bugün

iyice çekilmez olan şehirdir. allahtan kurtulmak için önümde büyük bir şans vardır.

(bkz: istikamet istanbul)
keşke yarın orda olsaydım dediğim şehir. baba'yı görür, bir fatiha okurduk ruhuna.
eğitim hayatımım en önemli bölümünün geçmekte oldugu soğuk , metrosu olan ,unutamayacağım anların yaşandığı ülkemin başkenti.
yıllarca yaşayıp değeri bilinemeyen, okul dolayısıyla göt kadar şehire transfer olunduğunda ise tapılan şehirdir. a.o.ç. sinde sabahlanası, sakarayasında içilesidir. candır.
özlenen şehir.
(bkz: geleyim de zirve yapalım)
şu anda gök gürlemekte, ders çalışan bünyede korkuya neden olmaktadır.
hiç durmayan yağmuruyla, insanı derin düşüncelere gark ettiren şehir. gün itibariyle adının hakkını vermiş, her geyikte olduğu gibi gri kasvetli ve melankolik bir şehir olduğunu bir kez daha ispatlamıştır.
ODTU tarafindan yapilan bir ara$tirmaya gore $u anda turkiye'nin en iyi uc universitesini bunyesinde barindiran $ehirim. 1 ayda sana ne kadar ali$tiysam artik sahiplenmeye bile ba$ladim lan.

(bkz: hacettepe üniversitesi)
(bkz: orta doğu teknik üniversitesi)
(bkz: ankara üniversitesi)
türkiye'deki yaşanabilecek şehirler listesinde ilk üçe kafadan girebilecek şehir, memleketim.

biraz soğuktur, katı bir şehirdi ama güzeldir ankara.
20 yıllık ankara tecrübeme dayanarak söylüyorum; burası güzel la bebeler.
yaklaşık beş senemi orada geçirdiğim, her türlü tatlı, acı ergenlik yıllarımı saklayan ayrıca gitmeyenin çok şey kaybedeceği başkent gibi başkent.
yahya kemal e sormuşlar
'ankara nın en çok nesini seviyorsun?' diye, o da 'istanbul a geri dönüşünü' demiş.
(bkz: öğrenci olduğunu nereden bileyim bandrol yok) vakasını yaşadığım başkent!
yeni hayat, yeni şehir. Eskiden para verseler yaşamam denilebilen şimdiyse solunan her nefesin huzur verdigi buzzz gibi şehir.
iki haftadır güneşini eksik etmeyen, bi çok şeyi sevilmese de çok özlenen, alışınca bırakılamayan şehir.
mal la bebe, la bebe cümlesini ve türevlerinin sıkça duyulduğu şehir
konya'dan güzel olmayan şehir. belediyecilikte konya'yla başa baş gider o ayrı.
bu şehri tek kelimeyle tanımlayacak olsaydım kesinle "gri" der sonra susardım.
14 saat sonra kollarına varılacak sadık yar. heleki kendisini terkedip küçük bir memleketi yar edindiniz mi kendinize özlem tavan yapar. efendim bir aoç olsun bir guşgana olsun bir sakarya olsun, bunlar nasıl özlenmez? candır can...
hem en çok uzaklaşmak istenilen hem de çok sevilen. ama iyi ki varsın ankara!
(bkz: pavyon)
(bkz: la bebe ben çog seviyom burayı)
yılmaz erdoğan'ın da söylediği üzere;

"...öyle deme ankara'yı sevmeyene bir zulümdür
bu kadar insanın neden ankara'yı sevdiğini anlamadan
ankara'da yaşamak..."

benim için deprem sonrası zorunlu gidilen, sıkıntılı şehirdir; gelin görün ki öyle kişiler vardır etrafımda, hayatımda; ankara'yı başka severler. ankara'nın adı geçince gözlerinin parladığı görülür. zoru sevmek midir bu? bilemedim. ankara garip şehirdir. evet, ankara'yı sevmeyen seveni anlamaz ve seven de sevmeyeni; ama bu iki insan birbirini sevebilir. tabi o ayrı mevzudur.
iyi bir bayram ziyaretini hak eden şehir..
sahil insanı olan ( yani sahile kıyısı olan bir ilde yaşayan , mesela istanbul, izmir gibi ) insanların, uyum sağlamalarının zor olabileceği bir yerdir. neden? çünkü denizi yoktur. bu yüzden ayrı bir kasveti vardır üstünde.
kasvetli bir havası olan tabiri caizse gri bir şehirdir.