bugün

Somada yaşıyorum.
Ne acı tomalar geldi buraya çevik kuvvet yolladılar.
Az önce gevşek gevşek gülen polisin birine insaar burda acı çekiyor siz napıyorsunuz dedim diye üstüme yürüdü.
Tam bir facia şu an yaşanan.
Ne acı, çaresizlik bütün damarlarıma işledi. Nefes alamıyorum...

Ve ayrıca burada en az 400 ölü var. Daha asagida en az 500 kişi daha vardır. Vardiya değişimi yukarda olurken zamandab tasarruf (!) için yer altında yaptılar. Maden sahibi ise istifa edip kaçtı.
bir kere orada yağlı trafonun ne işi var, yangın tehliksi olan yerlere kuru tip trafo konulmalıdır. yağlı trafolar patlar, yağ tutuşur. bu nedenle kuru tip trafolar kullanılır. pahalı diye alınmamıştır. 15 yaşında işçi olan yerde kuru tip trafo mu olur ki. ayrıca orada ak renginde kedi mi girmiş. trafoya kedi mi girmiş. neden patlamış. bu kedi paralelci mi ergenekoncu mu. 20 gün önce mecliste öneriyi reddeden de mi paralelci midir, kedi midir.

içeriden bir kişi sağ çıkmaz bu dakikadan sonra, cansız bedenlerini de bulabilirlerse ne ala...
Ölüm bu,
Fıkara ölümü
Geldim, geliyorum demez.
Ya bir kuşluk vakti, ya akşam üstü,
Ya da seher, mahmurlukta,

diyor ahmed arif usta.

ve ben de diyorum ki :

Bu ölümler siyasidir. sermaye - iktidar ikilisinin eseridir. iş kazası değildi, ihale kazasıdır.
Öğrencilik hayatım boyunca katıldığım törenlerde bayrak Çeken Çocuklara heves ettim hep. Yanlız ezik ve pasaklı birisiydim beni oraya Çıkarmadılar. Bugün soma'daki faciadan dolayı bayraklar yarıya indi. Bizim kurumun bayrağını ben indirdim. Keşke heves olarak kalsaydı iÇimde bayraktarlık.
hükümetin her türlü insan hayatından ve canından daha önemli deil mi, herkes ölsün ama senin hükümetin ayakta kalsın. zaten 70 milyon niçin var, senin hükümetini bir 100 yıl daha ayakta tutmak onun bekasını sağlamak için, ama senin o çok sevgili hükümetin acı ki senin için aynı şeyi düşünmüyo, yeri geliyo sen 3-5 mehmetçik oluyosun yeri geliyo ananı da alıp gidiyosun, yeri geliyo bakkala ekmek almaya giderken polis tarafından gözün kırpılmadan öldürülebiliyosun. o cok sevdiin hükümetin geçen yıl 6 kez denetime gittiği ocakta kaç kişinin olduğunu resmi rakamlarla sana bildiremiyor?, bir eksik iki fazla bakış açısıyla nolcak ki iki kişi fazla ölse, iktidarın bekasından başka ne işe yarıyor ki bu zavallılar? zaten bildirmeye gerek de duymuyor, sen kimsin ki, bir kaç göt kılı olmaktan başka. ne desem boş, birgün sıra geldiiğinde anlarsın, o gün çok uzak değil.
ne acı!

görsel
acımız olmuş yüreklerimizi yakmış hadisedir. ey yaradan duy feryadımızı.. içerde mahsur kalıp, hayatta olan kardeşlerimize güç ver..
Allah rahmet eylesin, ailelerinin yar ve yardımcısı olsun. Cidden çok zor bir durum.
hazin öykünün son karesidir, görünmeyen (göründürülmeyen)ötekilerin varlığının sadece ölümleriyle hatırlanmasıdır, biz onları yaşarken hatırlamayız, ancak Allah ölümleriyle vicdanlarımızın varlığını sorgulayacaktır, önlemler alınsaydı bugün yaşıyor olacaklardı, evet bu ülkede ocaklarda ölen işçiler, zorunlu askerlikte intihar eden askerler, tersanede düşen işçiler, tecavüze uğrayan çocuklar var, ancak hatırlanmaları için ölmeleri gerekiyordu, öldüler, hatırlandılar, umarım unutulmazlar.
türkiye de yaşanan hiç bir olay allahın taktiri değildir. türkiye de yaşanan her acı olay büyük başların, sadece büyük baş hayvan olmalarındandır. ve malesef ki bu sadece türkiye'ye özgü bir durum.
işçiler yürümesin diye tüm önlemleri al ama işçiler ölmesin diye hiç bir önlem alma! işte sonuç... herkese sabır diliyorum.
vefat edenlere Allah'tan rahmet, geride kalanlara baş sağlığı dileyeyim önce.

g.kore'de bir gemi kazası yaşanmıştı hatırlarsınız.

g.kore başbakanı istifa etti.

bir denizci olarak söylüyorum vaka ile zerre alakası ve sorumluluğu yoktur adamın.

şimdi ortada daha 20 gün önce reddedilen soru önergeleri var.

çocuk işçiler var.

taşeronluk müessesesi var.

var oğlu var.

bakalım kim istifa edecek, kim bu yükün ağırlığına dayanamayacak.

yahu bir de hep beraber soma'ya gidip takım elbise, kafalarında pırıl pırıl baret ile kurtarma çalışmalarını izlemiyorlar mı!

ulan biri çıksa dese ki "be müslüman, ne diye o soru önergesini reddettin? niye araştırma komisyonu kurulmasına müsade etmedin? ya belki bu vesile ile önlemler alınacaktı ve benim babam, amcam, dayım vs. ölmeyecekti ulan! hangi yüzle geliyorsun ulan buraya?"

dese...

ne cevap verirler, verebilirler mi?

şimdi ben bunları yazınca siyaset mi yapıyor oldum?

hay siyasetinize sokayım!
tarif edilecek yazılabilecek bir acı değil sonuçta. ailelere sabır dilemekten başka diyecek bir şey yok maalesef.
Acizliğe bakarmısınız.
Herkes açıklama için tayyibin gelmesini bekliyor.
işler okadar boka sarmış ki..
artık yürütme organlarının tamamı yüzsüzlüğü ele aldığı, pişkinlikte tavan yaptığı için kendilerini eleştirip sinirimi bozup, zaman harcamama gerek yok herhalde. benim asıl lafım o sendikalara. acaba siz ne karşılığında sattınız/satıyorsunuz bu işçilerin canını? size ne vaat ettiler ki emeklerinin sömürülmesine sesinizi çıkarmadınız da gözünüzü canlarına diktiniz...
kazada hayatını kaybedenlerin sayılarının çokluğu nedeniyle devlet hastaneleri morglarda yer kalmaması nedeniyle, soğuk hava depolarına götürüldükleri kazadır.

http://galeri.uludagsozlu...C4%B1-kazas%C4%B1-629599/
kamyonlarla tabutların taşındığı kazadır.

http://galeri.uludagsozlu...C4%B1-kazas%C4%B1-629601/
yazmayım susayım diyorum şu lanet olası siyaset alanından uzak durayım diyorum. ama bir türlü olmuyor, insanımızı siyasi iktidarın bekasını sağlamakla sorumlu bir vasıta olarak kullanan ama iş siyaset üzerine kafa yormaya, konuşmaya gelince, yok öyle çıkar cübbeni gel, yok yok ölmüş insanlar üzerinden siyaset yapılmaz diye pasifize eden, bana nerde konuşlanmam gerektiğini her defasında bildiren zihniyetinizin allah belasını versin. o iktidar ki, geçen yıl 6 kez denetime gittiği ocakta kaç kişinin olduğunu resmi rakamlarla sana bildiremiyor? yada bildirmek lüzumunu dahi hissetmiyor. velakin mitinglerde 3 milyon kişi vardı diye net rakamları anında verebiliyor. rakamlardan korktuğu nokta da bunlar şehit, kader de bu da varmış, takdiri ilahi diyebiliyor. temel sebep, bizim varlığımızın birilerinin varlığına her daim armağan olması bu ülkede, insan olarak hiç bir değerimizin olmadığına inandırılmış olmamız, bunun her daim bize hatırlatılması, içimize işlemiş adeta, bu sebeple sedyeye alınan işçi kendi varlığından, sağlığından ziyade sedyeyi önemseyebiliyor. biz hastane sedyesi kadar değerimizin olmadığına inandırılmış insanlarız. biz bu ülkede birilerinin bekasını sağladığımız sürece şans eseri var olan işine gelinmediğinde de anasını-bacısını alıp gitmesi gereken bir kaç mehmetçikten daha fazlası değiliz.bunu kabullendiğimiz sürece yaşananlar ilk yada son olmayacak.
En az üç çocuk mu?
En az üç yetim mi?...

istiyorsun?
"KARA GÜN... Sözlükler Siyahlara Büründü"
http://www.sozlukhaber.com/h/8184/
Ah o 2 hafta önce ki önerge kabul edilseydi şuan bunlar olur muydu, bu kadar can gider miydi diye düşünüyorum sözlük... kalbim acıyor...
Kaza değildir efendim cinayettir.

Meclisin görmezden geldiği madenlerin güvenliği hakkında verilen bir soru önergesi daha 20 gün önce reddedilmiştir.

Şamil tayyar ayarsızı eften-püften diyerek yerin dibinde olması gerekenin o olduğunu kanıtlamıştır.

Bakan tane hesabına girişmiştir.

Mecliste sırf muhalefet verdi diye önerge reddeden, isminde ak geçen, hertürlü işlem ve eylemi kara, örtülü ve meşruiyetini yitirmiş olan iktidar partisi: fıtratında ölüm olan meslek" diyerek şirket savunmasına soyunmuştur.

Satılık akademisyenler karbonmonoksit zerhirlenmesinden ölümün çok tatlı olduğunu savunmuştur. Allah onlara da böyle "tatlı" bir ölüm nasip etsindir.

Günler öncesinden izmir'den gelen bir ekibin trafolardaki arızaların ivedilikle giderilmesi gerektiği, hatta kazadan bir gün önce de sorun olduğu için orada oldugu tespit edilmesine rağmen; hiçbir önlemin alınmadığı ortaya çıkmıştır.

Aylar önce bir gazetecinin, kazanın gerçekleştiği şirket sahibine:
-maliyeti nasıl yüzkırk dolardan otuz dolara indirdiniz sorusuna karşılık,
-özel sektör çalışma mantığıyla cümlesi her şeyi özetler niteliktedir.

Çocuk işçi çalıştır üç kuruşver, hiçbir güvenlik tedbiri alma, masraf kıs, az işçi al ınsanlık dışı şartlada çalıştır.

hayat çok ucuz, ölüm istatistik verisi.

Edit:imla.
Yakında Soma Holding sahibi Alp Gürkan'ı A Haber'de fonda Türk bayrağıyla bir pogramda "Türkiye'nin dış borcunu kapadım" derken görürüz.
millet yasta sikeyim siyasetinizi diyenler vicdanınızı böyle mi susturacaksınız? iliklerinize kadar hissedeceksiniz! bu ülke için sustuğumuz gün, öldüğümüz gündür. şimdi siktir olup gidin.
Yerin altında hala yüzlerce işçinin bulunduğu kazadır.
Allah yardımcıları olsun.