bugün

Bu sendroma sahip olduğumu dün öğrendim. Daha doğrusu internette sendroma rastlamam üzerine belirtilerinin kendimde görünce asperger quizi çözdüm ve şok oldum. Testteki çoğu şey beni anlatıyordu.

Daha sonra herşey daha mantıklı gelmeye başladı bana. Bugüne kadar yaptığım her şey.

insanların gözlerine bakamıyordum ve bu yüzden kendime kızıyor hatta kendimi insanların gözüne bakmaya zorluyordum. inanması güç ama özel bi çaba sarfetmem gerekiyordu. Gözlerim adeta kaçmaya çalışıyor ben tutuyordum. Çoğu zaman kız arkadaşlarım onların göğüslerine baktığımı düşünüyordu ironik biçimde. Oysaki ben sadece dudaklara bakıyordum.

Ayrıca hayatım boyunca hiç bir arkadaş grubuna dahil olamadım. Daha çok ikili arkadaşlıklarım oldu ve çok da sadık kalamadım arkadaşlıklarıma. Gruplar hep beni sıktı. Bazı dönemlerde grup arkadaşlarım oldu ama orada da gruba yabancı kişiler gelince davranışlarım 180 derece değişiyordu. Ve rahat olan insanları yadırgıyordum.

Bazı sesler duyunca tuhaf bir ürperti hissediyordum. Tuhaf ve hoş bir ürperti. Birileri tenimi okşuyor gibi .

Dikkatim çok çabuk dağılıyordu. Bu yüzden odamda saat bulundurmuyordum. Özellikle ders çalışırken en ufak bir ses bütün dikkatimi alıyor yerine öfke getiriyordu. Bu asperger sendromunun genel özelliklerindenmiş.

Ayrıca yakın temastan haz etmiyorum. El ele sıkışmak, arkadaşça öpüşmek vs... Özellikle kendimden büyük yahut samimi olmadığım insanlarla.

Şimdiyse bunu ailemle paylaşma ve tedavi için ailemi ikna evresi var. Bana yol gösterebilecek yazarlar özel mesaj atabilirler.
spencer reid de görüldüğü üzere çok etkileyici hastalıktır. nerdeyse tüm dahiler bu hastalıktan muzdarip. içe kapanık, kendi dünyası olan, sosyal açıdan başarısız ve çekingen insanlar çok ilgimi çeker *
akıllara direkt olarak, Mary and Max adlı uzun metrajlı animasyon filmini getiren sendrom çeşitidir. Filmde Max'in de yaşadığı bu sendrom, ne gibi özelliklere sahip olunduğunu güzel bir şekilde gösterir.
bu sendromu yaşayanlar otizmden farklı olarak durumlarının bilincinde olup, semptomları yönetebilir ve çoğunlukla normaliteye uyum sağlayabilir. Ellerinde adeta bir buton varmışcasına kendilerini yönetirler.
mutlu yılllar canlarım.

mutlu yıllarr.

yerim sizi.

18 şubat dünya asperger günü.
bana geç de olsa teşhisi konan farklılık * doktor onay vermeden, bu konu hakkında hiçbir yerde yazmamayı veya insanlara bundan bahsetmeyi istemiyordum.

çocuk iken disleksi sorunu yaşıyordum, hala izleri var. bu yüzden 1 sene okula gidememiştim, aynı zamanda en basit şeyleri algılama problemim vardı, iki kelimeyi artarda söyleyemiyordum. Göz kontağı kuramıyor, konuşmakta zorlanıyorum. yalnızca yazarak kendimi ifade ediyorum *
sorunlu bir çocukluk geçirdim, babaya sahip olmanın ne demek olduğunu bilmeden büyüdüm. halbuki dibimdeydi, soğukluğundan donduracak kadar yakındı. hayatımın her evresinde yalnız ve sevgisizdim, bu yüzden çok duygusal aynı zamanda kimseyi sevemeyecek kadar kalpsizim. hiç sevilmedim, ilk okula gittiğim zaman yanımda kimse yoktu, başarılarımı gözyaşlarımı dikkate alan birileri hiç olmadı.
yıllar geçti lise dönemleri geldi, ben hala arkadaşsız ve içe kapanıktım. asla arkadaş gruplarına katılmadım, koluma girip okul kantinine giden bi hemcinsim olmadı. veya telefonda konuşmaktan keyif aldığım kankam/tanıdığım/sevgilim, bunların hiçbiri yoktu. bunların hepsi kendi seçimim, fotoğraf çektirirken bile yanımda kimseyi istemem. çok az fotoğrafım var, ve hepsinde tek başınayım.

kalabalık ortamlardan nefret ederim, zaten konuya girmeyi arkadaş edinmeyi bilmiyorum. böyle ortamlardan hep kaçtım, sadece ben ve uzun yollardı hikayem. sürekli tek başıma gezip durdum, hiçbir zaman kendimi kabul ettirmeyi denemedim. aksine kabul edenlerden de kaçtım, çünkü beni hissedemeyeceklerinden korktum. yeterince acı çektim, bu yolla yenilerine kapattım kalbimi.

18 yaşımdan beri çalışıyorum. babamın yapmadığını yapıyorum yani, o bizi değil kendi rahatını düşündüğü için şartlarına bakmadan 7/24 çalıştım. annem bu sefer umutlandı, çevre edinir arkadaş bulurum diye sevindi ama nafile. ben hiç değişmedim. her zamanki asosyal, içe dönük, soğuk, sorunlu, yalnız, sakar, toplum tarafından kabul görmeyen, sevmeyi bilmeyen, duygusal, kendi dünyasında yaşayan bir çocuktum *
benim aksime çok normal, iletişim kurma becerisi üstdüzey olan, gülüp eğlenen, sosyal, çevresi geniş olan bir kardeşim var. onu herkes sever, kendini sevdirmekte çok başarılı. annem hep kardeşimi örnek gösterip "onun gibi olmanı isterdim" diyor, bu ilk başlarda hiç acıtmıyordu. büyüdükçe kötü hissettirmeye başladı, kimse bunu benim seçmediğimi anlayamıyor. ve ben bunları anlatmaktan çok sıkıldım.
kendimde olduğundan uzun zamandır şüphelendiğim ve daha önce da hakkında birkaç entry girdiğim otistik spektrum bozukluğu.

Nöroçeşitlilik (Aspie) skorunuz: 104 / 200
Nörotipik (otizm olmayan) puanınız: 108 / 200
Hem nöroçeşitli hem nörotipik özellikler taşıyorsunuz gibi görünüyor

rdos.net'te çözdüğüm testin sonucu böyle çıktı. burada ne denmek istediğine dair bilgi verecek var mı? bu da testin sonucu olan fotoğraf.

görsel
South park da ass burger diye dalga gexilen hastalik.
Nöroçeşitlilik (Aspie) skorunuz: 112 / 200
Nörotipik (otizm olmayan) puanınız: 122 / 200
Hem nöroçeşitli hem nörotipik özellikler taşıyorsunuz gibi görünüyor.
otizm'in bir çeşitidir,son yıllarda sendrom ile ilgili bir çok film çekilmiş olup bu filmleri izleyen ve etkilenen bazı arkadaşlar kendine asperger sendrom'u teşhisi koyar,hayat boyu devam eder başkalarının mimiklerini ve duygularını anlayamazlar toplum içerisinde kalabalık ortamlarda bulunamaz çalışamazlar,takıntıları vardır ve bazı durumlarda saldırgan olabilirler genelde mantıksal zekaları yüksek olur problem çözmeyi severler bir çoğu astronomi ve mühendislik alanlarında başarılı olur,asperger olduğu için mutsuz olmaz hatta yalnız yaşadığı için mutlu olur başkasına ihtiyaç duymaz.
Fareler ve insanlardaki lennie karakterinin sahip olduğunu düşündüğüm sendrom.
belli bir zeka seviyesinin altındaki insanların ne olduğunu anlayamadığı sendromdur.

rain man filmindeki karakter ile alakası bile yoktur.
my name is khan filmindeki karakter ile de alakası bile yoktur.

hatta örnek olarak gösterilen hiçbir film karakteriyle alakası yoktur.
ana karakter filmin senaryosunda bile "asperger sendromlu" şeklinde tanımlanır, ama duyar kasmak amacıyla son derece abartılı canlandırılmış otistik karakterlerdir çoğu.

aspergerlileri otistiklerden ayıran en önemli özellik, aspergerli bireyin bir bakışta kendini belli etmemesidir. aspergerli bir insanın normal bir insandan ayırt edilmesi son derece güçtür.
Üniversiteye ilk başladığım yıl kütüphaneyi yoklarken bir kitaba denk gelmiştim.
AsPerger sendromunu romanlaştırarak anlatmıştı yazar.

Ne olduğunu bilmediğim için direkt aldım kitabı. Metroda okumaya başladım. Öyle hipnotize olmuşum ki inmem gereken yerden çok sonra indim. Çok zeki olup çok düz düşünebilmek ve takıntılarla dolu bir hayat ilginç ve aile bireyleri için de zor.
Öğrenciyken sunumunu yapmıştım. hey gidi günler.
Celal Şengör"ün sahip olduğu sendrom.
zeka geriliği içermeyen bir bozukluk.
kimi belirtileri ile örtüşüyor olmamdan ötürü bende az biraz da olsa bulunduğunu düşündüğüm fakat bundan muzdarip olanların "aşırı odaklanma" gibi bir sorun yaşadıklarını duyunca "sanırım ben değilim." dediğim sendrom.
öyle sosyal biri değilim, insanlarla uzun süreli irtibat kurmada sıkıntı yaşıyorum ve eksikliğini hissetmiş ve bu uğurda da bir çaba sarf etmiş de değilim. kimi zaman fazla hızlı konuşma eğilimliyim.
gelişmiş empati yetisinden yoksunum fakat bunun bir başkasına zararının olduğunu düşünmüyorum.
bazen tepkisiz ve donuk, bazense aşırı tepkili olabiliyorum. çoğunluğa komik gelen şeyler bana komik gelmeyebiliyor. ancak komik bulduğum bir şeyin etkisinden kolay kolay kurtulamıyorum, sonradan aklıma gelip gülmem tutabiliyor.
biraz saf olduğum kesin. hani öyle başkalarını ağzı açık dinleyen, duyduğu her şeye inanan tiplerden değilim, akılcılık ve bilimsellik yönüm ağır basar ama safım yine de işte.
göz temasım zayıftır ve gözlerim sık hareket eder, duruş olarak başımı hafif ön-aşağı yönlü tutmaya eğilimliyim.
aşırı olmasa da sakarlık da cabası, öyle öngörebildiğim konularda dikkatli olurum dikkatli olursam bir kaza yaratmam ama elim ayağıma dolaşabilir. bu yüzden yanma fobisi diye bir semptoma sahibim kimi zaman kaynar suyun yanından geçerken bile tırlatacak gibi olabiliyorum.
hayal ve çağrışım gücüm geniştir; birbiriyle alakası olmayan kavramlar arasında bağ kurabilirim.
ancak bundan muzdarip olanlarda "aşırı odaklanma" diye bir durum varmış ki o bende yok mesela bir çiviyi yerine takacağım diye yaşamayı unutabilen insanlar mevcut.. ben ise zaten odaklanma yitisi çok güçlü biri değilim.
bir de erkeklerde açık ara daha fazla görülmekteymiş bu konuda çözülebilecek test örneği falan bilen varsa önerilere açığım.
Bana göre insan 2.0.
My name is khan filmi sayeslnde duyduğum rahatsızlık.
Kolay kolay bende var diyen insanda mevcut değildir.
Ortalama olarak 6 yaşından sonra teşhis aşaması başlar ergenliğe kadar tespiti yapılır.
Aşırı derecede farklı olup zeka geriliği yerine ultra zeka yeteneği sahip olurlar.
En çok sorunu ilk okul ve lise döneminde yaşarlar.
zeka olarak üst düzey, olayları ve doğayı idrakı yüksek kişilerin sosyal beceriksizliğidir.
My name is Khan filminde duyduğum rahatsızlık.
Psikiyatristimin bende oldugunu dusundugu sendrom. Salı günü dsm 5 e göre tanı koyacak. Tanının sonucunu da burada paylaşacağım.
Genetik lütuf, aşmışlık nişanı. Negatif tek belirtisi; motor beceri eksikliğidir kanımca. Mevcut eğitim-öğretim sisteminin getirisi olarak ayakçılık yapmaya mahkûmlar gibi görünüyor...
adını, asperger sendromunu tanımlayan hans asperger’den alır. bir tür gelişimsel bozukluk olarak, otizm spektrum bozuklukluklarından biri olarak anılır.

dilsel gelişim otizme göre bebeklik yaşlarında yaşıtlarıyla paralel ilerler. konuşmaya başlama ve benzer sayıda kelime sayısı kullanırlar. otizme göre daha geç teşhis edilebilme nedenlerinden birisi de budur.

motor becerileri çok iyi değildir. yürüme konusunda sıkıntı yaşamayabilirler ancak atik ve atletik değillerdir. bisiklet binme, araba kullanma veya spor yapma konusunda genel anlamda pek iyi değillerdir.

sosyal anlamda etkileşime istekli olsalar da ilk temastan sonra sohbeti devam ettiremedikleri için sıkıntı yaşamaktadırlar. karşılıklı konuşmadan ziyade ilgi alanlarına ilişkin monolog şeklinde ilerleyen bir iletişim kurarlar. cümle kurma biçimleri resmidir, büyümüşte küçükmüş, yahu bu çocuk bu lafları kimden öğreniyor diyebileceğimiz türden cümleler kurarlar.

jest ve mimikleri analiz etmek gibi bir rutinleri olmadığı için, empati kurma, karşısındakinin duygularını okuma, sıkıldığını anlama gibi sosyal refleksleri gelişmemiştir.

kısıtlı da olsa aşırı ilgi duydukları alanlar bulunur ve bu alanlarda o işin uzmanı denebilecek kadar bilgi sahibi olurlar. sınırsız bir şekilde bu konuda konuşabilirler.

not:her asperger sendromu tanısı alan kişide özellikler değişiklik gösterebilir. genel bilgi içerir.
Kronik Alman hastalığı.

Toplumun/bireyin/çocuğun hayatı tavizsiz bir kurallar bütünü arasında o kadar sıkışmıştır ki sürekli baskı altında içindeki özgünlüğü sosyal alanda dışarı yansıtamaz.

Donakalan, dalan, kekeleyen, pratik düşünemeyen, mutsuz bireyler olma yolundayken duygusal bastırılmışlığını bedensel ve zihinsel yeteneği ölçüsünde toplumca kabul gören bir alanda kanalize eder.

Bu müzik, futbol, matematik olabilir.

Okulun ilk senesinde duyduğu tüm ezgileri büyük bir başarıyla çalabilir, topla oynanan sporlarda akıl mantık sınırlarını zorlayacak şekilde isabetli veya hızlı hareketler yapabilir, hesap makinesiyle alt alta tek tek toplamanız gereken bir sayılar grubunu neredeyse okuma hızında çözümleyebilir. Evet bunların hepsini büyük bir başarıyla yapabilir ama en basitinden kravat bağlamayı öğrenemez, birşeyleri gruplarken karıştırabilir, diğer insanların takındığı duygu durumlarına uygun hareket edemez. Günaydın demeyi bilmez, üzgün birisini teselli edemez, birisinin mutluluğunu paylaşamaz.
Bizim fakültede komik bir şekilde sürekli başı taa yerde yürüyen bir hoca var, muzdarip olduğunu düşünüyorum.