bugün
- kıza iğne batıran türbanlı9
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak10
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi11
- kızılcık şerbeti 2 nci sezon finali9
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak21
- kendini bir görsel ile anlat19
- xdearm10
- jose mourinho34
- herkesle iyi geçinmek18
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler10
- sarılma ihtiyacı13
- zalbert ramstein8
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız16
- meral akşener17
- bursa9
- gizli samyelin moderatör olması13
- kuresel ikinma'nın sevgilisi19
- dünyanın en güzel kızını tarif et16
- gideon reid morgan jj9
- anın görüntüsü12
- icardi190552
- magicovento12
- sekse doymuş erkek12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar12
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması9
- en ilginç bilgiler11
- gizli samyel22
- küresel ıkınma9
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- namaz kılmayan türk değildir12
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi11
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak8
- albay kemal21
- kadir mısıroğlu mezarı18
- en sevmediğiniz sözlük yazarları10
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu20
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- güçlü kadınların ortak özellikleri11
- yazarların en sevdikleri diziler11
- okula gidiyorum sözlük10
- gay olanları toplum niye sevmiyor12
- yazarların cinsel tercihi15
- hangi sözlükçüyü dövmek istersiniz21
Basit kadın; güzel olmayı zeki olmaya tercih eder. Çünkü basit erkekte zekayı anlayacak kafa değil, güzelliği görecek göz var.
ilk okuduğumda bu neymiş ya dedirtmişti 6 ciltlik versiyonu vardı şu yeşil basımdan hepsini okudum çoğunun sonunda istemsizce sırıtıyordum. Gogol' ün eserleri de bana aynı tadı vermişti, gerçi o biraz mala bağlatıyor insanı. Ama en sevdiğim öykücü O. Henry' dir.
"başkalarının yalanlarını dinlemek ve yalanları yutmuş göründüğün için seni aptal bellemelerine göz yummak, alçalmayı sineye çekmek, dürüst, özgür insanların yanında olduğunu açık açık söyleyememek, üstelik yalan söylemek zorunda kalmak, gülümsemek… hayır, hayır, beş para bile değeri olmayan bir lokma ekmek, bir sıcak köşe, bir mevki için çekilmez bütün bunlar. böyle bir dünyada yaşanmaz!"
demiş büyük yazardır.
demiş büyük yazardır.
Kıl bir tarzı vardı. Dımdızlak bırakır hikayelerim sonunda.
"Yaşam geçip gitti, hiç yaşamamışım gibi..."
çehov'un ölümüyle ilgili bir yazının tarafımdan özetlenmiş halidir. okuma müziği önerisi de can güngör'ün yalnız ölmek
ölüm, her ölümlü için bir sondur biliriz ama unutarak. aldanmayı seçeriz, tahammül edebilmek için. eğer bir hastalık söz konusuysa ya bir doktor ne yapar? herkesten evvel kendileri anlar elbette. anton çehov'da ölümünün yaklaştığını görmekte iki kere şansız olanlardandır. hem doktor hem yazardır çünkü.
bir doktor arkadaşına ölümünden iki hafta önce yazdığı mektupta şöyle der:
"iyice düzeldim. nefes darlığından, bir de giderilmesi imkansız tembelliğimden gayrı bir sıkıntım kalmadı."
çok genç yaşta tüberküloz olmuş. 1904 yılında, vişne bahçesi adlı oyununun temsilinde sahneye çıkmakta zorlandığında henüz kırk dört yaşındaydı.
ölmeden önce kütüphanelere kitap desteğinde bulunuyor ve bunu şöyle açıklıyordu:" durup dinlenmeden başkaları için çalışacağız ve zamanımız geldiğinde boyun eğerek öleceğiz. mezarın ardında; acı çektiğimizi, ağladığımızı ve acı bir hayat yaşadığımızı söyleyeceğiz."
durumu ağırlaşınca bir tüberküloz uzmanı arkadaşının yanına berlin'e gider. kaplıcada bir arkadaşına mektup yazar ve durumunu ölümünden üç gün önce şöyle açıklar:
"ateşim hep yüksekti, bugün kendimi sağlıklı hissediyorum... ama yürürken soluğum öyle daralıyor ki, imdat diye bağırsam yeridir. moralim çok bozuluyor. sekiz kilo kadar zayıflamışım. buranın havası çok sıcak... sanki isveç yolculuğuna çıkıyormuşum gibi yanıma yalnızca kışlık giyecekler almışım!"
o sıcak temmuz gecesi odasında öksürük krizine yakalanır. 2 temmuz 1904. hayatında ilk defa karısından bir doktor çağırmasını ister. doktor gelene kadar eşi olga rahatlaması için anton'un göğsünün üstüne içi dövülmüş buzla doldurulmuş bir kese koyar. çehov, karısının kolunu iterek: "boş bir kalbin üzerine buz konmaz!" der.
gelen doktor boş kalbi canlandıramaz! anton yatağında doğrulur ve alman doktora "ıch sterbe!" der. "ölüyorum!"
bu söylemesi zor sözcüğü başka bir dilde telaffuz etmesinin nedeni nedir? ya durumun ağırlığıyla alay etmek ya da hekim alman olduğu için ona nezaket göstermek. her iki durum da anton çehov'un karakterini yansıtmıyor mu?
tanıştıkları ilk gün kadehini kaldırıp "merhaba, hayatımın son sayfası." dediği olga'ya bakarak doktorun verdiği son kadeh şampanyasını göstererek "çoktandır şampanya içmemiştim."der ve sessizce sol yanına uzanır.
olga bu anı şöyle anlatır: "hiçbir insan sesi duyulmuyordu, günlük yaşamın çalkantısı yoktu. yalnız güzellik, dinginlik ve ölümün büyüklüğü vardı."
anton çehov 1903'te bir gece ivan bunine: "biliyor musun? yedi yıl boyunca beni okumaya devam edecekler." demiş. bunu söylerken 6 yıl daha yaşayacağını ölümünden sonra sadece bir yıl okunacağını hesap etmişti.
yanılmıştı.
bu tahminden sonra bir yıl yaşadı ve yüz yıldan fazladır okunmayı sürdürüyor.
ölüm, her ölümlü için bir sondur biliriz ama unutarak. aldanmayı seçeriz, tahammül edebilmek için. eğer bir hastalık söz konusuysa ya bir doktor ne yapar? herkesten evvel kendileri anlar elbette. anton çehov'da ölümünün yaklaştığını görmekte iki kere şansız olanlardandır. hem doktor hem yazardır çünkü.
bir doktor arkadaşına ölümünden iki hafta önce yazdığı mektupta şöyle der:
"iyice düzeldim. nefes darlığından, bir de giderilmesi imkansız tembelliğimden gayrı bir sıkıntım kalmadı."
çok genç yaşta tüberküloz olmuş. 1904 yılında, vişne bahçesi adlı oyununun temsilinde sahneye çıkmakta zorlandığında henüz kırk dört yaşındaydı.
ölmeden önce kütüphanelere kitap desteğinde bulunuyor ve bunu şöyle açıklıyordu:" durup dinlenmeden başkaları için çalışacağız ve zamanımız geldiğinde boyun eğerek öleceğiz. mezarın ardında; acı çektiğimizi, ağladığımızı ve acı bir hayat yaşadığımızı söyleyeceğiz."
durumu ağırlaşınca bir tüberküloz uzmanı arkadaşının yanına berlin'e gider. kaplıcada bir arkadaşına mektup yazar ve durumunu ölümünden üç gün önce şöyle açıklar:
"ateşim hep yüksekti, bugün kendimi sağlıklı hissediyorum... ama yürürken soluğum öyle daralıyor ki, imdat diye bağırsam yeridir. moralim çok bozuluyor. sekiz kilo kadar zayıflamışım. buranın havası çok sıcak... sanki isveç yolculuğuna çıkıyormuşum gibi yanıma yalnızca kışlık giyecekler almışım!"
o sıcak temmuz gecesi odasında öksürük krizine yakalanır. 2 temmuz 1904. hayatında ilk defa karısından bir doktor çağırmasını ister. doktor gelene kadar eşi olga rahatlaması için anton'un göğsünün üstüne içi dövülmüş buzla doldurulmuş bir kese koyar. çehov, karısının kolunu iterek: "boş bir kalbin üzerine buz konmaz!" der.
gelen doktor boş kalbi canlandıramaz! anton yatağında doğrulur ve alman doktora "ıch sterbe!" der. "ölüyorum!"
bu söylemesi zor sözcüğü başka bir dilde telaffuz etmesinin nedeni nedir? ya durumun ağırlığıyla alay etmek ya da hekim alman olduğu için ona nezaket göstermek. her iki durum da anton çehov'un karakterini yansıtmıyor mu?
tanıştıkları ilk gün kadehini kaldırıp "merhaba, hayatımın son sayfası." dediği olga'ya bakarak doktorun verdiği son kadeh şampanyasını göstererek "çoktandır şampanya içmemiştim."der ve sessizce sol yanına uzanır.
olga bu anı şöyle anlatır: "hiçbir insan sesi duyulmuyordu, günlük yaşamın çalkantısı yoktu. yalnız güzellik, dinginlik ve ölümün büyüklüğü vardı."
anton çehov 1903'te bir gece ivan bunine: "biliyor musun? yedi yıl boyunca beni okumaya devam edecekler." demiş. bunu söylerken 6 yıl daha yaşayacağını ölümünden sonra sadece bir yıl okunacağını hesap etmişti.
yanılmıştı.
bu tahminden sonra bir yıl yaşadı ve yüz yıldan fazladır okunmayı sürdürüyor.
'Eğri ayna' adli öyküsünü sinemaya uyarlamak istediğim yazar.
ilk kisa filmim olacak büyük ihtimalle.
ilk kisa filmim olacak büyük ihtimalle.
'doktor çehov'dan öyküler' kitabını ne vakit okusam, 'eğri ayna' ve 'karım ve ben' öyküleri tüylerimi ürpertir.
Kitap okumaktan yaklaşık 15 yıldır falan nefret etmeme, daha doğrusu büyük odaklanma sorunları yaşanmama rağmen çehov’un eserlerini hiç kopmadan okuyabiliyorum. Hem de bayılarak.
Çehov hakkında edebiyatla ilgili hemen herkesin bir fikri vardır ama son hikayelerinden gördüğüm kadarıyla insanın içinin acıdığı durumlardan büyük komediler, daha doğrusu kara komediler çıkartabiliyor.
Diğer yandan sovyetlerin sosyokültürel yaşantısıyla ilgili de önemli ipuçları da veriyor.
Sanırım bana bu azmi sağlayan bir diğer yazar da gonçarov’du. Yaklaşık 200 sayfa kadar oblomov’u yataktan çıkartmasını bekledim ama sonra çıkmayınca o da hüsranla bitti. Konuyla alakasız da olsa hala merak ederim sonunu.
Çehov hakkında edebiyatla ilgili hemen herkesin bir fikri vardır ama son hikayelerinden gördüğüm kadarıyla insanın içinin acıdığı durumlardan büyük komediler, daha doğrusu kara komediler çıkartabiliyor.
Diğer yandan sovyetlerin sosyokültürel yaşantısıyla ilgili de önemli ipuçları da veriyor.
Sanırım bana bu azmi sağlayan bir diğer yazar da gonçarov’du. Yaklaşık 200 sayfa kadar oblomov’u yataktan çıkartmasını bekledim ama sonra çıkmayınca o da hüsranla bitti. Konuyla alakasız da olsa hala merak ederim sonunu.
Bugün doğum günü olan
Dünya edebiyatının en büyük yazarı.
“Ne kadar harika bir gün.
Çay mı demlesem,
kendimi mi assam karar veremiyorum.”
“iyi bir insan utanç duyabilmeli,
bir köpeğin karşısında bile...”
“birileri arkanızdan konuşuyorsa,
onlardan öndesiniz demektir.”
“yalnızlıktan hoşlanmıyorsanız, evlenmeyin”
“Bir adam ve bir kadın, birbirleriyle
ne yapacaklarını bilemedikleri için evlenirler.”
-vecizelerinin sahibi.
Dünya edebiyatının en büyük yazarı.
“Ne kadar harika bir gün.
Çay mı demlesem,
kendimi mi assam karar veremiyorum.”
“iyi bir insan utanç duyabilmeli,
bir köpeğin karşısında bile...”
“birileri arkanızdan konuşuyorsa,
onlardan öndesiniz demektir.”
“yalnızlıktan hoşlanmıyorsanız, evlenmeyin”
“Bir adam ve bir kadın, birbirleriyle
ne yapacaklarını bilemedikleri için evlenirler.”
-vecizelerinin sahibi.
"...En acı ve kırıcı olan şey, bu hayatın acılara karşılık olarak mükafatla sona ermemesi. Operadaki gibi zaferle değil ölümle son bulacak olması..."
(Altıncı Koğuş - Anton Çehov)
(Altıncı Koğuş - Anton Çehov)
Bir süreliğine yalnız kalmak tehlikelidir ve bağımlılık yapar. Çünkü ne kadar huzurlu olduğunu görünce
artık insanlarla uğraşmak istemezsin.
artık insanlarla uğraşmak istemezsin.
güncel Önemli Başlıklar