bugün

görsel
gözyaşlarıyla beslenen.
içine üçüncü kişi girdiği zaman en kötüsünü yaşatır ve muhtemelen girecektir.
Ne yaparsanız yapın geçmeyen ama bir sabah uyanıp aniden içinizden çıkıp gittiğini farkedeceğiniz acıdır.
ne kadar zaman geçerse geçsin haaytında ne olursa olsun kalbinde taşımaya devam ettiğin sen den bir parça olan acı.
bol acılı adana gibi, hem lezzetli hem acılı hem özlüyor hem küfrediyorsun.*
geçmeyecek acıdır..

ayrıca ayağa düşmemesi gereken acıdır...
Doktorlara düşürür, psikolojik tedavi almak için. Bu acıyı aksine herkes tatmalı. O zaman bazı şeyler anlaşılıyor. iyidir ya da kötüdür buna karar veremedim.
kimi insanların müptelası olduğu.*
'geçer, geçer, daha öncekiler gibi,,
bu da geçer, neler neler geçmedi ki'

şarkısını dinledikten sonra acıyı biraz olsun dindirebildiğindir.
Yokluğunun gurbetlerinde yaşayan bir mülteciydi kalbim,Ardına bakmadan gidişinin kimbilir bilmem kaçıncı günüydü bu,Hiç saymadım günleri, hiç sormadım saatleri bir kez bile...
Çünkü ne zaman baksam ya sensizliğe beş kala, Ya da hasretini beş geçeydi... hissidir.
aşk acısı bir dalga hayat denizinde...
kimse acııtacak kadar sevilemez. o yüzden böyle bir acı olduğu inandırıcı değildir. boşluk duygusuyla alakalı bir şeydir.
eğer altı aydan fazla sürüyor ise, psikiyatrist ile görüşülmeli imiş.

ben de psikiyatristler neden bu kadar pahalı diyorum.
acıların en kötüsüdür..Çok zor geçer,geçmez hatta sadece kabuk bağlar..alkole verirsiniz kendinizi,dibe vurursunuz,her gece ağlamaktan kahrolursunuz..o b*ka bulaşmayın,çıkamassınız.
lan buna mı aşık olmuşum kafamı tikeyim deyinceye kadar adamı verem eden acıdır.
hiç bir acıya benzemeyen ve en ağır acıdır. kimsesiz kalırsınız bir anda bakarsınız göremezsiniz hayat anlamsızlasır bosluga dusersınız. sizi yasatan o kalp sizi yasadıgınıza pişman etmeye baslatır.
daha iyi birini bulduğunda geçecek olan acıdır.
yada oda senden sonra birini bulduysa önce tavan yapacak sonra yine geçecek olan acıdır.
..sonra zaman geçer
bir gün bir bakarsın kahkahalarla gülüyorsun, gözlerinin içi gülüyor eskisi gibi.. ve onun içinde olmadığı bir hayata gülümsüyorsun.
ama bil ki o zamanın geçmesi gerekiyor yeniden gülümseyebilmen için.
eğer platonik aşık olduğunuz kişi başka bir kız yüzünden aşk acısı çekiyorsa, acısından gebersin istersiniz.
deprem..deprem olmuş sarsılmışım, sarsılmışız yerle bir olucak şiddetle..
son nefesimi veriyorum..uzun soluklu..titriyorum sarsılıyorum..Ruhum ayrılıyor bedenimden, gidişini seyrediyorum..ağır ağır ilerliyor bilinmeyene doğru..duyuramıyorum haykırışlarımı..öyle öyle bir feryad duyuyorum beni yaradandan..buz kesmiş bedenime süzülen yaşlar günahlarımı arındırıyor usulca..
dünyada konu her ne olursa olsun önce kendini düşünecek kadar bencil bir canlı olan insanın ilk defa kendinden önce başka birini düşünmesidir aşk... o'nun varlığına tutunarak yaşar ve o'nun soluduğu oksijeni geç, o'nun verdiği nefesin kokusuyla yaşarsın. yalnızken üzerinde kat kat kıyafet olsa da kendini çıplak hissedip üşümene rağmen, onun yanında üzerinde hiç bir şey yokken bile onun sıcaklığıyla yanmandır aşk...

aşk acısı ise; işte size tüm bunları yaşatan insanın çekip gitmesi değildir birden bire, sebepsiz, sormadan... asıl aşk acısı, sizin olmaktan vazgeçse bile burnunuzun dibinde olmasıdır. bir zamanlar senin olan kişi ile aynı cafede farklı masalarda oturmaya tahammül etmektir. görmek için çıldırırken, görmemek için dua etmektir Tanrı'ya.
olgunlaştırır.
her ama her şarkıda içlenme durumudur.
öyle ki ;

Susam sokağı'nda yeşil olan kuklanın ve iki canavarın söylediği arada kaldım şarkısını dinlediğinizde bile, aşkınızdan bahsediyor gibi gelir.
aradayım ... çalı gibi...
bugun bunu yaşıyorum sözlük.
aradayım... anlasınız ya...
Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum.Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı insanın yüreğini paralayan ve sırrını kimseye anlatmadan birlikte ölmesi gereken şeydi.Kollarda başta en ufak güç bırakmayan
Yastıkta kafayı bir yandan öbürüne çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.

(bkz: şeker portakalı)

aynen öyle bir acı.