bugün

Hayatımın en mutlu gününü bana yaşatan maç. Bir daha bu kadar mutlu en fazla çocuğum doğduğunda olurum sanırım.

Şimdi haftaya bejekeden kaç yeriz diye düşünmeye başladık.
(bkz: adı aşk bu eziyetin)
vay be bir zamanların şampiyonu bursaspor küme düşme hattında bulunan rize'den 6 yedi bu hafta.
Beşiktaş'ın kendi ceza sahasında pas yapıp topu kaptırıp gol yediği maçtır.
şike yapmayiz diyen davar taşlilarin yaptığı şikedir..

ulan birde namusluyuz diye gecinirler..
Bir Beşiktaşlı olarak bursa o sene şampiyon olduğunda mutluluktan Çimenlere attım kendimi,eskisi gibi ol Bursaspor.
5. Büyüğün geldiği günmus ahahahaha

Akhisardan bu hafta 5 yedi bu arkadaşlar. (bkz: hayaller hayatlar)
şaibeli midir ?
tartışılır.
peki bu, bahane midir ?
tabi ki de hayır.
peki trabzon'u yenebilir miydiniz ?
evet.
o zaman beşiktaş'a kızmayın.
bilhassa kendinize kızın.
O değilde stattan şampiyon olduk diye çıkan fenerlilerin kadıköy sokaklarında Beşiktaaş diye bağırmaları efsaneydi.
fenerbahçelilerin fena halde kandırıldığı maçtır:

http://www.youtube.com/watch?v=8MZMMdHwSZI
sevgiliyle izlenen maçtı.

bursasporu sevince boğan karşılaşma.
Şikeli maçtır. Şerefli Beşiktaş şerefli şerefli yatmıştır. Evet.
Şaibeli maçtır.
iki ezeli rakibin mücadelesinde kazanan bursaspor olmuştur.
Bir kahvede izlemiştim bu maçı. Bir ekranda fener Trabzon maçı vardı diğer ekranda da bu maç. Şimdi bu maç bitti 2-1 yan tarafta spiker Bursa dan gol haberi geldi 2-2 falan diyor lan nasıl olabilir diyoruz 2 ekran da önümüzde açık. istanbul da bir kargaşa var bir belirsizlik var diğer yandan Bursa da skor bekliyor herkes istanbul dan. Böyle acayip bir maçtı. Normalde ihtimal de vermiyordum Bursaspor un şampiyonluğuna aslında. maçın ilk yarısını da izlememistim hatta radyodan bile dinlemiyordum. Sonra Burak yılmaz istanbul da skoru 1-1 e getirince ulan olabilir mi öyle bir şey diyerek kahveye koşmuştum.
5. büyüğün geldiği gündü.
bursadan gol haberi ile fb taraftarın timsah yürüyüşü yaptığı maç.
Bu arada bursa'dan gol haberi mi var? 2-2 mi? 2-2 mi?
arkadaşlar yanlış bi anons olmuş. lütgen sahayı boşaltalım. şampiyon bursaspor.
hadi timsah yürüyüşü.
mustafa denizli'nin ligin son maçı olmasını bahane ederek ideal kadrodan uzak bir beşiktaş'ı sahaya sürdüğü, rüştü'nün kale boşaltarak gol yediği, ibrahim toraman'ın kendi kalesine attığı gol sonrası zerre üzüldüğünü zannetmediğim, beşiktaş'a her zaman kin güden bursa taraftarının o güne özel meşhur beşiktaş aleyhine tezahüratlarını askıya aldığı bir danışıklı dövüş maçı.
5 sene sonra baktım, hala gol haberi yok. bence artık olmaz bundan sonra da.
4.yıldönümüdür.
büyük başkan ibrahim yazıcı'nın anısına an itibariyle lig tv'de yayımlanan maç.
yaşadığım en güzel günlerden biri olmuştur hayatımdaki.bursaspor'un düzenli olarak maçlarına gitmem,2009'un son maçlarıyla olmuş,2010'da ise hediye kombine gelmesi münasebetiyle 2009-2010 sezonunun 15 maçına(ankaraspor maçı hükmen-sivasspor maçı seyircisiz)gitmiştim.bursaspor neredeyse tüm yıl boyunca rakiplerini vura kıra geçerken diğer takımlar,gerek fenerbahçe gerek galatasaray patladı patlayacak şekilde ilerliyorlardı.öyleki ertuğrul hoca son 10 hafta basın toplantılarında illaki puan kaybedecekler diye diye sene sonunu getirmişti ancak fenerbahçe hala kaybetmemiş ve 1 puan önünde girmektedir bursasporun son hafta.

son maçta ise garip bir şey denemeye karar vermiştim.normalde her hafta olduğu gibi formamla ve atkımla gitmem beklenirdi,totemlere inanmadığım halde garip bir şey denemek istemiştim.ne formamı giydim ne atkımı aldım,hafif pembeye çalan t-shirt'imi sırtıma geçirip yanıma cep telefonumu ve kulaklığımı aldım.insanda bir şekilde umut oluyor ne olursa olsun!maça hemen hemen 1 saat önceden girdim 7 gibi,maç 8 deydi.maratonda oturuyorduk,maç yaklaştıkça heyecan artıyor,şampiyon olma ihtimali,şampiyonlar liginin şehre gelme ihtimali heyecan yaratıyordu.o sırada statta şampiyonlar ligi müziği çalınmasıyla tribünler mest oluyordu.

stat sanki şampiyon bir takım geliyormuşçasına süslenmişti,texas'ın olduğu kapalı kale arkasında her yerde pankart fışkıyordu.başkan yazıcı,takım 2. de olsa kutlamalar yapılacağını söylemişti bir kere hafta içinde.maç başlamak üzere kolaçan ettim çevremi,çok çok az bir kısım maçı dinliyordu maratonda,biraz da tribünde oturan abilerle geyik yaptıktan sonra maç saati gelmiş ilk vuruşla beraber yemyeşil inciler tezahüratı inletiyordu tribünleri.

maç başlamıştı ama takımın üzerinde gerginlik vardı,çünkü öteki maça bağlıydı bu sebeple,rahat olan beşiktaş birkaç tane pozisyon bulmuş,taraftar üzerinde gerginlik de artmıştı derken istanbuldan gol haberi gelmiş zaten baskılı oynayan fenerbahçe 1-0 öne geçmişti.tüm tribünler susmuştu sanki o an,20-25 saniye civarında sürmüş sonra daha büyük daha güçlü daha istekli başlamıştı.

maçı dinlemeyi bırakan ben ortama ayak uydurmaya çalışıyordum,son neden bilmiyorum tekrar başlayan radyo deneyimi sırasında bir faul olmuştu,hızlı başlamıştı trabzon spiker en son colman dedi,sonra goooool diye bağırdı spiker,ben ise spikerden daha yüksek sesle bağırmış tüm gözlerin üzerinde toplanmasını sağlamıştım.ne gol mü,kim attı şeklinde trabzon attı 1-1 oldu diye olanca gücümle bağırdım ve bizim tribünden yayılmıştı bir anda gol sevinci.hatta sahaya bile yansımış,ivankov top toplayıcıya 1-1 mi oldu diye sormuştu.öyle garip bir goldü ki colman attı demiştim çünkü spiker burak'ı çok sonra söyledi.

tribünler havaya girmiş,takım havaya girmişti.ama bir dakika.bir şeyler eksikti.evet evet o gol gelmemişti bir türlü.dakika 32'de herkesi çıldırtan gol geldi.batalla golü atıyordu daha sonra sercanla beraber tüm takım maraton'a doğru koşarak golü kutluyordu.tam devre bitti zaten derken ibrahim toraman ters vuruşla tüm kulakların saraçoğlu'na çevrilmesini sağlıyordu.

hayatımda o kadar stresli bir gün yaşamadım heralde,ne üniversite sınavının sonuçlarını beklerken,ne de hayatımı yönlendirecek bir kararla ilgili.bi 200 kişi beraber takip ettik neredeyse maçı,sanki fener gol atsa ben iyi dinleyemediğim için atacaktı o derece bir hava vardı.kaçırdıkça kaçıyor,kale direkleri-onur-trabzonspor defansı panter kesiliyorlardı,vakit geçtikçe hissettiğim bir şey vardı.fenerdeki çoğu oyuncunun 2006 denizli maçının havasına bürünüyordu.öyleki alex bile rahatça yazabileceği ceza sahası içinden topu kalenin üstünden auta yolluyordu.

dakika 88'de gelen gol biraz tedirgin etse de tribünleri,yine de kulaklar saraçoğlunda olmaya kalpler ellerimizin arası bir şekilde devam ediyordu.bursa'da maç bitmiş,saraçoğlunda ise daha 2 dakika civarında süre vardı,dualar tezahüratlar arasında dinleyeduralım,garip bir şeyler oluyordu,fenerbahçe top çeviriyordu. (bkz: bursadan gol haberi mi var) maçı bitmesiyle beraber stat-oyuncular herkes çıldırıyor,ağlayanlar,birbirine sarılanlar(ki o gün tanımadığım halde baya bir sarıldığım kişi olmuştur) vardı.en sonunda saha içine giriyor mutluluğu orada yaşıyorduk(polisin engellerine rağmen)

ses falan kalmamış bir şekilde,5-6 tane fotoğraf çektirdikten sonra,evin yolunu tutuluyor,tarihe tanıklık etmenin mutluluğu yaşanıyordu.

not:galatasaraylıyım.

not2:o yıl galatasaray son 2-3 haftaya kadar yarışın içinde olduğu halde hep bursaspor'un şampiyon olmasını istedim.

not3:bursa'dan gol haberi yok!
fenerbahçe kendi sahasında yaptığı maçta trabzonspor'a galip gelemediği için şampiyonluğu kaybetmiştir olayları bağımsız düşünürsek,ancak bu maç beşiktaş'ın alnında daima yazacak namussuz damgasının delili olarak kalacaktır.
bir takım düşmanım dediği takıma karşı nasıl yatılacağını göstermiştir.
bjk bu maça hangi sağ ve sol beklerle çıkmıştır hesabını veremeyecektir.
rüştü çok güzel goller yemiştir.
i.t oraman kendi kalesine hücum edip neticede golü bulmuştur.
bunlar kör gözler görmese de sağır kulaklar duymasa da tarih elbet yazacaktır.