bugün
- jose mourinho58
- içine şeytan girse ne yaparsın10
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı15
- türkiye cidden almanyadan daha iyi8
- icardi190512
- 2 haziran 2024 küçükçekmece de çöken bina10
- erkekler ne işe yarar10
- iq seviyesi yükseldikçe tanrı inancının azalması10
- iremga10
- anın görüntüsü11
- insanı zengin hissettiren şeyler11
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi21
- magicovento20
- carlo ancelotti8
- albay kemal13
- artık yazmayacağım8
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri16
- albay kemal'in yazdıklarıni okumamak9
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması18
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür18
- en çok sevişmek istediğin kimse11
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı25
- arda güler10
- nihavend longa20
- true nickli yazar8
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz10
- en objektif siyasi parti9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün9
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır13
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak14
- kizil kara14
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı15
- 1 metre 55 santim balonu ağzına alan kız12
- eskorta 220 bin lira gönderen adam9
- barbara palvin'in aldatılması15
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba18
- magicovento cesurluğu17
- aşkım kapışmak8
- erdoğan'ın mülteci sevdası19
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi27
- beli açıp kot şort giymek10
- ahmet uğurlu8
- sözlüğün en güzel kızından aldığım iltifat11
- ağızdan çiş kokusu gelmesi15
- sağlık bakanının suriyeli rakamları12
- fenerbahçe seneye sistemi yenebilecek mi13
- galatasaray'ın en son kırmızı kart gördüğü derbi10
- dinci zekası8
- cennette ergenliğe yeni giren eşleriniz olacak10
- ben 76 yaşındayım beni tahrik ediyorsun15
utanması sıkılması gereken yazarlardır.
yıl olmuş 2014. milat devriminin üzerinden 2014 yıl geçmiş. koca 2014 yıl amk. gel gör ki hâlâ varoş semtlerin ücra köşelerinde kurulan pislik pazarlara giden anneler var. Bu annelerin fakir yerlerine gitmesine izin veren yazarlarda var. sizin hiç utanmanız yok mu? yazık.
yıl olmuş 2014. milat devriminin üzerinden 2014 yıl geçmiş. koca 2014 yıl amk. gel gör ki hâlâ varoş semtlerin ücra köşelerinde kurulan pislik pazarlara giden anneler var. Bu annelerin fakir yerlerine gitmesine izin veren yazarlarda var. sizin hiç utanmanız yok mu? yazık.
(bkz: sözlükten soğutan başlıklar)
(bkz: kamu spotu)
(bkz: bu benim lan) *
hatta ve hatta annesi ile pazara giden yazar da benim. kadıncağız bin zahmet pazara gider, çeşitli sağlık sorunları nedeniyle o pazar arabasını dahi süremez doğru düzgün. alırsın koluna pazar arabasını, çıkarsın beraber pazara. "oğluma ne alayım, ne yapayım akşama" der o tatlı sesiyle. öylece bakakalırsın arkasından; sarılsam öpsem şu yanaklarını, sevsem dersin oracıkta.
candır anne; sevilir her daim özlenir.
hele ki ondan çok uzaklarda yaşıyorsanız.
hatta ve hatta annesi ile pazara giden yazar da benim. kadıncağız bin zahmet pazara gider, çeşitli sağlık sorunları nedeniyle o pazar arabasını dahi süremez doğru düzgün. alırsın koluna pazar arabasını, çıkarsın beraber pazara. "oğluma ne alayım, ne yapayım akşama" der o tatlı sesiyle. öylece bakakalırsın arkasından; sarılsam öpsem şu yanaklarını, sevsem dersin oracıkta.
candır anne; sevilir her daim özlenir.
hele ki ondan çok uzaklarda yaşıyorsanız.
Kendisi tek basina pazara giden yazar olsa ben olacagim. Ama annem gitmiyor genuz. Ayrıca pazar guzeldir lan, siz de gidin.
tam anlamıyla sıkıntılı yazarlardır.
(bkz: buyrun benim)
ayrıca bu tarz entry giren yazarların karma seviyeleri nedense beni hiç yanıltmıyor *
ayrıca bu tarz entry giren yazarların karma seviyeleri nedense beni hiç yanıltmıyor *
(bkz: benim)
başlığı açan arkadaş da şaşırtmıyor:
akagamina
dokuzuncu nesil yazar
-894 karma (zeka sorunu var)
başlığı açan arkadaş da şaşırtmıyor:
akagamina
dokuzuncu nesil yazar
-894 karma (zeka sorunu var)
evin boş olmasını değerlendirerek yüksek sesle rahat rahat porno izleyen ergen yazarlardır.
allah pazar denen oluşumun belasını versindir.
geçen sene kışa doğru, işsiz güçsüz avare bir halde evde kitaplarıma gömülmüştüm. bir stefan zweig okuyordum bir kafka, canım mı sıkıldı geç hemen yaloma. o da mı olmadı Dostoyevski pirimden bir kaç aforizma... ben okudukça kitaplar coşuyordu, ben çoştukça kitaplar bitiyordu.
derken odama birden tüm heybetiyle 'annem' girdi.
-hşşt kalk lan pazara gidiyoruz. öte beri alcaz
-sevgili valideciğim, bu talebinizi şiddetle reddediyorum. pazar denen ilkel bir varoş kültürüne beni götüremeyeceksiniz..
bu cümleyi bitirmemle annemin süper güdümlü terliğinin ağzımın ortasına gelmesi bir oldu. evet her ne kadar daha 5 dakika önce diyalektik toplum modelini ve onun evrimsel süreçteki değişimini konu alan araştırmalar yapıyor olsam da şu an ezilenlerin pedagojisindeki halk modeliyle iç içe olmam gerekecekti.
pazara doğru aldık yolumuzu.
bir yandan içinde bulunduğum topluma hakaretler savururken bir yandan da annemin 'hayırlı kısmet' kavramı ile ilgili nutuklarını dinliyor taklidi yapıyordum ki geldik pazara.
üç kilo domates, iki kilo salatalık, iki kilo elma, bir kilo pırasa , üç kilo lahana, 4 kilo ayva (reçeli güzel oluyormuş), 2 kilo portakal (vitamin de vitamin) , 3 kilo mandalina (suyu sıkılırmış),2 kilo pirinç, 2 kilo mercimek, 30 yumurta, 1 kilo zeytin, bir kilo brokoli (ben seviyorum diye) , bir kilo çerez (misafir falan gelirmiş) bir tane anne tişörtü (20 tl lik) , bir süpürge (kapının önünü temizlemek için), 20 tane mandal ve kapanış olarak iki kıvırcık bi yeşil soğan 3 kilo da patates.
anneme her ne kadar süper kahraman olmadığımı aktarmaya çalışsam da hepsini taşımak zorunda kaldım. hissedemediğim parmaklarım ve cehaletten ölen toplum bireyleri eşliğinde yaklaşık yarım kilometreyi bitirip eve geldik. he yolda karşılaştığımız akrabalara hiç değinmiyorum. yalap şalap olmuş suratım ve elitist ruh halim ile intihara daha önce hiç bu kadar yaklaşmamıştım. bu dünyaya erkek gelmediğim için hem kendimden hem de ailemden tekrar tekrar iğrendim ayrıca da.
geçen sene kışa doğru, işsiz güçsüz avare bir halde evde kitaplarıma gömülmüştüm. bir stefan zweig okuyordum bir kafka, canım mı sıkıldı geç hemen yaloma. o da mı olmadı Dostoyevski pirimden bir kaç aforizma... ben okudukça kitaplar coşuyordu, ben çoştukça kitaplar bitiyordu.
derken odama birden tüm heybetiyle 'annem' girdi.
-hşşt kalk lan pazara gidiyoruz. öte beri alcaz
-sevgili valideciğim, bu talebinizi şiddetle reddediyorum. pazar denen ilkel bir varoş kültürüne beni götüremeyeceksiniz..
bu cümleyi bitirmemle annemin süper güdümlü terliğinin ağzımın ortasına gelmesi bir oldu. evet her ne kadar daha 5 dakika önce diyalektik toplum modelini ve onun evrimsel süreçteki değişimini konu alan araştırmalar yapıyor olsam da şu an ezilenlerin pedagojisindeki halk modeliyle iç içe olmam gerekecekti.
pazara doğru aldık yolumuzu.
bir yandan içinde bulunduğum topluma hakaretler savururken bir yandan da annemin 'hayırlı kısmet' kavramı ile ilgili nutuklarını dinliyor taklidi yapıyordum ki geldik pazara.
üç kilo domates, iki kilo salatalık, iki kilo elma, bir kilo pırasa , üç kilo lahana, 4 kilo ayva (reçeli güzel oluyormuş), 2 kilo portakal (vitamin de vitamin) , 3 kilo mandalina (suyu sıkılırmış),2 kilo pirinç, 2 kilo mercimek, 30 yumurta, 1 kilo zeytin, bir kilo brokoli (ben seviyorum diye) , bir kilo çerez (misafir falan gelirmiş) bir tane anne tişörtü (20 tl lik) , bir süpürge (kapının önünü temizlemek için), 20 tane mandal ve kapanış olarak iki kıvırcık bi yeşil soğan 3 kilo da patates.
anneme her ne kadar süper kahraman olmadığımı aktarmaya çalışsam da hepsini taşımak zorunda kaldım. hissedemediğim parmaklarım ve cehaletten ölen toplum bireyleri eşliğinde yaklaşık yarım kilometreyi bitirip eve geldik. he yolda karşılaştığımız akrabalara hiç değinmiyorum. yalap şalap olmuş suratım ve elitist ruh halim ile intihara daha önce hiç bu kadar yaklaşmamıştım. bu dünyaya erkek gelmediğim için hem kendimden hem de ailemden tekrar tekrar iğrendim ayrıca da.
Benim annemdir. Marketten yaptığı da olur.Ne var bunda ? Bazı insanlar Yıl 2014 beyin milattan öncesi.
benim annemde dahildir. En iyisini yaptığını düşünüyorum. Gidip market zincirlerine para vererek zengini daha zengin yapacağına esnafa vererek hem küçük esnafı mutlu ediyor hemde zengini daha zengin etmiyor.
vakit nakittir diyerekten işleri bir an önce yoluna koymaya çalışmak isteyen yazarlardır.
pazara gitmeyen anne mi olur ki ? Anneyse pazara gitmeli.
güncel Önemli Başlıklar