bugün

(bkz: ahmet yıldız samieva)
hücredeki insani bulup science dergisine kapak olan övünülecek türk genci. ataturk fen lisesi ve bogazici universitesini bitirmistir.
türkiye' nin bilinen ilk gay töre kurbanıdır.

ahmet yıldız, doğulu bir aşiret olan ailesine gay olduğunu itiraf etmiş, ölüm tehditleri almış ama yılmamıştır. babasının tedavi tekliflerini reddetmiş, eşcinselliğin bir hastalık olmadığını babasına anlatmaya çalışmıştır.

birgün arabasının içinde öldürülmüştür. türk adli makamları bu konunun üzerine gitmediği için ahmet yıldız' ın katilleri yakalanamamıştır.

bunun nesini eksiledin fobik arkadaşım?
(bkz: ahmet yıldız öldü)
(bkz: ahmet yıldız katledildi)* *
kansere yenik düşen , her zaman kalbimde olacak sınıf arkadasım. seninle nba muhabbeti yapmak bir ayrı olurdu. çakma kaan kural tarzı yorumlarını özleyeceğim kardeşim. burada aynı zamanda bir yazarımızın nickini de kullanmak gerekicek ;

(bkz: ahmet yildiz olmedi)

yanlıs anlasılmalara kurban gitmemek için de şu bkz. karşınızda ;

(bkz: isim soyisim benzerliği)
garanti bankasının, cep telefonlarının silah gibi kullanıldığı reklamda, tek olan adamın, cep telefonunda görülen isim.
ekşisözlük'ten muğlak'a göre:

"çok fazla değil bir iki kere dost meclisinde kakara kikiri etmiştik sadece. öyle çok da bildiğim bir adam değildi neticede ama tanımıştım işte. o zaman sanırım 24 yaşındaydı, öğretmendi, güzel adamdı, şendi, şakraktı, insandı ve evet eşcinseldi. hiç de öyle insanların eşcinsel mekanı diye damgaladıkları yerde karşılaşmamıştık, aksine günlük hayatın içinde, bildiğin tophane'de, benim nargile dumanımın ötesinde kimseyi tehdit etmeden, olanca sahiciliği ve normalliği ile yanımızdaki yabancılara memleketin görülmeye değer yerlerini anlatıyordu, araya sokuşturduğu kıvrak esprileriyle.

bir perşembe öğleden sonrasında eski bir dostun ısrarlı çalan telefonuyla dondum kaldım olduğum alışveriş merkezinin orta yerinde.

"ahmet'i hatırlıyor musun muğlak, hani beraber nargile falan içmiştik?"
"evet tabi, hani şu esmer güzeli olan, komik çocuk di mi?"
"o komik güzel çocuk yok artık! ailesine söylemiş, gelip çocuğu vurmuşlar! cenazesini de sahiplenmiyorlar, iki gündür adli tıp morgunda! biz kaldırmaya çalışıyoruz, haberin olsun" dedi dostum telefonda titrek sesiyle... elimde yaldır yaldır bir sandalet öylece donakaldım bir süre..

bir anne, bir baba kendi evladına, canına nasıl kıyabilirdi ki? hangi utanç katil olmanın utancından büyük olabilirdi ki? hangi leke, evladının kan üzerine sıçrayan kan lekesinden daha kalıcı olabilirdi ki? hangi insanlık tanımında, başkaları için tek günahı birini severken, aşık olurken onun eşey organını umursamamış olmak olan bir insanın ailesi tarafından vurulup, sonra da cesetinin kimsesizmişcesine ortada bırakılması olabilirdi ki? hangi ailenin namusu, 26 yaşındaki, gencecik, dürüst, işinde gücünde, zeki, dupduru, eşcinsel oğlunu kendi elleriyle öldürüp, ortada bıraktığında namus olurdu ki? peki ya evebeyn olma hakkı herkese verilmeli miydi sahi?..."

girdi numarası: #13670553
kendisini katledilen onlarca homodan ayıran en önemli özelliği kürt ve ödp üyesi olmasıdır. ahmet yıldız isminin başka hiç bir özelliği yoktur.

bu ülke de uğur mumcular, abdi ipekçiler katledildiğinde kılını kıpırdatmayıp; hatta sevinip, hrant dink öldürüldüğünde ortalığı velveleye veren kesim gene iş başındadır.

maksat; bu topraklar ve üzerinde yaşayanlardan ayrı unsur olanların göze sokulması, bu topraklarda sadece siz yoksunuz mesajının ajitasyon ve acıtasyon yoluyla enjekte edilmesidir. toprakların ve ahlaki kültürün kağıt üzerinde değil, türk'ün en önemli özelliği olan vicdanına dayarak kopenhag kriterlerine göre değişik parçalara bölünmesidir.

bu memlekette bilim adamı, asker, öğrenci, öğretmen; onlarca, yüzlerce, binlerce ahmet yıldız varken tek özelliği homo olanın, hayatta tek başarısı kürt kimliğini siyasi anlamda savunup kendi hemcinsiyle yatmak olan bir insanın göz önüne getirilmesinden rahatsızım.

bu topraklarda hüküm süren kültürün değişik garibanizm felsefeleriyle vicdanen içten içe yıkılmaya çalışılmasından; türk'ü türk yapan özelliklerin bir bir üzerlerinin çizilmesinden rahatsızım.

ben mantıken, huzur anlamında rahatsızım. bir de bunlardan medet uman zihnen rahatsızlar var ki, sormayın gitsin.

not: bu yazıyı safi vicdanı değil de; mantığını önüne koyarak okumak mühimdir.
latince nick alan mongoloidlerin kafasındaki bilim adamı, asker, öğrenci, öğretmen, onlarca, yüzlerce, binlerce ahmet yıldız'ın aslında tek bir monoton ve sipariş edilmiş ve saylonik ahmet yıldız olmasından kelli; cinsel yönelimi ve etnik kimliğiyle bireyleşmiş, ayrışmış olan; bu yüzden de, hrant dink'in hayaleti yüzünden uyuyamayıp, türk'ü türk yapan özelliklerine yusuf yusuf ve kokuş kokuş entryler katan mongoloidleri iyice rahatsız eden rahmetli bir insandır.
" Yalan söyleme, maskeni çıkart ve onur duy"

Ben çok soru sorarım. Nedenini araştırırım her olayın. Lise yıllarında arkadaşlarımın bana taktığı lakaplardan biri "Nedenahmet" ti hatta. Derslerde kafama bir şey takıldığı anda dersi fütursuzca durdurur, sorularımla öğretmenimi ve sınıfı darlardım. Çevremdeki biriyle ilgili öğrenmek istediğim bir şey olduğunda, o kişiye özenle yaklaşır ve sorularımı dikkatle sorarım. Dinlemekten asla sıkılmamam ise karşımdaki insanları bazen yorar ama ben inatla öğrenme yolları bulurum. Yaşları benden büyük olan arkadaşlarımın kimi zaman dizine kimi zaman güzel göbeğine uzanır, kolay yoldan bilgi almaya çalışırım. Okumak zor gelir bana. Benden yaşça büyük gey arkadaşlarıma en çok soru yönelttiğim konular; uzun ilişkilerini yürütürken karşılaştıkları zorluklar ve ebeveynlerine (eğer olmuşlarsa) out olduktan sonra onlarla geçirdikleri süreçlerdir.

Birçok arkadaşımdan ebeveynleriyle yaşadıkları süreci dinledim. Teorik olarak tecrübeli olduğumu söyleyebilirim. Ve bu tecrübelerime göre benim ailem out olunmaması gereken tipte bir aile tipi idi. Babam doğulu bir Kürt ve annem de yine aynen doğulu bir Kürt olmasının yanına islamiyet'e çok bağlı yaşamayı tercih etmiş bir annedir çünkü. Küpe takan erkeklere tepki vermek, kısa etek giyen kadınları namussuz gözüyle görmek gibi marjinal tepkileri olan bir ailedir. Daha çocuk yaştayken başlayan cinselliğimi tanıma vakaları ergenlik dönemi, yetişkin dönem derken sürekli hayatımda oldu. Ve çocuk yaşımdan lise yıllarının sonlarına kadar aileme bu vakalardan dolayı 4 defa yakalandım. Ailem durumumu çözmek istedi. Sürekli sorular sordu, sıkıştırdılar, araştırdılar. Cep telefonumu, bilgisayarımı kurcalamak, kardeşimle beraber yaşamaya zorlamak, kapılarımı dinlemek gibi ve benzerlerini çok hatırlamak istemediğim birçok olay yaşadım. Özgürlüğümü elimden almaya çalışıyorlardı durumumu öğrenmek için. Öyle bir yere geldik ki söylemek zorunda kaldım.

Söyledim. Babama. Telefonda. Şimdi bile kalp atışımı hızlandıran bir diyalogdu. Uzun zamandır gey olduğumdan emin olduğunu kardeşime söyleyen ve öğrenince bana neler neler! yapacağını söyleyen babam artık telefonda sadece şoke olmuştu. Günlerce birbirimizi aramadık. Çünkü 1. dönem başlamıştı ilişkimizde. Onlar çıkış yolu arıyorlardı. Kendi yaşamlarına benzemeyen bir hayatı olacak, kendi kurallarını benimsemeyen torunlarının olmasını engelleyen bir cinsel duruma sahip oğullarını acilen değiştirmeleri gerekiyordu.

işim çocukları eğitmek olduğundan ebeveynlerin çocuklarını istediği modele sokmak için ne gibi oyunların oynayacağını, hangi maskeleri takacağını çevremdeki insanlardan biraz daha fazla biliyor olmam bu oyuna benim biraz daha önde olarak başlamamı sağlamıştı. 8 ay kadar yüz yüze görüşmedim ailemle. Görüşmeden geçireceğimiz zamanın onların durumumu kabul etmelerini sağlamasını bekledim. Ama böyle bir şey olmadı. inançları, örfleri ve ananeleri ahlaksal olayları kendi iç dünyalarında bile tartışmaya asla izin vermeyen cinsten korkular oluşturmuş cinstendi.

En çok sevgiyi koz olarak kullanmaya çalıştılar. Benim durumuma üzüldükleri için işleri bozulan babam! Durumumu kaldıramayan kardeşim, üzüntüden kilolar kaybeden annem gibi silahlar doğrulttular. Her şey telefonda gelişiyordu halen. Telefonda görüştükleri oğullarının işlerinin nasıl olduğu, sağlık sorunları olduğunda kimin ilgilendiği, neler hissettiği gibi şeyleri sorgulamayan ailem her telefon görüşmesinde bir süre konuştuktan sonra herhangi bir bahane bulup hemen bir silah doğrultuyordu bana değişmem için. Ya annem 1 kilo daha kaybetmiş oluyordu, ya küçük kardeşimin bu durumumu öğrenmiş olması onu çok etkilemiş ve bir uykusuz gece daha geçirmiş oluyordu ya da babam hüngür zangır ağlıyordu benden dolayı. Yahu hani o kadar sigara içerken sigarayı bırakmıştım? irademe hani sahip biriydim? Dolayısıyla ben bu illeti de bırakabilirdim? Bir doktor varmıştı yaşadığım metropolde. Babam gelecekmişti gidecekmiştik o doktora. Ve beni tedavi edecekti.

isteyeni tedavi edermişti. Hastalıkmıştı gey olmak! Anlattım onlara. Yok, kardeşim değil, Hastalık değil bu. Gey olmak insanların ela gözleri olması, siyah saçları olması, kıllı olması, ayrık parmaklı veya birleşik parmaklı olması gibi genlerle taşınan bir özellikti. Dinliyorlardı. Çünkü görüşmemi istedikleri psikologun hastalarından biri arkadaşım çıkmıştı.

Doktor, arkadaşımın gey oluşunun hastalık olmadığını kabul etmişti karşısında iSTiSMAR EDEMEYECEĞi biri olduğunu görünce! Doktora girmeyi refüze edebilmiş, anlatabilmiştim gey olmayı. Sigarayı bırakmak gibi bir yaklaşımla bana yol göstermemeleri gerektiğini de söyledim ve anlattım. Birer defa yüz yüze görüştüğüm ebeveynlerimle görüşmelerimizden sonra anladığım şey kendi inanç ve ananelerine göre yaşamamın, benim içinden gelen mutlu olduğum şekilde yaşamamdan çok daha üstün olduğuydu. Asla vazgeçmeyeceklerdi.

Görüşmemizden sonra da silahlar doğrultuldu. SMS ler geldi, aramaların ardı arkası kesilmedi. Ben ailemi kazanmak istiyordum. Dostum olarak yaşamımda olmalarını istiyordum. Ama sanırım vazgeçmek daha doğru. Onların bu konudaki düşüncelerini değiştirmek istemem ne kadar haklı bir istekti ki onlar da aynısını benden isterken? Bir taraf vazgeçmeyecek, vazgeçmemelerimiz ise sadece huzursuz görüşmeler yaşatacak bize. Sanırım yine zamanın gücüne inanmak ve görüştükçe ağlatan iletişimlerimizi azaltmak zorundayım. Evet, inanıyorum zaman halledecek. Bir süre daha AiLESiZ kalmalıyım.

Arkadaşlarımdan dinleyerek edindiğim teorik tecrübelerim, doğruyu söyleyip onur duyacağımı söylüyordu. Evet, onur duyuyorum yalandan kurtulduğum için. Ama zor bir savaş içine gireceğinizi bilin ve söylemekten her zaman kaçının derim, ailenizin sizi anlamasının zor olacağını zannediyorsanız.

ahmet yıldız, Beargi, Mayıs 2008, Sayı 28
bir cesedin üzerinde masturbasyon yapmayı, üzerinden eşcinselliğe hakaretler yağdırmayı göze alacak yazarları gösteren ölmüş insan.

hayvani istek filan ama..

ölmüş bu insan.

öldürülmüş, canını almışlar.

bu adamın başlığına yazabileceğin tek şey eşcinselliğin ne kadar boktan olduğu mu?

toplum hayatıymış.. bu çocuğu vurdular. sırf gay olduğu için.

bu mu insanlık?
çalmamış,çırpmamış,can acıtmamış ama öldürülmüş...doğal olmayan herşeyin yok edilmesi doğal mı?
boş beyinlilerin, "gay" denince gözünün önüne "erkeklerle sevişen erkek" imajı gelen sapıkların, kendi gibi olmadığı için neredeyse öldürülmesini kutsayanların anlayamayacağı insan. ölümü birçok ölününkinden daha onurlu, daha kutsal olan insan. çünkü gerçeklerinden, yaşamında olup bitenlerden taviz vermedi. veremedi. bunun için öldürüldü. bir siyahın yalnızca siyah olduğu için katledildiği 60lı yılların amerikası mı hayalimiz? böyle mi bizim türkiyemiz? siz bir "ölü"nün ardından bile "normal değildi, ibneydi, vay orospu çocuğu" diyebilecek kadar adi ve vicdansız olanlardan mısınız? allah belanızı versin. seviyenize indiğim için diğer sözlük yazarlarından özür dilerim, hak ettikleri cevap budur. ne daha az, ne daha fazla. bu öfkeyi bile hak etmiyorlar ya aslında, neyse.
heteroseksüel olmama ragmen öldürülmesine üzüldüğüm insan.ibne mibne sizene olum sizemi sarktı.
cinsel tercihi yüzünden öldürülmüs kişidir. birey olmak istemiştir ancak mefta olmustur. allah rahmet eylesin der ve iki dakika düsünmenizi isterim.

bu dünyada her birey! kendinden sorumludur. cinsellik insanın kendisini ilgilendiren bir durumdur. bu arkadas ibneymiş, homoymus, travestiymiş , orospuymus beni alakadar etmez. bu arkadas insandır. ben yaratılanı yaratandan ötürü severim. allah rahmet eylesin. ama giderken asıl ibneleri arkasında bıraktı ona üzülürüm. insanlık adına, dünyam adına, ülkem adına, dinim adına.
ölmüş bir insana hakaret edip aşağılamak en büyük ibnelik olsa gerek.
eşcinsel olduğu için ailesi tarafından öldürülen genç. buradaki birçok kişiden daha delikanlı olup kimliğini gizlemediği için öldürülmüştür. iş cinayete gelince "ölmüş insan" diyen sevgili dostlarıma da başka platformlarda da eşcinsellerin haklarını savunmalarını salık veriyorum. koskoca tbmm'de eşcinselleri sadece ve sadece ödp ve dtp destekliyor. burada bir yanlışlık, eksiklik var. koskoca mecliste sadece iki partinin insan haklarını savunmasında bir gariplik var.
müslümanım diye geçinenlerin arkasından bol bol konuştuğu merhum insan.

bir yandan müslümanım diye ortalıkta geziniyorsun. merhumun arkasından konuşulmyacağını da biliyorsundur. bilmiyor olsan bile akıl etmen gerekir sonuçta hayvanlardan bizi ayıran özellik budur. ama her şeye rağmen o dur, bu dur, halk arasında şöyle derler, bilmem nedir.

kişi dünyada olur, maçan sıkıyorsa o şekilde düşünceni o tercihi bulunmuş birinin yüzüne söylersin. illa söyleyecek birini arıyorsan bu ülke dünyada kişi başına en çok travesti barındıran ülkelerden biri. bulursun birini, maçan sıkıyorsa söylersin. "ne olucak ne yapabilir?" diyenler elbet çıkacaktır. ancak olaylar, hayatlar, yaşantılar o şekilde yürümüyor dostlarım.

kim olursa olsun, merhumun arkasından yorum yapmayın. illa yapıcam diyorsanız elininiz vicdanınıza koyun. kişisel olarak tanımadığınız biri var karşınızda.
aids'in eşcinsel hastalığı olduğunu sanan cahillerin ölüsü üzerinden saçmasapan konuştuğu insan.

"herkes homoseksüel olsun, o zaman ne olur dünyanın hali" deniyor. yahu siz zaten eşcinselliği bir tercih falan sandığınız için baştan kaybediyorsunuz. bak, her zaman övündüğün kitabının o muhteşem ilk sözü var ya, "oku". hah işte onu yap bir kere gözüm, "oku"!

eşcinsellik nedir, ne değildir öğren. eşcinselliği düzüşen erkekler sanıyorsan allah acısın sana.

doğaya aykırı, ha? eşcinsel hayvanlardan da mı haberin yok senin arkadaş? bu kadar mı bilgisizsin?
o değil de kız şaban vardı ona ne oldu.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10666650.asp
delikanlılığın kitabını yazan heteroseksist nefret suçu işleyen ağır abilerimizin zoruna giden merhum. delikanlılık cinsel kimlikle olmuyor yiğidim, keşke öyle olsa da tüm heteroseksüellerin delikanlı olduğunu söyleyebilsek. gördüğümüz kadarıyla çok mümkün değilmiş.
Afyon Kocatepe Universitesi nde halen gorev yapmakta olan Yrd. Doç.tir.okulun guzide hocalarındandır.jeoloji muhendisi olmasından oturu genel jeoloji,jeolojik harita bilgisi,endustriyel hammaddeler gibi dersler vermektedir..

yakarıs:hocam az insafa gelseniz bea!pisi pisine kaldım dersinizden,peeh!
http://www.ahmetyildizismyfamily.blogspot.com/
kürttür.
görsel
görsel
görsel
görsel