bugün

entry'ler (40)

sol partilere çamur atmak için baykal ı eleştirmek

olmayacak iştir, boş kümedir. şöyle izah edeyim, sol partileri baykal üzerinden eleştirebilmek baykal'ın sol ile bir ilgisi olmasını gerektirir, angelina jolie'nin eskipazar kamyoncular kooperatifi başkanlığı ne ise baykal'ın solu temsili odur nazarımda.

kız isterken kahve yerine kola gelmesi

adisyondaki karışıklığın bir sonucudur, başka bir şey değil.

din dersi sinavlari

uygulamalı olmaları halinde kopyanın kralını çekebileceğiniz sınavlar.

(bkz: cemaatle kılınan namaz)

garulf

ihtimal odur ki şu sıralar kendini hukuka adamıştır.

bootleg bay

bootleg kayıtlarının gömülü olduğu koy. zamanında korsanlar birbirini yedi o kayıtlara ulaşmak için, nice canlar yandı ocaklar söndü. efsane oldu adamlar.

the art of shredding

allah boy vermiş adama. yanında cücük gibi kaldık. hey maşallah.

perkele

fince bir küfür. pek çok küfür için joker olarak kullanır finliler.

ekşi sözlük

canavarlar gibi çalışmakta olup, sadece ttnet kullanıcıları tarafından erişilemiyor şu an.

camdan cama konusan teyzeler

- gız emineeea! google microsoft'u da satınalacağımış duydun mu?
+ duydum komşu duydum başımıza taş yağacak vallahi ayol!..

şüphe

bu şüphe denen şey öyle bir nanedir ki insana iki dakka rahat huzur vermez, kaşın gözün ayrı oynar. sürekli bir paranoya, bir kıllanma modu. abartıldığı takdirde bu işin sonunun nereye varacağı da aşikar da işte fazla iplemiyor insanlar. ya da iplemiyor görünüyorlar. böyleyken böyle.

garulf

türk buton sanayiinin önde gelen işadamlarındandır.

yağmurlu günlerde seviş benimle

mevzu o değil, kuşları da alet ediyor, çinko dam gagalattırıyor, ambiyans oluşturuyor kendince. sevişiyor mu organizasyon mu yapıyor belli değil.

egoizmin doruklarında gezen bir kişinin ettiği kelam (bu da tanımdı)

yağmurlu günlerde seviş benimle

aha bu laf adamı delirtir. yağmurlu günlerde yapacak doğru dürüst bişey yok iyisi mi gel iki tur dönelim, hava güzel olaydı maça giderdim kaaveye giderdim mi demeye getiriyor belli değil.

küfür gibi yau.

entry girerken entry girmek

ustalık ister, maharet ister. bunu yapabilen pek az kişi kaldı bu devirde. onları da koruma aldılar, gözleri gibi bakıyorlar.

kitchen

mutfağın yanı sıra ingiliz (britanya) argosunda kodes anlamına gelen sözcük. amerikan argosunda jail'e tekabül eder. misal ingilizcede resmi olarak prison denir buna, amerikalı da penitentiary sözcüğünü uygun görür. konu nerelere geldi, çevirmenlik yüzünden oluyor bunlar hep.

onlenemez erkek hareketi

gol olunca ayağa fırlayıp bağırmak erkeklere özgü önlenemez bir hareket olarak geçmiştir kayıtlara.

ekşicilerin uludağ sözlük e yazar bakmaya gelmesi

zall: jamsession var, taze geldi.
guru: e bizde de yazıyor zaten o. başka varsa bakiym..
zall: hmm... falancayı verelim tematiği iyidir.

(gider de gider)

ekşicilerin uludağ sözlük e yazar bakmaya gelmesi

(bkz: ekşici geldi hanım)

jeneratör

her elektrik kesintisinde "keşke olaydı" diye hayıflanılan nesne.

breakbeat

elektronik müziğin karmaşık ve aksak ritm içeren alt kategorisi. o ne ola ki diye soracaklara nubreed'in düzenlemeleri (mesela bir sweet dreams remixi vardır), prodigy'nin özellikle firestarter, casanova gibi çalışmaları örnek gösterilebilir. breakbeat ile jungle'ın en belirgin farkı ise daha az karmaşık ritm ve daha düşük tempodur. birbirlerinin akrabasıdırlar lakin. güzeldirler.