bugün

-al arabayla git.
--istemiyorum.
-al al arabayla hızlı hızlı git okula hallet işini.
--valla istemiyorum.
-lafımı dinle bak.
--yok istemiyorum, otobüsle gideceğim ben.
-arabayı al beni de bilmem nereye bırakırsın.
--e iyi madem.

her sabah mı yaşarız bu diyalogu? her sabah yaşıyoruz. neredeyse her sabah kendisini bir yerlere bıraktırıyor sırf ben yollarda sefil olmayayım diye.
yine de toplu taşıma candır. trafik heyecan.
Biri. Onun gibi olmak istemedikçe en çok ona benzediğim biri. Biyolojik olarak babam. Baba sıfatını sadece maddi yönden destek olarak alabileceğini sanmasıda oldukça saçma. Saygılar.
Güvendiğim ilk insan.
2-3 ay öncesine kadar her şeydi artık sadece hayal kırıklığıdır.
Hayatta yediğim en büyük kazığın sahibi. Hoca merhumu nasıl bilirdiniz dediğinde hesaplaşacağız.
ölse bile mezarına gitmeyecegim tek insan...

(bkz: mezarına tükerecegim) onun..
Duygusallık gelir.duygusal ve içten bir babam var.1 hafta görüşmesek dayanamaz.
Büyük adam.
yıkılmayan dağ.
can damarım vs. vs.
hayal kırıklığı.

herkes baba olmamalı, herkes bu sorumluluğu taşıyacak kişilikte olamıyor...

bana bunları öğretti. keşke daha güzel şeyler öğretebilseydi.
Baba denince aklıma ilk babam geliyor.
Şu aralar bana gönderme yapmak için kullandığı cümle babamın öldüğü yaştayım.
Ceza mercii.
Başka da birşey değil.
Deve tüyü rengi ve sigara kokusu.
Benim aklıma çocukluk anılarım geliyor, güzel günlerdi.
gençliğini bize bakmak için heba etmiş bir adam geliyor aklıma. yokluğunu allah yaşatmasın.

konuşmadan anlaşabildiğim tek adam.
Herşeyimi ona borçlu olduğum adam bana böyle bir hayat sunduğu için ve Allahın, onun çocuğu olarak doğmamı nasip ettiği için şükretmem gerekiyor.
Müslüm gürses.
Canımın en içi.
(bkz: yokki)
Keşke eskisi gibi hayattaki tek dayanağım diyebilseydim ama malesef ki en sıkı tuttuğum en kuvvetli sandığım bir hareketiyle kırılan bir dal.
görsel
Açıkçası kıskandım hayatınızdaki baba figürlerini... Benim için hep aynı adamdı çünkü. Kahramanım değildi, hiçbir zaman. Nefes de olmadı arkasına sığınılacak bir kalkan da... Filmlere, arkadaşlarımın babalarına özenerek yaşadım ben hayatımı. Babasının kızı, prensesi olmadım.
Dedim ya hep aynı adamdı. Beş yaşımdayken de on beş yaşımdayken de. Baba kızdı, baba bağırdı, baba beğenmedi,baba sustu. En çok da susmaları acıttı.
gölgesinden çekindiğim fakat saçımı okşamasına dünyaları değişeceğim adam. Babam. Baba...
En çok da bu yüzden affetmeyeceğim seni. beni sevmediği için. Küçükken kendimi sana sevdiremediğim için suçluluk duyardım. Artık bunun için de seni suçluyorum.
Hayal kırıklıklarım, başarısızlıklarım, yanlışlarım için de... Parayla kurduğun dünyandan tiksiniyorum. Yüksek perdeden küfürlerle, kimi zaman şiddetle süslediğin çocukluğumdan da. Ama garip olan şu ki seni yine de çok seviyorum.
kahve, iskambil kağıdı, maça kızı, okey taşı, zar, tavla, yeşil örtülü masa, ıstaka, oralet.
boşluk..

daha önce de yazdığım gibi var olduğu ama varlığını hissetmediğim figür. Keşke o baba-kız ilişkini yaşayabildiğim harika bir adam olsaydı anlatmaya doyamasaydım sizlere.

keşke keşkeler olmasaydı mesela..
vito carleone, müslüm gürses.