü dev söylesin benim yerime;

"Ne ben Sezar’ım, ne de sen Brütüs’sün..
Ne ben sana kızarım,
Ne de zâtın zahmet edip bana küssün..
Artık seninle biz, düşman bile değiliz.."
buram buram yalan kokan yalandır.
Diyerek kendine yalan söyleyen adam.
ilginç başlık görülür.
Girilir.
Uzunca yazı kaydırılarak geçilir.
Kimim yazdığına bakılır.
Hasmet ibriktaroglu nicki göze çarpar.
Okumadan başlıktan çıkılır.