bugün

filmle dizi arasında boşluk bırakıp milleti boğmaya kalkmayan akıllı zihniyetin taaaaa bürosunu ziyaret edeyim*.
gençler birliği beşiktaş maçındaki gol sevincinden sonra ben de behzat ç'yi kalbime gömdüm.
bana çok vasat gelmiş filmdir. şöyle ki;

filmin en başından katilin kim olduğu belliydi. geriye cinayetlerin neden işlendiği kalıyordu. o da 30. dakikada seyirci tarafından çözüldü bence. en azından ben çözdüm. artık behzat ın bu adamı yakalayacağından zaten emin olduğumuzdan, izlediğimiz şey sadece nasıl yakalanacağıydı. o yüzden ben çok vasat buldum. heyecanlandırmadı. en baştan her şey belliydi zaten.

heyecan dozu, olayların derinliği filmden çok ileri seviyede olan bölümler vardı dizide. en fazla bir dizi bölümü kadar güzeldi yani.
Beklenti karşılamama olayına açıklık getirirsek, şöyle ki: benim gibi kitabı okuyanları, bu kitabı okumayanlar anlayamaz. Anca aynı harun a ne komik felan derler. ANcak ben eminim ki bu kitabı okuyanların büyük kısmı benim gibi hayal kırıklığıyla çıktı filmden. Çünkü kitap felan uygulanmamaış filme. Bu kitabın en güzel ve önemli yanı kanımca kötü karakterlerin, yani red kit, gorbaçov ve sakız çiğneyen adam ın karakterlerinin çok iyi ve özenli çizilmiş olmasıydı. Kötü karakterler sürüklüyordu yani kitabı.

(Devamı filmin içinden ayrıntılarla ilgilidir...)

Ancak filme baktığında kötü karakterler pek bir dandik olmuş. Gorbaçov anında satıyor red kit i. Sakız çiğneyen adam paso yavşak diyor dayak yiyor. Adamlar (kitaba göre) o kadar taşşaklı olmalarına rağmen nereden bulundukları belli olmadan canlı canlı tabuta giriyorlar. Red kit in nasıl bir karakter olduğunu anlayan bir insan bile yok. Küçükken başına bir şey gelmiş onun intikamı. Oysa kitapta onunla ilgili çok daha iyi ipuçları vardı. Karakteri çok daha iyi işlenmişti. Filmde milleti nasıl canlı canlı gömdüğü bile belli değil. Hakab Boyav'ın oynadığı karakter. Adam delinin tekin oynuyor sonra Behzat iki laf söylüyor ve adam düzeliyor ve o sayede çözüyorlar işi. Bu bağlantılar felan çok karışık olmuş ve hiç önemli değilmiş gibi geçiştirilmiş. Ben bu filmden komik muhabbetlerin yanı sıra, çok daha iyi işlenen kötü karakterler, red kit in yarattığı korkunun derecesinin iyi yansıtılmasını, çözümünün çok daha akılcı olmasını beklerdim. Bu yüzden de beklediğimi bulamadım. Bence çoğu kişinin de bulamaması lazım. He tabi a vay amına koyuium lan harun ne komik haha demek için gitmediyseniz filme...

edit: Bu arada unuttuğum iki şey daha var. Birincisi araba takla sahnesi. Çok gereksiz ve aptalca olmuş. iki saniye sonra ayaklanıyorlar. Arka sokaklar tadında olmuş. ikincisi de sigara olayı. Adamlar tv de içmiyor, şçemiyor tamam o zaman filmde de içmesinler. En azından akbaba içmeseymiş, sadece behzat olsaymış. Tamam filmle dizinin pek bir bağlantısı yok. Zaten Berna'nın akibeti belli olduğundan olayın red kit ile ilişkilendirilmeye çalışılması da çok saçma olmuş. Buradan da dizi ile filmin ilişkili olmadığını çıkartabiliriz. Kitapta içtiği için filme de konmuş sigara. Hatta kitapta da hep Behzat 216 sını ağzına götürdü tarzı cümleler vardır. Yakında bu sigaranın da behzat ç sigarası olarak satılmasını beklemekteyiz...
bir nebze özlemimizi dindirmiş, bir nebze daha da özletmiştir.
dizinin herhangi bir bölümünden farksız bir filmdir.
dizisindeki herhangi bir bölümden farkı, biraz daha uzun olması ve küfürlerin sansürsüz verilmesiydi.
red kit i izlerken, ercü yü bile özlediğimizi hissettiren filmdir.
erdal beşikçioğlunun performansı için bile izlenmesi gereken film. gittim, gördüm, beğendim.
--spoiler--
- konu ne abi konu ne?

harun: konusuz konusuz.
--spoiler--
sevişme sahnelerini görünce adı behzat. p mi olmalıydı diye düşündürten film.
vasat bir filmdir.

not: daha önce yazıldıysa kusura bakmayın...
sonu hariç güzeldi. harika değildi ama seviyoruz ya işte izleniyor. ayrıca çok fazla güldük.
şu ana kadar diziyi hiç izlememiş, kitapları hiç okumamış birinin de * rahatlıkla olaylara dahil olup kendini kaptırabileceği filmdir. tabii ben diziyi izlemediğim için jenerik müziğini bile özlememişim, eheh neyse. film, tek bir sahne haricinde güzeldi. işbu sahne de,

--spoiler--
şu an isimlerini ve işlevlerini hatırlamıyorum ama adamın biri gelip üç adamı vurdu ya. hah, o üç adam çok yapay öldü. hatta o kadar ki bir an düşündüm "lan acaba türk filmlerine gönderme falan mı var bu ne be" dedim. ama gönderme yok galiba, kendi sahtelikleri. azıcık çalışılsaydı yahu, o ne öyle gerçek kesit'ten fırlamış gibi.
--spoiler--
bir behzat ç hayranı olarak filminden hayal kırıklığına uğradım diyebilirim. film değil de dizinin vasat bir bölümünü izliyor gibi hissettim. dizi de bazen çözmeye çalıştıkları cinayetin derinliklerine inebiliyorlardı, filmde konu çok yüzeysel kalmış gibi. bir de filmde çok güldüğümü söylemeden geçemeyeceğim. komedi tadında bir polisiye filmi olmuş.
kurgu iyidir, oyunculuklar iyidir ama filmin temposu ile ilgili ciddi sorunlar var. ne olduğunu anlamadan bir anca kovalamaca sahnelerine geçiliyor sonra birden bire duruluyor filan. ama asıl eleştirim iğrenç melodrama. dramatize amaçlı çok gereksiz sahneler var filmde.
diziyi izlemeyen birisi için çok heyecanlı gelmeyebilir, benim hoşuma gitti, sonunda bütün yazılar aktıktan sonraki olayı herkes gördümü yoksa ben şansa mı denk geldim.
behzat ç. seni kalbime gömdüm benim için çok güzel bir dizi bölümü gibiydi fakat yine de harikaydı. her karakter filmde karakterinin hakkını verdi. bu dizinin ve dizideki her karakterin hastasıyım yaa..
bugün gittiğim ve beğendiğim film. tıpkı dizisi gibi. evet, aynen öyle.
film konusunda kimi olumsuz eleştiriler oluyor ya "aynı diziden bi bölüm gibiydi, bi fark yok" tarzında. bunu olumsuz olarak yorumlamak bana tuhaf geliyor. adamların her hafta çekip önümüze koydukları bölümler diğer dizilerin kıytırık bölümlerine benzemiyor da ondan öyle geliyor olmasın. adamların "film tadındaki dizi" bölümlerinden kaynaklanıyor bu. hadiseyi bozdukları yok yani. zaten iyi yaptıkları bir şeyi bir kez daha farklı şekilde pekiştirmişler. sinema yolu ile. adamlar dizi tadında film yapmıyorlar, film tadında dizi yapıyorlar. ve bu konuda da acayip iyiler.
izleyin, izlettirin.
filmin sonundan sonraki sahnesini merak ettiğim film. ilginç bir tanım olmuş olabilir ancak film bittikten sonra ekstra bir sahne varmış yazılardan falan sonra yani. sadece var olduğunu duydum, izleyen birisinden bilgi alınabilir. yoksa torrente düşmesini bekleyecez mecbur.
dizi zaten sinema kalitesinde olduğu için, kalite ve senaryo olarak yeni olan filmdir. olay örgüsü ve sinemanın verdiği rahatlık filme yansımış tabii ki. özellikle o sansürlerin olmaması gerçek behzat ç ruhunu filme yansıtmış.

10 numara film olmuş. izleyiniz dedikten sonra spoiler silsilesine başlamak isterim.

--spoiler--
-"senden nefret ediyorum behzat nefret nefret" sahnesine ben de anlam veremedim ama sonradan okuyunca dank etti ki joe dalton'un repliğidir bu. unutmuşuz yaşlanınca.

-pembo'nun atarları ve mezardan "ananın amını gömecek" sahnesi en çok güldüğüm yer oldu. ayrıca adam haklı beyler. gorbaçov adam olsaydı rusya bu halde olmazdı.

-cansu dere oyunculuğu ile tiksindirdi. o kadar iyi oyuncu arasında çok sırıttı. ayrıca bir anda amirim ile yatış moduna geçtiler. orası pek olmadı. ilk sahnede kızım diyordu amirim cansu dere'ye.

-savcı esra, siyah dantelli don sahnesi ile gönlümü yaktın haberin olsun. aklımdasın.

-tardu flordun büyük oyuncusun.

--spoiler--

(bkz: behzat ç hadi gömdüm)
(bkz: sis atma behzat ç)
behzatin dana gibi telefon konuşmalarını özlediğimi hissettiren film.hee bir de dizisinden ne bir eksik ne bir fazla.
dexter gibi bir diziyi izledikten sonra çerez gibi gelmektedir böyle şeyler. zaman kaybıdır bu filmin çekimi ve izlenmesi.
behzat ç'nin kendi hayat hikayesini ve behzat ç siyasetini iyi yansıtabilmiş filmdir. hea zaten sen olaya direk polisiye diye bakıyorsan, beğenmezsin. o senin kendi eksikliğin. birde amerikan özentisi, kendi halkına karşı kışkırtılmış bu yüzden kendi ülkesinden hiç iyi şeyler çıkamayacağı kafasına kazınmış bebeler var. dexter'a doğru yol alında, bari ayak bağı olmayın.

filmin içinde ufaktan bir eksikliğe kapılabiliyorsunuz. sanırım çok fazla beklentiyle gitmemizden kaynaklı bu. 'adamlar her hafta apar topar dizi çekerken neler yapıyorlar, filmde neler yapmışlardır.' düşüncesiyle gitmeyin. çünkü zaten behzat ç kendi konusunun doruk noktasına daha önce vurdu. genede harikulade bir filmdi.

başrol sevmeyen yapım dolayısıyla, yan rollere çok daha fazla değer veririm. yapımın kolonları onlardır, bu sebeple film sağlam bir yapı olmuş. özellikle berkan şal ve rıza kocaoğlu çok iyiydi.

birde bu film öyle büyük paralara çekilseydi, behzat ç filmi olmazdı.