bugün

şu an cnbc-e 'de oynayan muhteşem film.
russel crowe 'un nash'in o hasta o aciz hallerini oynarken en iyi performansını gösterdiği , izlerken gözyaşlarınıza hakim olamayacağınız mükemmel film.
ilk defa seyretmenin tadının ayrı olduğu film.
Türkçe adı akıl oyunlarıdır. Russel crow başrolünde oynamıştır. Oyunculuğuyla ayakta alkışladığım bi rol sergilemiştir. Ayrıca hayatımda dönüm noktası oluşturmuştur bu film.
(bkz: akıl oyunları)

tek kelime ile mükemmel bir filmdir. ayrıca film müzikleri harika ötesidir.
bilimkurgu tarzında çekilmiş ilk biyografi filmi.
(bkz: en iyi filmler/#2279964) **
sıksa da cok güzel ve etki bırakan bir film ..
(bkz: john forbes nash)
(bkz: forbes)
--spoiler--
yorum yapmak olayı sadece kenardan izleyenlerin lüksüdür
--spoiler--

boyle bir soz sarfedilmişti filmde.
ron howard'ın harikalar yarattığı film. konu, kurgu, anlatım her şey 4 4lük diyebilirim. crowe ve connelly nin oyunculukları da çok etkileyici.

film içinde her ögeyi barındırıyor.
çok hoşuma giden sahnelerden birisi.
nash'in yaşlı adamın gerçek olup olmadığını öğrencisine sormasıydı.

gerçek bir hikayeyi anlatması, tabikide üzerinizdeki etkisini kat ve kat arttırıyor. devamlı bir insan böyle bir sorunla hayatı boyunca bu kadar başarılı bir şekilde nasıl başa çıkar diye soruyorsunuz. ama benim merak ettiğim john nash'in değil, karısının gerçek olup olmadığı. günümüze bakınca partneri bu kadar müşkül durumdayken halen arkasında durabilecek kaç kişi var ki? ona da eskiden öyleymiş deyip kendimi avutayım.

sonuç olarak izlemeyenler izlesin.

cehalet'in düzeltmesiyle edit: filmin gerçek olaydan tek farkı, kadının gerçek yaşamda nash'i terk etmesiymiş. yine haklıyım demektir bu da, eskiden de insanlar aynıymış.
delilik ile dahilik arasında ince çizgiyi anlatan film. ayrıca filmde birbirinden güzel aforizmalar vardır.
russel crowe'un oyunculuğuyla göz doldurduğu başarılı bir film.
atv'nin akıl oyunları yaparak yayınlamadığı film. bizi de atv gazisi yapmıştır ayrıca.
Russel crowe'un resmen döktürdüğü ve john nash'in hayatının anlatıldığı bir film.Kafayı sıyırmı$ bir matematikçinin tek destekçisi e$i olmasına rağmen, kendisine gelmesi ve gördüğü hayallerle mücadele etmesi, onları yok sayması ve nobel ödülünü aldığında e$ine sarf ettiği o cümleyle kopartan bir ron howard filmidir.
john nash'in "etrafınızdakilerin ne dediği önemli değil, özellikle de biyolojicilerin" sözü nedeniyle içimde kafasına dvd playeri fırlatma isteğinin uyanmasına neden olan film. ben de biyolojiciyim lan. *
sanırım burdaki beautiful jennifer connely
mind da russel crowe.*
gladiator'de oynadığının belki de bikaç gömlek üstünü bir oyunculuğuna rağmen şerefsiz juri tarafından oskar verilmemiştir russel crowe'a. çok feci bozuluyorum buna arkadaş ben. neymiş? oskar ödüllerinde iki kez üst üste ödül almak herkese nasip olmazmış. siye!

ilk izlediğim zamanı hiç unutamam bu filmin, vizyona girer girmez biletimi alıp okul çıkışı gitmiştim izlemeye, o zamanlar matematiğe filan da ilgim vardı tabi, filmden sonra matematikçi olacam, ben de şizofren olacam gibi saçmalamalarımı saymazsak şimdi dönüp baktığımda beni ne kadar etkilediğini daha iyi anlıyorum bu filmin. ekonomiye merak sarmam, eşit paylaşımın olabileceğine inanmam ve sonrasında da komünizm fikriyle tanışmam gibi birçok konuda belki de bu filmdir temelde beni bu derece etkileyen. john nash'ın derslere girmemesi, oyun kuramı'ndaki bireyin davranışları ve bulunduğu toplulukla kollektif hareketinin, her bireyin hem bireysel hem de bir arada ortak hareket etmesinin herkese fayda sağlayacağı çıkarımı, toplumsal devrimlerin önce zihinsel devrimlerden geçtiğini öğretmesi. film kesinlikle bir kere de anlaşılabilecek bir film değil, her izleyişinizde içindeki yeni bir parçayı keşfediyor ve bu parçaları kafanızda doğru yere koyduğunuzda puzzleın arkasındaki resim daha da netleşiyor. izleyin, izletin.

bir de spoylır verelim;

--spoiler--
adamımız evlenme teklif edecektir, ama matematikçilik histerisi tutar, kanıtları görmeden emin olamaz.

j.n.: Alicia, ilişkimiz uzun vadelibir birlikteliğe dönüşebilir mi? Bunun için kanıta ihtiyacım var, doğruluğu ispatlanabilir veriler lazım bana.

a: Kusura bakma, ama kendimi toparlamam lazım. Aşka dair çocukça fikirlerimi yeniden gözden geçirmeliyim. Kanıt mı?

j.n.: ispatlanabilir veriler.

a: Tamam. Pekala, evrenin büyüklüğü ne kadar?

j.n.: Sonsuz.

a: Nereden biliyorsun?

j.n. :Çünkü bütün veriler öyle gösteriyor.

a: Ama daha kanıtlanmadı.

j.n.: ...

a: Kendin görmedin. Nasıl emin olabiliyorsun?

j.n.: eee, Emin değilim, sadece inanıyorum.

a: Sanırım aşk da bunun gibi bir şey.
--spoiler--

aslında herşey biraz inançla, inanmakla alakalı. dünya'nın daha iyi bir yer olacağına, insanlığa faydalı bir şeyler yapılabileceğine inanmak lazım bir parça da. tanrısal bir inanç değil burda kastettiğim, sadece amaca giderken bu amaca kesinlikle ulaşacağını bilmek de bir nevi inanmaktır. inandığın doğruların peşinden koşmak ve onları ispatlamaktır. nash'in anlatmak istediği de bu sanki, biraz hayal gücünden kimseye zarar gelmez.
favori filmler listesine gircek manyak bi film..
- i'm terrifed, mortifed, petrified, stupified by you
repliğini dile dolayan guzel film...
russell crowe un oyunculuğunu konuşturduğu etkileyici ve izlenmesi gereken filmlerden.
akıl mı gönül mü?

ikisinden birisi eksik olup, diğerine fazla yüklendiğinizde çıkabilecek kısa devreyi anlatan film.

aklına fazla yüklenip, halusinasyonlar görmeye başlayan dahi bir matematikçinin, hayalleri ile yaşamayı öğrenmesini konu edinen film.

film bilim adamının buluşlarının, yaptığı matematik problemleri çözümünün karmaşıklığında boğulmamış, bunların ayrıntısına girerek sıkıcı olmasına neden olmamış.

gayet başarılı, izlenmesi gereken bir film.
güzel film vesselam. konsu güzel, oyunculuk güzel, akıcılık güzel. senaryonun insanı yamultması yönüyle güzel. izleyenler için hani şu ajan, arkadaşı ve arkadaşının yiğeni davası.

bu kadar etkileyici, bu kadar titizlikle yapılmış bir başyapıta yakışır şekilde bitmedi düşüncesindeyim. havada kalan olaylar var. ama bunlar sadece eleştirmek için yapılan eleştiriler. izlemeyenler izlesin, izleyenler tekrar izlesin. con neş amcanın hayıtı nasılmış, ne kadar enteresanmış anlasın. sonra odasının sağına soluna gazete yapıştırıp şifre çözsün.
--spoiler--
you are my reason.
--spoiler--
john nash'in oynadığı karaktere öylesine inanıyorsunuz ki, o hayal alemi gerçek sanıyorsunuz. ta ki, küçük kız koşarken yerdeki kuşlar kaçmıyor işte o an anlıyorsunuz hayal mi gerçek mi olduğunu.
ron howard ın 2001 yapımı ödüllü filmi. her film gibi boşluklar barındırıyor ama şizofreniyi anlatması bakımından izlenebilecek bir film. şizofreni hastası bir matematik profesörünün dünyası bu kadar klişe olabilir mi? diye düşündürüyor yer yer. filmde sürekli görünen üst mikrofon da ayrı bir mesele. filmi kitapla kıyaslamak ne kadar doğru olur tabi düşünmek lazım ama kitapla filmin alası yok. aslında filmin virginia lı matematik profösörü "oyun teorisi"ne * yaptığı katkılarla nobel ödülü alan paranoid şizofreni john forbes nashin gerçek yaşam öyküsüyle de örtüştüğü söylenemez. ama konusu itibariyle izlenmesi gereken altı oskarlı etkileyici bir film.