bugün

bu mantıkla gidenler belki bir gün, aslında orospu çocuğu olmadıklarını, baba denilen şeyin de çocukların oluşturduğu kavram olduğunu felan bulurlar.
http://www.youtube.com/watch?v=RBtgkjNAAbY
big bangi, atomu, elektronu, protonu, güneşi, ayı, birbirinin içinden geçen galaksileri, hayvanları, bitkileri, hücreyi, beyni, kalbi, atmosferi, dünyanın şeklini ve dönüşünü, gözleri, kulakları, havayı, suyu, mineralleri, elementleri, hayatı, bilinci ve daha trilyarlarcasını da yaratan insandır demek kadar mantıksız bir sözdür.
hemen her insanın en az bir ( ve çoğu zaman çok daha fazla sayıda ) allah yarattığı tezi yadsınamaz bir gerçek. ama belki sadece yaratma kelimesinde itirazlar olabilir. çünkü insanların yarattığı allahlar çoğunlukla yoktan var edilen şeyler değil, hali hazırda etraflarında bulunan ve zaten varolan imgelerdir.

bununla birlikte hemen her din de kendi allah tasvirini yapar.

islam dini de kendi Allah tasvirini yapmıştır diğer tüm dinlerde ki gibi.

burada unutulan şey, dinlerin yaptığı tasvirlerden sizin anladığınız allah, eğer O varsa ( -ki tüm kalbimle varlığına ve birliğine inanırım) kendisini bağlamaz. senin kafanda ki allah tasviri de muhtemelen eksik ve yanlıştır.

islam dini söz konusu tezi sürekli doğrular şekilde insanlardan şirk koşmamayı birinci hedef olarak seçmiştir. yani kafanızda bir allah yaratmayı ya da herhangi bir şeye allah gibi tapınmayı birinci dereceden yasaklar. burada kastedilen allahlar, hıristiyan musevi ya da budizmin anlattığı allahlar değildir.

islam dini mesajın da etrafımızdaki her türlü allaha tapınmamızı yasaklar. bazen onların allah olduğunu bilmeden taparız.

para, güç, devlet, toplum kuralları, örf ve adetler, mevki, gençlik, tutku, şöhret gibi allahlar var etrafımızda ve bunlara kulluk yapanlar bunun farkında bile olmaz.
önce yunan mitolojisi vardı, olimposun tepesine çıkamayan helen uygarlığı orada tanrılar ve mitolojik varlıklar var sanıyordu. zaman geçti bilim ve teknoloji ilerledi insanlar dağlara tırmanabilecek donanıma sahip olunca yunan inanışlarına efsane işte mitoloji deyip geçildi ve yeni inançlar türedi güneşe aya tapıldı; ta ki astronomlar bunların kocaman gaz toz ve sıvı kütleleri olduğunu kanıtlayana dek. sonra insanoğlu yine inanışlar arayınca bu kez iş sağlama alındı bir ilah var ama siz onu göremez duyamaz bilemezsiniz denilerek tamamen metafizik alanda bırakıldı ki bilimlerle ve pozitif uğraşlarla bunun tersini ispatlamak imkansız olsun.
insanlık ve bilim geliştikçe ulaşılamayacak bir yer kalmadığını evrende milyarlarca ışık yılı uzaktaki gök cisimlerini, atomun maddenin yapıtaşını bile görebilir hale geldiğini görünce tanrı ve din olgusu tamamen evrenin zamanın mekanın dışına taşınarak sağlama alındı o yüzden bu gün yunan tanrılarına eğlenerek baakan amma salakmış bunlar diyen tipler, kendi dinlerinin de hemen hemen aynı bokun laciverti olduğunu kavrayamıyor.
din insanın psikolojik ihtiyaçlarını bilenler tarafından bizzat insanlar tarafından uydurulmuş bir kavramdır. insanın aidiyet ve sonsuza dek var olma adaletin bir yerlerde ortaya çıkacağına inanıp teselli bulma ihtiyacını karşılar ve insan ezilse de susar, katlanır çünkü bu dünyadan sonra bir yerlerde bunun intikamını alacağını zanneder böylece asırlardır kandırılır.
inanc bir ihtiyactir ve insan kendi yarattigi birseye inanabilir. ama ben bu durumu dogru bulmuyorum.inandigimiz seyi yargilamanin bize dusmedigini dusunuyorum ama kismen basliga katiliyorum.
o zaman bunca bitki, hayvan nasıl oldu onları da mı insan yarattı diye kapak yapılması gereken saçma önermedir.

(bkz: allah yoksa cinler nasıl oldu sorunsalı)
(bkz: ateistlere tokat gibi soru ve cevaplar)
(bkz: ateistlerin en temel özellikleri)
(bkz: ateistler koyun mudur sorunsalı)
eğer dünyada 7 milyar insan varsa,emin olun 7milyarda tanrı vardır,çünkü her insanın inandığı tanrı çok farklıdır...
amaç bağcı dövmek değil de üzüm yemek ise aşağıdaki videodan faydalanılabilir, izlemeden eleştirmemek ve insaf sahibi olmak şartıyla.

http://www.nurmektebi.net...l-eden-allah-inkar-edemez-
Diyelim ki, insan zihni, inanç duygusu allah ı yarattı diyelim farzedelim diyorum,

Kuran ı kim yazmışsa ona tapıcam ozaman.
yanlış bir düşüncedir.
semavi dinler inmeden once yaşayan insanlar diğer dünya dediğiniz yerde ne yapcak sorunsalını doğuran doğru tespittir.
Tartışılabilir fakat bir sonuca varılamaz.
Şüphesiz ki doğru tespittir. Yine onu öldürecek olanlar insanlardır (umarım).
oldurduk mu yarattik mi? bir karar verin amk.
allah ile tanrı arasındaki farkı kavramamış/kavrayamamış/kavramayı denememiş insanların yaşadıkları hezeyandır.. insanlar, ilk çağlardan beri kafalarında tanrı(lar) yaratırlar.. lakin, herşeyi olduğu gibi onları* da yaratmış olan tek bir allah'tır.. allah, bir tanrı değildir, ancak ve ancak allah'tır..

ve bir yaratıcıyı, gerçekten 'mantıklı' düşünebilen hiçbir insanın reddedebileceğini düşünmüyorum.. dine, peygambere, kitaba vs inanmazsın, inanmayabilirsin belki.. fakat, kendine bir bakıp, çevrene bir bakıp, ciddi anlamda derin derin bunun üzerinde düşünüp* ve hatta inanmama eylemini bile gerçekleştirebildiğini göre göre yaratıcıya inanmamak ve kendinin bunu* yapabileceğini düşünmek, son derece olasılıksız geliyor bana..

iyice düşünmek lazım.. 'yok lan bu' deyip kestirip atılabilecek bir olgu değil, zira ona gidiyor baktığım her şey sonunda..
allah'ın allah'ı için lütfen bkz.da bkz.

http://www.youtube.com/watch?v=yWh9FaneTsM
(bkz: Luke Rhinehart)ın (bkz: Est) adlı romanında da işlenmiş tespittir.
bu iletiyi kaleme alıp, oturup düşünecek kadar mantık kırıntısı gösteren akıl ve zekasının kim tarafından yaratıldığını düşünmeyenlerce ileri sürülen önerme, sanırsam bunlar bahçelerindeki ot yerine insan olarak varlık sürdürmelerinin sebebini doğal seleksiyon zannediyorlar.
(bkz: tövbe) (bkz: haşa)
--spoiler--

A’RAF 7/179. And olsun ki, cehennem için de birçok cin ve insan yarattık; onların kalbleri vardır ama anlamazlar; gözleri vardır ama görmezler; kulakları vardır ama işitmezler. işte bunlar hayvanlar gibi hatta daha sapıktırlar. işte bunlar gafillerdir.

--spoiler--
bu açıdan da bakıldığı zaman sonuç olarak tekliğe giden yoldur. insanın yaratıldığı çok açıktır. Evrendeki tüm oluşumlar ve kendi varlığımız bunun delilidir. Allah tarafından yaratılmış olduğumuz fikrini anlamayanlar veya itiraz edenler olabilir. Fakat hiç kimsenin bu fikre karşı getirebileceği bir alternatif yoktur. Yani bu görüş anlaşılması zor gözükse de alternatifsizdir. Çünkü gerek bedenimiz gerekse evrendeki mikro oluşumlardan makro seviyedeki oluşumlara kadar tüm varlık alemi tesadüflerle açıklanamayacak kadar mükemmel ve eşsizdir. insanı yaratan kudret kendini yaratmıştır. yaratanı, yaratan olursa, bu sonsuz yaratma zincirini başlatır. insanı da yaratacı olarak düşünecek olursak, sonuç yine ''tek''liğe varır. buradan şu sonuca varabiliriz; yaratanın yaratıcısı olmaz. faraza insanın yaratıcı olduğunu yine düşünelim. o zaman bizi yaratan olduğunu düşünemeyiz. insan olarak düşündüğümüzde, kendimizden üstün bir varlık yaratmamız birbirini yok eden bir zincir oluşturur. ister insan, kendini ve ilahını yaratsın; ister ilahı, kendini ve insanı yaratsın her iki durumda da yaratan “tek” oluyor! “zerre küllün aynasıdır” hakikatinden yola çıkılırsa yine teklik bulunur. bir noktadan evrenin doğumunun veya tüm evrensel bilgilerin bir noktada toplanmasının sırrı görülür. bir nokta kadar tohumda kocaman ağacın tüm bilgileri var, insan tohumunda da var elbet; bu kainattaki işleyişin bilgi (data) üzerinden işlediğini gösteriyor, “kün” (ol) işliyor.
hayatına anlam vermek için bir şey yaratır, sonra yarattığı şeye kendi de inanır. hep tanrılara yalvarır, tanrılar hiç karşılık vermez ama varlığından hep emindir. eski mısır'da kedinin üstüne basan romalıyı tanrı bastet'in gazabını üzerimize çekecek diye linç eder. bastet hiç bir karşılık vermez ama onlar bastetin varlığından tümüyle emindir.