bugün

GSM şirketleri ve Telekomünikasyon Kurumu tarafından henüz varlığı ispat edilmediği iddia edilen; ancak Tübitak tıp danışmanı ve iç hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Selçuk Aslan'ın hazırladığı rapora göre kanserojen etkisi sabit görülen zararlardır.

Doç. Dr. Selçuk Aslan'ın hazırladığı rapordan:

--alıntı--
Cep telefonları ve baz istasyonları mikrodalgalar yayarlar. Mikrodalgalar elektromanyetik dalgalardır. MD'ler dokularda iki temel etki yapar:
1- Termal etki (dokuların ısınması)
2- Kimyasal etki (doku hücrelerinin yapısının bozulması). Hücrelerde büyük moleküllerin yani proteinlerin deforme oluşu hücre zarlarının birbirine yapışması, hücre zarlarında deliklerin açılması, sinir zarlarının bozuluşu insanda değişik etkiler yapar. Uykusuzluk, sinirlilik, unutkanlık, depresyon, baş ağrısı ve dönmesi, gibi etkiler ile Alzheimer hastalığı (bunama) ile Parkinson (titreme) gibi tehlikeli beyin hastalıkları görülebilir. Mikrodalgaların Kanser yapıcı etkisi 3 türdür. Birincisi; kendisi kanser yapar, ikincisi; kanser yapıcı maddelerin hücreye girişini hızlandırır. Üçüncüsü ise; varolan ama gizli kalmış kanserin gidişini hızlandırır.
--alıntı--

Ayrıca, Uted Dergisi'nden:

--alıntı--
Avrupa'da kanserli hastaların cep telefonu kullanmaları doktorlar tarafından yasaklanmış ve bu BBC televizyonu tarafından duyurulmuş. Amerika'da çevre koruma ajansı EPA mikrodalgaları kanser yapıcı olarak ilan etmiş, Polonya'da cep telefonlarının kanser yaptığı laboratuvarlarda kanıtlanmıştır. Fransa'da 1975'ten 1995'e kadar beyin tümörlerinin giderek arttığı ve bunun cep telefonlarına bağlı olduğu bildirilmiştir. Amerika'da yeni bir yasayla okul ve evlerin üzerine dikilmesi yasaklanan baz istasyonlarının dikileceği yerleri belirleme yetkisi eyalet veya kent konseylerine verilmiştir. Türkiye'de yargıtay 05.05.1999'da anten veya aktarıcı dikilmesi için apartman sakinlerinin oybirliğini şart koşmuştur.

Bugün tıp mikroskobik incelemeyle bir kanserin radyasyondan oluşup oluşmadığını kesin olarak belirleyebiliyor. Böylece cep telefon firmalarının "ne malum cep telefonunda kanser olduğu?" savunması da geçersiz kalıyor. Cep telefonları ve yansıtıcıların işitme kaybına, kulak çınlamasına, cinsel hayatta kısırlık, sperm azalması, gebelikte sakat doğumlara ve düşüklere neden olduğu bilim adamlarınca doğrulanıyor. Teknik olarak ise bilimadamları şu açıklamaları getiriyor; Tepenizde bir aktarıcı değilde, bir radyo vericisi var gibidir. Şirketler bu antenleri 100 wattlık bir ampulle bir tutarlar ve "evinizdeki ampulden korkuyor musunuz?" derler. Oysa ki burada önemli olan güç değil frekanstır. Ampulun frekansı 50, aktarıcının ise 1 milyar kadardır. Antenlerdeki mikrodalga düzeyi 0,65 mw/santimetrekaredir. Yani New York'ta kabul edilen tehlike üst sınırının 13 katıdır. Şirketler mikrodalga şiddetinin mesafesinin karesiyle ters orantılı olarak azaldığını söyler. Azalan elektromanyetik alan şiddetidir. Kanser yapıcı etki, mesafeyle azalmaz. Buna en güzel örnek güneşin ultraviyole ışınlarıdır. Bu ışınlar milyonlarca kilometre öteden geldileri halde cilt kanseri yapabilmektedir. Cep telefonu ve dam aktarıcıları özellikle çocuklar için çok tehlikelidir. Mikrodalgalar çocuğun küçük vücudunda rezonans (titreşim) yapar. Bu şekilde zararlı etkileri daha da artar. Mikrodalgalar ani beşik ölümlerine de neden olabilir. Aktarıcılar damda vınlama yapar, rüzgarda uğuldar, yıldırım çeker ve depremde de ek tehlike yaratır.
--alıntı--
yurttan ayrılmayı gerektirebilir.