bugün

penguen'den ayrılmakla hata etmiş kişidir. gerçi yazıları sıkmaya başlamıştı; ayrılması penguen için iyi olmuş olabilir ama kendisi için kötü oldu.
uykusuz son bir aydaki üçüncü dergisidir. ohadır.
cici den uykusuz a geçerek yılın transferi olmuş olan kişidir. hayırlı olsundur.
uzun zamandan sonra tekrar okuyabileceğim yazar/çizerdir. sonunda uykusuzdadır. yaşasındır.
(bkz: alparslan erdem) *
uykusuzun 24 sayfa olmasına sevinme durumunu kursakta bırakan çizerdir , yazardır.
-sevemedim kara gözlüm seni doyunca..
Lombak ve penguen dergisinde çizerken çok fazla "Ben" tribine girdikten sonra kendi ismini kullanarak yeni bir dergi çıkarmayı ve en az 20000 traja ulaşmayı düşünerek lombak ve penguen grubundan 11 kişiyi (tüm ekip 13 kişi) beraberınde alarak yeni bir dergi kurulmasında büyük faydası olmuştur..Haftalık çıkan bu dergide ilk haftanın trajının 7500 oldugunu gordugunde yine "Ben"telaşına düşüp başından beri birlikte oldugu kişileri saniyenin onda birinde bir zamanda satarak uykusuz dergisine geçmiştir..Onca insan guvendıgı daglara kar yagdıgıyla kalmıştır...(yeni dergi bu hafta kapandı)Kendi kariyerindede kocaman bir leke yapmıştır...

Edit : Leke baya buyuk
babasının öldüğünü duyduğum (okuduğum) anda üzüldüğüm kendime çok yakın hissettiğim fevkaledenin fevkinde bir yazar çizer...
başın sağolsun alpay...
bursa leman kültür'de tek kişilik gösterisine gitmiştim. gösteri sonunda yanına uğramıştık arkadaşlarla. kağıda imza attırıp teyze yazmasını istedikten sonra her hafta penguen ve uykusuz almaktan yorulduğumu uykusuza geçse ne kadar mutlu olacağımı dile getirdiğimde bana sen aslında türk değilsin papua yeni ginelisin demişim gibi bir ifadeyle bakmıştı. gel zaman git zaman tıpış tıpış gitti işte.. he koşuyolunda görürüm bişe olmamış gibi konuşurum o ayrı.**
penguen almamın tek sebebi idi uykusuzun yanına.
kompleksizdir. kendisi ve yakınlarıyla bol bol dalga geçer. 'top canavarı' ve 'hasta ruh ismail' in kimi maceralarıyla genç yaşta büyük usta payesine erişmiştir. yeteneği, çizim ve balonları komik tümcelerle doldurmaktan ibaret olmayıp, yazıları da son derece gülünç, özgün, akıcıdır. az rastlanır yoğunlukta bir hayal, çağrışım ve gözlem gücüne sahip olup, absürd mizah dalında deneyimli ve model kabul edilen yazar-çizerlerimizdendir. her gerçek mizahçı gibi 1.sınıf/tam bir ruh hastasıdır.
penguenden ayrılarak göxel,yetkin gülmen ... le cici dergisini çıkarmış ama sonradan uykusuza atlamış yazar çizer * .
çizdikleri iki çizgiden ibaret olmasına rağmen, bazen çok çalıştıklarını, sabahladıklarını anlatan insan. şimdi kimse dergi sayısı sormasın bilemem, eskiden okurdum penguen. bir kaç yıl önce. neyse, hadi ersin karabulut'u anlarım. her karesini ayrı ayrı uğraşıp çiziyor. bu adam ne yapıyor ki bunları yazıyor yahu. çizimlerine bakın, herkesin çizebileceği seviyede şeyler. karikatür diyemiyorum, karikatüristlerimize saygısızlık. 10 yaşındaki kuzenim daha güzel çiziyor yahu. çok çılışıyormuş... peh... yazılarında zaten özlemim şöyle yaptı böyle yaptı, bisikletin tekeri patladı zinciri koptu...
"merhaba...

ne biliyim, hüzün varsa buralarda var bence, başka yerde arama...
çok üzülüyorum...

sevgilerimle..."
yazılarında genelde , kendi yaşadığı saçmalıkları anlatmaktadır...kanepede yatarken televizyon kumandasının mı yoksa cep telefonunun mu yere düştüğünü anlayabilmemiz için baya bi sıkılmamız gerekiyor çünkü arkadas araya öle şeyler sokuyor ki sonra kendide şaşırıyor,ya benim anlatacağım bu değildi diye...sormak istiyorum yaptığı tespitleri gercekten böle rahat 1-2 saat düşündükten sonra mı yazıyor...abi kötü değil ama bizleri hüzünlendiriyor be alpaycım...
karikatürlerini yazılarından daha çok sevdiğimi bilmesini isterim...bu adam hep çizsin...
sahne sovuyla bende bu adam bu işi bilmiyor hacı...izlenimini uyandırmıştır.amatör tabii,ancak ileride ne olur onu bilemem.böyle cem yılmaz izleyenler bilir,anlatacaklarını 5 koldan anlatmaya çalışmaktadır.ancak sadece çabalamaktadır lakin;bunuda anlatacağım ancak önce şu yaşlı kadını anlatayım...dediğinde ipler kopmuştur zaten.
ancak sevimlidir...evet,evet öyledir...
şu aralar cici,penguen,uykusuz arasında gidip gelmektedir....ne yaptığını anlayabilmiş değiliz...
uykusuz'A geçmiş yazar.

dergiyi aldığımda ve alpay erdem'i gördüğümde anaa penguen almışım la diyip evden çıkıp bakkala tekrar dönmeme sebebiyet veren adam. hiç bi sucu yoktur salaklık bendedir.
sempatikliğin doruklarında gezen yeni uykusuzcu.

--spoiler--
merhaba

sevgilerimle
--spoiler--
"Biraz önce kuzenim geldi eve. Masanın üzerinde portakal vardı onu yedi. Soora, apansızın öyle bir geğirdi ki, yemin ediyorum, yediği portakal havada tekrar oluşur gibi oldu. Kabuklarıyla birlikte. Kabuklarını soymuştu halbusi..."

"Hiç beklemezken muhteşem bir tatakla karşılaşmak. Yani evet burnunun içinde bi'şiy var. Ama hani o parmaa oraya sokmaya değer mi değmez mi derken bir sokuyorsun ki parmaanı, içeriden büst çıkıyor. Bayaa yani eskilerden bir insanın büstü. o kadar büyük bir mutluluktur kibu bir insan için, çayırlarda döne döne koşsa aynı hisse denk gelir."

Allah senin müstahakını versin dediğim adam bu işte. Her hafta böyle bu. Görsem böyle yanaklarını sıkacağım. Adamım benim. Kıskandığım birileri varsa bu adamın eşi, dostu ve arkadaşlarıdır.
eropadan ben ne biliyim usa dan falan birleri gelse dese, kardeşim türk mizahı nedir ne değildir? siz naparsınız dese.. sorsa böle bişi. kendisine alpay erdem i göstertip, biz aha böyle bişiyiz, burdan takibedin bizi, deyebiliriz.. evet..

--spoiler--
Zaman birimleri içerisinde, en samimi dakikadır. Dakika bizdendir. 10 dakikaya geliyorumda bir sıcaklık vardır. insanın içine bir neşe gelir. Dakika, kendisine dakka dememize içerlemez. Mahallemizin çocuğudur. 5 dakikada Beşiktaşta bir coşku vardır mesela. Kabına sığmayan bir delikanlıdır. Sevecendir, cana yakındır, candır, candakikadır. Saat, sıkıcıdır. insanı strese sokar. Kaç saat olduda bir soğukluk vardır. Saatiniz kaçta bir yavşaklık vardır. Saat kaçmıyo, yerinde duruyoda, bir .bnelik vardır. Saat, kötü esprilere çanak tutmakta hiçbir beis görmez. Kolumuzu ısırınca saat oluyo ya bi de, Allah onun belasını versin. Saate mesela, asla güvenilmez. G.tü başı ayrı oynar. S.k var gibi bi ileri bi geri alınan, vay efendim yaz saatiymiş, vay efendim kış saatiymiş, bişeye güvenilir mi. Bi dur da, bi yerinde dur. Karakterini bilelim. Sevmem saati. Kaypaktır. Daha bugüne bugün, dakikanın, tüm yurtta, aynı anda, bir dakika ileri alındığını duydunuz mu. Duyamazsınız. Çünkü dakikanın laf ağzından bir kere çıkar. Saniyeye gelince, kendisini ciddiye almıyorum. Saniyeyle işi olanın saniye kadar aklı yoktur, buna inanırım. Ya bi saniye dinledeki mantıksızlık, bi saniye dinlenir mi insan, iki saniye sonra geliyorumdaki şımarıklık, iki saniye sonra gelinir mi, beni saniyeden soğutan, sonsuz sebepten sadece ikisi. Hoş bu sebepler olmasa da sevmezdim saniyeyi. Gereksiz bir aceleciliği var. Bi de bunun nanosu, pikosu, mikrosu var ki, evlerden uzak. Peki zaman birimleri bu kadar mı. Değil tabi ki. Salisesi var yılı var, mevsimi var ayı var, var oğlu var. Ama bunlar benim empati kuramadığım birimler. Benim dünyamda yeri yok bu birimlerin. Yok.
--spoiler--
eski komikliğini iyiden iyiye kaybeden yazar, eskiden çok hoşuma giderdi yazıları şimdi ise kendi dışında başka derdi yok adamın, yok kuzeni görgüsüzmüş de yok bisiklet iz yapmışta, uykusuz'u açar açmaz bunlarla karşılaşıyorsun.
yaşlı bir insan zannederdim bu adamı, kelli felli falan...

gençmiş lan. hasta ruh ismail i güzeldi bir aralar, şimdiyse birşeyler karalıyor zaman zaman. okumaya çalışıyorum okunmuyor.

çizmeye devam etse daha iyi...
geçtiğimiz cumartesi, söz verip de katılmadığı programda *, karikatürleri yırtılarak protesto edilen yazar, çizer...
12 aralık akşamı Bakırköy sanat merkezinde sunmuş olduğu stand up gösterisi ile hayranlığım bir kat daha artmıştır kendilerine. ***
tek kişilik gösterisinde sözlük yazarlarına atıfta bulunan karikatüristtir. gösterisinde bi kaç tane çok kötü performans sergilediğini kendisi söyler ve o gösterilere denk gelenlerden özür diler* ama yinede kötü olmaktan öteye geçemez.
26 ocak 2010'da bursa leman kültür'de olacak. biletler 10 tl. leman'da görüşürüz.