bugün
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler12
- anın görüntüsü14
- jose mourinho30
- sarılma ihtiyacı13
- zalbert ramstein15
- herkesle iyi geçinmek17
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız16
- kendini bir görsel ile anlat18
- gizli samyelin moderatör olması14
- meral akşener17
- bursa9
- kuresel ikinma'nın sevgilisi19
- dünyanın en güzel kızını tarif et17
- gideon reid morgan jj9
- icardi190555
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak15
- magicovento12
- sekse doymuş erkek12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar12
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması9
- xdearm9
- en ilginç bilgiler11
- gizli samyel22
- küresel ıkınma9
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- namaz kılmayan türk değildir12
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi11
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak8
- albay kemal22
- kadir mısıroğlu mezarı18
- en sevmediğiniz sözlük yazarları10
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu20
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- güçlü kadınların ortak özellikleri22
- yazarların en sevdikleri diziler11
- okula gidiyorum sözlük10
- gay olanları toplum niye sevmiyor12
- yazarların cinsel tercihi15
- hangi sözlükçüyü dövmek istersiniz21
- peygamberlerin yahudi olması9
- bugün yaşadığınız en üzücü olay13
- şanlıurfa da damattan istenilenler listesi15
- dini eleştirmeyi dün düşmanlığı ile bir tutmak8
sevdiğimiz kişilerin ölümü, ayrılıklar ve hayal kırıklıkları sonucunda dökülen bolca gözyaşı sonrası gerçekleşebilecek durum.
çok sevdiğiniz, bütün bir ömrünüzü ona adamaya düşündüğünüz insanın, aslında o kadar çok değeri hakketmediği düşündüğünüz andır.. ağlamak istersiniz ama bunca şeyden sonra ağlamayı bile ona layık göremezsiniz.. *
insanın kendini kötü hissetmesine,içinin sıklmasına sebebiyet veren, göz yaşlarını dışa yansıtamayıp içine akıtması durumudur.sonuçları kötü olması muhtemeldir. ummadık yer, zaman ve mekanda kişide ani patlamalar yaşanabilir.
kabakulak olmuş gibi ağrı yapan, beyni zonklatan insan hali. çok zor bir gündeyseniz, bir ameliyathane kapısında bekliyorsanız, taş kesilirsiniz. tek damla gözyaşı akmaz. robota dönüşür insan. o anların acısı, tek damla gözyaşının karşılığı, yıllarla ödenir. o ruhsal travma, hayatınızı piç etmiştir.
-ühühühühühh.. ağLayamıyorsun di mi?..
+evet..
-ühühühühüühhüü.. yazık Lan sana..
+daLga geçme be abi..
-ühühühühühühh.. ağLArken insanın sümükLerinin akması süper sonik bir şey..
+haspin ALLah..
-ühühühühühh.. ağLasana hadi ağLasana..
+yapma be abi..
-ühühühühühühh.. bir de için için ağLamak yok mu.. offf bee.. sniff..
+abi be..hadi be abi, ağLatsana beni de..
-ühühühühühüü.. sktir git..
+evet..
-ühühühühüühhüü.. yazık Lan sana..
+daLga geçme be abi..
-ühühühühühühh.. ağLArken insanın sümükLerinin akması süper sonik bir şey..
+haspin ALLah..
-ühühühühühh.. ağLasana hadi ağLasana..
+yapma be abi..
-ühühühühühühh.. bir de için için ağLamak yok mu.. offf bee.. sniff..
+abi be..hadi be abi, ağLatsana beni de..
-ühühühühühüü.. sktir git..
''ağlamak uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan son kuvvetin bir feryadıdır. ağlayamadığımız zamanlar bizde o iktidarın da yok olduğu vakitlerdir ki onun yerine geçen tesirli bir sükunet, en şiddetli elem gözyaşlarından daha yakıcıdır.'' *
içindeki duyguları dışa vuramama, boğazda hıçkırıkların düğümlenip de çıkamaması durumudur.
sadece gözlerden yaş gelmemesidir. önemli olan kalbin ağlayıp ağlayamadığıdır.
salya sümük ağlamaktan daha kötü olan durumdur.
insani sinirli bir hale sokan hadise..
duyguların bogaza düğümlenmiş ve kalbinin acısıyla sanki o an ölüyormuşun gibi hissettiren zamanlardan biri.bu gibi zamanlarda dünyanın en yalnız insanı gibi hisselerimiz de yogundur.
içindeki denizin tükenmesi olayı.
tanım: feci koyar adama.
hz ebubekir der ki "ağladığım nice günler oldu , gün geldi, ağladığım günler için ağladım".
sadi şirazi ise " ben doğduğum da herkes gülüyordu ben ağlıyordum. ben öldüğüm de ise herkes ağlıyordu , ben gülüyordum".
bir şarkı , başka bir şarkı daha, kelimeler, süslü cümleler kurmak, için can atsa da, şu an tek gerçek olan elde ağlayamamanın verdiği acı.
oysa , elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi, mahalle de arkadaşlarından dayak yiyip eve giden çocuk gibi masum ağlamak istersin .
orta da ne büyük günahlar , ne vicdan muhasebesi vardır. anneler ilk eline aldıklarında bebeklerini , babalar kahve köşelerinde asker de oğlum dediklerindeki gibi o zevkle omutlulukla ağlamak .
bir minübüs şoförünün , dinlediği o arabesk şarkıdaki en acı kelime düşer içine insanın bazen de bir hırsızın , lüks bir evin salonunda kala kalmışlığı korku içinde ,artık güneşin doğmayacağını ,gece den sabaha çıkamayacağını düşünürsün.
yemyeşil ovalar da annelerine koşan kuzulurdan, çiftçinin yeşermiş buğdaylarından bir tanesi bile olmak istersin.
buğulu camlara isim yazmak yine ,kimse görmesin diye tekrar silmek ,imzalar atmak o cama , o buğuya.
bazen rüyalardan uyanınca insan , gerçek hangisi , diye düşünür.
oysa sadece istediği huzurdur. elinde bir zeytin, bir hurma , iftar sofrasında ezanın okunmasını bekleyen çocuk gibi.
içinden şarkılar , kelimeler geçer, en süslüsünden , en püslüsünden, hiçbiri yetmez ,o duyguyu anlatmaya .
oysa gelinlik içinde son kez anne evinden çıkan o gelin ağlar , annesi ağlar, iki türlü bir mutluluk vardır ortada . iki tür bir hüzün.
bilinen tek şey ,ağlayamamak . kötü koyar adama.
hz ebubekir der ki "ağladığım nice günler oldu , gün geldi, ağladığım günler için ağladım".
sadi şirazi ise " ben doğduğum da herkes gülüyordu ben ağlıyordum. ben öldüğüm de ise herkes ağlıyordu , ben gülüyordum".
bir şarkı , başka bir şarkı daha, kelimeler, süslü cümleler kurmak, için can atsa da, şu an tek gerçek olan elde ağlayamamanın verdiği acı.
oysa , elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi, mahalle de arkadaşlarından dayak yiyip eve giden çocuk gibi masum ağlamak istersin .
orta da ne büyük günahlar , ne vicdan muhasebesi vardır. anneler ilk eline aldıklarında bebeklerini , babalar kahve köşelerinde asker de oğlum dediklerindeki gibi o zevkle omutlulukla ağlamak .
bir minübüs şoförünün , dinlediği o arabesk şarkıdaki en acı kelime düşer içine insanın bazen de bir hırsızın , lüks bir evin salonunda kala kalmışlığı korku içinde ,artık güneşin doğmayacağını ,gece den sabaha çıkamayacağını düşünürsün.
yemyeşil ovalar da annelerine koşan kuzulurdan, çiftçinin yeşermiş buğdaylarından bir tanesi bile olmak istersin.
buğulu camlara isim yazmak yine ,kimse görmesin diye tekrar silmek ,imzalar atmak o cama , o buğuya.
bazen rüyalardan uyanınca insan , gerçek hangisi , diye düşünür.
oysa sadece istediği huzurdur. elinde bir zeytin, bir hurma , iftar sofrasında ezanın okunmasını bekleyen çocuk gibi.
içinden şarkılar , kelimeler geçer, en süslüsünden , en püslüsünden, hiçbiri yetmez ,o duyguyu anlatmaya .
oysa gelinlik içinde son kez anne evinden çıkan o gelin ağlar , annesi ağlar, iki türlü bir mutluluk vardır ortada . iki tür bir hüzün.
bilinen tek şey ,ağlayamamak . kötü koyar adama.
yürek yangınıdır. ancak bu hissi ağlayamayanlar bilir.
insanı içten içe çökerten, hiç umulmadık bir anda sona erecek olan eylemsizlik hali.
acıyla başlar her şey, sonra her dökemediğin gözyaşı birikir içinde. güçlü olmak zorundasın değil mi? hayata karşı, insanlara karşı, her şeye karşı güçlü olmak zorunda. ben acımı içimde yaşıyorum martavallarını geç. bildiğin iç kanama geçiriyorsun aslında. dış kanama geçirsen halbuki. bulursun yerini, tutarsın tamponu, bir şekilde geçirirsin.
kimi zaman da kendini ağlamaya değer bulmamaktır sebebi. acının insana kattığı değerle, x'e verilen değer aynı şeydir aslında. kabuk bağlamış iç yüzey gibisin evlat, bir an önce kendine gel.
"hayatta gülmek kadar normal bir şey ağlamak"
acıyla başlar her şey, sonra her dökemediğin gözyaşı birikir içinde. güçlü olmak zorundasın değil mi? hayata karşı, insanlara karşı, her şeye karşı güçlü olmak zorunda. ben acımı içimde yaşıyorum martavallarını geç. bildiğin iç kanama geçiriyorsun aslında. dış kanama geçirsen halbuki. bulursun yerini, tutarsın tamponu, bir şekilde geçirirsin.
kimi zaman da kendini ağlamaya değer bulmamaktır sebebi. acının insana kattığı değerle, x'e verilen değer aynı şeydir aslında. kabuk bağlamış iç yüzey gibisin evlat, bir an önce kendine gel.
"hayatta gülmek kadar normal bir şey ağlamak"
yalnızlık öyle bir çökmüştürki bünyeye, kibirden gamdan bu hale geldiğini kabul edemeyen bünye ağlamayı bile gururuna yediremez. işte bu haleti ruhiyede gerçekleş-emey-en eylemdir.
gözlerin acılara isyanından kaynaklıdır. gözyaşları bile terk eder sonsuz karanlıkta dolaşan düşünceleri. o da nimettir. bir bakmışsınızki o nimetide kaybetmişsiniz.
'ah! niye ağlayamıyorum,
niye dizlerine kapanıp ağlayamıyorum ki..
başım cayır cayır yanıyor..
eliniz gezinmeli orada alnımda, saçlarımın arasında..
gökyüzü!.. duru ve bulutsuz.. hiç yaşayamayacagız demektir..'
niye dizlerine kapanıp ağlayamıyorum ki..
başım cayır cayır yanıyor..
eliniz gezinmeli orada alnımda, saçlarımın arasında..
gökyüzü!.. duru ve bulutsuz.. hiç yaşayamayacagız demektir..'
kendinizi duygusuz.. beceriksiz, anlamsız hissettirir.
utanmış..
Her dakika boğazın düğümlenmesi..
Nefret etmek, sinirlenmek, hayaletler gibi dolaşmak. Her nefes alışta bünyenin gözyaşlarını gözlere yollaması, ama yetmemesi.
boş bakan gözlerle, bembeyaz bir suratla, geçiştiren sözlerle dolaşmak. insanların endişelerini görmek. Siyah-beyaz fonda bir hayatın akıp gitmesini izlemek. Sahte sahte kahkahalar atmak. Kronik bir yaşayan ölü olarak, sahte üzüntülere şahit olarak solmak, batmak.
kötüdür ağlayamamak.
çığlık atmak istersiniz, duvar yumruklarsınız, yumruklarınızı sıkar, tırnaklarınızı avuç içlerinize batırır, dudaklarınızı ısırırsınız.
ağlamak için iyi nedenleriniz varsa,
haksızlık gibi gelir ağlayamamak.
zaten ne adil ki.
utanmış..
Her dakika boğazın düğümlenmesi..
Nefret etmek, sinirlenmek, hayaletler gibi dolaşmak. Her nefes alışta bünyenin gözyaşlarını gözlere yollaması, ama yetmemesi.
boş bakan gözlerle, bembeyaz bir suratla, geçiştiren sözlerle dolaşmak. insanların endişelerini görmek. Siyah-beyaz fonda bir hayatın akıp gitmesini izlemek. Sahte sahte kahkahalar atmak. Kronik bir yaşayan ölü olarak, sahte üzüntülere şahit olarak solmak, batmak.
kötüdür ağlayamamak.
çığlık atmak istersiniz, duvar yumruklarsınız, yumruklarınızı sıkar, tırnaklarınızı avuç içlerinize batırır, dudaklarınızı ısırırsınız.
ağlamak için iyi nedenleriniz varsa,
haksızlık gibi gelir ağlayamamak.
zaten ne adil ki.
o kadar büyük bir acı yaşamıştır ki yaşadığı herşeyi onunla kıyaslar insan, artık ağlayamaz *
yaşadığınız şeylerden sonra artık kalbinizin olmadığını hissetmek gibidir. ruhsuz, duygusuz biri olduğunuz anlamına gelmez tabiki bu durum. sadece hissettiğiniz şeyin adı yoktur, o ne acıdır ne de bir yara. çaresi yoktur. bedeniniz artık bu durumu kabullenmiş ve tepki olarak duygularınız isyan etmiştir. kısacası : ruhunuzda artık ölü bir yanınız vardır. *
gözyaşının akacağı yolu bulamayarak donup kalmasıdır gözün üstünde.
güncel Önemli Başlıklar