bugün

aşık olunca karşındaki kişinin ufak tefek kusurlarını gözden gelmeyi ve hatta bunları çok şirin şeylermiş gibi görmeyi açıklayan özlü söz.
her insanın a$ık oldugunda,yaptıgı anlamsız hareketler icin sarfettigi kar$ı savunma cumlesidir..
fakat kimi barbarlar bunu "kör tuttugunu siker ama" $eklinde yorumlayabilir..her iki secenekte birbirini destekler $ekildedir..
1985-86 yıllarında trt'de yayınlanan başlıca rollerde merhum alev sezer *, nil ünal, leman çıdamlı'nın yer aldığı dizi, dandik bi animasyonumsudan oluşan bi başlangıç jeneriği vardı...
ayrıca kulağı da sağırmış. yaşayanlar bilir...
aşkın gözü kör değil. aşk geri zekalı.
(bkz: o beni prenses peri sanıyor)
(bkz: bir hata yapsam geri sarıyor)
sözlerinin bulunduğu şarkıda geçen bir cümledir.
(#1038471)
açmamak lazım aşkın gözünü.
Aşkın Gözü Kördür
Fırat'ın bir yakasında yaşayan bir delikanlı ile öbür yakasında yaşayan güzel bir kadın varmış. Birbirlerine aşık olmuşlar. Delikanlı her gece Fırat'ın sularında yüzerek karşı yakaya geçer sevgilisine ulaşırmış. Şafak sökmesine yakın delikanlı sevgilisine öpücük kondurup Fırat'ın azgın sularına girip öbür yakaya geçermiş. Bu gecelerce böyle sürüp gitmiş.

Yine bir gece delikanlı Fırat'ı geçip sevgilisinin yanına gitmiş. Şafak sökerken delikanlı veda öpücüğünü vermek üzere kadının yanına sokulmuş, kadına dikkatle bakarak;

- senin bir gözün ama mıydı !

demiş. Kadın o zaman delikanlıya bakarak;

- sen sen ol sakın ola bugün Fırat'a girme

demiş. Delikanlı kadından ayrılmış , Fırat'a girmiş ve yüzme bilmediğinden boğulup ölmüş. Bizim delikanlı gerçekte yüzme bilmiyormuş, duyduğu aşk yüzünden onun gücü sayesinde Fırat'ı geçermiş.

O aşk bitincede....
aşk çoktan anlamını yitirdiğinden ve günümüzde menfaate dayalı ilişkilerin tekelinde olduğundan çoktan geçerliliğini kaybeden söz.
ve kör tuttuğunu... *
sevilen kisinin, dis cevreye gore olan kusurlarinin gorulmesini engelleyen, bununla beraber o kusurlarin guzel ve dogal olarak gorunmesini saglayan, bu baglamda yeri geldiginde haksiz olunsa bile karsi cikmayi aciklayan ozlu sozdur.
Dünya Yaratilmadan önce Iyı ve kötü huylar ne yapacaklarini bilmez vaziyette dolaniyorlarmiş.ßir gün toplanmişler ve her zamankinden canlari sıkkın oturuyorlarken saflik ortaya bir fikir atmiş .. Neden saklambaç oynamiyoruz??ve hepsi bu fikri beğenmiş..Çılgınlık bağirmiş ben ebe olmak ve saymak istiyorum .. hiç kimse çılgınlığa uyacak kadar çıldırmadiği için çılgınlık bir ağaca yaslanmiş ve saymaya ßæşlamiş..1 - 2 - 3 .. O saydıkça Iyi ve kötü huylar saklanacak yer aramişlar..aşk karamsar olduğu gibi nereye saklanacağini da bilmiyormuş.. Bu ßizi şaşirtmamali çünkü aşkin ne kadar karamsar olduğunu ve saklamanın ne kadar güç olduğunu ßiliriz..ve çılgınlık 100 ü saydığında aşk güllerin arasına sıçramiş ve saklanmiş..Çılgınlık bağirmiş Önüm arkam sağım solum söbe Geliyorum..Ilk önce tembelli görmüş çılgınlık çünkü saklanacak enerjisi yokmuş çilginliğin .. SOnra sefkati görmüş ayın boynuzunda ..Sevgiyi bulutlarin arasinda bulmuş .. yaLan bir taşin altına saklanacağini sölemiş ama onu gölün dibinde bulmuş.. ihanet i ise çöp yığınlarinin içinde bulmuş çılgınlık .. hePsini birer birer bulmuş .. ßiri hariç ... Ümitsizliğe kapılan çılgınlığın kulağina hasret fısıldamiş aşk ı bulamıyorsun değil mi çünkü o güllerin arasinda saklaniyor..Çılgınlık yerden çatal şeklinde bir sopa almiş eline ve güllerin arasina saplamiş saplamiş saplamiş ... Taki yürek burkan bir haykırış onu durdurana dek.. AŞk güllerin arasından çıkmış.. elleriyle kapadiği gözlerinden sicim gibi kan akıyormuş.. çılgınlık aşki bulayim derken heyecandan aşkın gözlerini kör etmiş..Çılgınlık ; ne yaptım ben ne Yaptım diye bağırmış senin gözlerini kör ettim nasıl onaraßilirim?... aşk cevap vermiş, benim gözlerimi geri veremezsin ama benim için ßirşey yapmak istersen benim klavuzum olabilirsin... Ve o günden sonra aşkin gözü kördür ve çılgınlık onun yanındadir
bir amy winehouse şarkısı;

aşkın gözü kördür demişler - amy winehouse

karşı koyamadım ona
gözleri tıpkı seninkiler
saçlarınız aynı kahverenginin tonu
senin kadar uzun boyly değil ama nasıl desem
karanlıktı, yatağa uzanıvermişim işte

sen herşeyimsin, o ise anlam ifade etmiyor bana
ismi bile yok aklımda
neden böyle bozuldun !
bebeğim sen yoktun orda
bense seni düşünüyordum boşaldığımda

ne bekliyordun ki !?
beni orada bir başıma bıraktıktan sonra
çok içmiştim, ihtiyacım vardı insan sıcaklığına
öyle fazla da kızma
o senmişsin gibi davrandım
yalnızlık çekmemi mi isterdin yoksa !

nasıl anlatacağım bunu sana ?
elimi tutmasına izin vermedim
gözüme sen gibi gözüktü bir anda
sen olmadığın halde
ama bana hala güvenebilirsin, bu aldatma sayılmaz
dalga geçmiyorum, aklımda bir tek sen vardın diyorum

seni andırıyordu bayağı
dememişler mi, aşkın gözü körmüş işte ...
*
Ve hep öyle kalmalıdır.
bir yere kadar doğru sözdür. sonunda gözleri açan da aşktır. dönmemek üzere çekip gitmeyi sağlayacak kadar.
o gözler açılırsa aşk ta biter...
ama bakan kör olmak lazımdır her daim..
aşkın gözü kör olmamalı diyorum ben. tamir ettirelim onu bir tamirciye gidip.

ya da göz doktoruna götürüp tedavi ettirelim. ameliyat gerekiyorsa, parasını sağdan soldan bulup mutlaka ameliyat ettirelim onu. yurt içinde tedavisi mümkün değilse, avrupa'ya, abd'ye, ne bileyim uzaya, mars'a, venüs'e, jüpiter'e götürelim aşkı, veya uzmanlar getirelim oradan memleketimize eğer varsa ve mümkünse.

ya da sosyal bilimcilerin tartışma konusu yapalım. kitaplar sipariş edelim; uzman kalemler düzeltsinler şu aşkın gözünü. konferanslar, paneller, sempozyumlar düzenleyelim, şu kör göze neşter vurmak için. yediden yetmişe toplayalım herkesi futbol stadyumlarına toplandığımız gibi. gerekirse zor kullanalım, polis, jandarma gücünü devreye sokalım, hariçte bir tek kişinin bile kalmaması için ve dinleyin, öğrenin ve amel edin diyelim o stadyumlarına topladığımız insanlara.
mecnuna demişler ki:

-bu leylanın neyine vuruldun kara kuru çirkin bişey...ne var ki bunda...

o da demiş ki;

+ siz ona bir de benim gözümle bakın...
* *
kör gözlü aşk yolda giderken bir kerede bize çarpsa ne olur sanki ? kör değildir efendim kör değildir, işine geldiğini görür bu aşk ibnesi.
lise edebiyat kitabında yazan bir yazı süpersonic bir örnektir aşkın gözünün menşeine...

adamın biri nehir kıyısında yaşamaktadır ve birgün nehrin karşı kıyısında bir kıza vurulur. nehir geçilmesi oldukça güç bir nehirdir fakat adam aşkı için nehre dalar karşı kıyıya geçer. kız da onu sever. böylece adam hergün sevdiği için karşı kıyıya geçer. günü birlikte geçirirler ve akşam olunca döner. günler böyle geçerken birgün adam kadına;
-yüzüne ne oldu, bu ne lekesi der.
-yarın benim için nehre dalma, gelme, boğulursun.
-neden gelmeyeyim, ben seni seviyorum.
-evet seviyordun bu sayede hergün o nehri geçebiliyordun, ama bugün artık bitti aşkın. o sorduğun leke benim doğum lekemdir. sen aşkından yüzümdeki lekeyi görmedim aylardır. fakat artık bugün gördün ve demek ki aşkın bitti. yarın nehri geçmeye çalışma, boğulursun...
adam inatla ben seni seviyorum geleceğim der. ertesi gün kadının yanına gitmek için daldığı nehirde boğularak ölür.
ödev...
1)giriş, gelişme, sonuç kısımlarını işaretleyerek gösterin,
2)özetini çıkarın.
3)konunun ana fikri nedir,
4)konu nedir,
5)kadının olgunluğu önünde saygıyla eğilin,
6)adamın gözüne sıçın,
7)kadına estetik yaptırın, lekesini sildirin,
8)nehre köprü yaptırın.

ah lise yılları...
(bkz: askin gözü kör mü acaba)
kulaklarıda sağırdır. öğütleri dinlemez şapa oturulur.
charlie harper'ın love is not blind love is retarded şeklinde coverladığı çok da doğru yaptığı sözdür.
gözü kör, kulağı sağır, dilsiz, engelli, şuursuz.. aşk deliliktir.
Bundan çok uzun yıllar önce dünyada yaratılmadan , insanlar dünyaya ayak basmadan önce, iyi huylar ve kötü huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilmez halde dolanıyorlarmış. Bir gün toplanmışlar ve her zamankinden daha sıkkın bir şekilde otururlarken, ''SAFLIK'' ortaya bir fikir atmış NEDEN SAKLAMBAÇ OYNAMIYORUZ? orda bulunan herkes de bu fikre sıcak bakmış ÇILGINLIK çılgın olduğun için bağırarak ortaya atılmış

- Ben ebe olmak istiyorum. ben ebe olmak istiyorum. oradakilerin hiç biri çılgınlık kadar atak olmadığı için oldukları yerde kalakalmışlar.

ÇILGINLIK bir ağaca yaslanmış ve başlamış saymaya

- bir iki üç.

ÇILGINLIK saymaya başladıktan sonra iyi huylar ve kötü huylar saklanacak yerler aramaya başlamışlar.

ŞEFKAT ayın boynuzunu asılmış. iHANET çöp yığınlarının içine girmiş SEVGi bulutların arasına kıvrılmış

YALAN bir taşın altına saklanacağını söylemiş ancak yine herkesi kandırıp gölün dibine saklanmış.

TUTKU dünyanın merkezine girmiş PARA HIRSI bir çuvalın içine girerken çuvalı yırtmış ve ÇILGINLIK saymaya devam etmiş

-yetmiş dokuz seksen seksenbir.

AŞK ın dışında bütün iyi huylar ve kötü huylar saklanmışlar AŞK kararsız olduğun için bir türlü saklanacağını bilemiyormuş ÇILGINLIK doksan yediye gelmiş

-doksan sekiz doksan dokuz ve yüz' e vardığında aşk sıçrayıp etraftaki güllerin arasına girmiş ve oraya saklanmış

ÇILGINLIK bağırmış sağım solum sobe saklanmayan ebe demiş.

arkasına döndüğünde ilk önce TEMBELiĞi görmüş. TEMBELiK ayaktaymıs çünkü saklanacak enerjisi yokmuş ÇILGINLIK sonra ŞEFKATi ayın boynuzunda görmüş ve iHANETi çöplerin arasında, SEVGiYi bulutların arasında, YALANI gölün dibinde ve TUTKUYU dünyanın merkezinde bulmuş sadece biri hariç herkes yavaş yavaş geriye dönmeye başlamış.

ÇILGINLIK umutsuzluğa kapılmış HASET son saklanan bulunamadığı için haset duyarak, ÇILGINLIĞIN kulağına fısıldamış.

-AŞK ı bulamıyorsun ama o güllerin arasında saklanıyor.

ÇILGINLIK çatal şeklinde tahta bir sopa almış ve güllerin arasına sopayı çılgınca saplamış, saplamış, saplamış. ta ki yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar.

haykırıştan sonra AŞK elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış ve parmaklarının arasından sicim gibi kan akıyormuş ÇILGINLIK , AŞKI bulmak için heyecandan aşkın gözlerini kör etmiş.

-ne yaptım ben seni kör ettim. Ne yapa bilirim.

AŞK cevap vermiş

-gözlerimi geri veremezsin ama istersen bana kılavuzluk yapabilirsin.

Ve o günden beri AŞKIN GÖZÜ KÖRDÜR VE HER ZAMAN ÇILGINLIK YANINDADIR.