bugün

Kolum çatlamıştı alçılı alçılı izlemiştim.
volkan'ın nadir iyi oynadığı maçlardandı. *
http://www.mackolik.com/Mac/205628/Isvicre-Turkiye
isviçre'nin golünü hakan yakın atmıştı.
Doğum günümde oynanmış bir maçtı. Bu turnuvada son dakika golleriyle kazandığımız bilmem kaç maçın ilki olandı. Yediğimiz golde servet çetin'in 2 defa ofsaytı bozduğu da hatırımda. 90+3. Dakikadaki gol bana doğum günü hediyesi olmuştu.
bir isviçre barında tek türk olarak izleme olanağı ve zevki bulduğum muhteşem zafer. ayrıca arda'nın golünden sonra kendimden geçip tahrik unsuru hareketler yapmama rağmen kafama gözüme hiçbir darbe almamam ve üzerime yabancı madde atılmaması ile isviçrelilerin beyefendi kişiliklerini kanıtlayıp medeniyet sınavından geçtiklerini kanıtlayan maçtır.
iyi başladığımız maçtı. ama yağmur başlayınca tempo düştü işimize yaramadı. fakat isviçre için yağmadı mı aynı yağmur ? yağdı. ama burda oynadığımız kötü futbola şanssızlık demeyeceğim çünkü isviçre yağmurun farkında olup sürekli havadan oynarken bizimkiler ısrarla yerden pas atmaya devam etti.

ikinci yarıda yağmurun yağmaması ve zeminin bir nebze olsun futbol oynanabilir hale gelmesi ve semihin bitiriciliği ile iyi başladık. fakat maçın kırılma anı duran topta , çok gereksizce bir hata yapmamız sonucu isviçrenin savunmamızı dörde bir (beşe bir de olabilir hatırlamıyorum) yakalaması ve volkanın soğukkanlığı sayesinde muhteşem iki kurtarış yapmasıydı.sonunda tuncayın güzel pası ile (yine de bu tuncayın çok kötü bir maç çıkardığı gerçeğini değiştirmiyor) ardanın sahneye çıkması ve isviçreyi bitirmesi oldu. böylece 2005'in de intikamını almış olduk.

fatih terim hakkında pek bir yorum yapmaya gerek yok zira bu zamana kadar ne yapmaya çalıştığı konusunda fikir yürütmek zor. portekiz maçında da çok kötü bir kadroyla çıktık ki en azından beraberlikle ayrılmamız gereken bir maçtı. medya portekiz'e böyle kolay yenilmemizi doğal karşılasada ben doğal karşılamıyorum. zira brezilyayı elimizden kaçırdığımız için üzüldüğümüz zamanları çabuk unutmayalım. ha demicekmisiniz ki brezilyaya kafa tutuyoruz gidip malta ile berabere kalıyoruz.

burda da türkiye için yaptıkları 'dengesiz takım' yorumu doğru oluyor.

henüz tam kapasite ile oynamadığımız da bir başka gerçek.

yinede çek cumhuriyeti maçında , iyi bir oyunla çeyrek finale çıkacağımıza inanıyorum.
Fatih Terim' in maç içinde kadrosunu düzelterek gidişatı da düzelttiği komedi sinsilesidir. Her seferinde kahraman olmak için kimsenin beklemediği oyuncuları denemektedir.Fakat nedense hepsi elinde şey olmaktadır.
sepp blatter'e kapak olan maçtır.
taktiksel değişikliği konuşmaya pek de gerek olmayan maç. kazandık. bu gaz ile çekleri de zorlarız. bazıları servet'e rağmen yendiğimizi yazmış. Bu hakikaten gülünç bir yaklaşım. bunu diyenler o türk evladının hakkını sonuna kadar yemekten başka bir bok yapmamaktırlar. sen evde oturup playboy tv ile lig tv arasında zapping mapping yaparken o herif milleti için belki de kariyerini ortaya koyup mücadele veriyor. bir elin donunun içindeyken bunu yazmak sana zevk verse de asıl ''senin'' gibilere rağmen yendik biz bu maçı. saygılar.
ikinci yarıdaki yerinde değişikliklerle ''nihayet'' kazandığımız maçtır. dilimizde tüy bitti ''oynat hocam şu semih'i, bi buçuk metre adamdan tek forvet olmaz'' diye diye en sonunda aklı başına geldi de aldı genç semih'i o da çaktı golünü. şimdi bu gaz bize bi sene gider, çekleri de yeneriz, çıkarız çeyrek finale. sonrası allah kerim zaten. tüm topçularımızı can-ı gönülden tebrik ettiğim maç aynı zamanda. aç parantez: volkan neydin be abi sen dün akşam? helal olsun diyor, selam ediyorum. ve bu güzel entry sayfamdan servet'e de seslenmek istiyorum. o nasıl bir azim, nasıl bir hırs be kardeşim? helal olsun valla. kapa parantez.

çok özür dileyerek edit: o döner yapan şakacı isviçreli arkadaşlara da yerel bir mozambik türküsüyle seslenmek istiyorum: adamın am.na böle koyarlar işteeeeee!
milli maçlarda artık sen galatasaraylısın ben fenerliyim olaylarını bırakmamız gerektiğini bize belli eden mücadele. fanatik bi galatasaraylı olmama ragmen semih o golü attıgı an yanımda olsa taşşaklarını öperdim şerefsizim.
"euro 2008 atv'de izlenir" diye günlerdir kafamızı s.ken kuruluşun türkiye'nin 2-1 galibiyeti ihtimalinde ne olacagını bile hesaplamadıgı karşılaşma. spiker canlı yayında cep telefonuyla zaman gazetesi spor yazarı ve milli takımlar basın sorumlusu zeki çol'la görüştü. o da yanlış bilgi vererek çeklerle berabere kalmamız durumunda çeklerin bir üst tura çıkacagını söyledi. yanlış. berabere kalınması durumunda penaltılar atılacak. ayrıca artık ne kadar korkak bi takım oldugumuz ortada. çekleri yenmeyi değil de onlarlar berabere kalmayı planlar olduk.
O değil de maç boyunca o düdük öttüren kişiye sövdüğüm maçtır.
hakemin 1-1 a kadar ota boka faul çaldığı, 1-1 den sonra isviçre lehine her boka faul çaldığı, 2-1 olunca da sağa sola bakıp bu golü nasıl vermesem diye düşünüp istemeyerek orta noktayı gösterdiği maçtır. bir kez gol diye bağırınca sesi kıstırtan maçtır. 3. şampiyonada 4. ev sahibini de yenerek imkansız bir rekoru da kırdığımız maçtır. şimdiden penaltılara çalışmamızı gerektiren maçtır. ayrıca zoru çok sevdiğimizi de kanıtlayan maçtır. son olarak diyecek bir şey bulamıyorum deyip uğruna bir paragraf yazdığım maçtır.
maç boyunca isviçre rejisinin fatih terim'i gösterdiği karşılaşma. fatih terim, müfit erkasap'a ayar veriyor, oğuz çetin'e sıyırıyor, hakeme bağırıyor bunların hepsini izleme şansı yakaladık. eskiden reklam arasında maç verirlerdi, dün de terim arasında maç izledik. *
Aşağıdakilere rağmen kazandığımız maçtır(önem sırasına göre yazılmıştır) :

fatih terim
yağmur
hakan balta
tümer
gökdeniz
servet



Kimlerin sayesinde kazandık :



arda
volkan
semih
tuncay
nihat
aurelio
emre aşık
isviçre



not : bu demek değildir ki servet, gökdeniz yanlış tercih, oynatılmamalıydı. Gökdeniz yağmura kurban gitti servet ise sakat sakat oynadı. Tümer zaten mecburiyetten oynatıldı yerine ayhan düşünülebilirdi belki. Hakan balta görev adamı her maç bir standardı var ne yapacağı belli ama dün elle muhtemel golümüzü kesmesi yüzünden 1. listeye dahil ettim.

Arda tartışmasız turnuvanın en iyi 5 adamından biri ve semih ile bu takımda banko oynar. Hep söyledim ama gerizekalı terimin bunu farketmesi 1,5 maç sürdü şans yanımızdaydı allahtan. Çek maçına ikisi de 11 de başlar.

Nihat ve Tuncay çok kötü düzelmezlerse çekleri yenemeyiz.

Aurelio'cuğum, tamam top kesersin top geçerse adam geçirmezsin ama birazda hücuma katkı yap be kardeşim.

Volkan bugün 2. listede ama yarın 1. listeye girebilir ne yapacağı belli değil güven vermiyor. golde de hatalıydı ama hatasını telafi etti şimdilik.
90+3. dakikasini tekrar yasamak istedigim mac!
kendi kendimize oynadığımız maç.
ayrıca bir şeyi daha göstermiştir ki;

aslen türk olan oyuncuları başka takımlara kaptırmak ve elin brezilyalısını türk olarak oynatmakta üstümüze yok.
uzun süre galip götürdükleri, bütün umutlarını uzatma dakikalarının sonuncusunda yedikleri golle yitirdikleri, ev sahipliği yaptıkları organizasyonda seyirci durumuna düştükleri maçtan sonra isviçrelilerin '' sporda kaybedince nasıl davranılır '' konulu
ders verdikleri maçtır.
90 dakika içerisinde 2 ayrı maçın oynandığı mücadele. ilk yarı yağmurla birlikte ne yaptığını bilmeyen ve 2 pas yapamayan bir milli takım. ikinci yarı yağmurun durması ve zeminin düzelmesi ile kendine gelen bir milli takım. kanırtacaz demiştim kanırttık desek yeridir. büyük umutlarla sahaya çıkan isviçre'yi öne geçmesine rağmen evine yolladık! hani derler ya gün gelir devran "döner" isviçre domalır türkiye "gömer" diye. lan aslı böyle değildi sanki bu lafın. gerçi "cuk" oturdu ama. neyse dedik gitti. ayrıca euro 2008'in geriye düşüp maçı çeviren ilk takımı da olduk.
arda için "helal sana" dedirten 90+3 de yediğimiz gol gibi 90+3 le puanları cebe attığımız maçtır.
neyse ki anca sakinleştik, allahtan galip geldik...

maç öncesi baktım güzide medyamızdaki yorumlara bir "beraberliğe razılık", bir "yenemiyorsan yenilme" edebiyatı yapılmakta, "allah allah" dedim kendi kendime, "bunlar yorumculuk, futbol adamlığı yapıyorlar, üste bir dünya para alıyorlar ama matematik bilmiyorlar"...

ve maç başlıyor nihayet,
ama futbolcularımızda beraberliğe oynayan zihniyet hakim. türkiye'de öküz başını sallamış, isviçre'de kuyruğu titriyor yani...
fatih terim dahil tüm teknik ekip ve futbolcuların yüzlerinde kazanma hırsı yok. sanki ilk maç portekiz'i yenmiş, 3 puan almışız da bu maç 1 puan alırsak 2. tura çıkacağız...

"yenemiyorsan yenilme" yorumlarını yapanlar, ay yıldıza bu aklı verenlerin sokayım matematik bilgisine.

şimdi diyelim ki biz isviçre ile berabere kaldık, o zaman ne olacak? çek cumhuriyeti'ni yenmek için pervasızca bir saldırgan taktikle çıkacağız son maça. velev ki onu da yendik, ne olacak? puanımız 4 olacak. pekiii, isviçre son maçını kimle oynayacak? portekizle, 2. maçta 6 puan toplayan ve 2. tura kalmayı garantileyen portekizle, hem de kendi evinde. isviçre'nin averajı da bizden iyi. bunları hiç mi düşünmediniz a benim yurdumun değerli spor basını? ha bak tüm bu hesapları çekleri yenmemiz üzerine yaptık ya o da ayrı konu. yenebilirsek tabii...

şimdi ne oldu?
yendik rahata erdik. en azından bir rakibimiz artık saf dışı kaldı. çek maçına daha rahat hazırlanarak çıkacağız, bu da çok büyük bir avantaj bizim için. çeklerle berabere kalsak dahi sorun yok, gene şansımız devam edecek, penaltılara kalacak. e peki ya isviçre ile berabere kalaydık? sorarım size değerli spor medyası insanları? ya berabere kalaydık?

evet maçın başında bu durumdaydık, isteksizdik, yağan yağmura şaşırmıştık. reji sürekli bizim kulubeyi göstermekte idi, klübemizde bir teknik adam ve bir dünya kuru kalabalık. hepsi kulubenin içine girmişler yağmurdan korunuyorlar. saha balçık olmuş topçuların ayağındaki kramponlar kuru havada oynanacak krampon. her top isviçrelilerde. adamlar havadan oynuyor, istediği yere top atıyor, topa sahip oluyor.
bizimkiler hala kulübede. bir allahın kulu çıkıp "ulan zemin ağır şu topu yerden oynamayın" demiyor.
o anlarda aurelio'nun kulubeye bir bakışını yakaladım. ne yapacaklarını sorar gibi bakıyor "ya hoca bu yağmur nerden çıktı" diye soruyordu içinden. bakıyordu aurelio ama kenar yönetimi de ne yapacağını bilmiyordu. oysa ki imparatorumuzun "onlardan 550 benden 1 tane var" sözü onun herşeyi bildiği izlenimini uyandırmıştı bizde...

"deveden büyük fil var" hoca...

aklını başına devşir artık. 9 numara olmadan gol atamazsın bu turnuvada. o burun kıvırdığın "genç semih" ve arda turan'a dua et. seni ipten onlar aldı.

yaptığın kadro zaten tartışılıyor turnuva başından beri, bari elindekiler dahilinde en iyiyi sahaya çıkarmaya bak bundan sonra.
kapris, kibir, çok bilmişliği artık bırak.

"götten çocuk olmuyor hocam"...
allahin abd sinde, kendimi kendimden gecirme sebebim olan mactir.
(bkz: this is turkish döner)
(bkz: döner döner isviçrenin gö üne girer)

tanım: saplantılarımızdan ve egolarımızdan kurtulup az buçuk makul bir düzende sahaya çıkıp e biraz da ruh katınca milli takımımızın maçlarını kazanabileceğini göstermiş maçtır.
isviçrelilerin yanılgıya düştükleri maçtır. döner sanıdlar, a(r)dana dürrrrrüüüüüm çıktı acııılllııı....
turnuvanın ilk maç çeviren takımı olduğumuz karşılaşmadır aynı zamanda.