bugün

Ben sensiz üşüyordum. Geldin ama, kalbinmi yakarak ısınacağımı sandın.
Ne yazacam bee.
Bir keresinde suçlu olduğun halde sen çabalamıyordun ama ben seni affetmek için nedenler aramıştım. Bu çaresizliğimi de unutmayacağım.
Gecenin çıplaklığında dokularımız birbirini tanımayan iki yabancı gibi...
Duygularımız birbirine sağır...
Şimdi kanatlarım olsada uçmaya dermanım kalmadı.
Çok uzaklardasın fakat nefesin nefesim olmuş senden ayrı adım atmak ise ölüm...
Senden uzak olmak hiç bu kadar beni teessür etmemişti ama biliyorum uzatsam elimi değecek tenine fakat yasak bana, yasaklar bana...
(bkz: denize atılması gereken mektuplar)

Hatırlar mısın? ilk başlarda sürekli birbirimize kitap hediye ederdik. Sen bana Reşat Nuri Güntekin serisi yağdırırdın bense sana karşı istikrarlı bir yazar profili çizmezdim. Sana verdiğim ilk kitabı hatırlamıyorum (ipek Ongun olması lazım) ama senden aldım ilk kitabı çok iyi hatırlıyorum. Reşat Nuri Güntekin'in ölümsüz damgası yemiş eserlerinden Dudaktan Kalbe romanıydı. Sen Lamia olurdun ben ise Hüseyin Kenan. Nerden çıktı bu şimdi diyorsan söyleyim.
Askerde sıkılırken tv den ibaret gazinoya girdim ve eski dizileri yayınlayan kanal açıktı ve orada senden aldığım ilk kitabın dizisi oynuyordu. Lamia ve Hüseyin Kenan derken kafamda şimşek çaktı aklıma geldin işte. Diziyi de çok severdin. Lamia ya küçük besleme dememe çok kızardın.
Neyse artık. Dizi biteli neredeyse 10 sene oldu. Sende benden biteli çok oldu. Rüyalarıma da çıkmaz oldun. Hadi bana eyvallah. Çarşı izni bitti. Hareket vakti. Ben gidiyorum...
Sana yazıyorum yine.güya yazmayacaktım artık.Umutsuz bir insan değilim özellikle başkaları konusunda.ama kendime dair hiçbir umudum yok artık.Kendin için bir şeyler yapıyor olmana çok sevindim.şu nisan ayı bitsin artık n'olur.bir nisan daha bitti. bak bir yıl daha geçti, hala aynıyız.her şey yenilenirken doğada benim içim ölüyor sanki.artık başkalarının mutlulukları beni Mutlu ediyor, mutsuzlukları Mutsuz ediyor sanki.bunlarla oyalanıyorum .seni aramıyorum artık.yine de sana benzeyen insanlardan uzak durmalıyım biliyorum ama yapamıyorum da.her şey neden bu kadar zor.sana gelip yaptığım her şeyin gerçek sebebini anlatabilmeyi o kadar istiyorum ki.ama yapamadım,yapmadım.
Bu yazıyı sana yazıyorum sözlük. Uyandığımda bir yere kaybolma sakın. Yoksa rahat rahat sövemem millete, yazık olur bana. Hadi iyi geceler sözlükcüğüm. Seviyorum seni.
Öl. Hadi.

(#31991817)
Geçireceğim daha çok insan var sıra sendeymiş. Hadii oyalama beni
sevgili ozan kitap okumak beni yordu.

uyumadan önce beni göz kapaklarından içeri almayı unuttuğun için soğukta kaldım. biliyorum ben uyurken üzerimi örtüyorsun. biliyorum ben uyurken beni göz kapaklarımdan diz kapaklarıma değin seviyorsun. biliyorum aynı anda üvercinka'yı okuyoruz.

sevgilim ozan, ilgi alanım diye adlandırılan kara parçasında tahtı olan tek erkek. afrika dahil.*
Bana aşkı doya doya yaşatan kişi sendin ilk defa. Ben gerçek aşkı senle yaşadım. Ama şunu unutma kız arkadaşının yanında rezil olan onurlu bir adam asla bir daha onun yüzüne bakamaz. işte bende öyleyim. O kadar aradın açmadım ancak bilmenizl istiyorum ki gözlerinin içine nasıl bakarım bir daha. Seni uzaktan görmeye yeltendim ama yakalanirim korkusu ile cesaret edemedim. Neredeyse bir sene olmuş. Şimdi kim bilir kimler ile berabersin. Umarım iyisindir ve beni affet lütfen.
sen sevme küçük prens'i.

senin işin olmaz kitaplarla.

kıskanırım ben, paylaşamam küçük prensi seninle.

o benim kahramanım.

sense sadece kendini düşünen bencilin tekisin, görüşmemek üzere, umarım yazmazsın.
Kapıdan çıkınca seni görüyorum. tebessümler sende güzel, tebessüm ediyorsun. kafamı sallamakla yetiniyorum. tebessüm etmeye bile gücüm yok. orda dudaklarına yapışırdım ama insanlar vardı, sen vardın bir de ayıplar vardı. beni ayıplarlardı. umrumda değil insanların dedikleri derdim. ama insanların sana dedikleri umrumda oldu. ne dediler sana? ne dediler ki nefret ettin benden? Koridoru geçince sen varsın. köşeyi dönünce bile karşımdasın. merdivenler teneffüslere açılıyordu okul saatlerinde. çayın yanına sigara koymak için muazzam anlardı teneffüsler. yanına oturmaya niyetlendiğim anlardı. hışımla gider bahçeye açılan kapıya gelince yavaşlardım. ve hep seni dert etmemiş gibi davrandım. içimdeki rahatlığı yüzümden anladığını iddia edenler vardı. sen insandan anlıyorsun derdim. rahat yaşamak cam kırıkları üzerinde yürümekten farksız. açığını vermemek ayağını kesmemek için uğraş gerekir her an. Her yerde sesini işitiyorum. ingilizce konuşan okutmana garip garip bakıp bir sana bir ona bir de bölüme hazırlık koyanlara küfrediyorum. kafam bozuluyor. Zor geliyor seninle yaşamak, zor olduğu gibi sessizliğin. Zor olduğu gibi senin bunu bilmemenin.
bak ne hale geldim. mutlu musun?
Lan cok komiksin. Kekledigini saniyorsun ama ben seninle egleniyorum farkinda degilsin. Salaga yatmak cok guzel.
Niye hep böylesin?
arada twitlerine bakıyorum. baya böyle zaman tünelinde bi ay kadar gidiyorum geri. stalklamak için değil, içlerinden hoşuma giden veya katıldığım bi şey olur beğenirim veya twitlerine bakarken yanlışlıkla beğendim ayağı yaparım, mesaj atarsın biraz muhabbet ederiz diye. ama bakıyorum hiçbir şey yok. ne bir ortak yön, ne katıldığım bir görüşün, ne de hoşuma giden bir şey. sen de diğer sıradan kızlar gibi boş boş günlük şeyler yazıp duruyosun. hem hatırladığım kadarıyla bir sürü ortak noktamız vardı bizim noldu onlara? sanki hiç tanımadığım bir yabancıymışsın gibi hissetmeye başladım.
Silebilir misin sende kalan dudaklarımın nemini?
nem değildi onlar, bildiğin salyaydı amk. Nasıl unutulur ki?.*
Yazı değil şiir ama olsun.
Bilmiyorum
Henüz hangi sözcüğün daha iyi ifade edeceğini bilmediğimden
Seni sevgilim diye hayal etmek istiyorum
Ellerinin yerine neyi tutacağımı bilmediğimden
Yan yana ilerlerken bir yol kenarında
Baharın ılık esintisi tenimde
Elini tuttuğumu hayal etmek istiyorum
Bedenin esrimesinin farklı nedenleri olduğunu bilsem de
Esrikliği şimdilik yokluğunun yarattığı boşluğa yormak istiyorum
Boşluğu hiçbir sözcüğün dolduramayacağını bilsem de
Şimdilik adı aşk olsun istiyorum
Sözcükleri bana verenin ben olmadığımı bilsem de
Sözcüklerle sarmaş dolaş olup
Seni uygun düşen içeriğine eşitleyebildiğimi var saymak istiyorum
Sözcükleri seni anlatır hala getiremeyeceği bilsem de
Senin ancak sözcüklerde olduğun yanılsamasına kapılmak istiyorum
Yanılsamaları eleştirmekten aldığım hazzı bilsem de
Kendimi kısa süreceğini bildiğim
Bu henüz adını veremediğim
Belki de hiç veremeyeceğim
Aldatmada aldatmak istiyorum.
Sen gitmeleri Afili sen.Senin bu cümleyi görebilme ihtimaline içiyorum.
Ben bu yaziyi sana yazdim. Belki hic okimicaksin zaten okusanda umrunda olmaz biliyorum. Ama bilmeni isterdim. Ben seni cok sevdim. Her gün Allahim ne olur pisman olsun diye dua edecek kadar cok sevdim. Yemin ederim bi niyetim yoktu. Sandigin gibi senden bi istegimde yoktu. Sadece sevdim. O an gecmiste aramizda ne olmus gelecekte ne olur hic düsünmeden sevdim. Düsünemedimde zaten. Cünkü hayatimda hic olmadigim kadar mutluydum. Hani uzun bir zaman sonra dogdugun büyüdügün memleketine geri dönersin ya. Iste o bicim sevdim. Ayni duyguyu seninleyken hissettim. Bir babamdi beni aglatan birde sen. Bir babam birakti beni birde sen. Bir babasizim birde sensiz.
görsel
yalnız bir adam kime anlatabilir ki yalnızlığını.
Hiç sönmedi hiç eskimedi hiç eprimedi hiç aşınmadı

yandı

Yandı

Yandı

Daha da yandı

Öyle yandı ki ihtimaller.

ellerimi gözlerimi dilimi dudağımı her şeyimi sana teslim ettim.

Sana yandım. Yandım. Daha ne diyeyim yandığım.