bugün

beter ol.
Nerdesin lan merak ettim.
Kim bilir neredesin, ne yapiyorsun...
Seni ilk gördüğümde "ben bu çocukla tanışmam lazım" dedim ve hayatıma devam ettim. Bu düşüncemi öyle saklamışım ki kendimden tesadüfi tanışmamızdan sonraki şaşkınlığımı yüzümün halini görmeliydin.
Evren mesajımı duymuştu.
Seni bana getirmişti.
(bkz: O kendini bilmiyor) gerçe bende bilmiyorumdur.
Bir süredir rüyalarıma gelmedin umarım iyisindir. Ama son attığın fotoğrafa bakılırsa iyisin, ayrıca ne güzel kirpiklerin var; hiç dikkat etmemişim.
Ne güzel bi ukdesin. Çok güzelsin.
sanırım hayatımda kazanmayı net olarak düşünmediğim, inanmadığım bir seye yeltenmedim hiç, misal ders konusunda bile geçebileceğime inanmadığım derse çalışmadım, çalışmak istemedim. zaten insan fıtratı olarak biraz bu var lakin bende daha fazla var sanırım, hayatımda hırs yapmanın payı bile epeyce düşük. Ama bu sefer çok farklı, yıllarca bekleyip buna rağmen kaybedebilecegim ihtimalini düşünüyorum, bu beni tedirgin etmiyor, hevesimi kırmıyor. Kaybolacak olan belki sadece seneler, değer mi? Değer fazlasıyla. Oyle bi yola baş koydum ki dönüşü yok. Hiç tereddüt bile etmedim bu yoldan. Arkama dönüp geride bir seyler bırakmayı, seni birakmayi hiç düşünmedim. Bu saatten sonra tamamen Allah'a sığındım, insallah sonunda da hayrolur her şey. Hayırlısı olsun tabiki ama temennim hayırlı olanın sen olması yönünde fazlasıyla. Neden mi? Sevmeye çok sebep var ama yine de bu sorunun cevabını bulamıyorum. iyi ki varsın, uzakta değilsin. Bu sözlük de iyi ki var, seni sevdiğim icin iyi ki var, buraya bunları yazabildiğim, kendimi ferahlatabildiğim icin iyi ki var.
ben bu yazıyı sana yazdım. eğer ortada bir aşk varsa, ya teslim olursun ya da tamamen vazgeçersin. ister padişah ol, ister aktör ol, ister kral ol, ister prens ol, ister FBI ajanı ol, ister hacker ol, ne olursan ol ya aşık olduğun kişiyi sahiplenirsin, ya da kendi yalnızlığının mezarında bir ceset olarak kalmayı tercih edersin. gül dikeniyle güzeldir her zaman. sen o gülün tüm dikenlerini yola yola yok edersen, artık o gülün de bir güzelliği kalmaz. teslim olamıyorsan, teslim olamadığın için karşıdaki insanı deli yerine koyamazsın. aşk her zaman dokunmak ister. sen aşık olduğun kişiye dokunamıyorsan, bırak artık o kişiye başkaları dokunsun...

edit: sosyal medyayla da işim kalmadı artık. durum yeterince netleşti... passion is offline...
alırım derdini adam, alırım elini elime; Tuna nehri boyunca çağlarız, ay ışığıyla doyururuz karnımızı, Yaşar gideriz.
derdimi dermanımdan çok severim ben, sen su getir çay demleyeyim erkenden. yahut gidersen önden, her gece ölmek için arka sokaklarda dolanırım ben, ışıklara bakmadan karşıya geçersin sen. deliririz aniden! sen gidip, beni de götürmezsen şayet, eşkıyan olurum. uyumam, aynalarla konuşurum. belki sen pencereden giresin, 'uyu' dersin. 'üzerini ört.' dersin. 'aşk üşür, aşk üşütür.' dersin. kent şarkıları fısıldarsın kulağıma, meraklanma çıkmaz diğer kulağımdan. basit bir sevmek sanırlar belki ama sen, 'bırak onları.' dersin. hem bilirsin seni ömrümce sakınıp, saklayacağımı. ama 'onlar bilmesin.' dersin. belki geceleri cama çıkar, ezan okunana kadar yoldan geçen taksileri sayarım, belki bu dünyada beni bir başıma bırakırsan da sabahlara kadar kızarım sana. sonra kokunu avluya bırakırım. bir gün ben de, yaşamaya öldükten sonra başlarım.
bi' kez öpim mi?

hadi be...
Gelme amk gelme.
ben bu yaziyi benim kiymetimi bilmeyenlere yaziyorum... eger ki bir gün kiymetimi anlarsaniz ne mutlu size amaaaa hic anlamazsaniz vay sizin halinize.
beklemek bazen dünyanın en güzel hissi diyebilirim; biraz ürkütücü, biraz da inatçı ancak yine de güzel. hayatımda evleneceğime, birine aşık olup onla yaşam süreceğime inanamadım genelde. nedense hislerim hep farklı seyler düşündü. birini delice sevip kavuşamayacağımı ve sonunda öyle biriyle evlenmek icin evleneceğimi yahut evlendirileceğimi düşündüm hep. böyle bi durum olsa da aile hayatı kuracağım insani da öpüp basımın üstüne koyarım, gerekli değeri veririm, zamanla hallolur derdim, burda sıkıntı yok. şu an her şey bu yolda ilerliyo gibi maalesef, birini sevip kavusamiyorum, bu yolda olduğumdan mutluyum yine de. seviyorum ama sonumuzu kestiremiyorum, ne yapacagını kestiremiyorum, hayrolsun. hayat gerçekten birkaç kişiye sıkıca baglanip hepsini ciddi sevecek kadar kısa benim icin. bu yolu belki de ömrümde tek kişi icin yürüyebilirdim ve bu kişiyi seçtim, yürüyorum. ilerde ne olacak bunu kestirmem çok zor, yürüdüğüm yollar boşa çıkabilir biliyorum bunlar zor şeyler, insana ağır gelebilecek şeyler. ama bu bi problem değil, fedakarlığa varım. ortada koca bir ömür yaşam sürmek varken, birkaç sene dahi beklemek problem olmamalı. belki yolun başındayım henüz, ama sona kadar ısrarcı olacağım inşallah.
Senin ben yalanını sikim.
herkes aşık ve dertli. ben de bu yazıyı acı çektirmekten başka bir boka fayda sağlamayan aşka yazdım.

bu aralar göz kırpıyorsun ancak umrumda değilsin. yalnız olmayı, kafa dinlemeyi fena seviyorum. ohhh. bi rahat bir güzel.
Bir gün sana da söyleyeceğim seni en çok bu saatlerde konuşurken seviyorum.
(bkz: okuyamadık kardeş durumumuz yoktu).
Ben seni çılgın gibi uykumda bile sevdim.
görsel
nasıl bir kayboluştur bu, izin bile kalmamış.
bu gün sessizdim, yüzüm düşük, gözlerim boş bakıyordu. bugün, aslında her ne kadar dün olsa da bu gündü işte. ben ki senin sesini duyar duymaz hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlayan, ben ki senin sesini duyabilmek için gecenin bir saati arayıp, sonra sen "bu saatte ne arıyorsun"deyip kızarsın diye, senin sesini duyar duymaz kapayan, ben ki, kapının ziline titreyerek çalan... 11 sene oldu ne sesini duyabiliyorum ne yüzünü.... nasal can atardım sesini duymaya, sesimi duyduğunda nasıl da sıkılır ve belli ederdin. al işte, duyamıyorum artık, duymuyorsun artık.
11 sene önce bu gün , gidişine kadeh kaldırıyorduk. öyle isterdin çünkü. ya da biz öyle düşünmüştük, ya da kardeşim evde benimle kalıp seninle ilgili konuşmalarımı çekmek istemediği için öyle bir organizasyona girmiştik ki gözyaşlarımızın bahanesi alkol olsundu. varlığında yeterince gözyaşı döktürmüştün zaten, gisişine ağlamamalıydık.
bu gün de ağlamadım ben, 11 senedir olduğu gibi. ama 11 senedir ilk kez gittiğin gün aklıma düştün, böyle sukunete sürükledin beni.
öyle işte. ben bu yazıyı sana yazdım...
Can sıkıntısına saçmalıyorum buralarda

Umarım kafanı silkmiyorumdur

Evet şu anda bu yazıyı okuyan yazar sana diyorum,

Valla can sıkıntısından saçmalıyorum.

idare et be hacı*
Bu zamana kadar hep geri donmeni istedim.
Lakin sen beklenmeye deger bi insan degilmissin.
Dönme.....
Hep bozuldu oyunun kuralları benzemezsek onlara atılır mıyız oyundan.
Canının yandığı kadar canım yanıyor desem
Al bak kalbim acıyor desem
Gözümden damlayan tüm yaşların sebebi aensin desem
içine düştüğün çaresizliği biliyorum devası yok desem
Geçmişe dönemem seni eskisi gibi göremem
Geçmişe dönemem sana eski sağlığını geri veremem
Hayır
Böyle yeteneklerim yok canım kardeşim
Gece yatağının kenarına oturdum
Ayağının altını bıçakla kazımışsın belki hissederim diye
Hayır bunu kabul edemiyorum
Çaresizliğine çare bulamıyorum.
Sana eski seni veremem
Sana hayatım ve hayatın boyunca sonsuz bşr sevgimi verebiliyorum sadece.
Ablalar kardeşlerini hep sever ve asla vazgeçmez.
Seni seviyorum.*