bugün

görmediği şeye inanmayanın sorusudur. inanana var , inanmayana yok ya da ölünce görürüz diye cevapla... cevapsız lan bu soru!
delillerini anlamk için etrafa bakmak yeterlidir.
örneğin bu kadar hassas bir dengeyle oluşmuş güneş sistemi tesadüflerle açıklanamaz. nasıl her elbisenin bir terzisi varsa kainatın yaratıcısı da o' dur.
nasrettin hocaya sormuşlar dünyanın ortası neresi diye. o da ayağını bastığı yeri gösterip işte burası demiş. sonra da eklemiş: inanmazsan ölç.
zaten inanmaya niyetin yoksa, kendi varlığını bile reddedebilirsin. hayatta reddedemeyeceğin hiç bir şey kalmaz. sen allah'a gitmezsen, seni zorla getirmez. zorla getirseydi, yaratılışın hikmeti tecelli etmezdi.
üç beş yaşında bir çocuğun ağzına yakışacak bir soru aslında, sorular saflaştıkça yaş küçülür.

cevabı vardır aslında ama kişilere ve dönemlerine göre değişir, ölmeye yakın 70 yaşındaysan -kesinlikle var-ergenlikte popüler olmak istiyorsan -bence yok- gibi dönemler içerisinde de değerlendirilebilir.
sorgulanması ise bize allah tarafından verilmiş bir özelliğin sonucudur, irade mal mal dursun diye verilmedi galiba.
allahsızlara göre yoktur.
herkes in kendi adaletini sağlamaya çalıştığı bir ortamda kaos olur. adalet in tecellisi mülkün sahibi tarafından gerçekleştirilir. ne demişti bir büyüğümüz: adalet mülkün temelidir.

haliyle adalet yada adaletsizlik sandığınız şeyler şu an sadece sizin kafanızdan yorumladığınız sanrı belki hezeyanlarınızdan ibarettir. ilahi adalet in tecellisi ise varolduğuna inandığımız ilahın yaptığı sınavın akabinde yapacağı değerlendirme ile mümkündür.

velhasılı kelam, gavura kızıp oruç bozmamak gerek. sınav kağıdınıza istediğiniz herşeyi yazmakta serbestsiniz, çıplak kadın da çizebilirsiniz, bir gökdelen de, kopya da çekebilirsiniz. kopya çekenin yanına kar kalmadığını sınavın ertesinde göreceksiniz.

haliyle adalet i gerçekleştirecek bir yaratıcı vardır, yoksa bu adaletsizler nasıl karşılıksız kalabilir. sırf adil olmayan dünya düzenini adil hale getirmesi için bile inanılır ilahi adalete.
Ya Allah'ın varlığını anlayacak kadar zeki olmadığımız için sorgulamadan kabul etmemiz gerektiğini ya da evrenin içinde ki her olguyu
bilim şu an için tam olarak açıklayamadığı için bunu birinin yaratması gerektiğini savunan kişiler tarafından var diye cevaplanacak sorudur. Bu kişilerin geçmişteki versiyonlarının yağmuruda bir mucize Allah'ın varlığına delil olarak gösterdiğini unutmamak gerekir, tabi bugün çok basit bir olay olduğu anlaşılıp da çocukların bile bildiği bir olay haline gelince yeni mucizeler buluyorlar kuarklardı elektronlardı falan filan, yarın onlarda açıklanınca bilim tarafından bu kez Allah'ın ayı bir kez daha ikiye bölmesini beklemekteyiz(daha önce böldüğünü görmesek de inanmak zorundayız ya zaten ona laf edemiyoruz tabi ikinci kez diyoruz o yüzden). He bu kişiler ayrıca o kadar geniş görüşlüdür ki bir tanrı var mıdır demeye de ihtiyaç duymazlar, direk 'Allah var mı?' diye sorarlar zira anaları babaları Allah'a inanıyor ya evreni bir yaratan varsa bu tabi ki Allah olmalıdır.
askerde bi arkadaşım vardı. içine kapanık bi çocuktu. çocuk hiç okumamış ve hep koyun gütmüş. bildiğimiz çoban yani. hani şu aysun kayacıyla oyları eşit olan çoban. müjdat gezen in yüzde atmışlık kesimin içine yerleştirdiği çoban. ben görmedim ama yüzde yüz göbeğini de kaşıyordur.
neyse! elinde daskapital vardı. sakallıydı. bir gün sordum kendisine söylediklerini neden anlamıyorum diye. bildiklerini yüzleştir hayatla ve sınamaktan korkma, gerçekleri anca ozaman anlayabilir ve onu ayırabilirsin dedi. yok olum böyle bişey olmadı ya! ahmet kayanın şarkısı bu.
ama cidden sordum arkadaşıma birgün. allah varmı dedim. oda bana
'' allah olmaz olurmu ya! '' dedi.

yani biz şimdi burdan ne anladık? allahın var olduğunu bilen adam '' allah olmaz olurmu ya! '' der ve işine bakarmış. inanmayan mı? koy götüne rahvan...
(#16491004)
hayır ve şer ondandır.. bu nedenledir ki kötülükler olduğunda hani nerde allah kurtarsın bakalım, eğer kurtarmıyor ise yoktur demek, insanın kendi beynini küçük düşürmesi anlamına gelir.. inanmayan bir insanın çıkıp da yoktur işte bak, kötülükler oluyo, hiç bişey yapmıyo demesi kadar fukaralık yoktur.. birader sen inanmıyosun işte afedersin ama siktir git o zaman, neyi ispat etmeye çalışıyosun, olmadığını mı.. amaç..? nasıl bir amacın var, neyi idrak edemiyor veya etmeye çalışıyorsun, neyin ispatındasın.. ya ben inanıyorum bence var diyorum, benim onu sana ispat etmek gibi bir görevim yok ki.. sen ispatlardan tatmin olmuyosun ki.. sen inanmadığın sürece ispatlar sana saçma gelcek.. ee.. ne istiyosun lan o zaman göt.. bi bitmediniz lan..
ev partilerinde insanların enerjisi bitip dans etmeyi bıraktıklarında başlatılan tartışma. kafalar da güzel. ne faydalı şeylerle uğraşıyorlar canlarım benim.
http://allahvarmi.net/
Elektronik eşyalarla dolu bir gemi hiç bir yönlendirme olmadan Hindistan`dan Abdye gitmiş. Ama hiçbir üretici firma bu gemideki elektronik eşyaları sahiplenmemiş. Böyle bir şey olabilir mi? Olamaz. Sonuç olarak kaptansız bir gemi olamayacağı gibi Allahsız da kainat olamaz
Bir sorudur.

evet tatmin edici cevaplar bekliyorum. Bunca yıllık muslumanim acliktan agzim kokuyor, mutsuzum huzursuzum babam yok anam yok kisacasi her sey bombok ama ben böyle iken elin ateisti ayda 5 bin lira maas aliyor adalet mi bu?
insanın beynini kemiren sorudur.
Arada kaldıysanız bayağ zor günler geçirirsiniz. Ne yapmak lazım onu işte hiç bilmiyorum..
kişinin vicdanı varsa allah da var demektir.
Cevabı "hayır" olan sorudur.
var,ancak tefekkür kapılarının ardında gizli,
şu dünyaya gökyüzüne bir bakıpta yok demek gerizekalılıktır. ben dinlere inanmam ama allah yok demek gerizekalılıktır. ulan ister allah de ister yaratıcı de ister yarrak de ama mutlaka bir yaratıcı var. yani tesadüf falan hikaye..
(bkz: he)
Yoktur.

Tanrı fikri işte senin gibi hayattan tokadı yemiş insanları dizginlemek için var.

"Güzel günler göreceğiz güneşli günler.." nahh!
Var ama bize yetecek kadar. Bir soru.
Varsa bile tanımlanamaz. Çünkü insanların inandığı yaratıcı "insanların bencilliğine göre " şekillenmiştir.
Yoksa zaten yoktur.
(bkz: kimse yok mu)
(bkz: serbest çağrışım)
isteyen allah desin, isteyen tanrı desin ama etrafını bilimsel bakış açısıyla gören kişiler bu sorunun cevabını çok net görecektir. görmeyen kişinin ya işine gelmiyordur-ki çoğunluğu bu sebeptendir- ya da düpedüz salaktır.

geçenlerde nat geo daki bir belgeselde ilginç bir şey gördüm. filin biri doğum yapıyor. doğan yavru hareketsiz biçimde yerde yatıyor. bunu gören fil, yavrusunu ayaklarının altına alıp bir o yana bir bu yana fırlatıyor, adeta işkence çektiriyor. ilk bakışta, filin ölü doğan yavruyu reddettiğini, bu yüzden bu şekilde davrandığını düşündüm. ama öyle değildi tabiki. anne fil nefes alamayan yavrusunu hayata döndürmek için bu hareketi yapmıştı.

sorarım şimdi bu gören-kör arkadaşlara: bu fil nereden öğrenmiştir bunu? insan evladı doğduğunda başında bir öğretici olmadan yemeğini yemesini, konuşmasını bile öğrenemiyor. e o aklı olmayan hayvan, bunca meyve verip yaprak döken bitki bu zanaatı kimden öğrendi?

bilginin çağında bilip de göremeyenlerin zamanındayız. yazık.