bugün

Aldatilmak.. En yakin arkadasinin vurabilecegi en buyuk darbe diyorum.
aldatılmak başlı başında kötüyken aslında en kötüsü bir daha kimseye güvenememek.
insanı allak bullak eden ayrıca kendi hakkında düşündüren eylem.
Sure icinde yasanan beklentilerin zananinda karsilanmamasi veya HIC karsilanamamasi durumunda cinsin kendi istekleri hususta arayisiyla icinde hey can istegiyle birlesen igrenc bir duygu Allah kimsenin basin a vermesin he intikaminizi kendinize tekrar baglatip on surundurerek tekme atip gerceklestirin.
Hayatımdaki ilk kadının bana yaptıklarıdır. 2 kez aldattı 3 kez aldatma girişiminde bulundu.(benim haberim yok). Bunları ögrenince benim arkadaslarım onlar diyendir. Kahpedir. Hak etmeyendir. Aldatılanın psikolojisini bozan kadınlara canavar gözüyle baktırandır. Neyseki iki yıl sonra atlattım ufak tefek sorunlarım olsada. Bide yüssüzdür iki yıl yalvarandır tekrar baslamak için. Arsızdır. Ya varya tam bi orospodur.
bünyede yarattığı dayanılmaz acının tarifi olmayanıdır.
beklenmedik bir davranışla yanıltılmak, sadakatsizlik, ihanete uğramak anlamına gelir. aldatan hatalıdır diye bir kavram oluşmuştur zihinlerde ama bence aldatan kadar aldatılanın da payı vardır bu sadakatsizlikte. aldatan kişi verdiği sözleri tutamadığı, kendine ve dürtülerine hakim olamadığı için aciz ve hatalıdır. aldatılan kişi ise, aldatma potansiyeli olan kişiye kendisini doğru aktaramadığı, sevgisini, değerini hissettiremediği için eksiktir. aslında aldatılan kendi kazdığı kuyuya düşen insandır. insanlara güven olmaz ve insan hata yapar. kimse kimseyi suçlamamalı, herkes kendine dönüp bir ben ne yaptım diyebilmeli. hatayı önce kendinde aramalı. ben aldatıldım, o aldattı beni, aman tanrım herkes ona dönsün arkasını bakın bana ne yaptı demek kolay. sen ne yaptın da o kişiyi dışarıya yönelttin ha. sana bunu soran olmadıysa ben soruyorum. oku da anla. oku da kendine bir sor, ne istiyorsun sen ve insanlara ne verebilirsin.
aldatan kişinin hayasız, şerefsiz ve karaktersiz olma ihtimalidir. kız ya da erkek seni seviyor ve sende ciddi düşünüyorsun. bunu bile bile hala niye aldatırsın be karaktersiz. hele üst üste olanlar var. sizlerin yüzünden bize de güven azalıyor ulan. ceremesini biz çekiyoruz güvensizliğin.
'ulan bu da mı gelecekti başıma' dediğim, 4-5 ay önce yaşadığım, hala etkisinden çıkamadığım durum.

bi de kendinle aynı isme sahip birisiyle aldatılınca iyyce koyuyo.
görsel
yeryüzündeki en boktan olaylar sıralamasında ilk 5e kesin oynar.
çünkü öz güveni yerle bir eder ve olaylar gelişir...
biri ile tanışırsın mesela, hayatına dahil edersin ya da etmeye yeltenirsin, sonra da burnundan getirirsin o insanın. seni tanıdığı güne lanet edecek hale gelir. neden? çünkü mala bağlamışsındır bir kere. her hareketinin altında bir şey ararsın. konuştuğu, görüştüğü kim varsa didik didik eder, güzel geçen her anını burnundan getirirsin. götüne sokarsın mutluluğunu.
bi hayli saçmalarsın, paranoyaların yüzünden boğarsın, gereksiz yere incitirsin. üzülürsün. çok üzülürsün hem de. incittiğin için iki kişilik üzülürsün. geçmişinde yapılan bu kalleşliğin acısını şimdiden, hatta belki de geleceğinden çıkarırsın. çünkü güvenemezsin. hayatındaki insana değil, kendine güvenemezsin. öz güvenin yerle bir olmuştur, geleceğini de sen yerle bir edersin bir şekilde. düşünürsün, bilirsin haksızlık ettiğini ama işte işler düşündüğün gibi değil, ağzından çıkanla ilerler. çünkü hayat böyledir. çünkü yaşadıkların yaşayacaklarını bir şekilde etkiler...
sonra uzaklaşırsın, mesafe koyarsın araya. hatta belki ansızın çeker gidersin, hiçbir söz söylemeden, tek bir açıklama dahi yapmadan. korkarsın. aynı şeyleri yaşamaktan, kırılmaktan korkarsın.
ve bıkarsın. paranoyaların yüzünden kalp kırmaktan, boğmaktan, mutsuz etmekten...

en sonunda başladığın yere geri dönersin.
dilinde yine o aynı şarkı mırıldanır;
yalnızlık ömür boyu...

http://www.youtube.com/watch?v=-Yb0fb7QwfQ
Güven nedir bilmez insanları ortaya çıkarìr . Hele aşık olunan kadınsa o zaman sizin icin tüm.kadìnla aldatìr .
Hiç yaşamadım fakat anlayamasam da berbatligini tahmin edebildiğim iğrenç durumdur.
Daha önce yaşadığım durumdur. Hatta arkadaşımla, benim bulunduğum cafeden çıktıktan yarım saat bir saat sonra.

Gariptir ki hiç kötü hissetmedim, ha şaşırtım mı evet. Öğrendiğimde direkt iletişimi kestim açıklama yapmadan. Sonra da bana ulaşamadı zaten. Bir sonraki gün yılbaşıydı, hayatıma kaldığım yerden daha mutlu bir şekilde devam ettim.
Ben sevmiyormuşum pek onu anlamıştım. Yoksa aldatılma işi insanın üzülmeden atlatabileceği bir olay değil.
Sevgili tarafindan yapilani, aile tarafindan yapilani, arkadas- dost tarafindan yapilani, bir de kurumsal olani vardir. Fakat aldatilmak sozcugunun akla ilk yansimasi sevgili tarafindan aldatilmaktir. Yasamadim ya da kisaca olmussa da hissetmedim diyelim; zira varligi karsisinda benligimin pek de umursamayacagi bir durum olacaktir ki " aldatan kendi aldanir" .
Eskisi gibi sinirli bir insan değilim ama aldatan sonuçlarına katlanır.
Sözlendiğim dişinin bana yaptığı şeydir. Ben ve ailem hep düşünelim; O ve benden biz nasıl oluruz diye. O dişi gitsin yanında çalışan işçisiyle beni aldatsın. Sonra bana gelsin herşeyi anlatsın; öptüm dudaklarından, eve aldım falan desin. Sonra affet beni diye yalvarsın. Sevsem de affetmem.
hayatımda biri vardı, bazen vardı bazen yoktu ama gönül rahatlığıyla çocuklar büyütebilecek kadar yıllık bir ilişkimiz vardı. Çok zaman hayatında başkası olduğuna şahit oldum, ilişkilerinden çok zaman haberdar oldum. O da benim hayatımda olan biteni hep bildi. Başkalarına rağmen bi şekilde devam edebildik, çünkü birbirimize her zaman tertemiz etmiştik ortalığı. Birbirimizi hiç başkasının pisliği üstüne koymadık kalbimizde, bedenimizde yahut ben öyle sandım. Çünkü ben en sevilesi insanları dahi bu ağır aksak ne idüğü belirsiz ilişki için her defasında bitirmiştim içimde, kafamda, zaten zar zor yer edinen kalbimde. Sonra bi gün gene başladı her şey, çok zor olaylar yaşadıktan sonra. Aslında ben nasıl affedildiğimin şaşkınlığındaydım, hep kendimi içimden bu kez beni gerçekten sevdiğini anladığına, artık olgunlaştığına, sevmeyi öğrendiğine vs. düşüncelere ikna ediyordum. Yaklaşık iki üç hafta geçirdik beraber, birbirimize hiç olmadığımız kadar saygılı, ben hiç hissetmediğim kadar değerli hissediyorum falan. Ama bi terslik var, normalde dikkatimi hiç çekmeyen şeyler dikkatimi çekmeye başlıyor, huzursuzlanıyorum. Bana eski fotoğrafları yolluyor, yanında eski sevgilileri olan. Silmemiş o fotoğrafları da, iyice huzursuzlanıyorum. Ki çok kotu günler yaşadığım oldu bu ‘ilişkiler’ yüzünden. Her neyse bir şekilde hallediyoruz problemi. Ben kendimi sakinleştiriyorum çünkü onun böyle durumlarda durumu körüklemek dışında becerebildiği bir teskin yöntemi yok. Kusura bakma diyorum, ben eskiden çok kotu günler yaşadım senin yüzünden hatta muhtemelen aldattın da beni diyorum. Görmediğim fotoğraflar da vardi, muhtemelen bizim kısa dönemli ayrılıklarımızda çekildi onlar diyorum. Hala ayrılıklarımızda çekildiğini düşünerek en iyi niyetlerimi kullanıyorum. Biliyorum suiistimal edilecek ama aksiyle yüzleşemem, geçmiş dahi olsa. Neyse bir şekilde üstesinden geliyoruz hadisenin. Ben normalde hiç bakmadığım bir şeylere bakıyorum onun profilinde, normalde hiç girmediğim bir yere giriyorum, normalde hiç dikkatimi çekmeyen yorumlar dikkatimi çekiyor. Susuyorum. Sabah söyledi daha, ben seni hiç aldatmadım dedi; böyle düşünecek kadar da haksızlık edemezsin ona ve sevgisine saçmalama diyorum. Sonra bu kez benim yanlış anlamama ihtimal vermeyecek kadar az göreceli bir fotoğrafa denk geliyorum. Gene de soruyorum; bu ne? Tek beklediğim yanlış anladın cevabi, ne söylese inanırım. Doğru ya da değil ne söylese inanırım çünkü ihtiyacım var çünkü aksine gücüm yok çünkü yüzleşmek istemiyorum bu durumla bir daha. Aldığım tek cevap oflamalar oluyor. Yapılabilen hiçbir açıklama yok. Tek cevap oflamalar. Sabırla bekliyorum; yahu bana bir şey söyle! Offfffffff. Onu değil başka bir şey söyle. Ooooffffffff. Sonra saldırmalar başlıyor, ne anladıysan o gibi. Ama ben bunu güvensizliğime kızgın oluşuna bağlıyorum, hala biraz başka ihtimalleri göz önünde bulundurup bekliyorum. Soruyorum, gerçekten mi? Zorlaştırma istersen cevabini aldığım an kaybol diyorum kendime, kaybol burdan yoksa darmadağın olursun sen. Susuyorum sonra. Hala biraz umudum var, bu kotu cevapların bu duymak istemediğim şeylerin sebebine dair hala kendimi kandıracak açıklamalarım var neyse ki. Kızdı tabii ki, daha sabah ne konuştuk. Sonra gitmeye karar veriyorum, gitmem gerekiyor. Sana inanmıyorum çünkü bu kadar aşağılık bir insan olduğunu bilirsem güçlü kalmam çok zor oluyor diyorum, gidiyorum ama böyle bir şeyin olmadığını varsayacağım diyorum. Sonra hiç istemediğim bir anda konuşmak durumunda kalıyorum yeniden onunla, o başlatıyor bu kez. Gereksiz kelamlar edilen bir müddetten sonra konu gene oraya geliyor, benim gene denk geldiğim bir yorumla. Uzunca bir mesaj atıyorum, şimdiye dek inanmamıştım onu görene kadar inanmamıştım diyorum. Defalarca soruyorum ona, neden nasıl? Cevap versin hiç istemiyorum ki. Hiç ama. Asla dayanamam. Nasıl yüzleşirim? Ben asla hayatında olduğumda başkasını düşünebileceğine ihtimal vermemişim, kendisi söylemiş bunu defalarca. Kendisi inandırmış beni böylesine, suçum ne? Her şeyimi vermişim, her şeyi yapmışım. Suçum ne? Hiçbirinin önemi yok, neden ve nasıl. Hiçbirinin. Sen mi yaptın bunu diyorum, aklım almıyor çünkü. Sen bunu bana mi yaptın? Bunu bana sen mi yaptın? Gerçekten sen mi yaptın bunu yahu bana? Sen mi? Bütün gecelik sessizlik. Sonra sabah o Allah in belası mesajı atıyor, her şeyi doğrulayan. Son kez hoşçakal diyişini bana, biliyor buna rağmen bok gibi bitiriyor sonunu. Bitiremiyor. Mesajı bile bitirmekten aciz birinden yılların ilişkisini güzel bitirmesini beklemek? Ağlayarak uyuyorum o gün, ağlayarak uyandığım sıralardan birinde okuyorum mesajını sabah karşı. Ağlayarak uyuyorum tekrar. Ağlayarak uyanıyorum. Faydası yok ki, içime koyduğu bu zehri atmanın ondan kurtulmanın bir yolu yok. Varsa da o ağlamak değil. Kendime geliyorum biraz, okula gidiyorum. Arkadaşlarım var çok şükür, okulum, bölümüm, ailem. Geri kalan her şey o kadar yolunda ki haksızlık edemiyorum hayatıma böyle bir insanın acısıyla mahvedecek kadar. Gene de gün içinde derste dahi apansız aklıma geliyor, gözlerim doluyor. Ağlamak istemiyorum, kalkıp gitmiyorum dersten. Sınıfta ağlamanın beni düşüreceği salaklığı bildiğim için susuyorum sadece, yoksa koridora çıkar bağırırım herkese çünkü öyle biraz yardımı olurmuş gibi geliyor. Hayır. Zar zor akşamı ediyorum, normalde yapmayacağım şeyler yapıyorum aksama kadar oyalanmak için. Düşünmeye bir başlasam beynimi durduramam biliyorum. Bütün güzel anları hatırlarım, bana bu sefer olduk biz be diye keyifle arkama yaslanmama sebep olan bütün anları. Eve dönüş yolundan sapıyorum. Yokuş yukarı bir yol var, iki sene onca gene yaşatmıştı bana hemen hemen aynı şeyi. Onu öğrendiğimde de ben aynı bu yoldan yürümüştüm. Ondan beri de ilk kez bu yoldan yürüyorum. Biraz şaşırıyorum kendime ama sonradan tabii. O an düşünecek durumda değilim. Radyoda kötü şarkılar çalıyor, değiştiriyorum. Neredeyse seni bana getirecek olan o şarkı çalıyor. Yürüyorum. Yol ayrımlarında düşünüyorum, rotam yok. Sadece içimdeki zehri atmak planım var. Devam ediyorum. 3 senedir bu semtteyim, hiç görmediğim yollar görüyorum sayende. Yine kötü şarkılar, ayarıyla oynuyorum radyonun. Yine o şarkı. Allah belasını versin böyle şansın diyorum ama her seferinde de dinliyorum. Ağlamıyorum hiç. Ara ara gözlerim doluyor, sakinleşiyorum. Yere bakıyorum, gökyüzüne bakıyorum. Aklıma tek tük kelimeler geliyor. Masumsun, bağımlıyım, son kez, evet yaptım. Kendimi düşünmekten alıkoymam lazım, ne yapıp edip. Yoksa dayanamam. Sana artık tek kelime etmemem lazım, senden duyacağım hiçbir şeye gücüm yetmez. Eve geliyorum iki saate yakın yürüdükten sonra. iliklerime kadar buz kesmişim, akşamın soğuğuna uygun giyinmemiştim. Boğazım, başım ağrımaya başlıyor o zaman fark ediyorum soğuğu da. Eve geliyorum, odamda karanlıkta gene açık radyo ve açık pencere de. Öylece bulutları izlemeye başlıyorum. Ay vardı ve güzeldi yürürken, penceremden görünse diye dua ediyordum. Tek bir yıldız dahi gözükmüyor, bulutlar her yerde. Üflesem dağılır mıydı bulutlar? içimden seninle konuşuyorum. Nasıl yaptın, nasıl yaptın? Sen mi yaptın? Peki ben, seni bunu bana yapmaktan alıkoyabilecek hiç mi bir şey yapamadım senin için bunca senedir? Tek bir anımız yok mu, hayır yapamam dedirten sana bunca seneden? Delirmek işten değil. Frekans geçiyorum, gene o şarkı. Allah belasını versin. Artık ağlıyorum, daha fazla tutamam kendimi. Bir yandan da seninle konuşuyorum, içimden değil bu kez artık sesli konuşuyorum. işte bütün bunları sana hiç anlatamayacakken anlatabilirmişim gibi konuşuyorum. Biliyor musun sen kötü birisin, senin kalbin çok kötü. Aldatmak sadece pisliğin içinde yaşıyorum, bağımlıyım demekle meşrulaştırılamaz. Sen kötü birisin, ben buna ilk defa yürekten inanıyorum ve bunu ilk defa düşünüyorum. Senin kalbin çok kötü.
Acaba aldatılanın suçu var mıdır? içim kanıyor, karşıdakini sevdiğimden ya da unutamadığımdan değil nerde hata yaptığımdan. Sahi nerde hata yapıyorum ben?
sevgilim olmadığı için bu kelime lugatımda bulunmuyor.
Eğer gerçekten seviliyorsa karşı taraf ve ortada yılların güveni olmasına rağmen yaşanmışsa bir anda... allah kimseye bunu yaşamanın acısını yaşatmasın.
aşkı hızla ve geri dönüşümsüz bir şekilde nefrete çevirir.
ayrıca dexter'in bi sözü var;
- aldatıldığınızdan şüpheniz varsa, aldatılıyorsunuzdur.
Başıma gelen olaydır. Acısı yaklaşık 4 ay sürmüş ve şu sıralar geçmektedir. Sanırım artık alıştım ve kabullendim. Ayrıca hata aldatılan da değil aldatandadır.
Başıma hiç gelmeyen ama gelmesinden çok korktuğum durumdur. Ölesiye sevdiğim bir sevgilim var. tek bi gulusuyle dünyamı aydinlatan ve beni çok sevdiğine inandığım... Bu bazen düşünmeme sebep oluyor. Bu kadar sevgi bana fazla, ben bu kadar mutlu olamam diyorum kendi kendime. bir sey olacak da mutlulugum bozulacakmis gibi geliyor. Ve yine en çok korktuğum aldatilma eylemi bu cok sevdiğim kişi tarafından yapılırsa yıkılırım. mutlulugum bitecekse de bundan bitmesin diye dua ediyorum.
saçlarımı severdin
ellerimi
dudaklarımı
kalbimi
bi tek sana bakan gözlerimi severdin
kokumu severdin
ama aldattın beni
gözlerimi aldattın
saçlarımı
ellerimi ve dudaklarımı
kalbimi ve gözlerimi
şimdi ölümü istiyorum
eğer adam olsaydın böyle yapmazdın
neden, neden böyle yaptın?

ben aldatıldığım gece bunları yazdım. bir kadının kaldıramayacağı şeydir aldatılmak. neyseki insan iyileşiyor. herşeyi öğreniyor. ama vakit geç oluyor. adam sandıklarımız adam çıkmıyor. bir çift memeye gidiyor.