Yetenekten çok takım oyunu ve fiziksel güç ve kondisyon gerektiren, bu yüzden yapılası bir spordur. Ama memleketimizde 60.000 öğrenciye sahip marmara ünivrsitesinde bile takımı yoktur.
turkiye'deki amerikan futbolu takımları, itu, odtu, bogazıcı, selcuk,gazi, ankara, ege, anadolu universiteleri olarak sıralanabilir. ayrıca milli takımı da bu sene itibariyle kurulmus, hatta milli amerikan futbolu oyuncuları dahi belirlenmiştir.
crows diye bilinen dogu akdeniz universitesi'nin ogrencilerinin kurdugu ama dogu akdeniz üniversitesi'ne bagli olmayan buyuk zorluklarla ayakta durmaya calisan takimda unutulmamalidir milli takima onemli oyuncularda gondermistir.
(bkz: crows)
hacettepe üniversitesindeki takmın ismi red deers dır.
uludağ üniversitesinde kurulsa adı uludağ crocidiles olacağı olası olan spor branşı.... Zevkli bir oyundur. Korumalıklar çıkartılıp oynansa daha zevkli olabilir...
korumalıkların değerinin ancak oynandığı zaman anlaşılabileceği spor türüdür.pamukkale üniversitesi'nde de kurulmuş olan takımdır fakat horozun ingilizcesinin argoda kötü bir karşılığı olduğu için ilk defa takım ismi bütünüyle türkçe olacaktır..
(bkz: pamukkale horozlar)
aslında çok heyecanlı ve tam manasıyla bir erkek sporu.ve neden oyuna başlamadan önce kafadan sayılar atıldığını merak ettiğim oyun *
bir takımın maç kadrosunun en az 44 kişiden oluşması gereken spor dalı.
ülkemizde hızla gelişen,şu anda türkiye ligi adı altında oynanan ligde 3 grup içerisinde 18 takım barındıran, hatta geçen sene final karşılaşmasının istanbul Beşiktaş inönü Stadı nda yapıldıgı ( Bogazici - EGE ), izlemesi ve oynaması cok zevkli oyun..
türkiye amerikan futbol liginin resmi sitesi:
http://www.tbsf.org.tr
adının sırf "amerikan" kelimesiyle başlamış olmasından dolayı gelişmesi yavaş olan spordur.antrenman sonlarında titans sesleri duyulur.saha kenarında sabırla sevgili beklenir.
eger sizde olum ben bu kiloyla hayatta spor mpor yapamam diyorsaniz amerikan futbolu sizin icin bicilmis kaftandir. hayatinizdaki en mukemmel dakikalari yaklasik bir haftalik agir bir antremandan sonra sahaya cikarsiniz ve size verilen gorevleri yaparak gecirirsiniz. bu isin cok zor gibi gozuken yanlari icine girildikce duygusallikla birlesir ve sizi mutlu eder.

matrix diye bir olay vardir bu sporun antremanlarinda. bu olayin temeli sudur. koc agzina bir duduk alir ve caldigi anda ayaklarinizi sag sol yaparak seri sekilde cirparsiniz. koc icin hiziniz hic yeterli degildir. daha sonra duduk calar ve sevinirsiniz cunku yere yatip sinav kismi baslar. ve bu seferde ayaga bir an once kalkmak istersiniz cunku kollariniz dayanilmaz sekilde yorulmus ve agrimaktadir. koc tekrar duduk calar ve ayaga kalkip tekrar sag sol yaparsiniz. iste bu antreman surer gider. aci verdigi bir gercektir ama en tatli acidir bu aci.

sizden 50 kilo fazla olan adamlarin sizden daha hizli kostugunu gordugunuzde oha sesleri nidasinda olaya sasirirsiniz. bu adamlar gibiler yani 130-140 kiloluk adamlar (ben 90 kiloyum) evlerinde kucaklarinda cipsleri kilolarina kilo katmaktadirlar. ama takimdakiler en hizli kosmak icin birbiriyle yarismaktadirlar. iste bu sekilde amerikan futbolu takiminiz gelisir ve gelisir. 140 kiloluk linebacker yani cizgide ilk karsilayanlardan biri, tam 30 fd ceylan gibi bir adamin arkasindan kosmus ve tuchdown(tam sayi demektir. 6 puan verilir.) yapmasina engel olmustur.

kilolariyla basi dertte olan arkadaslara siddetle onerdigim bir spordur. baslayanalardan bu sporu birakan veya sevmeyen yoktur.
başlandığı zaman zorunlu olarak bırakılan spordur.

down başlamadan yerleş komutuyla başlayan sesizlik çıkış verildikten sonraki bağırışmalar, kemik sesleri,
tarifi imkansız bir zevktir.
rakip oyuncuyu dövmenin meşru olduğu tek oyun.
rakip oyuncuyu düşürdüğünüzde(tackle) yaşadığınız duygunun tam anlamıyla savaşta düşmanına galip gelen savaşcının duygusuyla aynı olduğuna inandığım, 5 yıldır yaptımğım spor...
oynadigim sure icinde edindigim tecrube dolayisiyla, oynamasi soccer kadar guzel olmayan oyundur. sokakta underground oynadiginizda, en eski boklu tisortunuzu giymeniz gerekir cunku oyunda tisortu cekmek caizdir. quarter back' seniz asiri hizli kosmaniz beklenecektir.
sürülen sefa = çekilen cefa ; basit bir matematik işlemiyle eksilerin artıları götürdüğü , oyuncularında bile spor yapmaktan çok farklılaşma çabasının güdüldüğü , ülkemizde hiç bir zaman sivrilemiycek bir spor dalı .
green bay packers'ı desteklediğim spor.
sözlük yazarlarından pringles'ın iki yıl önce yaptığı spor.

(bkz: anadolu rangers)
izlemesi ve oynaması "ingiliz futbolu"ndan yani bildiğimiz futboldan çok daha eğlenceli olan spor. Ayrıca bu sporu yapanların sadece bacakları değil tüm vücudu gelişir.

Oynayın, oynatın...
türkiye'deki en başarılı takım için;

(bkz: hacettepe red deers)
nfl'de son yıllardaki en başarılı takımlar için:

(bkz: pittsburgh steelers)
(bkz: new england patriots)

ayrıca "defence makes you champions" muhabbeti burada da geçerlidir.
adamların futbolu bile bi başka canım denecek aktivite. bir ara kanaltürk ün * geceleri yayınladığı olurdu maçları. süperde olurdu güzelde olurdu. *
bir zamanlar hentbol takımımızın hayli iri adamlardan oluşması sonucu hocamızın "lan amerikan futbolu takımı mı kursak acaba" diye söylene söylene antrenman yapmasına neden olmuş spor.
fizik gücü ve kondüsyon gerektirir. küçük olan ezilir. *
herşeyimiz farklı bu da farklı olmalı diyen ingiliz ekolünün devamı niteliğinde olan amerikalıların ilginçlikte sınır tanımayan sporlarıdır.

bir takımın 44 kişiden oluşması, bu kişilerin forma, içecek,yiyecek ve deplasman masrafları gibi durumlar gözönüne alınınca bir devlet üniversitesinin bütçe ayırması imkansız gibi gözüken spor branşıdır.
kendine aşık eden spordur.
takım arkadaşlığı hiç bir spor dalının ulaşamayacağı kadar üst seviyededir.
amiyane tabirle k.çını koruyan adam kardeşindir, sende onun k.çını korursun...
etinle savunursun takım arkadaşını...
her touchdown düğündür takıma, her down yeni bir başlangıç.
sonuç olarak kimse bu sporu yapanları da izleyenleri de amerikancı diye eleştirip, yozlaşmayla savunmasın.
bu spor başkadır...
sakatlık ise şarttır ama her sakatlıktan dönüş vuslattır sevgiliye.