bugün
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu10
- kızılcık şerbeti 2 nci sezon finali11
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak9
- kıza iğne batıran türbanlı11
- fenerbahçe8
- erkek gibi kisa tirnakli kadinlar9
- uludağ sözlük köpek avlama timi16
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi12
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak10
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak21
- kendini bir görsel ile anlat19
- xdearm10
- jose mourinho34
- herkesle iyi geçinmek18
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler10
- sarılma ihtiyacı13
- zalbert ramstein8
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız16
- meral akşener17
- bursa9
- gizli samyelin moderatör olması13
- kuresel ikinma'nın sevgilisi19
- dünyanın en güzel kızını tarif et16
- gideon reid morgan jj9
- anın görüntüsü12
- icardi190552
- magicovento12
- sekse doymuş erkek12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar12
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması9
- en ilginç bilgiler11
- gizli samyel22
- küresel ıkınma9
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- namaz kılmayan türk değildir12
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi11
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak8
- albay kemal19
- kadir mısıroğlu mezarı18
- en sevmediğiniz sözlük yazarları10
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu20
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- güçlü kadınların ortak özellikleri8
türkiye'nin son dönemlerde kanayan yarası, askeriyeyi kendisine düşman bellemiş kişilerin yegâne saldırı cephesi olmuş olandır. ama namümkün değildir...
geçen gün "müslümanların, askeri sınırlar içerisine girememesi" üzerine bir şeyler okumuştum ve aklıma top sakal(ya da keçi sakal diyelim) ile de aynı hassasiyete maruz kalındığı gelmişti.
sonrasında bu konu üzerine biraz daha kafa yormanın, biraz daha gözlem yapmanın gerektiğini düşündüm ve işe de ulaşılabilir en yakın yerden(kendi yakın çevremden) başladım.
dayım askeriyede olduğu için az çok bir hukukumuz vardır askeriyeyle. aksaklıkları, abuklukları,... gözle görülür noktada vardır. hemen her kurumda olduğu kadar diyebiliriz pekala(emniyet genel müdürlüğü, milli eğitim bakanlığı,...).
derken geçen eniştem ile beraber bir türk kahvesi muhabbetimizde konuyu açtım. son yıllardaki kutuplaşmadan dem vurup da önceden valide sultan ile orduevlerine sorun yaşamadan girebildiğimizi falan söylediğim sırada teyzem ortak oldu muhabbete ve başladı anlatmaya:
2009 ve yaz mevsimi... iki teyzem, bir kuzenim ve anneannem(dördü de başı kapalı insanlardır) doktora(gülhane askeri tıp akademisi'ne) gidiyorlar. anneannem önceden prosedürü bildiğinden olsa gerek başörtüsünü "iğne" ile tutturmuyor da çenesinin altından fiyonk şeklinde bağlıyor(saçı gene görünmeyecek şekilde). teyzelerim ve kuzenim de eşarplarını, çenelerinin altından iğne ile tutturmuş durumdalar. derken gata'nın, kapısına geliyorlar. asker, teyzemlere "yenge" diyor "siz de teyze gibi bağlarsanız eşarplarınızı; hem siz sorun yaşamazsınız içeride, hem de ben zor durumda kalmam." derken teyzelerim ve kuzenim de eşarplarının iğnesini çıkartıp sâkince fiyonklarını atıp, ellerini ve kollarını sallayarak giriyorlar içeri. yaygara kopartmıyorlar, "vay efendim siz, bizi nasıl almazdınız" demiyorlar, topyekün başlarını açıp da sıfırdan bağlamıyorlar. sıfır artistlik yani...
buradan, mağduriyeti olan arkadaşlara duyuruyorum: eşarbı fiyonk şeklinde bağladığınız takdirde hiç bir sorun yaşamıyorsunuz. e tabi karşınızdaki garibim, erbaşın ideolojisine, o anki psikolojisine ve ona karşı olan tavrınıza da bağlı durum biraz.
(bkz: hadi eyvallah)
geçen gün "müslümanların, askeri sınırlar içerisine girememesi" üzerine bir şeyler okumuştum ve aklıma top sakal(ya da keçi sakal diyelim) ile de aynı hassasiyete maruz kalındığı gelmişti.
sonrasında bu konu üzerine biraz daha kafa yormanın, biraz daha gözlem yapmanın gerektiğini düşündüm ve işe de ulaşılabilir en yakın yerden(kendi yakın çevremden) başladım.
dayım askeriyede olduğu için az çok bir hukukumuz vardır askeriyeyle. aksaklıkları, abuklukları,... gözle görülür noktada vardır. hemen her kurumda olduğu kadar diyebiliriz pekala(emniyet genel müdürlüğü, milli eğitim bakanlığı,...).
derken geçen eniştem ile beraber bir türk kahvesi muhabbetimizde konuyu açtım. son yıllardaki kutuplaşmadan dem vurup da önceden valide sultan ile orduevlerine sorun yaşamadan girebildiğimizi falan söylediğim sırada teyzem ortak oldu muhabbete ve başladı anlatmaya:
2009 ve yaz mevsimi... iki teyzem, bir kuzenim ve anneannem(dördü de başı kapalı insanlardır) doktora(gülhane askeri tıp akademisi'ne) gidiyorlar. anneannem önceden prosedürü bildiğinden olsa gerek başörtüsünü "iğne" ile tutturmuyor da çenesinin altından fiyonk şeklinde bağlıyor(saçı gene görünmeyecek şekilde). teyzelerim ve kuzenim de eşarplarını, çenelerinin altından iğne ile tutturmuş durumdalar. derken gata'nın, kapısına geliyorlar. asker, teyzemlere "yenge" diyor "siz de teyze gibi bağlarsanız eşarplarınızı; hem siz sorun yaşamazsınız içeride, hem de ben zor durumda kalmam." derken teyzelerim ve kuzenim de eşarplarının iğnesini çıkartıp sâkince fiyonklarını atıp, ellerini ve kollarını sallayarak giriyorlar içeri. yaygara kopartmıyorlar, "vay efendim siz, bizi nasıl almazdınız" demiyorlar, topyekün başlarını açıp da sıfırdan bağlamıyorlar. sıfır artistlik yani...
buradan, mağduriyeti olan arkadaşlara duyuruyorum: eşarbı fiyonk şeklinde bağladığınız takdirde hiç bir sorun yaşamıyorsunuz. e tabi karşınızdaki garibim, erbaşın ideolojisine, o anki psikolojisine ve ona karşı olan tavrınıza da bağlı durum biraz.
(bkz: hadi eyvallah)
ordunun asli işi olan teröristle mücadeleyi bir kenara bırakıp, kışlasına giren insanların kafasındakı örtüye karışması durumunda ortaya çıkan problemdir.
(bkz: Lafta peygamber ocağı olmak)
(bkz: Lafta peygamber ocağı olmak)
probleme çözüm önermek değil problemin ortadan kaldırılmasıdır doğru olan.
nizamiyede moda kontrolüne izin vermek acizliktir.
yarın bir gün cuma namazına veya bir yakınının cenazesi için gelmiş top sakallı adama imam böyle giremezsin arkadaşım!! çenendekileri kes sadece bıyık kısmı kalsın, bak o zaman sorun yaşamazsın derse ne olacak peki??
islamiyet'in bir türbana sığınacak kadar aciz bir din olmadığını göstermek içindir.
niyeti gerçekten örtünmek olanlar için gayet mümkündür.
(bkz: orduevlerine müslümanların alınmaması/@protest sanayici)
(bkz: orduevlerine müslümanların alınmaması/@protest sanayici)
niyet okuyucuların keyfinin kahyasına göre değil evrensel insan haklarının bir parçası olan din ve vicdan özgürlüğü ilkesine göre kimsenin karışmaya haddi olmayan durumdur. isteyen başını açar isteyen de dilediği gibi başörtüsünü takar. kimlik tespitini imkansız hale getirmyen herhangi bir bağlama şekline karışmak da kimsenin haddine değildir, aksini savunmak faşizmdir.
kimse, kimsenin "dini inançlarına" müdahele etmek lüksüne sahip değildir ve askeriye dediğimiz "kurum" da bu açıdan bakar olaya. ve fakat bazı "siyasi" semboller vardır ve sadece askeriyede değil hemen bütün kurumlarda(özel sektörde de bu böyledir, çalışanları bilirler) de işleyiş bu yöndedir.
geçtiğimiz aylarda iş yerime, tankçı beremi takarak gittiğim için yazılı uyarı aldığımı bilirim ve özel müteşebbislerce kurulmuş-işletilen bir kurumdu çalıştığım yer.
veya geçmişte keçi sakal(müslümanlıkla bağdaştırmak nâmümkündür sanırım ki bu sakal şeklini) ile ordu evine alınmadığımı bilirim... ve gene tekrarlamakta fayda var "kurumlar" tarafından "uygulanan", "kılık, kıyafet yönetmeliği" buradaki esas olandır.
bunun yanı sıra, fatih'in çarşamba semtinde ikâmet ettiğim dönemlerde giydiğim t-shirt(guns'n roses t-shirtü) yüzünden üzerime yürüyen at gözlüklü gafilleri de bilirim. hem de bu olay zuhur ederken "her hangi" bir kurum sınırları içerisinde de değildik. allah'ın sokağında bu tepkimeyle karşılaşmak, insan haklarının bir parçası olan inanç ve vicdan özgürlüğünün, neresindedir düşünmek lazım. "kurumlar kanunu" ile kurumların "kılık-kıyafet yönetmelikleri" gene en azından hukuki bir "haklılık" getirmekte kuruma. peki ya allah'ın sokağı?
geçtiğimiz aylarda iş yerime, tankçı beremi takarak gittiğim için yazılı uyarı aldığımı bilirim ve özel müteşebbislerce kurulmuş-işletilen bir kurumdu çalıştığım yer.
veya geçmişte keçi sakal(müslümanlıkla bağdaştırmak nâmümkündür sanırım ki bu sakal şeklini) ile ordu evine alınmadığımı bilirim... ve gene tekrarlamakta fayda var "kurumlar" tarafından "uygulanan", "kılık, kıyafet yönetmeliği" buradaki esas olandır.
bunun yanı sıra, fatih'in çarşamba semtinde ikâmet ettiğim dönemlerde giydiğim t-shirt(guns'n roses t-shirtü) yüzünden üzerime yürüyen at gözlüklü gafilleri de bilirim. hem de bu olay zuhur ederken "her hangi" bir kurum sınırları içerisinde de değildik. allah'ın sokağında bu tepkimeyle karşılaşmak, insan haklarının bir parçası olan inanç ve vicdan özgürlüğünün, neresindedir düşünmek lazım. "kurumlar kanunu" ile kurumların "kılık-kıyafet yönetmelikleri" gene en azından hukuki bir "haklılık" getirmekte kuruma. peki ya allah'ın sokağı?
güncel Önemli Başlıklar