bugün

pek gelişmemiş Zekanın kişiye verilmiş bır mükâfat olarak gören deyiştir.

bu deyişin hakkı da vardır aslında çünkü her zaman en mutlu, en rahat ve dertsiz tasasız insanlar nedense hep aptal olanlar olmuştur. akıllı insanlar ise bilen insanlardır, bilen insanlar korkan insanlardır, korkan insanlarda mutsuz insanlardır efendim...

mesela bu konuya güzel bir ördek: "Gençler, yaşlıların aptal olduklarını sanırlar, ama yaşlılar gençlerin aptal olduklarını bilirler."

kuşkusuz buradaki "bilen" olmakmı? yoksa "aptal" olmakmı? sorunsalı tartışılabir... fakat mevzu şu ki gençler zaten aptal olduğundan kendilerinin farkında değildirler ve bu yüzden bu şekilde düşünmektedirler. yaşlılar onlara* ne derse desinler gençlerin fikirleri değişmeyecektir ve hayatı tos pempe sanmaya devam edip mutlu mutlu yaşayacaklardır(!). taaki akıllanıncaya kadar. ama en azından o zamana kadar mutlu yaşıyacaklardır...

ALBERT CAMUS bu konuyu özetlemiş aslında: "Yaşamanın tadını çıkarmaktan korkana aptal derim."

akıllı adam işi değilki bu "hayatın tadlarının peşinde koşmak". tam tersine hayatta ne kadar acı tad varsa onların peşinde koşar akıllı olan. ne hikmetse artık..
bir çingene ile bir profesörü göz önüne aldığımızda bu gayet açık görülebilir. profesörün hiç bir zaman ulaşamıyacağı bir mutluluğu vardır çingenenin. ve bunun sebebide çingenenin daha aptal oluşundandır.


VOLTAiRE demişki: "Kendini akıllı sanan herkes aptaldır."
[sanırım ben de aptalım....:))]