bugün

Göreceli evren modeli, gerçek olduğunu sandığımız herşeyin bir yanılsama olduğu anlamına geliyorsa, ki bunu söyleyen adam nobel ödülü aldığına göre o öyle, ölüm yanılsamadan gerçekliğe geçiş olur, ve allah esas var olan gerçeklik olur.

Allah vardır!
zıttı allah vardır. hem var olduğu hem de olmadığı iddia edilebiliyor allah'ın.
allah, kendisine atfedilen soyut kavramlarla idealar dünyasının ete kemiğe bürünmüş halidir, muhayyiledeki akla özgü imgelerin toplamıdır.
allah, en ideal, ilksel varlıktır.
allah, kendisiyle baş başa kalmış zihnin ulaştığı en yüce fikirdir.
öyle ki, soyut dünyalara yelken açan her kaşif ulaştığı bilgilerin allahın masasındaki yüce kitapta kayıtlı olduğunu tahayyül etmiştir.
allah, aydınlığı, ışığı, bilgeliği, iyiliği, güzelliği temsil ediyor.

o, çoğunlukla ademoğlunun varoluşu boyunca taşıdığı zihnin bir izdüşümüydü.

ve gerçekten ona inanmaya, onu gerçekleştirmeye ihtiyacı vardı insanın.

şu an da öyle!

ne zaman zorda kalsak, ne zaman çaresiz bir duruma düşsek hep allahtan yardım dileriz.

peki, allahın varlığını gerçek kılmak için ne yaptık? onun taşıdığı anlamı yok sayarak kan, savaş ve gözyaşıyla mahvolan bir dünyayı daha güzel kılmak mümkün olabilir mi sizce?

hiç zannetmiyorum...
Yaratıcı var mı bilmiyorum ama insanların kuran’da inandıkları allah iddiasının bir düşünce sanrısı olduğundan aklım kadar eminim. Katıldığım önermedir.
kahinattan sonrasını okumadım. atma kahin atma.
Ee diyelim bu kainat yaraticisiz olamaz bu sefer de allah oldugu ne malum o yaraticinin allah oldugu?

Yine aşkı maskı gorebiliyor musun o zaman onlar da yok denmiş... tartismanin seviyesi bu yani. Aynen kardeşim göremiyoruz ancak beynimizde meydana gelen tepkimeler sonucu ortaya çıktığı, üreme icgudumuzun tetiklemesi eşleşmek istememiz bilimsel bir gerçek. Bunlar da aşkı doguruyor bu kadar basit. Uzuntu sevgi vesaire hepsi. Yani bunlarin mantikli aciklamalari zaten var.

"bir asker emri onbaşıdan, o da yüzbaşıdan ve başkumandan da padişahtan alır. "ya padişah kimden emir alıyor?" şeklinde bir soru sorulamaz" gibi şu sacma sapan youtube hayal meyhanesi tarzi hic anlam ifade etmeyen şeylere gelince, vakit ayirip cevap bile yazilmaz zaten o kadar komik.
-- hegel filozoftu. fizikçi değil. kuantum fiziğini görseydi bunu söylemezdi muhtemelen. --
Her şeyde kuantum deyip durmayın duyanda kuantumu katolik kilisesi manifestosu sanacak.
(bkz: serdarsl06)
@hsynbrtylmz

peki neden lokomotifin başını big bang olarak düşünmüyoruz? sürekli güzel düzenden yaratıcı vardır çıkarımı yapılıyor hala. malesef anlattığın mantıktaki her şey gene allahında bir yaratıcısı olması gerektiği sonucu çıkıyor.
@entel manda

On-on beş vagonlu bir tren düşününüz. Bu vagonlardan herbirisini bir önceki vagon çeker. Ve nihayet iş lokomotife dayandığında artık "Lokomotifi kim çekiyor?" diye bir soru sorulamaz. Zira, çekip fakat çekilmeyen bir lokomotif olmazsa bu nizam bozulur ve hareket meydana gelmez.

Aynı şekilde, bir şekerin nasıl yapıldığını sorsak, bize cevaben, şeker fabrikasında yapıldığı söylenecektir. Şeker fabrikasındaki âletlerin nerede yapıldığını sorduğumuzda onların da tezgâhları gösterilecektir. Sonunda mesele bir zatın ilmine, iradesine ve kudretine dayanmazsa, tezgâhın da tezgâhı sorulacak ve teselsüle gidilecektir.

Diğer taraftan bir elma, tabiri caiz ise, elma fabrikası olan ağacında yapılmaktadır. Bu ağaç ise kâinat fabrikasında inşa edilmiştir. Eğer elma ağacının da kâinatın da yapılması sonsuz bir ilim ve kudret sahibine verilmezse, kâinat fabrikasına da bir fabrika, o fabrikaya da bir fabrika gerekecek ve çıkmaza girilecektir.

Bir asker emri onbaşıdan, o da yüzbaşıdan ve başkumandan da padişahtan alır. "Ya padişah kimden emir alıyor?" şeklinde bir soru sorulamaz. Zira padişah da birinden emir alsa, o da asker derecesine iner ve emir aldığı zât padişah olur. Bu durumda birinci şahıs padişah değildir ki: "Padişah kimden emir alıyor?" diye bir soru sorulabilsin. Padişah denilince, emir veren, fakat emir almayan bir hükümdar akla gelir.

Bu misâllerden anlaşıldığı gibi, bu kâinatın yaratılışının; zâtı, esması ve sıfatlarıyla ezelî ve ebedî olan Allah’ın ilim, irade ve kudretine dayanması zaruridir.

"Cenâb-ı Hakk'ı -hâşâ- kim yarattı?" diye firavunâne soru soranlar “teselsülün muhal oduğunu” bilmediklerini ve nefisleriyle bir demogoji yaptıklarını açığa vurmuş olurlar.
Hegel filozoftu. Fizikçi Değil. Kuantum fiziğini görseydi bunu söylemezdi muhtemelen.
allah müslümanlar'ın tanrısı olduğu için sadece islam'a yönelik fikirdir. ateizm değildir. bunu söyleyen bir budist de olabilir, puta tapan bir putperest de olabilir, bilinemez.

insnalar istediğine inanıp, istediğine inanmayabilir. inanç kişilerin özelidir. "herkes kırmızı don giymelidir" demek ne kadar mantıksız ise, bir insanın durduk yere "allah yoktur" demesi de o kadar saçmadır. bize ne abi? varsa var, yoksa yok. inanmıyorsan inanma, inanıyorsan da inan. ne senin ne düşündüğün başkasını ilgilendirir, ne de başkasının ne düşündüğü seni.

bir insan, ruhen kendini nasıl mutlu hissediyor ise öyle inanmalıdır. bir allah'ın yokluğu daha mutlu hissettiriyorsa öyle takılsın, inanç ile mutlu oluyorsa da inanarak. bunlar kişinin özeli, kimseyi alakadar etmemeli.
@hsynbrtylmz

bir köy muhtarsız olur mu olmaz tabi. bu önermeden gene alalhında bir yaratıcısı vardır önermesi çıkıyor.
görsel
"Dedi ve yok oldu"
Demiş bir arkadaş.
Demekle bir şey yok olmaz. Ama demekler bir şey zihnen var olabilir. Sence demekle mi var oldu?
Dedi ve 'yok' oldu.. ne kadar komiksiniz yahu ..bı bitmediniz!! Allah ıslah etsin ..

Garip nick'li arkadaş herkes istediğine inanır.. gereksiz polemiklere girmeye gerek yok.. amacın belli ..üzüldüm adına ..tek sözüm Allah ıslah etsin..
Bunu diyenin aklı yoktur.
allah var olsa bile bu kesinlikle kuranın allahı değildir. kuran zaten insan yazması bir kitaptır. ancak dünyaya karışmadığı için var olsa bile insanlar için yok hükmündedir.
Zavallı yağmur adam bilinemez yoktur demek ateizm olmaz. Senin tezine göre descartes, kant ve hegel ateist oluyor. ikincisi duygular soyut varlıklar değildir, edimli ve duyumsaldır. Görmeyiz ama hissederiz. Tamamen spekülatif değillerdir. Varlığa bakıp çıkarım yapmayız varolduğunu tecrübe edip tanımlarız. Ama tanrı tam tersidir. Varlığı ve yokluğu hissedilmez. Antropomorfik tezlerle doğa ve düşünceden spekülatif yorumlarla çıkarımı yapılır.
(bkz: yagmuradam44)
Hegel bilinemez olan yoktur diyor. Sahi bilmiyoruz, görmüyoruz, algılamıyoruz ama var diyoruz. Bu düpedüz mantıkdışı bir inanç. Aynı zamanda bu ultra aşkın varlık bizi imtihan ediyor. Biz algılayamayan zavallı farecikleri.
(bkz: serdarsl06)
Sizin algılarınızı aşan her şeyi yok saymak onu yok etmez. Sizi de haklı çıkarmaz. Bilinemez olan yoktur demek mantık dışı. Bilinemez olan ama var olan bir yığın şey var bu kainatta.

(bkz: Weberfoucault)

Nick zormuş.
evet yağmur adam onlarda yok zaten sana olduğunu kim söyledi?
Allah insan mantığını ve evreni aşkınsa o halde neden evreni yaratma ihtiyacı duydu? Bizler bizde aşkın ve ayrı olan varlığı kendi kavramlarımızla nasıl anlayacağız? O halde o bir bilinemezdir. Bilinemezse o yoktur. Varsa bile din yoktur. Çünkü aşkın ve dışsal bir varlık insancıl bir olgu olan dine ihtiyaç duymaz.
(bkz: serdarsl06)
allahı kimse yaratmamıştır diyen herkes evreni ve canlıları kimse yaratmamıştır demek zorundadır. çünkü ikisi her halükarda birebir aynıdır. canlıların güzelliğine bakıp kesin yaratılmıştır diyen biri allahın güzelliğine bakıp kesin yaratılmamıştır diyorsa ciddi bir çelişkidir bu. zamandan mekandan bağımsız olması bu gerçeği değiştirmez. big bangden önceki toz ve gaz bulutlarıda bunlardan münezzehti.
Müslümanlar Allah'ın kendi kendine varolmasına inanmıyor. Allah zamandan, mekandan bizim bildiğimiz evrende bizim bildiğimiz anlamda Varolmaktan münezzehtir.

Bunu yine Bilale anlatır gibi anlatalım.

Şimdi siz gidip yığınla lego aldınız. O legolarla koca bir şehir, insanlar, ağaçlar, hayvanlar inşaa ettiniz. Farz edelim ki o legoların kendi aralarında bir iletişim sistemi ve kendi çaplarında bir bilinçleri olsun. Bizim "Allah'ı kim yarattı" düşüncemizle o legoların "bizi yaratanın parçalarını kim birleştirdi" demesi aynı mantıktır.

Allah'ı kimse yaratmadı. Tıpkı bizim de legolardan birleştirilmediğimiz gibi. O bizim için yaratılan fizik kurallarının ve kainatın ötesindedir.

Edit: bunu Bilal bile anladı ama şu alttaki anlamadı.