bugün

aslında her sorunun cevabını gayet iyi bildiğine emin olduğu halde "cevap veremedi" mastürbasyonu için taklalar atan din-kafaların tamamıdır. aralarında samimi olan bir tek canlı örneği bile yoktur. şöyle ki; bunların her soruya cevabı özünde "ancak hikmetinden sual olunmayan allah bilir" var sayımından ibarettir. demek ki soru sorarken amaçları herhangi bir sorun olduğu ve bu sorunun olası cevaplarının neler olabileceğini araştırmak veya fikir edinmek olamaz. peki neden sorarlar? temel olarak nedenleri şunlardır:

1- inandıkları masala inanmayanları rezil etmek
2- inandıkları masala inanmayanları rezil etmek
3- inandıkları masala inanmayanları rezil etmek
4- ...

böyle gider. ama neden böyle bir çaba ile yırtınırlar? basitçe taraftar toplamak ve/veya olan taraftarlarını kaybetmemek için. akıllarınca ateistlerde açık olduğunu teşhir edip bebelerin bu zehirli kafir akımlara kapılıp etki alanlarından kayıp gitmesine engel olacaklarını hesaplamaktadırlar. ateist kişinin bunların sorduğu abuklukları cevaplamakla yükümlü olduğu, yok eğer cevaplayamıyorsa sonsuza kadar susması gerektiği gibi küstah bir bilinçle doldurulmuş olmanın getirdiği bir yanılsama. oysa durum ateist veya inançsız kişi için böyle işlemez:

ateist iman sahibini en kaba tabiriyle peri masalını gerçek zanneden birisi olarak görür. dolayısıyla ondan gelen soruların özünde gerçeği aramak kaygılı değil, ama din kurtarma amaçlı olduğunu bilir. zira gerçeği arayan biri durup bu soruları en başta karşıtı saydığı birine sorarak vakit kaybetmek yerine, sözkonusu soruları kendisine iş edinmiş, üzerinde kafa patlatmış, uzmanlığını yapmış şahıslardan öğrenmeye çabalar. "bunu yapmadıklarını nereden biliyorsun?" tilkiliğinin cevabı zaten soruyu soruş biçimlerinden anlaşılır. bir din-kafadan "peki bu bilginin kaynağı nedir?" tarzında bir soru almak pratikte ve teoride mümkün değildir; zira bunları tatmin edecek olan sorularına cevap almak değil; tam aksine "alamamaktır"; o zaman "bak işte cevap veremedi" demeleri mümkün olur.

ateistlerin "bilmiyorum" cevabı kudurmalarının en büyük kaynağıdır: çünkü bilmiyorsa neden bunların hayal kahramanına tapmıyor, öyle değil mi? hem bilmiyor, hem de tapmıyor. o vakit ateist "boşlukta, amaçsız ve dengesiz yaşıyor". neden? çünkü bunların taptıklarına tapmıyor, hepsi bu. peki ateistin cevap veremediği sorulara senin cevabın nedir? "allah" bilir. allah nedir? "bizlerin anlayamayacağı kadar yüce bir kavram". bunun kanıtı nedir? "kutsal kitap". bunun kutsallığı ve şaşmazlığının kanıtı nedir? allah: yani tamamen kültürel bir duygusallıktan beslenen akıl tıkacı bir döngü. elbette böyle bir döngüye bağlı bir beynin "bilmiyorum" cevabına tahammülü yoktur. döner bir de "bilmiyorsan ya döngüye gir, ya da döngüye ilişme" diye akıl verir.

(bkz: neden yaşadığını bilen inanç sahipleri)
(bkz: insan aklını köşklere ve hurilere satmak)
(bkz: kafirden saygı bekleyen imanlı)
ateistleri siklemeyen * iman sahiplerini örnek alması gereken insanlardır.

(bkz: ateistlerin kendini aydın zannetmesi)
çoğunluk daima azınlık gibi görünen iradeli kesimi hedef alır,
siyasette de böyle olmuştur,
sporda da.

galatasaray ve beşiktaş bir olup fenerbahçeye kaynar her zaman,
ama tınlanmadıklarını farketmeyi redderler.
kemal kılıçdaroğlu ile devlet bahçeli sürekli farklı açılardan ve taraflardan recep tayyip erdoğana kaynarlar,
lakin oda sallamaz ortalığı dağıtmaya devam eder.

durum bundan ibarettir,
iman sahipleri de istedikleri kadar sivri sandıkları oklarını ateistlere yöneltebilirler.
ama kanıtlanmış olan gerçekleri inkar edemezler, 21. yy buluşlarının yüzde seksenlik kısmı ateist bilimadamları tarafından geliştirilmiştir.

ve, söylenebilir mi ki ;
devletleri yöneten, savaş açıp milyonların canını alan kişiler bir eli zemzemde bir eli hurmada nur yüzlü müslümanlar ?!

tınlanmamaktadırlar.
dünya inançsızların elinde, gerçekçi olun ve tanık olun.