bugün

çocuk yaşlarda dünyamızın biricik uydusu ay'ın canlı olduğuna inandığımız ve yaşına münhasır bir tamlamayla dede yaptığımız,hakkında sürekli masallar dinlediğimiz sevgili dedemiz..
bir zamanlar stardaki dizide erdal özyağcıların canlandırdığı güneydoğulu karakter.
aydede o kadar yaşlıydıki. istanbula geldiğinde ilk kez gördüğü, dikilitaşın üzerindeki hiyeroglif yazılarını rahatça okuyabiliyordu.
kökleri ta tengricilik'e dayanan bir sözdür. ay dede, tengricilikte ay tanrisidir.
"ay dede ay senin evin nerede" kısmını hatırlabildiğim şarkının la la sol la la sol fa sol fa sol... diye giden notaları vardı.. orta okulda "flüt mü, org mu" ikileminde kalıp, sırf okula getirip götürmesi daha kolay diye flüt'ü seçen öğrencinin ilk öğrendiği şarkıydı..

ayrıca ümit besen gibi elinde org'la taverna müziği tadında kayıtlı melodileri ellerini kolpa şekilde tuşlar üzerinde gezdirip kendi çalıyomuş izlenimi vererek, sınıfa maskaralık yapan çocukların bu gün hala bir baltaya sap olmadıklarını ibretle izliyor, bu skindirik tespitimden ötürü kendimi kutluyorum..
cocukken cizgi filmlerdeki gülen ay motifinden etkilenerek aya verdigimiz isim.
bak ya hemen hatırladım,cidden böyle hoş bir bisküvi çeşidi vardı.üstü şekerliydi sanırsam.çay da içiyorum,feci canım çekti.sabah sabah nerden bulurum şimdi ben bunu kardeşim?
ay dede
ay dede
senin evin nerede?
hep yakın ol bize
yıldız kalsın geride!

şak şak şakk fiiyyyuuuttttt(ıslık bu).. sağolun.. sağolun..
neden ay dede varda, güneş abla veya güneş enişte gibi bir güneş yakıştırması yok diye düşünmeme neden olan vesile.
Sakallarını göremediğim için çocukluğum boyunca ya sende ya da bende bir problem var dediğim, gökteki beyaz şey.
nereye gitsem beni takip etmesinden dolayı zannımca bana karşı hayranlğı olan, her ne kadar "aaa ay dede, ben senin torunun yaşındayım utanmıyormusun, bırak peşimi" dediysemde dinletemediğim sübyancı kişilik (neee kişilikmi? yok canım daha neler)

yine bir gece vakti, saat 22:30 sularında kendisiyle ettiğim muhabbet sonucunda, evinin ince su'da kavakların arasında bir yerde olduğu onunla ilgili edindiğim bilgiler arasında yer almaktadır. aramızda geçen dialogları aynen aktarıyorum(bu dialoglarda ona inceden ayar verdiğimede şahit olacaksınız)

ad :ay dede
st :shitlembik tombak

st : ay dede evin nerde?
ad : ince su'da
st : ince suyun neresinde?
ad : kavakların arasında
st : yağ getir, bal getir
ben yiyeyim sen bak
benim adım tombak
allah baba demek kadar günahmış efem bunu demek..
eski dizilerden beşik kertmesi'ndeki karakterlerden biridir.
Ay dede ay dede
Evin nerde
Tavuk pişir
Yağa batır
Sen yemezsen
Bana getir...

Öğrendiğim günden beri tavuk pişir kısmını mantı pişir diye söylerim. Zannımca noel babadan daha sevilesidir. Yılın bir günü değil pek çok günü bizi gözler, korur.
(bkz: aydede/#4293261)
çocukken, at sırtında dedemin beline tutunmuş tarladan eve dönerken, beni takip edermiş gibi görürdüm ya seni, büyüdüm diye mi artık sen bile yoksun yanımda.
ay'la güneşle bozmuş bu insanoğlu. son kararım.
ay ata:

http://en.wikipedia.org/wiki/Ay_Dede
türk mitolojisinde ay tanrısıdır.
küçükken kullanılan tabirlerden birisi. her aya baktığımda gülen surat görürüm.* ay dede, allah baba hep bu tabirlerle büyütüldük biz.
çocukluğumun püskeviti.
Nedense fazlasıyla sempatik gelen benzetmedir. Ay soğuk bi erkektir. Kışın çok üşütür serttir. Ama güneş ,ana gibi sıcacıktır, dişildir . Ama güneş ana denmemiş.
yalnız insanların dedesidir sohbet edebileceği derdini anlatabileceği..
Başımı kaldırıp orada durup durmadığını kontrol etmeyi ne zamandır unutmuşum.
Kucukken anneannem tarafindan uydurulan hayali kahraman.
7-8 yaşlarındayken, babaannemin "deden cennetten bizi izliyor" demesi üzerine uzayı cennet olarak düşünmem ve ayı dedem olarak kabul etmem üzerine gelişen ve benim de kullandığım iki kelime.

ayrıca yüzü var gibi duruyordu onun ya... daha upuzuuun bir merdiven yapıp, dedeme gidecektik biz mahalledeki çocuklarla!
görsel
görsel