bugün

Sabahtan beri felaket şekilde yağan yağmuruyla sanki günahlardan arındıran güzel şehir. Birde Bu sefer sahiden gri.
aşk'ı koynunda saklayan ve ülkeye baş olmuş kenttir. gezegenin gri evidir. o kentin insanları dışında herkesin deniz yoksunluğundan şikayet ettiği kenttir. ayazı insanın soluğunu keser. sanatın ve bürokrasinin başını çeken bozkırın en güzide yeridir.
Bugün havası çok güzel olan güzel şehir. akşama kadar dışarı çıkmadan pencereden bakmakla yetinenleri biraz aptallık etmiş olsa.
Ne yağmur yağdı ama.
Bayağı yağdı.
iyi yağdı hakikaten.
Kabul edelim güzel yağdı.
Artık yağmaz dedik yine de yağdı.

Bugün muhteşem bir güzelliğe sahip olan şehir.
Soguk sehir. Sevemedim bir turlu.
elleri soğuktur ankara nın. ovuşturursun birbirine. yalnızsındır işte..

kül rengi göklerine kadar ayaz dolu geceleri vardır ankara nın.

sokak lambalarını gözlersin biri gelecek diye.
ayak seslerine biraz daha açarsın kulaklarını.
o gelecek diye.
yıllardır beklediğin kişi gelmez yine.
düşecek olursun ankara ya tutunursun..

sonra
yeniden yeniden gri sokaklara atarsın kendini
gecenin bir vakti.
tutamazsın nefesini.
içindeki alevler yakar ciğerini.
sen de yakmak istersin bu gri şehri.

yakamazsın, çünkü
ankara, sadece yalnızlarının içini yakan bir sevdadır..
bi defolup gidemediğimiz cehennem.
istanbul fettan bir kadın; kıskanç, aşık, çok da aşığı olan, seni çıldırırtsa da,ayrılmak istesen de ayrılamadığındır. izmir güzel ve seksi, eğlendiğin,mutlu olduğun, ayrıldığında seneler sonra bile adı anıldığında yüzünü güldürendir.ancak ankara sadece evlenmeyi düşüneceğin kadındır. düzgün hayatı, az ve öz geçmişi, oturaklı duruşu, hanım hanımcıktır. anadoluluğunu hissedersin ama avrupai yaşamdan da geri kalmamıştır. güzeldir ankara.
bir de ne demişler ; Ankara'da ya okunur ya da aşık olunur zaten..
yaşaması da ayrılması da zor olan şehirdir. hiç anlamazsın nasıl bağlandığını bu şehire.
sigara gibidir, ilk içtiğinde ne anlıyorlar ki bağımlısı oluyorlar diye düşünür, alıştıktan sonra vazgeçemezsin.
sabah kısa kollu giydirir öğleden sonra 'siktir git lan eve kalın birşeyler giy, şemsiyeni de al' der..

konuşan şehirdir..
her daim soğuk kasvetli havası olan ama sevenin sevdiği başkent.
genelde kara ikliminin hakim olduğu şehir.
sabah girip akşam çıktığınızda ağzınızda kekremsi bir tat bırakır..
sevdam,
davam,
hasretim.
başkent.
"istanbul'da yaşayanlar için yaşanması zor bir şehir" denen şehir. ne yapıyorsunuz ki siz orada bizden farklı? oksijenli solunum mu yapmıyorsunuz? nedir yani olay?
--spoiler--

Sevgimin miadıydı
Yorgun, ürkek bakışların
Şimdi failisin
Salaş yalvarmalarımın
Maviliğimi çaldın sebebin neydi Ankara
Hülyalardan kâbuslara saldın zorun neydi Ankara

Bekleme sana sitemden başka sözüm yoktur
Gönlüm hazan sızıntılarında isyana sebebim çoktur

Ne sen bana alıştın
Ne de ben sana
Sen sevgiyi uzak bıraktın
Kuytu bir köşende sakladın
Yakıştırmadın bana

Sevdaymışsın konakladığın rüzgârlarda
Oysa sen yalansın Ankara
Sokaklarında adım başı ayrılık nidaları
Sen katilsin Ankara
Sana dökülen satırlarım gecelerinden kara
Sen avuçlarımda iki damla kan
Salaş yalvarmalarımın faili
Koynumda sakladığım isyan

Sen miadıydın bir zamanlar aşkın
Şimdi paslı soğuklarda ölüm tadın
Geçmiş yalanıdır hatıraların
Kapatın kapılarını üstüme zamanın
Kalmasın içimde hicranı hiçbir aşkın…

--spoiler--
Aşık olduğum kenttir.
kararması gerekirken turuncu rengi alan bir gökyüzü
o kadar korkunç ki, komşulara sığınmayı düşünüyorum.
(bkz: ankare)
hollanda kokenli uzaylıların saldırısına ugramıs sehir.. bu portakal rengi havada ney lan?
Akşam akşam griliğini turuncuya bırakmış şehir.
Karasal iklime sahip olmasına rağmen zırt pirt gök gürültülü simsekli yagmur yağan sevmedigim şehir.
'Iyi kalpli üvey ana' der cemal sureya ankara'ya.