bugün

acınacak halde olan insanların çaresizliğidir.
eziklik
(bkz: kadina el kaldırmak)
ele, ayağa düşmek gibi bir durumdur.
Beceriksizlik, güçsüzlük.
(bkz: http://www.tdk.gov.tr/TR/...A&Kelime=%C3%A2cizlik)
karşında tüm kudretiyle büyüklüğüyle durur. bugüne kadar sen de bir şey olmuşsundur ama onun gibi değil, onun kadar değil. o kadar güçlüdür, o kadar sağlamdır ve o kadar büyüktür ki yüzüne bakamazsın. o ise sana bakıp gülümser, sabırla onun yüzüne bakmanı bekler. o kadar mütevazidir ki daha da ezilirsin karşısında. içinin ona karşı sevgi dolması ve aynı anda doluşan heyecan bünyene, onun gözlerine bakınca senin gözlerinin dolması...
o bu kadar tevazu içindeyken işte böyle acizleşir bir insan. işte budur acizlik.
orta yaşlara kadar, yaş ile ters orantılı; yaşlandıkça ise doğru orantılı bir grafik çizer. bebekken insan çok acizdir. yemeğini kendi yiyemez,tuvaletini yapamaz. yıllar ilerleyip genç olunca acizlik azalır. 60 lı yıllardan sonra ise yine çocukluk evresindeki acizlikler baş gösterir. garip bir durumdur işte.
bazen dibine vurduğun duygular bir kıvılcım bekler. hafif bir ateş, kavurur tüm hislerini. üst üste binen günlerin gölgesindeki bir serinlik, ölümün soğukluğunu hissettirir. bu soğukluk, kargaşasını yaşadığın zaman dilimidir. bazen bir an, bazen bir vakit, bazen bir süreçtir. en büyük kıvılcımlar baş gösterir, delicesine titrerken, korkudan titrerken. bilinmezlik korkusudur bu. imkan ve zaman yetersizdir. ya herru ya merru çanları çalar paniklerinde. önün yol, arkan yol, sağın ve solun yoldur. bir karara varman gerekir. varamazsın. ağlarsın erkeklik kapanında, asgari yaşlarla. itler güler haline. işte budur acizlik.
''zayıfmış gibi yaparak güç kazanırsınız. Kendinizi güçsüz göstererek diğer insanların, kendilerini güçlü hissetmelerini sağlayabilirsiniz. insanların sizi kurtarmasına izin vererek siz onları kurtarırsınız... Bu yüzden ezilen taraf olmaya devam edin. insanların üstünlük taslayabilecekleri birine ihtiyaçları vardır." *
8 tane polisin fatih'te bir vatandaşı dövmesini müdahale edemeden izlemektir.
sabah yalnıslıkla cok erken kalkmak.
kandırıldığı halde sevmektir (bkz: yaniyosunfuatabi)
dersi o kadar anlamamak ki; zor olup olmadığına dahi karar verememektir bazen.

-üzülüyorum sözlük; dersler bile iplemiyor beni, "anlamıyorsan bana ne!" modundalar... el insaf yahu.*
cebinde 2 lirayla hatunun 'cok kotuyum bunaliyorum yanima gel diyisine' hayir diyememektir.
saatlerin de 1 saat geriye alınmasıyla normale dönmeye başlayan hayatımızı renklendirmek adına bir dizi çalışmalar yaptık. 16.00 itibariyle son senemizi yaşadığımız öğrenci evimizin buzdolabını biraz şenlendirip, akşam da kendimize güzel bir ziyafet çekmek istedik. Velhasıl yaptığımız alışveriş neticesinde standart bir öğrenci evine oldukça lüks gelecek bir yemek olan çömlekte ve fırında sebzeli tavuk yapıp üzerini kaşarla kapattık. bir parça tereyağını da unutmadık. mercimek çorbası ve pilavla tamamlanan soframız 4 güzide genci fazlasıyla doyurmaya yetti. yemeğin görüntüsünden de elde edilen primle hatunlara reklamda yapıldı. bununla da yetinmeyip efsane bir çay demlediler. çay demlene dursun, vizelere 2 hafta kalmışken son son hazır misafir arkadaşımız da varken keyfin dozunu biraz daha arttıralım dedik. 3 eski lol oyuncusunu bünyesinde barındıran öğrenci topluluğumuzda titiz bir arkadaş bu organizasyonun gerçekleşmesi adına elini taşın altına koydu ve işe koyuldu. salonda masaları kuran arkadaş bununla da yetinmeyip arkadaşlarının da bilgisayarlarını oyun oynanacak duruma getiren öğrenci kardeşimiz üçlü prizleri birbirine ekleyip herkesin hakkaniyetle bu işten pay çıkarması için güzel bir düzenek kurdu. rizeli olan bu kardeşimiz tertemiz bir şekilde çayını alıp salona geldi. çekyata oturup masayı önüne çeken kardeşimiz sırtına da yastığı koyunca tüm hafifliğiyle keyifli bir kaç saate hazırdı. işte o an her şeyi bitiren olayın farkına vardı. tüm bu işleri yapan adamın çayı oturduğu yerden bir hayli uzakta bir sehpanın üzerinde duruyordu...
acizlik oturup sadece izlemektir.
ne kötüdür, insanın kendi acizliğini hissedip de yapacağı eylemin bile acizce olduğunu düşünüp hiçbir şey yapamaması.