bugün

30-35’yaşlarına merdiven dayayan ve hayatın hiçte öyle olmadığının farkına varmaya başlayan nesildir. lise yıllarının uçarılığı üniversite yıllarının o artistik havası uçup gitmiş askerlik filan derken artık ekmek kavgası zamanı gelmiştir. oysa daha dün gibidir çocukluğun o bin yıl sürecek sanılan 90’ları…seksenlerin uzatmalarına tıkıştırılan ilk çocukluk dönemi ise muhayyilenin en derininde bir yerlerde muhkemdir: eli kalemli tontonun ekrandaki görüntüsü, gorbi’nin lekesi, thatcher’ın iticiliği filan…

sabahtan akşama kadar radyo başında bekleyip sevdiği şarkıları rec tuşuyla kasede aktaran ve bundan gurur duyan (çünkü işçi babasının kısıtlı gelirini kasetlere harcamasına içi elvermez) insanların içinde bulunduğu nesildir.
evde ecevit’ten umutla bahseden anne-baba ve gözün aydın Türkiye ak güvercin geliyor çalan mavi bir bir minibüsün peşinde umarsızca koşmaktır ne olduğunu bilmeden.
tasodur, tetristir. her türlü sokak oyunudur. bisiklet tamir etmek, lastik yamamaktır. capri sun’u önce hüplet sonra gümlettir onlar. onlar ki; bugün efsanevi birer mit haline gelmiş kişileri kanlı canlı halleriyle bilmişler izlemişler dinlemişlerdir.
onlar arasında erkeklerde futbolcu kartı biriktirmeyen kızlarda bebek giydirmeyen yoktur. cuma geceleri süper baba, pazar geceleri bizimkiler izlemişlerdir hepsi de. leğende yıkanmışlıkları vardır.
babaannelerinin nazilli basmasından diktiği pijamaları giymişlerdir çoğunluğu “bu ne ya” diye sormadan. ama hepsi de sokak çocuğudur, yaralıdır dizleri, bisikletten düşmemişine rastlayamazsınız.
1981-86 nesli candır, iyidir hoştur. iki dünya arasına bir yerlere sıkışıktır onlar. biraz eski devirdir biraz yeni devir ama çokça arada kalmışlıktır. tek kanaldan çok kanala geçişin çocuklarıdır onlar; çocukluğu deli gibi sokaklarda yaşayan son nesildir ve sonlara doğru bilgisayar bağımlığının sokakları nasıl boşalttığına tanık olmuştur 2000’lere doğru.
onlar; cine 5’in kırmızı noktalı filmlerinin ilk beş dakikaasında şifresiz girmişlerdir ergenliğe emanuella eşliğinde. tek kanallı ahşap kaplama tüplü televizyondan uydu anten bağlanmış 55 ekran sony’lere kadar uzanmışlardır.
o çocuklar pazar sabahı soba üzerinde kızarmış ekmeklerine yağ sürerken anneleri ekranda barış abilerinden 10 puan alanlara baktılar gıptayla. akşamında pazarın bizimkiler bitince yatağa yolllandılar babaları “günün geniş özetlerine” takılmadan önce ve özellikle parliament sinema kulübü onlar uykudayken sundu pazar gecesi sinemasını.
parliament sinema kulübü demişken; ilk yayınlanan filmin 1989 yapımı batman olduğunu eklemeden edemem.
fena halde hüzünlendim şimdi, ne bok vardı büyüyecek…
https://www.youtube.com/watch?v=XDAE1u3SXQQ

benim aşka inancım kalmadı
atari kasetleri takas edebilmektir.
görsel
Bu gün çocuk olmak.
görsel
Fark ne büyük değilmi?
Herkes anlamaz,
Ne atariden ne tek vuruştan.
Sanal bebek sahibi olmaktır.
görsel
Dinazor seklinde cipsi hatirlayan? Cocuklugumu verin bana.
ben 2000 lerde çocuk oldum ama 90 lardan pek farkı yoktu,
şuna inanmak zorundayız ki;
bu başlık ne zaman canlansa anılar daha fazla depreşecek... yıllar geçtikçe ne zaman 90 larda çocuk olmak konusu geçse daha fazla "ahh ulan ahh be! ne güzel yıllardı..." denilecek. yıllar geçtikçe özlem daha da artacak.

bu olay 80 lerde çocuk olanlar için the hard master the king olarak daha fazla geçerli. o ingiliççe şeyi şimdi uydurdum yani onlar daha fazla iç geçirecek anlamında...
çocukluğu biz yaşadık efenim. her şeyin bi değeri vardı. tetris taso beybileyt sapan boncuklu tabanca bayram zamanı alınan çeşitli barut içeren zımbırtılar. tostun tadı olan zamanlardı. 50 kuruşluk tost 30 kuruşluk ayran evet güzeldi çocukluk 90larda.
Pokemon tasomuz vardı hey gidi günler diye içlendiğim dönem.
90'larda çocukluğunuz tarlabaşında geçmişse hayatı erken öğrenmeye başlamışsınızdır.
ekonomi olarak berbat bir dönemde olduğumuz için günleri bilye ile taso ile geçirmektir.

şimdi her çocukta tablet var gerçekten çağ atlamışız.
Anne babaların çocukların sokakta oyun oynamalarına bi nebze de olsa daha rahat izin verdiği yıllara denk gelmektir.
Harikulade bir özettir,

Ruhum gidip geldi

https://onedio.com/haber/...turecek-dev-galeri-344605
çocukluk hayatımızın kişisel olarak her zaman özlenen dönemi olacaktır. ancak 90lar çocukluğu olarak isimlendirebileceğimiz bir dönemin çocukları diğer çocukluk dönemlerinden ayrılan kıskanılacak ve diğer çocukluklar gibi doğal olarak özlenecek aşırı güzelliklere sahiptir.
Bir fotoğrafla da özetlemek gerekirse;

Vitrin, içindekiler, sabah gazetesinin verdiği dev ansiklopedi dizisi, katalitik, halıflex, divan

Ve elbette henüz okula gitmeyen kardeşin ödevlerine minnoş kafasını gömmesidir.

görsel

Edit : şunu da ekleyelim:

http://m.uludagsozluk.com/e/35407620/
Evdeki sandalye ve koltuk minderleri ile kendine oyun parkı yapmaktır.. evdeki bozuk saati lazım olur diye attırmayıp oyuncak kutusuna koymaktır..
susam sokağıdır.
hiç akıl ermediği halde o yıllardaki her şarkının dokunmasıdır. büyüyünce bile insanı o yıllara götürür.
Abimle gecenin bir yarısı kaldırımda bekleyen travestinin gözüne lazer isigi tutmak ve travestinin bizim cama doğru dönüp bize şeyini acip sallamasi...
görsel
Tasolar.
Atari oynamak, Ay savaşcısı izlemek ve sokakta özgürce oyun oynaya bilmekti.
görsel

Var mı lan sizde bundan. Bakıp bakıp imana geliyorum hâlâ.
Peçete,kartpostal koleksiyonu yapmaktır.